07-29-2009, 13:17 | #1 |
4 Halife döneminde demokrasi var mıydı?
Saltanat ve Demokrasiyi anlatan Sifil, zihniyet olarak büyük bir değişimin var olduğunu ifade etti.
Saltanat'ın babadan oğula geçen bir sistem olduğunu söyleyen Sifil, 'Saltanat babadan oğula geçen bir sistemdir. Bizatihi kötü bir sistem midir bilakis kötü bir sistem değildir. Saltanatı devralan kişi kötü ise saltanat kötü olur. İyi ise iyidir. Aynı şey demokraside de geçerlidir.' ifadelerini kullandı. Ebubekir Sifil: Tabiî ki her yönetim için böyledir. Şimdi biz Hulefai Raşidin yönetimini bizim için referans noktası olduğundan, demokratik yönetilmiş bir dönem olarak, demokratik yöntemlere benzer, yani en azından aykırılık gözetmeyen bir dönem olarak görüyoruz. Ama böyle değil Hulefa-i Raşidin geliş dönemine bakın demokrasiden asla söz edilemez. Saltanat'a daha yakındır hatta bazılarına göre saltanattır. Örneğin Hz. Ebubekir'in seçilmesine bakın. Ümmetin ileri gelenleri bir araya geliyor ve Halifeyi seçiyor. Ümmetin büyük bir çoğunluğunun bundan haberi bile yok. 3 kişi oturmuş ve bu 3 kişiden birisi Ümmete halife olmuş. Ama bunlar ümmetin Ehli Hal vel Akt dediğimiz, yani ümmet adına iş görebilme yetkisine sahip ileri gelenleriydi. Bunun için onların beyat ettiği kişi halife oluyordu. Hz. Ebubekir kendisinden sonra Hz. Ömer'i tayin etmiştir. Tavsiye etmiştir. Benden sonra ona beyat edin demiştir. Burada da seçim yok, demokrasi yok. Hz. Ömer kendisinden sonra yönetimi 6 kişilik bir şuraya devretmiştir. Burada da bir demokrasi yok. Saltanata daha yakın şeyler. Bu örneği neden veriyorum? Demokrasi kötüdür, saltanat iyidir diye değil. Biz kendimize ait kavramlarla düşünmeyi terk ettiğimiz andan itibaren Saltanat’a bir lanet anlamı yükledik. Saltanat kötüdür dedik, demokrasi iyidir dedik. Bu bizdeki bir düşünce kırılmasının sonucudur. Ve sadece bu alana münhasır değildir. Bizim ulemamızın usul sistemine bakın. Kuran’dan sistemden hüküm çıkarma sistemine bakın. Bugün İslam dünyasında bu usul sistemi adeta beğenilmiyor bunun yerine daha farklı hüküm çıkarma metodları bulabilir miyiz deniliyor. Mesele ne mesele bizim batılı değerlerle, batının anlayışı ile değer yargılarıyla çatışma teşkil etmeyecek bir dünya özlemimiz. Bu özlem her şeyin önüne geçmiş durumda. Batıyla çatışmayan, uyum sağlayan bir hayat tarzı, bir din, gelenek, bir siyaset biçimi. Batıyla çatışmayalım deniliyor neden? Bu röportajın devamını okuyun arkadaşlar link aşağıda: http://www.ajans5.com/haber/20090729...asi-var-mi.php
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|