AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

[SAHILL35]

Molla Sadreddin Yüksel, aslen Bitlis'in Adilcevaz ilçesi'nin Goceri (Erikbağı) köyünden. Yüksel, Haydaran Asireti'ne mensup. Babası Tahir Efendi, Haydaran Asireti'nin Asıyan, annesi Hatunise Marhoran kolundan. Molla Sadreddin, memleketi Goceri'de değil, Konya'dadoğdu. Birinci Dünya Savaşı başladığında Rus ve Ermenilerin, Doğu Anadolu Bölgesi'ni işgaletmesi üzerine babası göç ediyor. Yüksel'in dedesi Ali Ağa, Kafkas Cephesinde şehid düştüğü için, babası memleketini terk ederek Konya'nın Sarayönü İlçesi'ne yerleşir.



Adını Sadreddin Konev’den Aldı



Sadreddin Yüksel, Sarayönü İlçesi'nde 1919 yılında doğdu. Babası Tahir Efendi, tek çocuğunun ismini Şeyh Sadreddin Konevi Camii'nde şeyhinin kulağına okuduğu ezan ve kametten sonra koyar. Babası, Muhyiddin-i Arabi'nin manevi evlâdı büyük mutasavvıflardan Sadreddin Konevi'nin ismini oğluna verir. 1.Dünya Savaşı sonunda Ruslar ve Ermenilerin bölgeyi terketmek zorunda kalmaları üzerine Tahir Efendi, memleketi olan Koçeri'ye geri döner. Goceri Köyü aynı zamanda Hamidiye Aşiret Alaylarının paşalarından Hüseyin Pasa'nın köyüdür. SadreddinYüksel'in babası, Hüseyin Paşa'nın emrinde uzun süre çalışır. Sadreddin Yüksel, 7 yaşında babasını kaybeder ve evin tek çocuğu olarak yetim kalır. Kör Hüseyin Paşa da, babası Tahir Efendi'den bir yıl sonra Medeni Bey tarafından öldürülünce, Sadreddin Yüksel kimsesiz kalır. Annesi ikinci evliliğini yapmak zorunda kalır. Ancak üvey babasının, ailesine haksızlık etmeye başlaması üzerine hem eziyet eden üvey babadan kurtulmak hem de okumak için Sadreddin Yüksel, 10 yasında iken annesinden ayrılır. Eğitim almak için Muş'un Bulanık İlçesi'nin Hırkasın Köyü'ne gider. Burada Molla Zübeyr Efendi'den ders almaya başlar. Buradaki eğitimini tamamladıktan sonra Norşin'e yolculuk yapar. Norşin'de bir sene okuduktan sonra Ohin Köyü'ne geçer.



Bedizzaman’la Tanışır

Sadreddin Yüksel Hocaefendi'nin uzun süre yasayan ve çok sevdiği iki hocası olan Şeyh Mazhar ve Molla Muhiddin Efendi'nin vefat etmesi kendisini çok üzer. Norşin'de uzun süre ders vermeye devam eden Molla Sadreddin Yüksel, bir ara devletçe yakın takibata alınır. 1945 yılında Bediüzzamanla tanışıp mektuplaşmaya başlar. 1945 yılında Bediüzzamanla tanışıp mektuplaşmaya başlar. 1952 yılında ise birkaç kez bizzat Emirdağ’da kendisini ziyaret eder. Yüksel, müftülüğü sırasında Said Nursi'nin isteğiyle, İşaratu'l-İ'caz tefsirini yayına hazırlayıp bir takriz ile birlikte Ankara'da yayınlattır. Yüksel, Şeyh Masum'un kızı ile 1951 yılında evlenir. Şeyh Masum da islâm dünyasında tanınan Şeyh Abdurrahman El Tahi'nin torunu ve bölgedeki önemli eğitim mektebinin hocasıydı.



