02-20-2013, 23:24 | #1 |
Yeni bir dünya düzeni ve Demokratik bir birlesmis milletler
Yeni bir dünya düzeni ve Demokratik bir birleşmiş milletler için elele 1.inci dünya savaşından sonra Ortadoğu da sınırların cetvelle çizilmesi bir hata idi. 2.inci dünya savaşındaysa Birleşmiş Milletler kararıyla Filistin topraklarında İsrailin kurulması çok daha büyük ve vahim bir hata idi. Bunun böyle olduğunu tarih bize kanıtlıyor. Onlarca yıldır Ortadoğu kan gölü bir türlü durulmuyor. Oturup tekrar düşünmenin vakti çoktan geldi geçiyor. Konunun enine boyuna düşünülüp tartışılıp bir çözüm üretilmesi kaçınılmaz. İsrail çözümü Filistinlileri yok etmekte görüyor. Sen adamın vatanını işgal et, vur ,öldür, direnenleride terörist ilan et. Bu mudur çözüm? Bu günki dünya düzeni savaşı kazananların, silahların hukukudur, haksız bir düzendir. Bu en açık bir sekilde birleşmiş milletlerin çarpık yapısında kendini gösteriyor. 2. dünya savaşını kazanan ABD, İngiltere, Fransa, Rusya ve bir de atom silahları üretebildiği için Çin Halk Cumhuriyeti veto hakkına sahiptir, yani bu devletlerin teker teker her birinin oyu tüm dünya devletlerinin oyundan değerli. Peki neden. Nedenini hepimiz biliyoruz. Seçim öncesi davos’ta yaşanan bir olay bakınız Türkiyeyi nasıl kamplara bölebiliyor. Takdir edersiniz ki, bir türlü örgütlenmesine, yapılaşmasına izin verilmeyen, her seferinde taş devrine bombalanan filistin halkını kamplara bölmek çok daha kolay. Gazzede oldugu gibi birine mavi boncuk ver diğerini terorist ilan et. Söz el fetihe gelmişken,hepiniz hatırlarsınız bir ara ABD Peres ve Arafatı anlaşma yapmaları için masaya oturtmuştu. Orada görüşmelerin bir aşamasında Arafat sinirlerine hakim olamadı ve Kameralar önünde pereze sert çıkışlar yaptı. görüşmeler sonuç alınamadan kesildi ardın da Arafat ablukaya alındı. Evinden bile çıkmasına müsaade edilmedi, ağır hastalandı, dünyanın gözleri önünde, tedavi edilmesine müsaade edilmediğinden öldü. eğer Arafat İsrailin şartlarını kabul etseydi tedavisine müsaade edilecek ve belkide bugün hâla hayatta olacaktı. Ama o teslim olmaktansa ve kardeş kanı dökmektense ölmeyi yeğledi. Bugün İsrailin tüm engellemelerine rağmen Gazze’den tünellerle giriş ve çıkışlar önlenemiyor. bu dünde böyle idi. Ama arafatın çevresindeki Mahmut Abbas ekibi bu gün bile hala ozamanlar, zindan bekçiliği görevini üstlenerek arafatın kaçışını engelledikleri ve onun Ölümünden sonraysa mükâfatlandırıldıkları gibi agır bir töhmetin altında Arafatın makamında oturuyorlar. Bugün Abbas mutlu mudur, Tutuklu mudur,Yoksa yolcu mudur bilinmez ama hamasa saldırmaktan, kardeş kanı dökmekten çekinmiyor.
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
02-21-2013, 11:43 | #2 |
Kapitalizm böyle birşey işte B.M denen saçma örgütün daimi 5 üyesi ( yani diğer bütün öyeler oy birliği içinde olsalar bile daimi beşliden biri hayır derse iptal olur ) dünyanın en çok silah satan 5 ülkesi sonra gel dünya barışından,adaletten bahset ne kadar saçma değil mi.Konu Türkiye olursa anlarım okumuyoruz,çalışmıyoruz,çabalamıyoruz çoğalır gider ama Arapların ağlamaya yüzü yok arkadaş Osmanlı askeri altınını saklar diye askerin karnını deşip altın arayanlarda onlardı binlerce askeri asit havuzlarında kör edenlerde onların destekçileri ingilizlerdi ingilizlerin köpeği olanlarda onlardı.Yani bir yanım filistin için kudüs için gerçekten üzülürken bir yanım hiç ama hiç üzülmüyor ama sevinemiyorda öyle nötr yani.
|
|
02-21-2017, 09:33 | #3 |
Refendumda EVET demenin en önemliği sebebi kuvvetler ayrılığının devletin işleyişine zarar vermesidir. Bence en mantıklı olan da Başkanlık Sistemine geçmektir. Böylece bürokrasi hız kazanıcaktır. Saygılarımla...
|
|
03-04-2017, 17:05 | #4 |
Yasama organı; anayasaların verdiği yetki ile kurulan ve yasalar geçirme, değiştirme ve yürürlükten kaldırma gücü olan bir tür katılımcı meclistir.
Yürütme, yargıya ve yasalara bağlı olarak ülkenin ve hükümetin icraatını gerçekleştiren erktir. Yargı; yasama ve yürütme organından 'bağımsız mahkemelerce görevlerin yerine getirilmesini ifade etmektedir. Yargıçların bağımsızlığı ise yasama ve yürütme organlarına bağlı olmadan Anayasaya ve hukuka uygun olarak vicdani kanılarına göre hüküm vermelerini amaçlar. Bir yasama organınca oluşturulan yasalara hukuk ya da yazılı kurallar denir.Yargı yürütmeyi denetleyen ve vatandaşların yasal haklarını kanun önünde koruması için çalışan erktir. Hukuksal olarak; Yasalara göre mahkemece bir olay veya olgunun doğuşuna etken olan sebeplerin de göz önünde bulundurularak değerlendirilmesi sonucu verilen karardır. Diğer bir ifadeyle; Kavrama, karşılaştırma, değerlendirme vb. yollara başvurularak kişi, durum veya nesnelerin eleştirici bir biçimde değerlendirilmesi.Yani hükümdür. Yürütme, yargı ve yasama ile birlikte, güçlerin ayrılığı ilkesine dayanan demokrasi rejimlerindeki üç erkten (güç) biridir.Yürütme, yargıya ve yasalara bağlı olarak ülkenin ve hükümetin icraatını gerçekleştiren erktir. Yani kısacası Sabri bey referandumda EVET diyerek biz gerçek demokrasinin vaz geçilmez kuralı olan kuvetler ayrılığına Evet demiş olacağız. |
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|