AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

[Ertuğrul ÖZGÜL]

Toplumsal sorunların konuşulduğu 4. Din Şûrası'na, gençlere olumsuz örnek olan diziler ve kötü alışkanlıklar damgasını vurdu. Evlilik dışı ilişkileri normal gösteren, ahlaki yanlışları sıradanlaştıran filmlerden kaçınılması gerektiğinin altı çizildi.

Gençlerin alkol, sigara ve uyuşturucu kullanmaması için din adamlarının öncü rol üstlenmesi kararlaştırıldı. Cinsel istismar olaylarının önüne geçmek için neler yapılacağının da ele alındığı toplantıda, kızların okutulması ve aile içi şiddetin önlenmesinde, din görevlilerinin toplumsal zihniyet dönüşümünü gerçekleştirmesi gerektiği vurgulandı.

Ankara Bilkent Otel'de pazartesi günü başlayan 4. Din Şûrası, dün sona erdi. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, düzenlediği basın toplantısında 'Din ve toplum' ana temasıyla toplanan şûrada alınan kararları açıkladı. Bardakoğlu, Diyanet olarak "kendilerini öne çıkarmayı ve kendilerine alan açmayı değil, dinin huzur, sevgi ve barış ikliminden herkesin yararlanmasını amaçladıklarını" vurguladı. 4 komisyonda, sosyal açılımlı din hizmetlerinin bu çağda nasıl olması gerektiğinin tartışıldığını ifade ederek, Başkanlık'ın din dilinin ve dini anlatırken kullandığı iletişim araçlarının nasıl yenilenebileceği üzerinde kafa yorulduğunu anlattı.

HUTBE, EĞİTİM DÜZEYİNE UYGUN OLMALI

Bardakoğlu, şûranın açılışında üzerinde durulan 'din dili' konusunun ılımlı İslam, ulusal ve uluslararası hiçbir siyasî projeyle ilişkilendirilmemesi gerektiğini söyleyerek, "Din dili deyince dinin anlattıklarının, mesajının ve davetinin toplumun her kesimine, anlayacağı şekilde ulaştırılmasını kastediyoruz. Yoksa bizim dışımızdaki ortakların bizden beklediği şekliyle dini anlatmayı kastetmiyoruz. Din dili konusundaki çabalarımızın herhangi bir siyasî projeyle, ılımlı İslam'la ilişkilendirilmesi, sadece insanımızın zihninde olan her şeyi magazinleştirme yanlışının bir parçası." dedi. Dini anlatırken, toplumun ve gençlerin anlayacağı bir dil kullanmanın gerekliliğine dikkat çeken Diyanet İşleri Başkanı, hutbe ve vaazlara yapılan en ciddi eleştirilerden birinin, akademik dil olduğunu bildirdi: "Dil, bölge ve halkın eğitim düzeyine uygun olmalı. İnsanımızı aydınlatacak bir üslup geliştirmeliyiz."

Şûrada cinsel istismar konusunun da ele alındığını aktaran Bardakoğlu, tebliğlerin "bu konuda çok da iyi bir noktada bulunulmadığını ve bu alandaki özgürlüklerin giderek toplumu aşındırdığını" ortaya koyduğunu ifade etti. Gazetelerin 3. sayfalarını dolduran özellikle son birkaç yılda iyice gözler önüne serilen olayların, herkesi düşündürmesi gerektiğine işaret ederek, "Gençlerimizin etrafını saran tehlikeler konusunda ne dindar olmak ne anne-baba olmak gerekir ne de öğretmen ve imam olmak gerekir. Yüreğimizde az bir sızı, az bir insan sevgisi varsa, yarınımız hakkında biraz endişemiz ve umudumuz varsa, biz bu tehlikeleri görmeliyiz ve birlikte çare aramalıyız. Bu, hepimize düşen ortak bir sorumluluktur." diye konuştu.

Diyanet Reisi, televizyon dizileri ve filmlerde daha özenli davranılmasını isteyerek, "evlilik dışı ilişkileri normal gösteren ve alıştıran, ahlaki yanlışları sıradanlaştıran" rol modellerden kaçınılması gerektiğini söyledi. Ahlaki ve manevi değerleri korumada herkese görev düştüğünü belirterek, çocukların ve gençlerin zihnini bulandıracak rol modellerden kaçınılması temennisini dile getirdi. Medyada dinin ve din adamlarının imajını zedeleyen her türlü resimden, çizgiden ve fotoğraftan kaçınılması gerektiğini kaydeden Bardakoğlu, toplumu manevi ve kültürel yönden eğiten insanların imajı zedelendiğinde, herkesin zarar göreceğini vurguladı. Ali Bardakoğlu, çevre bilincinin oluşması, kan davalarının önlenmesi, barışın sağlanması, ağaçlandırma, yoksullukla mücadele, kız çocuklarının okutulması ve aile içi şiddetin önlenmesinde, din görevlilerinin toplumsal zihniyet dönüşümünü gerçekleştirmesi gerektiğinin de altını çizdi.

Merkezî ezan, kademeli kaldırılacak

Diyanet Reisi Ali Bardakoğlu, şûra üyelerinin, vaazların ve hutbelerin birebir yapılması halinde daha etkili olacağını dile getirdiklerini söyledi, ancak sınırlı kadro nedeniyle merkezi vaaz sisteminden yararlandıklarını belirtti. Yüzde 10-15 olan ilahiyat fakültesi mezunu oranını artırarak, kademeli olarak merkezi vaaz uygulaması yerine din görevlisinin alın terinin ürünü hutbe ve vaazla topluma ulaşmayı amaçladıklarını kaydetti. Merkezi ezanın da kademeli olarak kaldırılacağını aktardı. Vaaz ve irşat faaliyetlerinde gelişen teknolojiden yararlanılmasının da tavsiye edildiğini anlatan Bardakoğlu, bu kapsamda camilerde görsel sunumların yapılması yönünde önerilerin getirildiğini kaydetti.

Bardakoğlu, imam lojmanlarıyla ilgili ilginç bir çıkış yaptı. Cami çevresindeki lojmanlara karşı olduğunu ifade ederek, şunları söyledi: "Din adamları toplumun içinde olmalı. Apartmanlarda oturmalı. Toplumdan kopuk yaşamamalılar. Vatandaş da böylece 'hocamız caminin elektriğini, suyunu mu kullanıyor' düşüncesine girmez."

Hacda ek kontenjan müjdesi yok

Din Şûrası'nın çıkışında gazetecilerin sorularını cevaplandıran Bardakoğlu, hac konusunda Türkiye'ye verilecek ek kontenjan hakkında henüz 'müjdeli' bir gelişme yaşanmadığını aktardı: "Mevcut duruma göre hareket ediyoruz. Önümüzdeki bir hafta içinde ilk hac kafilesi yola çıkacak." Hacı adaylarına domuz gribi aşısı yapılıp yapılmamasıyla ilgili soru üzerine Bardakoğlu, Sağlık Bakanlığı ile müşterek hareket ettiklerini ve çalışmaların bakanlığın rehberliğinde yapıldığını kaydetti. Aşının ilk kafileye yetişmemesi durumunda hacı adaylarının kutsal topraklarda aşılanacağını bildirdi. 'Domuz gribi aşısının caiz olup olmadığı' sorusu üzerine ise "Bu konuda hiçbir tereddüde mahal yoktur. Bu konuda gereken sağlık tedbirleri alınacaktır." dedi.

ZAMAN

[Ertuğrul ÖZGÜL]