02-01-2009, 14:39 | #1 |
Kapanırsam kocam beni boşayacak..!
Olay röportajların olay röportajcısı Ayşe Arman, bu kez de kendi ailesi ile ilgili çok konuşulacak bir itirafta bulundu. Taraf gazetesinden Ayça Örer'e konuşan Arman, kocasına "Daha iyi bir insan olacağım" dediğini, kocasının ise "Her şey işte böyle başlıyor. Uyarıyorum eğer kapanırsan boşarım seni!" dediğini açıkladı.
ARMAN'IN HAYATINI DEĞİŞTİREN MESAJ Daha önce verdiği hemen hemen bütün röportajlarda seks ve cinsellik konuşan Ayşe Arman, bu röportajında hiç cinsellikten bahsetmediği gibi, son dönemdeki yazılarında da bu tür konulardan çok az bahsetmeye başladı. Arman'ın hayatındaki bu ani değişimde, Nihal Bengisu Karaca'nın Arman'ın babasının ölümünden sonra çektiği mesajın etkisi olmuş olabilir. Karaca, Arman'a çektiği başsağlığı mesajında, "Din, ölüm, cennet-cehennem gibi konularda aklına takılan bir şey olursa bir telefon mesafedeyim" demişti. Bu mesajın ardından Nihal Bengisu Karaca ile ir röportaj yapan Arman'ın daha sonra da bu konularda mesajlaşmaya devam ettiği ve 'din, ölüm, cennet-cehennem' gibi konularda daha fazla düşünmeye başladığı dikkat çekiyor. Ancak Ayşe Arman'ın bu konulardaki değişimi aynı hızla devam ederse evliliğinde sorun yaşayacağı da ortaya çıkmış oldu. AMOK KOŞUCULARI GİBİYİM Rüyanızda babanızın öldüğünü gördünüz. Ve babanız öldü. Bunu nasıl açıklıyorsunuz? Açıklayamıyorum. Açıklamak da istemiyorum. Huzursuz ediyor bu mesele beni. Bu röportajı kabul etmese miydim acaba? Sadece baba soruları sorma, dengemi yeni yeni bulur gibi oldum, lütfen bozma... Artık rüya görmekten korkuyor musunuz? Evet. Eğer bir rüya musluğu varsa, benimki yanlışlıkla açıldı, kapatmak istiyorum. Bir daha rüya filan görmek istemiyorum. Durup düşünmek de istemiyorum. Ben koşmak istiyorum. Sürekli koşmak hiç durmamak. Amok Koşucuları gibi. Durursam düşerim çünkü. Babanızın vefatının ardından sürekli çalışmanınız nedeni bu mu? Düşmemek için sürekli çalışıyorum, bir insan hikayesinden ötekine koşuyorum. Ne kadar karmaşıksa, ne kadar griftse o kadar iyi. Belki de babamı bir daha hiç göremeyeceğim gerçeğiyle yüzleşmek istemediğim için kendimi bu kadar paralıyorum. İNSANLARA "ANNENİZ BABANIZ HAYATTA MI" DİYE SORUYORUM İnsanın aklı bunu almıyor değil mi? Almıyor. Ölüm bir eşikmiş. Nasıl aşık olmadıysan, anne olmadıysan, ihanete uğramadıysan, işten atılmadıysan, sevdiğin adam seni en yakın arkadaşınla aldatmadıysa bir sürü şeyi bilmiyorsun, algılayamıyorsun ve büyüyemiyorsun, bu da öyle bir şeymiş. Çok yalan birini kaybetmeden de neyin ne olduğunu bilmiyorsun. Nasıl bir fark var çok yakınınız kaybetmekle kaybetmemek arasında? Artık insanlara "Anneniz babanız hayatta mı?" diye soruyorum. Bir kayıp yaşadılar mı, ölümle tanıştılar mı? Ben babamı kefen içinde gördüm, saçları pırıl pınldı, yüzünde belli belirsiz bir gülümseme vardı, mis gibiydi, uyuyordu. Huzurlu, güven verici, tanıdığım bildiğim babam. Dışı oradaydı da içi nereye gitmişti? Bunları çok düşünürsen kafayı yiyorsun. BABAM BİTMEYEN AŞKIMDI Annenizle ilişkinizi daha çok biliyoruz. Babanızla nasıl bir ilişkiniz vardı? Mesafeliydi galiba... Evet. Babam, benim belalımdı. Bitmeyen aşkımdı. Problemli, marazi bir ilişki. Bütün kız çocukları gibi, ben de babamla ilişkim üzerine kitap yazabilirim. Çok da orijinal değil aslmda, binlerce kadm bu ülkede benim durumumda. 18 yaşında Adana'dan istanbul'a geldim ben. Babam ona terk ettiğimi düşündü, bunu da hep dile getirdi. O benim gazeteci değil eczacı olmamı istiyordu. Komik ama hayali "Arman Eczanesi" açmamdı. Aranızda ciddi bir hayata bakış farkı vardı yani? O daha güvenli sularda yüzmemi hayal ederken, bense bir an evvel kapağı İstanbul'a atmak istiyordum, kendimi, erkekleri, aşkı, seksi keşfetmek için can atıyordum. Bence erkeklerle ilişkimi de onaylamadı. Seksi sevmem de hoşuna gitmedi. Zaman zaman onu utandırdığımı düşünüyorum. Oysa benimle gurur duymasını isterdim. Bir sürü şeyi de hayatta ona beğendirmek için yaptım. Ama işte ne zaman, nerede, nasıl koptuysak, toparlayamadık. Benim için babam hep "Siz" olarak kaldı. Bana bak bu sorulara devam edersen ağlamaya başlayacağım! Daha eğlenceli şeylerden söz edemez miyiz? Hayatınıza giren erkekleri onayladı mı? Düşünüyorum de, ilk sevgilim Rasim'e "Tamam izin veriyorum evlenebilirsiniz" dedi. Gerçi biz bir süre sonra ayrıldık. İlk kocamı Zafer'i de sevdi, hatta ondan ayrılmamı istemedi. Sonra Ömer'i de sevdi. Ve benim için önemli olan bu adamların hepsi onun cenazesinde buluştu. Hepsi de Mehmet Amcaları için gelmişti. Çok çok hoşuma gitti. "Annemle ne kadar açık idiysem, babamla o kadar karmaşık, kapalı bir ilişkimiz vardı. İşte bir kere daha, her şeyi o beni onaylasın diye yaptığım adamın karşısındaydım" dediniz. Hangi işinizi beğendiğini söyledi? Hatırlamıyorum. Röportajlarım ve yazılarım üzerine yorum yapmazdı. Okuyup okumadığını bile bilmiyorum. Galiba bir tek Alya'yı doğurmam hoşuna gitti. Aile kurunca onun tarafından onaylandığımı hissettim. Beni aslında şu sarstı: Cenazesine gittiğim adamı, canım babamı ben yeteri kadar tanımıyordum. Ben saatlerce insanlara sorular soruyorum, bütün hikayelerini dinliyorum, az çok onları çözebildiğimi düşünüyorum ama babama dair az şey biliyorum. Zaten ölümünden sonra başka bir hayatı olduğunu da keşfettim. Hayata küstüğün düşünmüştüm. Hiç de öyle değilmiş. Onun adına üzüleyim mi sevineyim mi bilemedim. Babanıza dair hatırladığınız en güzel şey ne peki? O müthiş yaz tatilleri. Bugün araba ile seyahat etmeyi seviyorsam babam yüzündendir. Bütün Avrupa'yı arabayla gezdik biz, maaile. Atlas sever, harita sever, yol sever, keşfetmeyi sever, dünyanın en abuk sabuk yerlerine gitmek onu mutlu eder, ben de öyleyim. Ama dünyanm en inat adamıydı aynı zamanda, lise mezuniyetime gelmedi mesela. Bir şeylere kızdı beni cezalandırdı. Hadi artık başka şeyler sor... KAPANIRSAM KOCAM BENİ BOŞAYACAK Bu kaybın ardından eşinizle ilişkinizde nasıl bir değişim yaşandı? Daha çok kenetlendik. Ömer aynı zamanda benim en yakın arkadaşım. Beni hiç yalnız bırakmadı. Dahası saçma sapan korkular başlamıştı bende, karanlıkta kalamıyordum, yalnız olamıyordum, hepsini anlayışla karşıladı. Allah'tan geçti şimdi o korkularım. Babam gelip öteki dünyadan "Böğğğ!" yapacak diye mi korkuyordum nedir. Sonra "Yeteri kadar inançlı mıyım değil miyim" meselesine taktım. Çünkü inançlıysan bir takım şeyleri kafadan kabul ediyorsun, sorgulamıyorsun. Siz her şeyi sorguluyor musunuz peki? Her şeyi sorguluyorum. Bir sabah uyandım ve Ömer'e "Ben iyi bir insan olmak istiyorum" dedim, "Zaten öylesin" dedi, "Evet ama bir sürü insan iyi, ben daha iyi olmak istiyorum" dedim. "Her şey işte böyle başlıyor" dedi. Ve gülümsedi: "Uyarıyorum eğer kapanırsan boşarım seni!" ZAMAN ZAMAN HIYARLIKLAR YAPIYORUM Aşk, cinsellik, doğum, annelik, ensest, ölüm... Tüm bu konuları bu kadar açık nasıl paylaşıyorsunuz? Teşekkür ederim nihayet başka sorulara geçtin. Hani bir şeyi yaparsın da neden yaptığını bilmezsin ya... Benimki de o hesap. Ben hep böyleydim. Belki imalat hatası ama bana doğal geliyor. Aslında konuşmamak tuhaf değil mi? Hayatın temel kavramları bunlar... Hiç mi "Bu sefer fazla oldu" dediğiniz bir an olmadı? Olmaz mı? Mutlaka olmuştur. Ama genel olarak benim için konuşulmayacak, anlatılmayacak, yazılmayacak hiçbir şey yok. Ömer beni çok iyi tanıdığı için uyarıyor: "Bu bir sır tamam mı? Başkasıyla paylaşılmayacak. Yazı konusu yapılmayacak! Çocuklara "Cısss" dersin ya, öyle diyor o zaman anlıyorum. Beni çok fazla soru sormamam için de uyarır. Herkese herşeyi dannn diye soruyormuşum. Bundan şikayetçi benim kocam, bir de beynimde süzgeç yokmuş. Bu "dann" olma haliyle ilgili hiç anınız yok mu? Bir keresinde onunla çalışan insanlar karı-kocalı eve geldiler, 40 kişi falan. Kendi kendime "Sakın saçmalama Ayşe!" diye tembihledim, edepli davranmaya kararlıydım. Fakat insan kaynakları müdürünündü galiba çok şeker bir karısı vardı, Pakistanlı, her tarafı kapalı, bir ayakları açıktı. Ağzımdan çıkıverdi: "Aaa çok güzel ayaklarınız var. Erkekler ayaklarınızdan tahrik olmuyor mu?" Evde bir sessizlik oldu. Zaman zaman yapıyorum böyle hıyarlıklar.
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
02-01-2009, 14:42 | #2 |
Türkiye'de kendisinden en çok rahatsız olanların başında belkide ben geliyordum,Ayşe Armanın..!Futursuzca,mesnetsiz ve sevyesiz yazıları adetta toplumda bir ahlak erezyonuna yol açmaktaydı.Kısa bir zaman önce babasını kaybetmesinden sonra ölümü ve maneviyatı hatırlaması açıkçası beni şaşırtmadı.Her şerin ardından mutlaka bir hayır vardır..!İnşALLAH magazinsel bir dönüş yaşamayız...
|
|
Etiketler... Lütfen konu içeriği ile ilgili kelimeler ekliyelim |
ayşe arman, boşanma, din, iman, tesetür |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|