Baskılara Boyun Eğmedi



Özellikle Milli Şef İsmet İnönü döneminde medreselere yönelik baskılar artar. Molla Sadreddin Yüksel, her türlü baskıya rağmen talebe yetiştirmeye asla ara vermez. Askerlikten döndükten sonra Diyanet İşleri Baskanlığı'nda geçici görevle çalışmaya başlar. 1958 yılında ise Türkiye genelinde gerçekleştirilen müftülük imtihanına girer ve bu imtihanı birincilikle kazanır. Siirt'in Baykan İlçesi'ne müftü olarak görevlendirilir. Fakat çok kısa bir süre sonra müftülük yapmaktan sıkılır ve istifa eder. 1964 yılında Diyanet tarafından Kur'an-ı Kerim meâl ve tefsiri hazırlamakla görevlendirilir. Fakat bu proje sonradan yarım kalır. 1966 yılı sonunda ise ailesiyle birlikte İstanbul'a taşınır. Sultanahmet Camii imamı merhum Gönenli Mehmed Efendi'nin kurslarında ve İsmail Ağa Kur'an Kursu'nda talebelere Arapça İslâmî ilimler okutur. 1968 yılında ise Diyanet tarafından İstanbul merkez vaizliğine atanır. 1972 yılında, evinde Risale-i Nur Külliyatı bulundurmaktan takibata uğrar. 1975 yılında İstanbul merkez vaizliğinden istifa etmek zorunda kalır. 7 çocuk babası olan Yüksel, Arapça ve Farsça biliyordu. Sadreddin Yüksel Hocaefendi, hastalandığı güne kadar Müslümanların dertleriyle ilgilenmeye devam etti.



İslâm dünyasında yakından tanınan Molla Sadreddin Yüksel 84 yaşında Hakk'ın rahmetine kavuştu. Uzun süre rahatsızlığı sebebiyle evinde tedavi görenYüksel Hocaefendi 26 Aralık 2004 tarihinde hakka yürüdü. Şeyh Masum Efendi'nin oğlu ve aynı zamanda Sadrettin hocanın kayınbiraderi Şıh Nurettin Mutlu Efendi tarafından kıldırılan cenaze namazının ardından naaşı, oğlu şehid MetinYöksel'in de bulunduğu Edirnekapı Mezarlığı'na defnedildi. Yazdığı eserlerle hayatını islâm dâvasına adayan Merhum SadreddinYüksel Hoca’nın, Oğlu Metin Yüksel, islâm dini uğruna şehid olmuştu.







NE DEDiLER



Bülent ARINÇ: TBMM Başkanı Bülent Arınç, İslam alimi Sadrettin Yüksel için vefatından hemen sonra şöyle bir mesaj yayımlamıştı "O son devrin İslam alimlerindendi. Hayatını İslama adayan, İstanbul Merkez Vaizliği görevinde bulunan ve İstanbul Müftülüğü ile Yüksek İslam Enstitüsü'nde tefsir dersleri veren Sadrettin Yüksel, ilahiyat alanında ortaya koyduğu eserleri ile birikimlerini gelecek kuşaklara nakletmiştir. Merhuma Allah'tan rahmet diliyorum."



Nedim URHAN: Marmara Üniversitesi ilahiyat Fakültesi Hadis Ana Bilim Dalı Eski Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nedim Urhan, Merhum Sadreddin Yüksel'e gereken önemin verilmediğini belirterek,"Kendisi sondevrin müdakkik, ilminde taviz vermeyen, Doğu'nun medrese tahsilini en güzel şekilde elde eden bir âlimdi. Fakat Türkiye'de onun değeri takdir edilmedi.Gereken Önem verilmedi. Canlı birkütüphane idi. Sadreddin Hoca, maalesef iyi anlaşılmadı. Ömrü sıkıntılar içinde geçti. Sürekli gözaltına alınıyordu. Sabırlı ilim adamı ve canlı bir kütüphane idi.



Enver BAYTAN: Merhum Sadreddin Yüksel Hocaefendi ile yakından tanışan emekli vaiz Enver Baytan, Molla SadreddinYüksel'in islâm'ın hâkimiyeti için çaba harcayan âlimlerden biri olduğunu vurgulayarak,"islâm'ı kendisine dert edindi. Birçok öğrenci yetiştirdi. İlmi otoritesi tartışılmayacak âlimlerden biri idi. Bu tür insanların değerini yaşarken anlamıyoruz. O, hizmetleri ve mücadelen yönü ile Müslümanlara örnek teşkil eden bir âlim idi. Dinsizlik cereyanına karşı ilmi ile mücadele verdi.