|
02-23-2009, 11:41 | #1 |
Diyarbakır izlenimleri... Ya da 8382 metrede soru-cevap(Hasan Karakaya)
Dün de yazdığım gibi, Cumartesi günü
Diyarbakır’daydım... AK Parti Teşkilatı’nın Diyarbakır’ın İstasyon Meydanı’nda düzenlediği mitingi izledik, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın konuşmasını dinledik, gerek “miting meydanı”nda, gerek “yol kenarları”nda, gerek “evlerinin balkonları”nda Erdoğan’a “sevgi gösterisinde” bulunan insanları gördük... Dönüşte de, uçak tam 8 bin 382 metrede iken biz sorduk, Erdoğan cevapladı... Sorularımıza ve Erdoğan’ın verdiği cevaplara geçmeden önce, “gözlem”lerimi aktarmak istiyorum. Biraz önce de dediğim gibi; “havaalanı”ndan “miting meydanı”na giderken, insanlara baktım... Yol boyu bekleşen, balkonları dolduran insanlara... Gördüm ki; “DTP’nin tüm çağrılarına rağmen” insanlar yol kenarlarında ve balkonlarda Erdoğan’ın geçişini bekliyor... İşte bu “sevgi seli” içinde gittik miting meydanına... “Pankartları” da, işte bu esnada gördük: “Hoşgeldin Davos’un Fatihi... Türkiye’nin lideri Diyarbakır’da.” Diyarbakır’ın DTP’li Belediye Başkanı Osman Baydemir ise, alt ve üst geçitlerin bulunduğu yerlere pankartlar asıp, “icraat”larını anlatmaya çalışmış!.. Bir pankart, çok dikkatimi çekti... Üzerinde, bilmem kaç ton “çöp topladık” yazıyordu... Güldüm... Bu da “icraat” mı?.. “Belediyelerin aslî görevleri”nden biri de, zaten “çöp toplamak” değil mi?.. Senin başka icraatın yok mu ki; “topladığın çöp”le övünüyorsun?!?.. COŞKUNUN ZİRVEYE ÇIKTIĞI ANLAR! Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “İstasyon meydanı”ndaki mitingde yaptığı konuşmaya hiç girmiyorum... Çünkü o konuşma, dünkü Vakit’te çok geniş şekilde yer aldı... Ancak, “ilginç bir tesbit”imi sizlerle paylaşmak istiyorum... Erdoğan’ın “en çok alkış aldığı” ve “meydandaki coşkunun zirveye çıktığı” konulardan biri “Gazze” konusundaki sözleri, diğeri de “TRT Şeş biher be” sözü, yani “TRT Şeş hayırlı olsun” sözü oldu!.. Erdoğan, bu sözün ardından, ekledi: “TRT Şeş hayırlı olsun dedik de ne oldu?.. Devlet yara mı aldı?.. TRT Şeş konusunda, birileri niye hayırlı olsun diyemedi?!?..” İşte bu sözler, meydanı dalgalandırdı... “Biji Erdoğan” sloganlarının ardından, “Diyarbakır seninle gurur duyuyor” sloganları yükseldi... Hemen ardından, “Gençlik seninle gurur duyuyor” sloganı geldi ki, bu slogandan birilerinin ders alması lazım... Erdoğan’ın miting konuşması 1 saat 38 dakika sürdü... Bu konuşmayı, 10 televizyon kanalı “canlı” yayınlamış... “95 dakika” ile en uzun yayınlayan Habertürk olmuş... Onu, “90 dakika” ile NTV takip etmiş ki, bu “Diyarbakır mitingi”nin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor!.. Zaten çok önemli olmasa, “yabancı ajanslar” bu kadar ilgi gösterip de, her gelişmeyi anında duyurmaya çalışırlar mıydı?.. Sonuç itibariyle, “gerilimsiz ve kavgasız” bir miting oldu... DTP’nin “gitmeyin” çağrılarına rağmen, alanda “50 bin civarında” insan vardı... Hem de, “soğuk ve yağmur”a rağmen!.. Düşünebiliyor musunuz; Cuma günü, camilerde “yağmur yağması” için dualar edilmiş... Aynı akşam yoğun şekilde başlayan yağmur, ertesi günü öğleye kadar, yani miting saatine kadar devam etti... İşte bu yağmura rağmen alandaydı insanlar... Konuştuğumuz Diyarbakırlılar; eğer “soğuk ve yağmur” olmasaydı, “katılım 100 binden aşağı düşmezdi” dediler... BAĞLAR’DA OYUNCAK DAĞITMIŞ! Miting sonrası, biz gazeteciler, Diyarbakırlı iş adamı Ali İhsan Kaya’nın verdiği ve “Diyarbakır sofrası”nın enfes örneklerinin servis edildiği yemekleri yiyip, çay ve kahvelerimizi içerken, Başbakan; TOKİ’nin yaptırdığı “4 bin 6 konut”un anahtar teslim törenine gidiyordu... Öğrendiğimize göre; buraya giderken, “PKK sempatizanları”nın en yoğun olduğu Bağlar’dan geçmiş yolu... Bağlar’ın Kuruçeşmesi’nden!.. “Bir olay çıkabilir!.. Otobüse taş atabilirler!.. Nahoş bir saldırı olabilir” şeklindeki endişelere rağmen, Başbakan, Bağlar/Kuruçeşme’de “çocuklara oyuncak” dağıtmış iyi mi?.. Hem de, “7-8 yer”de otobüsü durdurarak, oyuncakları bizzat kendi elleriyle vermiş!.. ERDOĞAN’IN DİYARBAKIR PROJELERİ “Tapu teslim töreni” ve “Valilik’teki toplantı”dan sonra, bütün kafile, uçağa biniyoruz... Uçağa binen gazetecilerden 8’i yerli, 2’si yabancı. Yazının başında da ifade ettiğim gibi, uçak 8 bin 382 metre yüksekliğe ulaştığında Erdoğan’ın yanına geliyor ve başlıyoruz sormaya... ¥ Erdoğan, mitingdeki “kalabalık” ve özellikle de “coşku”dan son derece memnun... “Hava yağışlı olmasına rağmen, katılım ve coşku çok iyiydi” diyor... Haksız da sayılmaz... Çünkü; “Salon Adamı” Baykal’ın ilk defa miting düzenlediği Adana’da, katılım “8-10 bin civarı”ndaydı!.. ¥ Erdoğan’ın Diyarbakır’la ilgili bir projesi var... İlgililere, talimat vermiş: “Bir işe, aynı aileden 2 kişiyi almayın!.. Her aileden 1 kişiyi işe alın ki, bu projeden yararlanan insan sayısı artsın!” ¥ Başbakan, Diyarbakır’da “yolu ve suyu olmayan köy kalmadığını” ifade ediyor... Ama hedef, daha ileri gitmek... 2013 sonuna kadar 26 katrilyonluk bir yatırım hedefliyor... “Böylece” diyor, “Batı ile Doğu arasındaki fark ortadan kalkacak!” ¥ Erdoğan, her zamanki gibi, yine “muhalefet”e yüklenip, “Onlar Sivas’tan öteye gidemezler” diyor ve ekliyor: “Gitmediğim hiç bir vilayet yok... En az gittiğim Tunceli oldu, ona da 3 defa gittim!” ¥ DTP’nin “korku ve panik” içinde olduğunu söylüyor Başbakan... Korku ve paniğin, “Diyarbakır, Batman, Şırnak, Tunceli ve Hakkari’yi kaybetme” endişesinden kaynaklandığını söylüyor. ¥ Böyle dediğine göre, Başbakan’ın elinde bir “anket” olmalı... İşte bunun için soruyorum; “Son zamanlarda bir anket yaptırdınız mı?.. Özellikle Davos’tan sonra?” “Hayır” diyor Başbakan... “Yaptırdığımız anketler, belediye başkan adaylarımızla ilgiliydi... Ama Mart’ın başında yeni bir anket yaptırıp, Davos ve sonrasını göreceğiz!” BAYKAL’LA NEYİ KONUŞACAĞIM? ¥ Bir meslektaşımız, Deniz Baykal’ın Adana’dan yaptığı “televizyonda tartışalım” çağrısı konusunda ne düşündüğünü soruyor Başbakan’a... O da, cevap veriyor; “Televizyonda tartışmayı, bu süreçte sağlıklı bir propaganda yolu olarak görmüyorum... Hem sonra, ben Sayın Baykal ile hangi yerel yöneticiliği konuşacak, neyi tartışacağım?.. Sayın Baykal’ın belediyeciliği yok ki!” ¥ “Bölge halkının, en çok mutlu olduğu olaylardan biri de Ergenekon’dur” diyor ve ekliyor Başbakan: “Bu olay nereye varırsa varsın, üzerine gideceğiz... Ama biz Yürütme ve Yasama olarak ne yaparsak yapalım, Yargı’ya karışamayız... Onların kararlarını bizimle ilişkilendirmek isteyenler yanlış yapıyor!.. Bu ülkenin insanı İtalya’daki Temiz Eller Operasyonu’nu konuştu ama tadamadı!.. Şimdi onu tatmanın hazzını yaşıyor!.. Bu bir arınma operasyonudur ve sonuna kadar gidecek!.. Ergenekon’da bir tavsama yok... Emniyet