11-29-2012, 19:31 | #1 |
israil
İSRAİLLİLER VE FİLİSTİNLİLER HAKKINDA BİLİNMEYEN GEREKÇELER · Musevi olmayan İsrail vatandaşları İsrail’de hiçbir şekilde toprak satın almıyorlar
· İsrail’de, Musevileri Musevi olmayanlardan ayırt edebilmek için Filistinlilerin araba plakaları farklı renklerdedir. · Batı ve Doğu, tüm Kudüs, ABD’de dahil olmak üzere tüm dünya toplumlarınca İsrail topraklarının bir parçası değil de, işgal edilmiş topraklar olarak kabul edilmiştir. · İsrail, su kaynaklarının %85 ‘ini Musevilere tahsis ederken kalan % 15’lik kaynak ise bölgede yaşayan tüm Filistinlilere veriliyor. · ABD, yardım adı altında her yıl İsrail’i 5 milyar dolar ile ödüllendiriyor. · İsrail’e yapılan yıllık Amerikan yardımı ABD’nin tüm Afrika kıtasındaki ülkelere vermeyi kabul ettiği miktarı aşıyor. · Birleşmiş Milletler güvenlik konseyinin kararlarına karşı çıkan İsrail, Lübnan ve Suriye gibi iki özgür ülkenin topraklarını işgal etmiştir. · İsrail, Ortadoğu’da nükleer silahlara sahip olan tek ülkedir. · Orta doğuda nükleer silahsızlanma anlaşmasını reddeden tek ülke İsrail’dir ve İsrail uluslararası uzmanların bölgede yapmak istediği denetimi engellemektedir. · İsrail yıllardır siyasi düşmanlarını öldürmek amacıyla diğer ülkelere suikastçiler göndermektedir. · İsrail savunma kuvvetlerindeki yüksek rütbeli askeri görevliler, silahsız savaş mahkumlarının idam edildiklerini kabul ettiler · İsrail, savaş mahkumlarının idamını kabul eden İsrailli askerler hakkında soruşturma yapılmasını reddediyor. · İsrail, düzenli olarak Filistinlilerin banka hesaplarına, işlerine ve topraklarına el koyuyor ve bu durumdan mağdur olanlara tazminat ödemeyi kabul etmiyor. · İsrail ABD’nin Mısırda bulunan büyükelçiliğini havaya uçurdu ve uluslararası sularda Amerikan gemilerine saldırarak 33 denizcinin ölmesine 177 denizcinin yaralanmasına sebep oldu. · Fortune dergisinin Washington’da yaptığı araştırmaya göre, ABD’de deki en güçlü ikinci lobi İsrailli AIPAC’ dır. · İsrail, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin 69 ayrı kararını ihlal etmektedir. · Dört İsrail Başbakanı; Begin, Shamir, Rabin, ve Sharon; sivillere yönelik bomba saldırıları, katliamlar ve sivillerin zorla köylerinden çıkartılmalarında görev almışlardır. · İsrail Dışişleri Bakanlığı, İsrail’in Amerikalılara iyi tanıtılmasını sağlamak için iki Amerikan halkla ilişkiler şirketine para ödemektedir. · Tüm Filistinlilerin, işgal edilmiş topraklardan çıkarılması gerektiğini savunan Madolet partisi, Sharon’un kurduğu koalisyon hükümetinin bir parçasıdır. · Oslo’dan bu yana geçen sekiz sene içinde İsrail’in yerleşke inşaları artmıştır. · Netanyahu ile kıyaslanınca, Barak döneminde yapılan yerleşke inşası iki kat artmıştır. · Filistinlilerin %95’nin işgal altındaki topraklara sözde geri dönüşleri hakkında Ehud Barak’ın ne kadar gönüllü olduğunu sıkça duyuyoruz. Fakat bu teklifi Filistinliler reddettiği zaman Filistinliler “Bir fırsatı kaçırmakla “ suçlandılar. · Filistinliler, bir zamanlara Filistin olan toprakların %78’inde İsrail varlığını kabul etmişlerdir. · Hz İsa’nın torunları olduklarından Filistinli Hıristiyanlar, Hıristiyanlığın “yaşayan kalesi ( taşları ) “ olarak kabul edilmektedir. · İsrail Adalet Yüksek Mahkemesince işkencenin yasaklanmasına rağmen Filistinli mahkumlara Shin Bet yetkililerince yapılan sorgulamalarda işkence yapılmaktadır. · Dünyadaki mülteci nüfusunun büyük bölümünü Filistinli mülteciler oluşturmaktadır. · İsrailliler 1988’e kadar iş ilanlarını “sadece Museviler” diyerek veriyorlardı · Bugünün İsrail’i, şimdi yok edilmiş olan 400’den fazla eski Filistin köylerinin üzerine kurulmuştur ve eski izleri yok etmek için İsrailliler her bölgeyi yeniden isimlendirmişlerdir. · Yeniden düzenlenen dokümanlar, 1948 yılında Filistinlilerin topraklarından çıkarılmalarının bazı durumlarda söz konusu olduğunu ve bu durumun David Ben- Gurion tarafından onaylandığını gösteriyor Evet bu konuda ne yapacaksınız ? En azından başkalarının da bu gerçekleri öğrenmelerini sağlayabilirsiniz. İSRAİL İsrail denen devlet etiketli çete, Rothchild ailesinin finans-kapital yağma düzenini geleceğini garanti altına almak adına sipariş ettiği Siyonizm isimli din kisvesi giydirilmiş faşist ideolojinin, yine aynı ailenin İngiliz Başbakanı Belfaur’a rüşvet vererek ilan ettirdiği deklarasyonun ardından, Hitler sopası ile kaçırılan zavallı Yahudilere vatan kazandırmak adına, İngilizlerin Çanakkale savaşında başaramadıkları işi Filistin üzerinden başarma girişiminin Truva atı olarak kullanılması sonucu ortaya çıkan bir vatan arayışının ürünüdür... İngilizler Yunan’ı niye Anadolu’ya sürdü ise Yahudileri de onun için Filistine sürdü.. Ve daha sonra Yahudiler İngilizlerin kontrolünden çıkarak Araplarla savaşarak bugünlere geldi. İngilizlerin yanından uzaklaşıp Dünya derin devleti ve finans kapitalin merkezi olan ABD’nin himayesine girerek dünya derin devletinin ortadaki ileri karakolu, tetikçisi, Truva atı olmaya soyundular.( A. Dilipak: 2010-06-02 ) Yahudilikte savaş... ...dinî değerlerine bağlı bir Yahudi için savaşta asker-sivil, yetişkin-çocuk düşman cephesinde yer alan herkesin öldürülmesi dinî bir emirdir. Nitekim Hahamlar Konseyi’nin Lübnan saldırıları esnasında, emzikteki bebeğin dahi öldürülebileceğine dair verdikleri fetva bütün dünya kamuoyunun malumu bugün. Meseleye bu perspektiften bakan ve buna inanan bir şahsın, insanlık denilerek dile getirilen itirazları ne anlaması, ne de anlasa bile kabullenmesi ve masum kıyımına son vermesi mümkündür. Zira ortada bir masum yoktur onun için. İşte bunun için diyoruz ki; bugün savaşa taraf olan ve dininin bir emrini yerine getirip sevap kazandığına inanan Yahudilerden katliama son verme gibi bir insaf beklentisi içinde bulunmak yersiz bir beklentidir. Bu sebeple olsa gerek, savaşın başladığı günden bu yana Lübnan canibinde öldürülen sivil insan sayısının 1113 ve bunların 350’sinin 12 yaşından küçük olması hiçbir anlam ifade etmemektedir onlar açısından. Hatta dünya kamuoyundan bu çerçevede gelen tepkiler onların iştahını kabartmakta, tepkilerin çokluğuna bağlı olarak doğru yolda oldukları kanaatleri pekişmektedir...Savaşların ele alındığı yerlerde geçen Tevrat'tan Birkaç ayeti isterseniz yorumsuz aktaralım: “Tanrınız Rab kenti elinize teslim edince, orada yaşayan bütün erkekleri kılıçtan geçirin. Kadınları, çocukları, hayvanları ve kentteki her şeyi yağmalayabilirsiniz. Tanrınızın size verdiği düşman malını kullanabilirsiniz. Yakınınızdaki milletlere ait olmayan sizden çok uzaktaki kentlerin tümüne böyle davranacaksınız.” (Tesniye, 20; 13-15) Bu ayetlerin devamı olan 16. ayet ise çok daha keskin ve net bir ifade kullanmakta: “Ancak Tanrınız Rabbin miras olarak size vereceği bu halkların şehirlerinde soluk alan hiçbir canlıyı yaşatmayacaksınız.” (Tesniye; 20/16) Bir başka ayet Hz. Musa döneminde arz-ı mev’ud’da (va’d edilmiş topraklarda) yaşayan Amelika veya Amalek kavmine yönelik bir emir: “Şimdi git, Amelikalılara/Amaleklere saldır. Onlara ait her şeyi yok et, hiçbir şeyi esirgeme. Kadın, erkek, çoluk-çocuk, öküz, koyun, deve, eşek hepsini öldür.” (1. Samuel, 15/3)... ( Zaman :AHMET KURUCAN :17.08.2006 )
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|