09-09-2014, 04:43 | #1 |
Muhammed Biltaci'den Kızı Esma'ya Hüzünlendiren Mektup
Biltaci'den kızı Esma'ya hüzünlendiren mektup
Mısır'da direnişin sembolü hâline gelen şehid Esma Biltaci'nin babası, kızının ölüm yıldönümünde yazdığı mektupla yine hüzne boğdu. Mısır'da geçen yıl 3 Temmuz'da yaşanan askerî darbenin ardından 14 Ağustos günü Rabia katliamı sırasında öldürülen Esma Bilraci'nin babası Muhammed Biltaci, Akrep Cezaevi'nden kızına ölüm yıldönümü dolayısıyla bir mektup yazdı. Mısır'da yaşanan darbeden önce Hürriyet ve Adalet Partisi İcra Komitesi Üyesi olarak görev yapan Biltaci, "Hocam, örnek insan, gözümün nuru kızım" hitabıyla mektubuna, şöyle devam ediyor: İŞTE O SATIRLAR: "Pak ruhunun, tarihte gerçekleşen Büyük Kerbela günü ve Uhud Ashabı'nın yanına, herkesin gözü önünde yıldızlar gibi şehidlerin arasında Yaratıcısına ulaştığı günün üzerinden bir yıl geçti. Temiz ruhlar her türlü kahır, zulüm ve isyana karşı çıkarak imanla ve bağlılıkla sebat içinde hakla göğe yükseldi. Üste çıkma, alçak görme, hakaret, zulüm ve zalimlerin üstüne yükselişle yükseldi. SENİN YERİNE ARKADAŞLARINI TEBRİK ETMEK İSTERDİM Sevgili kızım, geçtiğimiz günlerde lise bitirme sınavlarının sonuçları açıklandı, her zaman başarıda önlerinde olduğun kız arkadaşların adına mutlu oldum. Senin yerine onları tebrik etmeyi temenni ederdim. Ancak, Allah'a yemin olsun ki, çoğu önceki ümmetlerden, birazı da sonrakilerden olan grubun içinde (Allah isterse) olman için seni seçtiğinde Allah'ın fazlı keremiyle daha da sevinçliydim." SEN ARAMIZDA YAŞIYORSUN Biltaci, kızı Esma'ya duyduğu özlemi şu satırlarla dile getiriyor: "Sevgili kızım, güzel yüzüne, güleç dudaklarına, ince duruşuna ve olgun karakterine iştiyakımın ne kadar olduğunu ancak Allah bilir. Buna karşı sabrı da ancak Allah verir. Ancak sen aynı zamanda bizlerin arasında yaşıyorsun ve bizleri hiç terketmedin. Hatta annenin hapishane ziyaretlerinden birinde Allah'a yemin ederek, "Esma aramızda yaşıyor" sözüne karşılık, "Doğru söylüyorsun" dedim. SIKINTIYA DÜŞEN ARKADAŞLARININ RÜYALARINDASIN Evet onlar Rablerinin katında rızıklanırlar. Bana annen, "o aramızda" sözleriyle, yaptıklarıyla gerçekten de yaşıyor. Cihadımızda ve hayatımızda bizlere katılıyor. Annen, kızlı erkekli gençlerle bir araya geldiğinde kendilerinin birçok sorunla karşılaştıklarını ve rüyalarında Esma'yı gördüklerini onları müjdelediğini, öğüt verdiğini ve sıkıntılarını atlatana kadar hayır işleri yapmaları konusunda yönlendirdiğini söylediklerini anlatıyor. Kendi kendime dedim ki, ne de güzel yapıyorsun benim güzel kızım, şehadetinden önce de sonra da uğraşların ne de güzeldi." Kızı Esma'nın askerî bir kanas tarafından öldürüldüğünü hatırlatan Biltaci, kızının savunduğu davanın haklı olduğunu şu satırlarla anlatıyor: SAVUNDUĞUN DAVA DOĞRU BİR DAVA "Kızım ve hocam, senin özellikle askerî bir kanas tarafından ödürülmen, askerin vatana altmış yıl boyunca yıkım, yolsuzluk, gerilik ve tâbi olmakla sürüklediği durumun sonlandırılması için çıkan Ocak Devrimi'nden sonra askerî yönetimin yeniden geri dönmesine karşıtlığın yolunda öldürülmüş olman, savunduğun davanın doğru olduğunun bir delilidir. CEMAATLE FARKLI DÜŞÜNÜYORDUN Özellikle senin öldürülmen, askerî darbeye karşı çıkanların ne bir cemaat ne de bir kişinin dönmesi için çıkmamış olduğunun güçlü bir delilidir. Hayatımda bir cemaate, bir partiye ya da bir kişiye bağlı olacak kişi olarak seni tanıdım. Bilakis, devrimdeki