![]() |
#1 |
![]() ![]() Ey İnsan... Küçücük bir canlı iken heyecanlı ve telaşlı bir yolculuktan sonra, defalarca büyük yumurtaya dar bir menfezden geçerek girdin. Vaktin gelince de oradan istemeyerek dünyaya geldin... Cebir bir yolculuğa çıkmış bulunuyorsun. Kimse ile pazarlığa oturmadan geldiğin bu dünyadan, yine pazarlıksız olarak “kabir” kapısından geçip gideceksin... Anne karnında -karanlık da olsa- rahatın iyi idi. Ayrılmak istemedin, sancı verdin, dünyaya ağlayarak geldin... Daha sonra da gördün ki daha güzel bir yerdesin susup gülmeye başladın. Buradan giderken de ağlıyorsun. Fakat ağlama. Dünyaya nispetle dar ve karanlık olan anne karnından çıktığın gibi, ,”Ahiret”e nispetle dar ve sıkıntılı dünyadan da ayrılıyorsun. O halde ağlamanın manası yok... Çünkü gideceğin yer aydınlık ve güzeldir. Orada sıkıntı, eza ve cefa görmeyeceksin... Artık O âlemde, eskimek, pörsümek ve ihtiyarlamak yok... Orası vuslat ülkesi... Oraya kavuşmak için yolculuğun erkânına riayet gerekli... Karanlık tünellerde önünü aydınlatan bir ışığın, şaşmaz ve şaşırmaz bir rehberin olmalı... O zaman bu tatlı yolculukta selametle gidebilir, emnu eman içinde “altından ırmaklar akan saraylar”a girebilirsin... Sızıntı' dan ...
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() Ne harika bir kıyas..
Fikrime İbrahim Hakkı Hazretlerinin şu sözleri düşüverdi Bu dünya bir ağaçtır.İnsan da onun meyvesidir.Nitekim tadsız ve ham meyve ağaçtan zor kopar.Yetişen olgunlaşan ve kemale erip lezzetleşen meyve ağaçta kalmaz, düşer gider.. Belki giderken ağlamamak, yolculuğu tatlı görmek, olgun meyve olmaya bağlı Vesselam..+ |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#3 |
![]() Yorumunuz için teşekkür ederim ...
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|