|
04-26-2009, 08:12 | #1 |
Herkesle kavgalı üniversite!
-------------------------------------------------------------------
Ergenekon davasında en kritik isimlerden birisi olan Bedrettin Dalan’ı ve başında bulunduğu üniversiteyi nasıl bilirsiniz? Kamuoyunda takdim edildiği kadarı ile, Ergenekon olayı patlayıncaya kadarki dönem için; Dalan’ı “saygın” bir isim, Yeditepe Üniversitesi’ni de “saygın” bir üniversite olarak bilirsiniz değil mi? Siz öyle bilmeye devam edin.. Gerçekte ise, mahalle kabadayısı stilinden bir imajı var bunların.. Nasıl, somut olarak aktarayım.. Yeditepe Üniversitesi’nin ana kampüsü, Maltepe Belediyesi ile mahkemelik.. Orman alanına yaptıkları işgal sebebi ile mahkemelik.. Düşünebiliyor musunuz, bir vakıf, tamamen hayır amaçlı olarak bir üniversite kuruyor! Ama kurduğu üniversiteyi, kamu arazilerini talan etmekle ihya etmeye kalkışıyor! Sadece bir belediye ile mahkemelik olsa, “Herkesin başına gelebilir. Küçük bir ihtilaftır. İkinci bir örnek var mı?” dersiniz.. İkinci örnek de var, üçüncü örnek de.. Yeditepe Üniversitesi’nin Şile sınırları içinde de bir tesisi varmış! Onunla ilgili olarak da, Şile Belediyesi ile mahkemelik.. İşkembeden atmıyorum. Mahalle dedikodusu hiç yapmıyorum.. İstanbul 5. İdare Mahkemesi’nde açılmış dava. 2005/753 esas ile görülüyor.. Danıştay’a intikal etmiş, sırasını bekliyor! İkinci örnek ile de bitmediğini söylemiştim. Üçüncü olarak, “İstanbul Eğitim Kültür Vakfı” adına, Sarıyer Belediyesi ile de mahkemeleri var. İstanbul 2. İdare Mahkemesi’nin 2005/2493 esas sayılı dosyası ile işlem görüyor ihtilaf.. Konunun özü uzun. İstisnadan yararlanmak istemiş, belediye de “Sen kapsamda değilsin ki!” demiş! Olur mu, mahallenin efesine, istediği şey verilmez mi? Hemen davayı açmış İstanbul Eğitim ve Kültür Vakfı.. O dava da Danıştay’da henüz. Başka? Başkası da, bir sürü Katma Değer Vergisi ihtilafı var.. Mübarekler üniversite değil, ihtilaf merkezi sanki! İstanbul 1. Vergi Mahkemesi’nin 2007/172’den başlayan dizi halinde bir sürü davası daha var.. Davacısı İstanbul Eğitim ve Kültür Vakfı.. İhtilafın konusu KDV. Bu dosyalar da Danıştay’da inceleme sırasını bekliyorlar! Bir de, 1998’den başlayıp, bugüne kadar henüz sonuçlanmayan meşhur davaları var Yeditepe Üniversitesi’nin.. Bunlar da burslu diye takdim ettiği ve “Para almıyorum ki, KDVödeyeyim” diye kitabına uydurmak istediği, aslında para alınan öğrencileri bile burslu gösterip, vergi kaçırma numaralarından kaynaklanan ihtilafla ilgili davalar! Kadıköy Vergi Dairesi’ne karşı açılmış davalar.. İstanbul 6. Vergi Mahkemesi’nde yıllardır sürüyor. Danıştay’a gidiyor, geliyor, tekrar gidiyor! Bunların da dava dosya numaralarını vereyim.. İstanbul 6. Vergi Mahkemesi’nin 2006/285 esas no’dan başlayan ve devam eden 10’u aşkın dosya.. Trilyonlarca liralık Katma Değer Vergisi ihtilafı yürüyor bu dosyalarda da.. Şimdi şöyle düşünelim.. Yeditepe Üniversitesi, gerçekten bir üniversite mi? Yeditepe Üniversitesi, gerçekten özel bir vakıf üniversitesi mi? Böyle olsa, bu kadar ihtilaf oluşturabilir mi? Şile Belediyesi ile, Sarıyer Belediyesi ile, yetmemiş Maltepe Belediyesi ile.. Kendi tesislerinin bulunduğu her belediye ile mahkemelik olabilir mi? Kadıköy Vergi Dairesi ile, bir başka yerdeki vergi dairesi ile, onlarca ihtilafa girer mi? Bence hayır amaçlı olarak kurulmuş bir vakfa ait üniversitenin, dikkat buyrun, hem vakıf hem de üniversite olan bir tüzel kişiliğin, böyle herkesle mahkemelik olması normal bir durum değil! Bu durum, biraz efelik, biraz kabadayılık usulü ile işlerin yürütüldüğünün delilleri.. Sonuçta da gerçekler ortaya çıkıyor zaten.. Yok arsasında lav silahları.. Yok üniversite kampüsünde Ergenekon sanıklarının bir araya gelip toplantılar yapmaları.. Yok, Ergenekon sanıklarına üniversitede ders verdirmeler.. Yok kurucu başkanın ABD’ye gidip, oradan dalga geçer gibi, hakkındaki yakalama kararına rağmen, ülkesine geri dönmeyişi! Haydi buyrun, “Bunların hepsi normal” deyin. Ama burada kusurların büyüğü de, devletin.. Kamu kurumlarının.. Düşünebiliyor musunuz, bu kadar davası olan bir tüzel kişilik ile ilgili olarak, biz tesadüfen bu bilgileri elde ediyoruz da, devlet çıkıp, tüm bu bilgileri kamuoyuna açıklamıyor!. Eminim çok daha fazlası devletin elinde.. Bunların çok daha fazla davaları var, bu tür haksız talepleri ile ilgili.. Ama devlet, devletliğini yapmıyor. Bu tür ilişkiler içinde olanların, neler yaptıklarını tüm şeffaflığı ile kamuoyuna duyurmuyor.. Devlet duyurmayınca da, halk da zannediyor ki, orada düzgün çalışan bir üniversite var.. Dürüst bir kurucu başkanı var. Şimdi de o kurucu başkan hakkında, haksız isnatlar var! Devlet görevini yapmıyor ama, bari siviller yapsınlar.Biz bir ucundan tuttuk, bazı dosyaları sizlere duyurduk. Konu ile ilgili başka bilgisi olan diğer siviller de, bizlere ek bilgileri ulaştırsınlar, biz de onları kamuoyu ile paylaşalım. Hem paylaşalım, hem de görelim daha ne davaları var bunların. Ne çok ihtilafları var devletle.. Hem ulusalcılık, hem devletle her konuda kavga, bunların işi işte! Ergenekon da, böyle bir şey değil miydi zaten! Milliyetçi gibi geçinip, dışarı ile irtibatlı olmak. Ulusalcı geçinip, milletin zararına işler kotarmak! Ama nereye kadar? İzleyip göreceğiz Ali Karahasanoğlu - Vakit
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|