şehidlerin kısas haklarının alınması ve askere karşı gerekçesiz yumuşak davranıştan dolayı cemaatle farklı düşünüyordun. SENİN ÖLDÜRÜLMEN KARŞI KOYUŞUNUN HAKLI BİR DELİLİ Yine senin ne bir silah ne de bir taş dahi atmaksızın öldürülmen zulme ve karanlıklara karşı, darbeye karşı duranları hedef aldıklarının bir delilidir. Yine senin öldürülmen, başının üzerinde uçan askerî helikopter ve meydanı dolduran askerî kanas, onların ne kadar alçak ve adi olduklarının delilidir. Askerî birlikleriyle kibirli ve firavunlaşmış bu askerî isyankârlığa karşı koyanların ne kadar haklı, doğru ve adaletli olduklarının delilidir. ASKER, SİYONİSTLERİ DEĞİL KENDİ VATAN EVLADINI EZİYOR Oysa ki halk, suçsuz vatan evlatlarını öldürmeleri için değil, siyonistlere karşı kullanmaları için kendi gücünden bu askere harcamalarda bulunmuştu. Bir de bakıyoruz ki askerin kendisi bu gücü halkı öldürmek, ezmek ve vesayet sistemini güçlendirmek için kullanıyor." GÖZÜMÜN NURU KIZIM Biltaci, darbeden sonra başına gelenlere rağmen kendisini unutmadığını, kızı Esma'ya şu sözlerle ifade ediyor: "Kızım, hocam ve gözümün nuru, ciğer parelerimizin katledilmesi, onlarca davanın sırtımıza yüklenmesi, mallarımıza el konulması, akademik görevlerimizden el çektirilmemiz, doğru olmayan yargı tarafından idam ve müebbet hapis kararlarının çıkması, evlatlarımızdan geri kalanlarımızın cezaevlerine tıkılması ve asılsız davalarla suçlanmaları, Allah'a yemin olsun ki ne seni ne de ak pak şehid kardeşlerini bir an için dahi unutturmaya yetmedi. BAŞIMIZA GELENLERE ÜZÜLMEDİK Bir an dahi uğrunda feda ettiğinizi unutmadık. Bilakis, Allah'a yemin olsun ki, başımıza gelenden dolayı ne hüzünlendik, ne zayıfladık, ne de rehavete uğradık. İşte bizler sizlerin yolunda ilerliyoruz. İki güzel şeyden birine ulaşmadan rahat etmeyeceğiz. Darbecilerin geçen yıl boyunca; ihanet, katil, kahır, talan, yakıp yıkma, ortalığa saldıkları korku ve sessizlik, hile, yalan, sapıklık ve kalleşlik, vatanın tüm topraklarına yaydıkları aç bırakma ve isyan bizlerde sadece, bizlerin hak üzere olduğumuz, onların ise batıl üzere olduğu konusundaki eminliğimizi arttırmaktan başka bir şey yapmadı. İşte bundan dolayı hiç şüphesiz zafer gelecektir." Biltaci, kızının şehid edilmesinden sonra geçen bir yılda, kendilerini hapis, gardiyan, ölüm ve idam gibi kelimelerin korkutmadığını ifade ederek, mektubuna şu satırlarla son veriyor: FEDAKÂRLIĞI TEMİZ RUHLARDAN ÖĞRENDİK "Bizler; hürriyet, adalet ve Hakkın değerlerinin gerçekleşmesi için Allah yolunda fedakârlığın nasıl olması gerektiğini sizlerin; temiz, mümin, güzel ruhlarınızdan öğrendik. Son olarak, senin ve şehid kardeşlerin için her namazda derecelerinizi arttırması ve sizi kendisine yakın şahitlerden kılması için dua ediyoruz. Allah'a Muhammed'in (sav) havz-ı kevserindeki salih kullarına ve sizlere katılana dek bizlere sabır ve sebat vermesi için duacıyız. O havz-ı kevser ki, orada sahabileriyle birlikte olalım. Onlar da bizlerin bu durumundan dolayı mutlu olsunlar. Şunu bilsinler ki arkalarından gelenlerin Allah'a verilmiş sözü yerine getiren, hiçbir şeyi değiştirmeyen sapasağlam adamların olduğundan emin olsunlar." Rabia katliamından bir süre sonra yakalanan Muhammed Biltaci, Hürriyet ve Adalet Partisi İcra Komitesi Üyesi görevini yürütüyordu. Kaynak Haber 7 13.08.2014
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
09-09-2014, 04:50 | #2 |
|
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|