07-28-2014, 21:46 | #1 |
Sevda Türküsev - Sizi Pek Bir 'Paralel' Gördüm!
Sevda Türküsev
Sizi pek bir 'PARALEL' gördüm! Öncelikle Ramazan Bayramınız mübarek olsun ve Allah; vatanımıza, milletimize, ezanımıza, toprağımıza, bayrağımıza zeval vermesin diyorum. Bu Ramazan, 'Gaze-Filistin' içimizi yaktı. Dünyada zulüm içindeki tüm Müslümanlar'a Rabbim hayırlı zaferler versin, darlıktan ferahlığa çıkarsın, dualarımızı yolluyorum. Evet… Mâlûm, geçen hafta yapılan operasyonlarda gözaltına alınan polisler için cemaat medyası veryansın yaptı ve yapmaya da devam ediyor. Bir gazetenin genel yayın yönetmeni bu polisler için adliyeye neden gider? Cemaat'in kalemleri ve yayın organları 'Paralel' değiliz deyip neden daha sorguları bitmeden, hatta başlamadan direkt 'suçsuzlar' edebiyatı yapmaya başlar? Bir milletvekili neden adliyeye gider ve orada olay çıkarır? Bir durun yahu! Bir bekleyin! Bekleyin ve bir tepki verecekseniz de en azından olayların gidişatını bekleyin öyle verin değil mi? Yok! Direkt taaruz… Hem biz 'paralel' değiliz diyecekisiniz hem de böyle davranacaksınız öyle mi? Ve halk da bunu yiyecek ha! Bu halkın böyle şeylere artık karnı tok! Bu kadar çırpınış, serzeniş niye? Sizi pek bir paralel gördük efendim, pek bir paralel… Vallahi durumunuz gayet 'net ve paralel de' siz hâlâ kafanızı kuma gömdüğünüz için etraftan nasıl gözüküyorsunuz, onun farkında değilsiniz? Yıllar önce halk sizin attığınız zokayı yuttu! Ama sorun ki, neden yuttu? Çünkü bu halk dindar ve vicdanlı bir halktır. Yıllarca dindarlığı yüzünden eziyet görmüş, zulüm görmüş bir halktır. 'Allah rızası için' bir şeyler yapanları görünce inandı ve elinden geleni yaptı. Ve yıllar sonra bu inandığı ve 'Allah rızası için' yola çıkan Cemaat'in bir cemaat değil bir 'cemiyet' olduğunu görünce de şok oldu. Dindar bir siyasetçi olur. Dindar siyasetçileri halk yorumlar, tenkit eder hatta sevmeyebilir. Yani halk bir siyasetçinin dindarlığını anlar, kafasının kenarında bir yerlere koyar, yorumlar. Ama sadece 'din' adına yola çıkmış ve 'Hoca' sıfatıyla insanları kendi etrafında toplamış kişi ve yandaşlarının boğazına kadar siyasete batmasını, devlete kafa tutmasını, beddualar, hakaretler etmesini anlayamaz ve vicdanına bunu sığdıramaz. Ama oldu işte! Yılarca içimizde büyüttüğümüz Cemaat, birden siyasetin tam göbeğinden karşımıza çıktı. Hem de ne çıkmak! Dershane olaylarından bu tarafa yaşanların ardından gördüklerimiz âdeta bu halkı şaşkına çevirdi. Halk, 'Yok artık, bu kadarı da fazla!' demeye başladı ve iradesine sahip çıktı. 'Paralel Devlet' kurma çabalarını ne kadar inkâr etseler artık boş! Hem inkâr edip hem de operasyonda alınan polisleri koruma çabaları bile durumun ne kadar paralel olduğunu gösteriyor… Ve işin garibi, hâlâ dindarlık üzerinden bir algı oluşturup toplum vicdanını etkileme çabaları var. Gözaltına alınanlar için 'dindarlar, namaz kılarlar, hatim okurlar vs…' gibi söylemleri dolandırmaya başlayıp 'yayalım' havasındalar. İyi de bu toplumun vicdanında çoktan kaybettiniz siz! Bu toplum 'din' adına konuşup, cemaat olup, maddi manevi menfaat sağlayan Cemaat'i, pardon 'cemiyeti' çoktan vicdanında yargıladı ve samimiyetsizliğe mahkûm etti… 20 gündür Gazze'de yaşanan vahşeti kınamayan, hatta neredeyse Müslümanlar'a 'terörist' diyen bir grubu halkın vicdanı dışlar. Nedense bakıyoruz da İsrail'e karşı sesleri çıkmıyor. Sonrada çıkıp dinden ve dindarlıktan söz ediyorlar. Cemaat yani cemiyet zor durumda! 31 Mart sabahı Cemaat'in Türkiye'deki varlığını, onları maşa olarak kullananlar gördü ve yüzlerini çevirdiler. Cemaat, şimdi son çırpınışlarını yaşıyor ve şu saatten sonra her türlü çirkinliği yaparlar. Hoş, artık ne yapsalar kimse de o kadar tınlamıyor. Çünkü onların yapmak istedikleri 'algı operasyonu' resmen kendilerinin aleyhine döndü. Şu saatten sonra Cemaat ne eskiye dönebilir ne de yeni bir ortam yaratıp güven tazeleyebilir. Ne siyaset yapabilirler ne de siyasetçi olabilirler. Hatta şu saatten sonra Cemaat birilerinin maşası bile olamaz. Halkı hesaba katmadan hükümet devirmeye kalkmak da bayağı bir 'cahil cesaretidir' demek yanlış olmaz. Fakat bunlar, harbi bu halkı saf salak zannediyorlarmış. Twitleri ikiye katlamak, beddualar, afetleri hocanın bedduasına bağlamalar vs… Bunlarla bu halkı kandırıp hükümete karşı ayaklandırmayı düşünebilmişler… Galiba bunlar fazla komplo teorisi filmleri seyretmişler… Evet, bu halk yıllar öncesinde salaklığından değil ama saflığından ve dindarlığından size güvendi; ama bu halk salak olmadığı için bugün tarafınızdan kullanıldığını anlayacak kadar akıllı ve abdal… Şimdi ne mi olacak? 'Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın' misali herkes ne ekmişse onu biçecek. Artık anlayana… Kaynak Yeni Şafak 28.07.2014
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir) | |
|
|