güçlerimiz istihbarat ve operasyonlarını sürdürecek!” DOĞAN GRUBU’NA KESİLEN CEZA! ¥ Bir meslektaşımız; “vergi kaçakçılığı”ndan dolayı Doğan Grubu’na kesilen “826 milyon liralık ceza”yı soruyor... Acaba, bu bir “cezalandırma”mı?.. “Hayır” diyor Başbakan... “Doğan grubu, kendisini öyle savunsa da, bu bir cezalandırma değil!” “Çünkü” deyip, olayı izah ediyor: ¥ “Biz, Maliye’ye böyle bir talimat veremeyiz... Maliye, bu tür kontrolleri rutin olarak her zaman yapar... Doğan medya grubu da, bu kontrollere takılmıştır!.. Bu işler, Maliye’nin periyodik yürüttüğü bir işlemdir!.. Meselâ, aynı konuda SPK’nın, (Sermaye Piyasası Kurulu) bir incelemesi var... Biliyorsunuz, SPK, bağımsız bir kuruldur... Ne yani, SPK’yı da mı biz yönlendiriyoruz?” CHP İÇİNDEKİ SEVİGEN’LER! ¥ Peki, “Sevigen olayı” için ne düşünüyor Sayın Başbakan?.. Herhalde “CHP’deki Sevigen’ler”e dikkat çekmek için olsa gerek; “AK Parti’den ihraç edilen başkan ve Meclis üyelerinin sayısı 20’yi bulmuştur” deyip, ekliyor: “Bu ihraçların çoğu; duyuma dayalıdır... Yani, dedikodusu yapıldığı anda, ihraç etmişizdir!.. Ama CHP, bunu yapamamıştır!.. Meselâ, Edirne’de hiçbir ihraç yoktur!.. CHP yolsuzluk ve usûlsüzlük söylemleri üzerinden rant elde etmeye çalışmaktadır... Ama ben bunlara girmem!.. Alın, Şaban Dişli veya Dengir Bey olayını... Onlar hakkındaki suçlamaların belgeli ise, git yargıya!.. Hadi, onların dokunulmazlığı vardı ama Kadir Topbaş Bey’in dokunulmazlığı yok... Git yargıya, yap suçlamalarını ve yargılat!.. Yargıya gitmediğine göre; demek ki ya elinde belge yok, ya da çürük!” BAYKAL’IN AVUKATLIĞI BİTECEK Uçak Esenboğa Havaalanı’na doğru alçalmaya başlamıştı ki, Başbakan’ın son sözleri, Baykal’la ilgili oldu; “Halkımız, Baykal’ın avukatlık belgesini 29 Mart’ta elinden alacaktır!” 29 Mart’a ne kaldı?.. Bir aydan biraz uzun bir zaman... Erdoğan, Diyarbakır da dahil, bugüne kadar “12 miting” yaptı... Bu sayı, dün gittiği Adıyaman ve Kahramanmaraş ile 14’e çıktı... Baykal’ın miting sayısı ise “sadece 1”den ibaret!.. “Televizyon”ları ve “salon”ları sevdiği için Bay Baykal’a “Salon Adamı” diyebilir miyiz acaba?.. Erdoğan’a da şöyle diyebiliriz: “Halk adamı... Halkın içinden biri!” Mitingteki kadınlar! Tayyip Bey’in Diyarbakır mitingine, özellikle “hanım”ların ilgisi çok fazlaydı... Kürsünün önündeki ve sol taraftaki insanların çoğu “hanım”lardan oluşuyordu... Tayyip Bey’in en çok alkış aldığı cümlelerden biri de; “Anneler de, küçük çocuklar da istismar edilmesin” sözleriydi. Hanımlara, özellikle göz gezdirdim... Kimi “herkes gibi örtünen” hanımlardı, kimi de “yaşmak” bağlayan hanımlardı... Biri “yerel”in, diğeri “genel”in simgesiydi... Ama iki simge de yan yanaydı, iç içeydi ve Erdoğan’a tezahüratta bulunuyordu. Bu tabloyu görünce; kendi kendime, “İşin zor Osman Baydemir” dedim; “Bu fotoğraf büyürse, Osman Baydemir gider, Kutbettin Arzu gelir!” Bu tabloyu görünce, şunu da düşündüm: “Tayyip Bey, bu işi biliyor... Zira; dâvâsını kadınlara kabul ettiren, onlardan onay alan bir hareketin önünde hiç kimse duramaz!” Bana öyle geliyor ki; bu hareketin önünde DTP de duramayacak, PKK da!.. Umarım, 30 Mart sabahı yanılmam... Hasan Karakaya Vakit
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
02-23-2009, 12:02 | #2 |
çok ama çok güzel yazmış
allahın izniyle yanılmazsın... |
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|