AK Gençliğin Buluşma Noktası
Yeni Şafak , Akit ve Milat "Yeni Şafak" ve "Vakit" Gazetesi köşe yazıları / Vakit'ten Hafızalardan Silinmeyen Habercilik Başarıları..



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 06-30-2008, 00:12   #1
Kullanıcı Adı
CeVHeR
Standart Kendi düşen ağlamaz derler ama, ağlamalı!!!
[color=blue]Erkek çocuklar, kız çocuklarına göre daha şanssızdırlar. Kız çocuklarının büyüyünce bile ağlaması normal karşılanır da erkeklerinki karşılanmaz. Erkek çocuklarının ağlamaları, iki üç yaşına kadar normal sayılırken, bu yaşlardan sonra durum değişir.

Bu yaşta çocukların ilk duyduğu sözler, “Erkek adam ağlamaz” olur. Dört beş yaşındaki bir çocuğa erkeklik dersi verilir. “Erkek adam ağlamaz”, ya da “Kadınlar gibi zırlayıp durma” denilir. Bu ve benzeri sözler, çocuklara mama gibi sunulur.

Oysa ağlamak insan içindir. Kadın erkek diye bir ayrım sadece yobazlıktır. Aksine erkekler ağlamayı öğrenmeli ve kabullenmelidir. Ağlamayan erkekte; “merhamet”, “vicdan”, “vefa” ve “şefkat” yok demektir.
Ağlamayı ayıp sayan ve ağlamamak için direnen erkekleri şöyle gözlerinizin önünden bir geçirin bakalım. Vicdan hanelerinde, merhamet duygularında, şefkat mahallerinde hiç dolaşıyorlar mı? Ağlamayı bilmeyen erkek, yürek kapısına kilit vurmuş demektir.

Bir de; “Kendi düşen ağlamaz” diye uydurulmuş bir söz vardır. Aksine kendi düşen ağlamalı ki, yiğitliği anlaşılsın. Kendi düşen yine kendi yiğitliğiyle ayağa kalkabilmeli, o gücü kendisinde bulabilmelidir. Bunun için de gözyaşı dökmelidir.

İlla da ağlamamak gerekiyorsa, başkalarının düşürdüğü zaman ağlamamalı. Çünkü kendi iradesiyle düşmek yerine, başkasının birtakım söz veya ayak oyunlarıyla düşürülmüş demektir ki, acınacak hale düşmemek için ağlamamak lazım gelir.

Göz odur ki; gözyaşı dökmelidir. Yürek odur ki; gözyaşıyla dost olmalıdır. Kalp odur ki; gözyaşıyla komşu olmalıdır. Merhamet odur ki; gözyaşıyla ıslanmalıdır. Vicdan odur ki; gözyaşından medet ummalıdır. Ve gözyaşı, psikolojik tedavinin vazgeçilmezidir.

Elbet ağlamanın çeşitleri vardır. Yakınlarını kaybeden insanlar ağlarlar. Kimse onlara “ağlama” demez. Hatta; “ağla ağla, rahatlarsın” denilir. Eşini kaybeden insan ağlar, ona da kimse; “Niye ağlıyorsun” demez. Sevdiğinden ayrılan, terk edilen veya ihanete uğrayan kişiler de ağlar, kimse onlara da “Ağlamak sana yakışmıyor” demez, dememelidir de.

Bir de Allah için dökülen gözyaşları vardır ki, işte o konu beni aşar. Büyükler der ki; “Allah için dökülen her damla gözyaşı, Cehennem’de ateş söndürür ve yarın Cennette insanın karşısına birer nimet olarak çıkar.”
Uhrevi meselelerde gözyaşı dökme üzerine yazmak haddim değil. O gözyaşlarını bulsam, kristalleştirip ofisimin en güzel köşesinde saklamak isterim. Dünyadan ve dünyalık meselelerden söz ediyorum ve ağlayabilmenin üzerinde durmak istiyorum.

İnsanların katılaştığını görmek ve bir de bu katılığa karşı; “Erkek adam ağlamaz” veya “Kendi düşen ağlamaz” gibi, merhametsizlik gösterenlerin her geçen gün çoğalmasının yanı sıra insanların gittikçe; “bencillik girdabında” boğulduklarını görmek, Pazar Pazar böyle bir konuyu ele almama sebep oldu.

Erkek adam da ağlar, kendi düşen de ağlar ve ağlamalıdır. Eğer ağlamayı bilmiyorsa bir arızası var demektir. Her damla yaş insanı olgunlaştırır. Ham gelip, ham gitmenin insanın kendisine bir faydası olmadığı gibi, çevresine de bir faydası olmaz.

Sonra adamın arkasından ne derler; “Ham geldi ham gitti.” Oysa insanoğlu dünyaya ham gelmez. Allah güzeldir ve insanı da olgun ve güzel şekilde yaratmıştır. Ama ailesi veya çevresi, kişiyi gördükleriyle, işittikleriyle ve yaşadıklarıyla hamlaştırır.

Ham insanlarda “merhamet”, “şefkat”, ve “vicdan müessesesi” çalışmaz ve hep bencilliğini putlaştırarak ön planda tutar. Bencillik duygusu insanı öyle yerlere götürür ki, hayatı boyunca ham gelir ham gider, sonra da başkalarının yardımıyla musallaya yatar.

İnsan, fıtratının gereği olgunlaşmalıdır, olgunlaşabilmek için de ağlamayı bilmeli ve sevmelidir. Günümüzde en çok da erkeklerin ağlaması gerekir. Erkekler ağlayamadığı için düzenimiz karmakarışıktır.



Hüseyin ÖZTÜRK / VAKİT 29/06/2008

 

  Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 06-30-2008, 00:28   #2
Kullanıcı Adı
tayyipleyiz
Standart Kendi düşen ağlamaz derler ama, ağlamalı!!!
Güzel bir yazı ancak bir deyime farklı bir anlam yüklemiş yazar. "Kendi düşen ağlamaz" ... Ben bundan farklı şey anlıyorum. Kendi eliyle işledikleri için; sonuca katlanılması gerektiğini. Yani ağlama mecaz kullanılmış olsa da; buradaki düşme de içinde bulunduğu durum kastında sanki ... Belki ben yanlışımdır amma ben bunu anladım.
tayyipleyiz isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 06-30-2008, 00:35   #3
Kullanıcı Adı
Feyza
Standart Kendi düşen ağlamaz derler ama, ağlamalı!!!
Peki ya istesede ağlıyamayanlar var, onlar içinde "“merhamet”, “vicdan”, “vefa” ve “şefkat” yok demektir.
" demek doğrumu?

Yazı çok ağır olmuş.
Feyza isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
webmaster blog çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi