AK Gençliğin Buluşma Noktası
Tartışıyorum AK Partililerin, AK Parti Gençlerinin Seviyeli tartışma bölümü.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 10-06-2009, 17:16   #1
Kullanıcı Adı
ishakyilmaz
Standart El-Ezher Üniversitesinden Tartışılacak Çarşaf Vetvası!

nni İslam'ın en önemli enstitüsü olan Mısır'daki El Ezher Üniversitesi'nin rektörü Şeyh Muhammed Said Tantavi, kadının yüzünü ve vücudunun tamamını baştan aşağı örten kara çarşafın İslami inançla bir ilgisi olmadığından yasaklanması için fetva çıkaracaklarını belirtti..

Vatan'ın haberine göre, Tantavi, Mısır'ın başkenti Kahire'de bir kız okulunu ziyareti sırasında çarşafla ilgili bir soruyla karşılaşınca, bir kız öğrenciden giydiği çarşafı çıkarmasını istedi. Ancak genç kız da çarşafının dini bir zorunluluk ve inancı olduğunu, çıkaramayacağını söyledi. Bunun üzerine Şeyh Tantavi de, çarşafın sadece bir gelenek olduğunu ve Kuran'ı Kerim'le bir alakası olmadığını ifade etti. El Ezher, daha önce de kadınların vücut çizgilerinin belli olmayacağı şartıyla bol pantolon giyebilecekleri fetvasını vermişti.

AP Ajansı'na konuşan El Ezher üniversitesi güvenlik görevlileri de kendilerine sözlü olarak bir emir geldiğini, bundan sonra üniversitenin herhangi bir binasına veya üniversitenin alanına, baştan kara çarşaflı genç kızların bundan böyle alınmayacağının söylendiğini belirtti.

EL EZHER HOCALARINDAN TANTAVİ'YE DESTEK..

Olayın arından AP ve REuters, Şeyh Tantavi'ye ulaşmak için birbirleriyle yarıştı. Ancak Tantavi'ye ulaşılamadı. Ama El Ezher Üniverstiesi Araştırma kurumlarından Şeyh Abdel Maotai Bayumi, AP'ye yaptığı açıklamada " Biz hep birlikte Nikabın, İslami olmadığını biliyoruz. Taliban kadınları çarşaf giymeye zorluyor. Ve bu iş giderek yayılıyor. Bunu yasaklamanın zamanı geldi" diye konuştu.

 


Konu ishakyilmaz tarafından (10-06-2009 Saat 17:55 ) değiştirilmiştir..
ishakyilmaz isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 10-06-2009, 17:31   #2
Kullanıcı Adı
islamtiger
Standart
Ahzâb Sûresi 59. Âyet-i Kerîme
Tefsirli Meâli


Click this bar to view the full image.


Ey Nebî(yy-i Zî Şân)! Eşlerine, kızlarına ve inananların kadınlarına söyle ki; cilbâblarından (bir kısmına dolanıp, diğer) bir kısmını (da uzuvlarının şeklini belli etmeyecek vaziyette) üzerlerine sarkıtsınlar. İşte sana! Bu (örtünmeleri), onların(, câriyelerden ve İslâm'ın yasakladığı bazı aşağılık işleri yapan kadınlardan seçilip) tanınmalarına ve (kötü insanlar tarafından) eziyet olunmamalarına daha yakın (bir davranış)dır. Allâh dâima (çokça bağışlayan bir) Ğafûr ve (kullarına çokça acıyan bir) Rahîm olmuştur.

(Bu yüzden evvelce hicâb âyeti indiği halde, bu hususta dikkatli davranmayarak işlemiş olduğumuz günahlarımızı bağışlar ve bundan sonra emir tuttutğumuz için mükâfatınızı veririz.)



------------------------------------------------


Bu Âyet-i Kerîme'de geçen "Celâlib" kelimesinin müfredi olan "Cilbâb" kelimesine sahâbe ve tabi'în (Radıyallâhu anhüm) birkaç manâ vermiştir..:

a) İbni Abbas'tan(Radıyallâhu anhümâ) rivayet edildiğine göre; baştan aşağı örten dış elbisedir.

b) İbni Cübeyr ve bazı ulemâ'ya göre; "Milhafe" ve "Mikne'a" dır. Bu da yüzle birlikte bütün bedeni örten peçe ve çarşaf anlamındadır.

Diyânet eski reislerinden Ömer Nasûhî Bilmen; Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır, Konyalı Mehmet Vehbî Efendi ve İzmirli İsmâil Hakkı (Rahimehullah) gibi son devrin en büyük müfessirleri cilbâb kelimesine önce "ÇARŞAF" sonra da "Ferace" manâsını vermişlerdir. Dolayısıyla burada örf de nazâr-ı itibara alınacak olursa, şehir kıyâfeti olarak, özellikle de Osmanlı kültürümüzde çarşaf öne çıkmaktadır. Nitekim Elmalılı merhûmun: "Bizler yetiştiğimiz zaman memleketlerimizde vâlidelerimizin tesettür tarzı çarşaftı. Bin üçyüz onda İstanbul'a geldiğim zaman, İstanbul hanımlarının bir peçe ilave edilmek ve elde açık bir şemsiye bulunmak şartı ile tesettür tarları da bu idi!" şeklindeki beyanları bu örfü bize anlatmakta yeterlidir. Ancak Âcem yurdunda ferace ve çarşaf kullanıldığı gibi, Anadolu'da atkı-şalvar, Erzurum yöresinde ihram ve Karadeniz bölgesinde peştamal-dolaylık isti'mal edilmiştir. Şu kadar var ki; bu örflerin her birinin İSLÂM'da kabul görmesi şu şartlara bağlıdır..:

a) Tepeden tırnağa tüm bedeni örtmesi,
b) Hiçbir uvzun şeklini belli etmeyecek derecede bol olması ki; bu iki şart dikkatle düşünülecek olursa; günümüzde gelenek olarak bilinçsizce giyilen atkı-şalvar ve peştamal-dolaylığın bu şartlara hâiz olmadığı ortadadır. Hatta bazı yörelerin uyguladığı dize doğru çekilmiş çarşaflarda uygun değildir.

Dolayısıyla isim takıntısından ziyâde, burada zikredilen şartların aranma zorunluluğu vardır. Ama şu demek değildir ki; "Örtün de, nasıl örtünürsen örtün!", zira burada "Örtünsünler!" buyurulmamış, bilâkis "Cilbâblarını üzerlerine çeksinler!" buyurularak, cilbâb namında bir isim belirtilmiştir. Demek ki; Allâh-u Te'âlâ'nın kadınlara emri, bu şartları barındıran çarşaflara bürünmeleridir.

c) İçindeki şahsı süslü ve cazip göstermemesi,
d) İçini gösterecek şekilde şeffaf olmaması,
e) Yüz avret değilse de, zamanımızın fitnesi göz önünde bulundurularak çene altından değil de burun altından bağlanması,
f) Allı-pullu ve gösterişli renk ve şekillere sahip olmayıp, erkeklerin nazarlarını bertaraf edecek bir özellikte olması ki; bu yüzden siyah renk kullanılmalıdır. Nitekim Ümmü Seleme (r.anha) Vâlidemiz'in:" 'Üzerlerine çarşaflarını çeksinler!' âyet-i kerîmesi inince Ensâr Hanımları dışarı çıkarken sanki başları üzerinde kargalar varmış gibi siyah kisvelere büründüler."
(Abdürrezzak, el-Musannef: 2/123; Ebû Dâvûd, Libâs: 32, No: 4101,2/459; İbn Ebî Hâtîm, No: 17784,10/3154; İbni Kesîr: 6/471; Suyûtî, ed-Dürru'l-mensûr; 12/141; Âlûsî: 22/89) şeklindeki beyânı, bu hususta yeterli bir delildir.

Bu şartlar göz önünde bulundurulduğu takdirde; günümüz MÜSLÜMAN Kadınlarının giydikleri; abâye, manto, etek-bluz, pardösü gibi kıyâfetlerin İSLÂM'la uzaktan yakından alâkası olmadığı açıkça ortaya çıkar. Zirâ bu tür kıyafetler ve üzerlerine atılan süslü-püslü başörtüler, tepeden tırnağa tüm bedeni örtmemekte, örtse de şekli belli etmekte, şekli belli etmese de giyeni cazip göstererek dikkatleri üzerine çekmektedir. Halbûki İSLÂM'ın istediği tesettür şekli; giyenin genç mi yaşlı mı, güzel mi çirkin mi olduğunu belli etmeyecek bir örtünmedir.
islamtiger isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 10-06-2009, 17:31   #3
Kullanıcı Adı
islamtiger
Standart
Ahzâb Sûresi 59. Âyet-i Kerîme
Tefsirli Meâli


Click this bar to view the full image.


Ey Nebî(yy-i Zî Şân)! Eşlerine, kızlarına ve inananların kadınlarına söyle ki; cilbâblarından (bir kısmına dolanıp, diğer) bir kısmını (da uzuvlarının şeklini belli etmeyecek vaziyette) üzerlerine sarkıtsınlar. İşte sana! Bu (örtünmeleri), onların(, câriyelerden ve İslâm'ın yasakladığı bazı aşağılık işleri yapan kadınlardan seçilip) tanınmalarına ve (kötü insanlar tarafından) eziyet olunmamalarına daha yakın (bir davranış)dır. Allâh dâima (çokça bağışlayan bir) Ğafûr ve (kullarına çokça acıyan bir) Rahîm olmuştur.

(Bu yüzden evvelce hicâb âyeti indiği halde, bu hususta dikkatli davranmayarak işlemiş olduğumuz günahlarımızı bağışlar ve bundan sonra emir tuttutğumuz için mükâfatınızı veririz.)



------------------------------------------------


Bu Âyet-i Kerîme'de geçen "Celâlib" kelimesinin müfredi olan "Cilbâb" kelimesine sahâbe ve tabi'în (Radıyallâhu anhüm) birkaç manâ vermiştir..:

a) İbni Abbas'tan(Radıyallâhu anhümâ) rivayet edildiğine göre; baştan aşağı örten dış elbisedir.

b) İbni Cübeyr ve bazı ulemâ'ya göre; "Milhafe" ve "Mikne'a" dır. Bu da yüzle birlikte bütün bedeni örten peçe ve çarşaf anlamındadır.

Diyânet eski reislerinden Ömer Nasûhî Bilmen; Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır, Konyalı Mehmet Vehbî Efendi ve İzmirli İsmâil Hakkı (Rahimehullah) gibi son devrin en büyük müfessirleri cilbâb kelimesine önce "ÇARŞAF" sonra da "Ferace" manâsını vermişlerdir. Dolayısıyla burada örf de nazâr-ı itibara alınacak olursa, şehir kıyâfeti olarak, özellikle de Osmanlı kültürümüzde çarşaf öne çıkmaktadır. Nitekim Elmalılı merhûmun: "Bizler yetiştiğimiz zaman memleketlerimizde vâlidelerimizin tesettür tarzı çarşaftı. Bin üçyüz onda İstanbul'a geldiğim zaman, İstanbul hanımlarının bir peçe ilave edilmek ve elde açık bir şemsiye bulunmak şartı ile tesettür tarları da bu idi!" şeklindeki beyanları bu örfü bize anlatmakta yeterlidir. Ancak Âcem yurdunda ferace ve çarşaf kullanıldığı gibi, Anadolu'da atkı-şalvar, Erzurum yöresinde ihram ve Karadeniz bölgesinde peştamal-dolaylık isti'mal edilmiştir. Şu kadar var ki; bu örflerin her birinin İSLÂM'da kabul görmesi şu şartlara bağlıdır..:

a) Tepeden tırnağa tüm bedeni örtmesi,
b) Hiçbir uvzun şeklini belli etmeyecek derecede bol olması ki; bu iki şart dikkatle düşünülecek olursa; günümüzde gelenek olarak bilinçsizce giyilen atkı-şalvar ve peştamal-dolaylığın bu şartlara hâiz olmadığı ortadadır. Hatta bazı yörelerin uyguladığı dize doğru çekilmiş çarşaflarda uygun değildir.

Dolayısıyla isim takıntısından ziyâde, burada zikredilen şartların aranma zorunluluğu vardır. Ama şu demek değildir ki; "Örtün de, nasıl örtünürsen örtün!", zira burada "Örtünsünler!" buyurulmamış, bilâkis "Cilbâblarını üzerlerine çeksinler!" buyurularak, cilbâb namında bir isim belirtilmiştir. Demek ki; Allâh-u Te'âlâ'nın kadınlara emri, bu şartları barındıran çarşaflara bürünmeleridir.

c) İçindeki şahsı süslü ve cazip göstermemesi,
d) İçini gösterecek şekilde şeffaf olmaması,
e) Yüz avret değilse de, zamanımızın fitnesi göz önünde bulundurularak çene altından değil de burun altından bağlanması,
f) Allı-pullu ve gösterişli renk ve şekillere sahip olmayıp, erkeklerin nazarlarını bertaraf edecek bir özellikte olması ki; bu yüzden siyah renk kullanılmalıdır. Nitekim Ümmü Seleme (r.anha) Vâlidemiz'in:" 'Üzerlerine çarşaflarını çeksinler!' âyet-i kerîmesi inince Ensâr Hanımları dışarı çıkarken sanki başları üzerinde kargalar varmış gibi siyah kisvelere büründüler."
(Abdürrezzak, el-Musannef: 2/123; Ebû Dâvûd, Libâs: 32, No: 4101,2/459; İbn Ebî Hâtîm, No: 17784,10/3154; İbni Kesîr: 6/471; Suyûtî, ed-Dürru'l-mensûr; 12/141; Âlûsî: 22/89) şeklindeki beyânı, bu hususta yeterli bir delildir.

Bu şartlar göz önünde bulundurulduğu takdirde; günümüz MÜSLÜMAN Kadınlarının giydikleri; abâye, manto, etek-bluz, pardösü gibi kıyâfetlerin İSLÂM'la uzaktan yakından alâkası olmadığı açıkça ortaya çıkar. Zirâ bu tür kıyafetler ve üzerlerine atılan süslü-püslü başörtüler, tepeden tırnağa tüm bedeni örtmemekte, örtse de şekli belli etmekte, şekli belli etmese de giyeni cazip göstererek dikkatleri üzerine çekmektedir. Halbûki İSLÂM'ın istediği tesettür şekli; giyenin genç mi yaşlı mı, güzel mi çirkin mi olduğunu belli etmeyecek bir örtünmedir.
islamtiger isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 10-06-2009, 17:33   #4
Kullanıcı Adı
islamtiger
Standart
konuyu açan kardeşim şu başlıktaki "kara çarşaf" kelimesini ve o fotoğrafı kaldırsanız daha hoş olacak
islamtiger isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 10-06-2009, 17:43   #5
Kullanıcı Adı
MelekTube
Standart
vatan'ın haberi bu kadar olur...
MelekTube isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 10-06-2009, 17:47   #6
Kullanıcı Adı
MelekTube
Standart
resim vatan gazetesine ait...
MelekTube isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 10-06-2009, 18:01   #7
Kullanıcı Adı
ishakyilmaz
Standart


Doğan medyası tarafından geçilen bu haberin doğruluk payı meçhul!El-Ezher gibi önemli bir kurumun böyle bir fetva vereceğini sanmıyorum.Maksatlı bir haber olduğunu düşünüyorum.Üniversiteden bununla ilgili en kısa zaman cevap geleceğini tahmin ediyorum.
ishakyilmaz isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 10-06-2009, 18:02   #8
Kullanıcı Adı
depare
Standart
Ne yapmaya çalışıyor bunlar nasıl böyle bir şey söyleyebilirler aklım almıyor...
Yazık çok yazık...
Bunu söyleyenin hakikaten İslamdan Kurandan bii haber olması gerekiyor...
Gelmiş geçmiş 300 bin küsür Müfessir cilbab'ı çarşaf olarak tefsir etmişken...
Yakın zamanda'da İskilipli Atıf Hoca ile Said-i Nursi başta olmak üzere bir çok büyük Alimin bu konu hakkın'da kitapları eserleri bulunurken böyle bir söylemi kabul etmek mümkün değil...
Özellikle Said-i Nursi nin "Tesettür Risalesi" adlı eseri bu konu hakkında en güzel açıklamaların bulunduğu eserlerden birisidir...

İnşaallah yalan haberdir...
depare isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 10-06-2009, 18:02   #9
Kullanıcı Adı
islamtiger
Standart
Alıntı:
ishakyilmaz Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster


Doğan medyası tarafından geçilen bu haberin doğruluk payı meçhul!El-Ezher gibi önemli bir kurumun böyle bir fetva vereceğini sanmıyorum.Maksatlı bir haber olduğunu düşünüyorum.Üniversiteden bununla ilgili en kısa zaman cevap geleceğini tahmin ediyorum.


terbiyesizler!! lafa bak "kara çarşaf"....
islamtiger isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 10-06-2009, 18:05   #10
Kullanıcı Adı
ishakyilmaz
Standart
''CEVİZİN ÖZÜNE İNEMEYENLER,TÜMÜNÜ KABUK ZANNEDERMİŞ...KARTEL MEDYASININ DURUMUDA BU EKSERİYETTEN..''
ishakyilmaz isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Etiketler... Lütfen konu içeriği ile ilgili kelimeler ekliyelim
ak, çarşaf, el ezher, fetva, forum, haber, üniversite


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
webmaster blog çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi