12-19-2008, 00:36 | #1 |
Kelimeler ve Algı
Düşünce vasıtamız olan, algı dünyamızı bina ettiğimiz, zihnimizin çerçevesini oluşturan, sınırları tayin eden ya da sınırsızlığa götüren, sonsuz kombinasyonlar kurma imkânı veren, anlam dünyasından “dürr ü güher”dir kelimeler…
İnsanın dünyası, yaşadığı merkez; teorilerini kurduğu, mutluluğu aradığı, kendini tatmin ettiği, ortaya yeni şeyler koyduğu, eylemlerine komut verdiği, maddeyi-manayı isimlendiren bir dehlizdir kelimeler… Düşünce, konuşma, fikir, muhakeme, sorgulama, sınırlama demek olan kelimeler bir dili oluşturan sistemin en önemli parçalarını ve köşe taşlarını oluşturmaktadır… Zihinlerimiz bir neticeyi değerlendirdiğinde, bir muhakeme gerçekleştirdiğinde, illiyet kurmada, çıkarım oluşturmada kelimeler devreye girmiş ve zihnimizi ifşa etmiştir… Günümüzdeki ilmi birikim onun sayesinde akıllardan çıkarak ortak algılara doğru bir seyir izlemiştir. Çevresinde olup biteni muhtelif duyularla beyne ileten ve kelimeler dünyasında şekil alarak diğerlerinden farklı olarak, yeni bir fikir zemini oluşturan zihnimizin en değerli malzemesidir kelimeler… Ve beraberinde Algı yapısının sağlıklı olmasını getirir; Bir harman yeri olan zihin, kelimelerle ürünü işler, işlediği ürün ise kelimeler üzerine kurulmuştur ve ürünün kaliteli olması işlenen malzemenin kalitesiyle doğru orantılıdır. Algılar zihni şekillenmenin sonucunda bir değer kazanabilir ve yeni algılama zenginliği de bunun neticesinin tezahürü iledir. Dünyayı algılama, sosyal hayatı algılama; psikolojik dünyayı kurma, hepsi algılamalar ve kelimelerle olan, oluşan, oluşturulan ve tasarlanması, geliştirilmesi kelimeler ile gerçekleşen sistemler düzeneğidir. Kelimelerle zihni yoğrulmuş, sağlıklı algılama yapabilen ve algı sonrası bu malzemeyi zihin harmanında şekillendirebilen insan, sağlam bir farkında olma algı yapısına(farkındalık) sahiptir. Biyo-fiziksel açıdan bakıldığında insanın tamamen algı sistemi üzerine kurulu olduğu görülür. Sinir hücreleri beyne bu uyarıcıları gönderir ve oradan gelecek komuta göre eylem gerçekleşir. Birey olarak psikolojik algılamalar, kitle olarak sosyolojik algılamalar; ne kadar etkili ve doğru ise ortaya etkili ve o kadar da doğru sonuçlar çıkar… Yanlış tanı yanlış tedavinin uygulanması demektir ve yanlış algı yanlış kararı beraberinde getirir. Günümüzde psikolojik olarak insanlığın en büyük sorunu kendini algılamadaki yetersizliğidir… Kelimelerden yoksun, kelimelerin büyülü dünyasının zevkini tadamamış, düşünebilme şuurunu yakalayamamış, tefekkür bilinci olmayan, ben varım demekten aciz bir zihin yapısı ile bir insanın kendini doğru algılaması varlığının anlamını kavraması, bütün bunların idrakini kazanması mümkün müdür?... Gizli bir hazine gibi kelimeler dünyası da gizemini sürekli korur, kelimelerin dünyasına giren bir insan sürekli o gizemin tadını alır ve çok geniş bir hayal gücünü, algılama perspektifini kazanır. Günlük hayatta çok az sayıda kelime ile konuşan ve düşünen insanların fikir üretemeyeceği gerçeğini bilmek ve bunun farkındalığını topluma yayma gerekliliği… Ve düşünerek aktif olmak, aksiyon sahibi bireyler olmak neticesi… Bütün bunlar kelime bilincinin yüksek olmasıyla sağlanır. Hâsılı kelam düşünmekten aciz bireyler, anlam üretmenin önünü tıkamakta ve anlamsızlık hayatın her alanında kendini göstermektedir. Kelimeler; İnsanın kendisini insan olma noktasında sorgulatan, insanı zaman ve mekan ölçüsünde tutan, insanın duruşunu sağlamlaştıran metafizik yansımalardır… Kelimeler; Beynimiz o mükemmel çalışma sistemi sayesinde girift, bir o kadar anlaşılmaz gibi gözüken kelimeler dünyasında, kombinasyon yeteneği ile bir çok fikrin tezahürünü, birçok fikrin neşvünema bulmasını sağlamaktadır. Kelimeler; İnsanoğlu dünyaya adımını attığı ilk andan itibaren sürekli algılama eylemini yürütür. Algıları çevresinden edinir ve bu algılar kelimeler ortaya çıkana kadar anlamlı değildir, kelimelerle anlam kazanır, kelimelerle can bulur, düşünce âleminde yerini alır. Ve kelimeler; İnsanlar kadar eskidir Ve kelimeler; İnsanlığın varlığının anlamının anahtarı olmuşlardır. Anlam onda gizlidir Ve düşünce önündeki perde onlarla kalkar. Üzeyir SÜĞÜMLÜ/AY Vakti Dergisi'nden
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
12-19-2008, 01:07 | #2 |
Güzel soru..
"Kelimelerden yoksun, kelimelerin büyülü dünyasının zevkini tadamamış, düşünebilme şuurunu yakalayamamış, tefekkür bilinci olmayan, ben varım demekten aciz bir zihin yapısı ile bir insanın kendini doğru algılaması varlığının anlamını kavraması, bütün bunların idrakini kazanması mümkün müdür?..." Çok açık sözlü bir ifade.. "Hâsılı kelam düşünmekten aciz bireyler, anlam üretmenin önünü tıkamakta ve anlamsızlık hayatın her alanında kendini göstermektedir." |
|
12-19-2008, 15:53 | #3 |
Yorumunuz için teşekkür ederim özgün genç..
İnsanın düşüncesinin zenginliği kelimeleri kadardır ve biz kelimelerin derinliklerine inebildikçe aslında düşüncenin güzelliklerini yakalayabiliriz. Tarih kadar eski kelimelerimiz var ve o kelimelerdeki manaları keşfettikçe tarihin derinliklerine yolculuk yapmış oluyoruz aslında.. Tarih bir ummansa, kelimelerde o ummanı oluşturan damlacıklardır..Ve her kelime bizden önceki düşüncelerin bizlere yansımalarıdır.. İnsan kadar derin kelimeleri düşüncelerimizin parçası yaptıkça, zihnimizinde derin ufukları bulduğunu göreceğiz inşallah.. selam ile. |
|
12-21-2008, 00:20 | #4 |
Yalçın Hocam, yorumunuz için teşekkür ederim..
Kelimelerin haykırdığı hakikatleri okuyabilmek temennisiyle.. selamlar.. |
|
Etiketler... Lütfen konu içeriği ile ilgili kelimeler ekliyelim |
düşünce, insan, kelime |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|