Yiğit Bulut-28 Şubat döneminde,Fethullah Gülen'e kurulan komplo ALİ KIRCA'ya sorulsun - AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

**rıfat gökalp** · 11-02-2009, 18:38

Ali Kırca'ya sansürsüz soru: Gülen'e ...

Habertürk Televizyonu'nda Yiğit Bulut'un hazırlayıp sunduğu 'Sansürsüz' programına katılan konuşmacılar, 28 Şubat süreciyle ilgili ilginç açıklamalar yaptı.

Yiğit Bulut, devletten nemalanan kesimlerin musluklarının kapatılmak istenmesinden sonra Türkiye'de önemli gelişmelerin olduğuna dikkat çekti. Örnek olarak 28 Şubat sürecini veren Bulut, Necmettin Erbakan'ın bankalar üzerinde yapmak istediği değişiklikleri hatırlattı. Konuyla ilgili Erbakan'ın girişimlerinin, televizyonlarda özel hazırlanan kasetlerle önlendiğini ve yaşanan olayların hemen ardından ilginç bir şekilde 28 Şubat'a götüren sürecin düğmesine basıldığını söyledi. O dönemde kurulan komplolardan Fethullah Gülen'in de etkilendiğini hatırlatması üzerine Yiğit Bulut'a Can Ataklı müdahale etmek istedi. Bulut, o dönemin televizyoncuları Ali Kırca ve Reha Muhtar'a bu yaşananların sorulabileceğini söyledi.

Programın diğer konuğu Nazlı Ilıcak ise Fethullah Gülen üzerine bu kadar gidilmesine anlam veremediğini açıkladı. Ilıcak, Gülen cemaatinin yaptığı hizmetlerin karalanması için her türlü faaliyetin yapıldığını ifade etti. Cemaatin ülkeye zararlı olduğunun söylenemeyeceğini belirten Ilıcak, "Onun açtığı okulların yararını saymakla bitiremeyiz." dedi. Ilıcak, Gülen'in yurtdışında açtığı okullarda okuyan öğrencilerin Atatürk'ü öğrendiğini vurgulayarak, "O çocukların Türkçe konuşuyor ve Türkçe şiirler okuyor olmaları ülkemiz açısından çok önemli. Bu öğrenciler, Türkiye'ye büyük bir sempati ile yaklaşıyor." diye konuştu.

ZAMAN

**rıfat gökalp** · 11-02-2009, 23:52

Yiğit Bulut'tan tarihi gerçekler Video

Erbakan 28 Şubat'ta niye devrildi? Bu soruya cevap veren Yiğit Bulut Erbakan'la ilgili bir gerçeği açık yüreklilikle dile getirdi.

Erbakan 28 Şubat'ta niye devrildi? Bu soruya cevap veren Yiğit Bulut Erbakan'la siyasi hiçbir fikirde biraraya gelemeyeceğini belirtirken Erbakan'la ilgili bir gerçeği açık yüreklilikle dile getirdi.
Türkiye'nin 5 bin kişiye yılda 52 milyar dolar faiz ödediğini belirten Bulut, Türkiye'deki yerleşik rant mekanizmasına Erbakan'ın müdahale etmek istediğinde başına gelenleri, nasıl irtica patlaması yaşandığını ve TSK'nın bu tuzaklara nasıl düştüğünü açıkca anlattı.

İşte o video>>>

Yiğit Bulut, devletten nemalanan kesimlerin musluklarının kapatılmak istenmesinden sonra Türkiye'de önemli gelişmelerin olduğuna dikkat çekti. Örnek olarak 28 Şubat sürecini veren Bulut, Necmettin Erbakan'ın bankalar üzerinde yapmak istediği değişiklikleri hatırlattı. Konuyla ilgili Erbakan'ın girişimlerinin, televizyonlarda özel hazırlanan kasetlerle önlendiğini ve yaşanan olayların hemen ardından ilginç bir şekilde 28 Şubat'a götüren sürecin düğmesine basıldığını söyledi. O dönemde kurulan komplolardan Fethullah Gülen'in de etkilendiğini hatırlatması üzerine Yiğit Bulut'a Can Ataklı müdahale etmek istedi. Bulut, o dönemin televizyoncuları Ali Kırca ve Reha Muhtar'a bu yaşananların sorulabileceğini söyledi.

www.moralhaber.net

**mücahid55** · 11-03-2009, 00:17

GÜLEN GRUBUNUN 28 ŞUBAT OYUNU.

Geçtiğimiz günlerde HABERTÜRK`te yayımlanan SANSÜRSÜZ programında Yiğit Bulut`un 28 Şubat`a ilişkin sözleri, Gülen grubunun 28 Şubat algısını bir kez daha ortaya koydu. AHMET N. GÜVENER yazdı...

Zaman grubunun Erbakan tahammülsüzlüğü devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde Habertürk’te yayımlanan Sansürsüz adlı programda, programın hazırlayıcısı ve sunucusu Yiğit Bulut 28 Şubat sürecine değindi. Yiğit Bulut, devletten nemalanan kesimlerin musluklarının kapatılmak istenmesinden sonra Türkiye`de önemli gelişmelerin olduğuna dikkat çekti. 28 Şubat sürecini de bunun örneği sayan Yiğit Bulut, Necmettin Erbakan`ın bankalar üzerinde yapmak istediği değişiklikleri hatırlattı. Konuyla ilgili Erbakan`ın girişimlerinin, televizyonlarda özel hazırlanan kasetlerle önlendiğini ve yaşanan olayların hemen ardından ilginç bir şekilde 28 Şubat`a götüren sürecin düğmesine basıldığını söyledi.

Programda olanlar bunlar. Peki Zaman gazetesi olayı nasıl verdi? Zaman gazetesi, Erbakan isminden kısaca söz ettikten sonra olayı hemen Fethullah Gülen’e getirerek 28 Şubat’ın Gülen cemaatini hedef aldığı izlenimini yaratmaya çalıştı. İşte tam da bu noktada Gülen grubu kalemşorlarına şunu sormak lazım: Madem Yiğit Bulut’un sözlerini esas alıyor ve 28 Şubat hakkındaki tespitlerini haklı buluyorsunuz, Fethullah Gülen’in 16 Nisan 1997’de Yalçın Doğan’a verdiği röportaja ne diyorsunuz? Unutmamışsınızdır, fakat cemaatin bugünkü demokrat hallerine bakıp bu cemaati her zaman böyle davranmış zanneden okurlar için o röportajdan bazı bölümleri hatırlatalım. İşte Fethullah Gülen’in 16 Nisan 1997’de Aydın Doğan televizyonu olan Kanal D’ye verdiği röportaj ve darbecilerin baskısına maruz kalan Erbakan’a yönelik ağır ithamları:

“(Bugün demokrasi, laiklik ve cumhuriyet tehdit altında mıdır? sorusuna karşılık) Demokrasinin, cumhuriyetin, laikliğin muhafızı konumunda kendisini görenler tarafından mesele öyle algılanıyorsa haklıdır, herkes belli bir sorumluluk taşıyor, sorumluluk taşıyanlar bu mevzuda tavırlarını ortaya koymalıdırlar. Çünkü konumları bunun böyle olmasını gerektirmektedir.”

Yine Fethullah Gülen, 28 Şubat’ta MGK’da çıkan kararlarla ve darbeci komutanlarla ilgili bakın neler diyor aynı röportajda:

“MGK kararları belki bu şekilde tavsiye niteliğinde, bazıları onları muhtıra şeklinde de algıladı. Bu şekliyle gelişmiş demokrasilerde antidemokratik bulunabilir. Fakat şurası da bir gerçek ki milli güvenliğin hali hazırdaki konumu anayasal bazı esaslara dayandırılmıştır. Milli Güvenlik Kurulu herşeyi aşarak, kanunları aşarak, parlamentoyu aşarak, anayasayı aşarak kendi kendine o konuma yükselmemiş, oraya gelip oturmamış ve millete karar yağdırmıyor yani, anayasal bir müessesedir. Anayasal bir müessese, anayasanın getirdiği yerde kendi konumunun gerektirdiği şeyleri yerine getirmeyi düşünür. Mesela şimdi onlar da şöyle düşünüyorlarsa, biz burada milli güvenlik, milletimizin güvenliğini şayet koruma mevkiinde bulunuyorsak ister gerçekten ve öyle olsun ister bizim içtihatlarımıza, algılamalarımıza göre şu gelişmelerde rejim için şayet bir tehlike ise bizim sorumluluğumuz altındadır bunlara müdahale etmek. Müdahale etmediğimiz zaman tarih önünde suçlu oluruz mülahazasıyla hareket ediliyorsa meseleyi böyle algılıyorsa bana göre onlar masumdurlar. Eğer işin içinde bir hata varsa bu içtihat hatasıdır. Hatta fakihlerin mülahazasıyla da yaklaşılabilir, içtihattaki hatalar bir sevap kazandırır, isabet olursa iki sevap kazandırır mülahazası.”

Gülen o röportajda askerler ve darbeyi destekleyen Demirel ile ilgili olarak da şöyle demektedir:

“Ben Türk toplumuna tavsiyede bulunma durumunda, konumunda değilim ama, düz bir vatandaş olarak hislerimi ifade etmede de bir beis görmüyorum. Sayın Cumhurbaşkanımız bu mevzuda kendi sorumluluklarının şuurundadır. Zannediyorum dengeye çok hizmetleri olacaktır. Askerlerimiz bir yönüyle yaptıkları bazı şeylerden ötürü bazı çevrelerce, belki antidemokratik davranıyor sayılabilirler. Ama onlar konumlarının gereğini anayasanın kendilerine verdiği şeyleri yerine getiriyorlar.Hatta dahası, ben zannediyorum, onlar, bazı sivil kesimlerden daha demokrat. Biraz evvel arzettiğim mülahazalar açısından herhalde onların temsil ettikleri kuvvet şu partiler arasında birbirini istemeyen insanların elinde olsa bir gece hızlı bir baskınla gelirler hasımlarını bertaraf ederler onun yerine otururlar. Kuvvet ellerinde olduğu halde. Fakat çok mantıki davranıyorlar.”

Şimdi sormak sırası bize düşüyor: 28 Şubat darbesi gerçekleşirken, darbeci kesimler meşru hükümete savaş açmışken, bizzat Fethullah Gülen kimden yana olmuştur? Buyurun Fethullah Gülen’in kendi ağzından açıklamaları. Peki durum bu kadar apaçık ortadayken, 28 Şubat süreciyle ilgili konuşurken, dönemin Başbakanı Erbakan’ı es geçip, sözü Fethullah Gülen’e getirmek ahlaki midir?

Fethullah Gülen’in o dönemde kendi cemaati adına çeşitli kaygıları olmuş olabilir. Gülen’in bu kaygılarından ve elindekileri yitirmekten duyduğu korkudan ötürü darbecilere destek veren açıklamaları Aydın Doğan’ın televizyon kanalında vermesi lazım gelmiş olabilir. Fakat bu durumda yapılması gereken, Türkiye halkından özür dileyerek pişmanlık göstermektir. Hem 28 Şubat’a gerekçesi ne olursa olsun destek verip, hem de darbeye maruz kalan Erbakan’ı ve Milli Görüş’ü her yeri geldiğinde karalamak, İslam ahlakına değil, olsa olsa pragmatist küçük politikacıların ahlakına uygundur.

Ahmet N. Güvener

boyuthaber

**rıfat gökalp** · 11-03-2009, 00:23

aynı tavrı sürdürdü.

Susurluk'a da Fasa Fiso Demişti !

ERBAKAN

ERGENEKONCU mu?

- Ergenekon'un ne olduğunu bilmiyorum. Okuduğumuz şey (iddianame) roman gibi bir şey. Ne mana çıkaracaksınız? Siz alın okuyun çıkaracak manayı çıkarın.

- Ulusalcılar Milli Görüş'e yaklaştılar. Memleketini vatanını seven her insan doğru bir teşhis yaparsa Milli Görüş'e yaklaşır. Ulusalcılar dediğimiz arkadaşlarımız Türkiye'de teşhisleri görüyorlar.

- Mehmet Haberal dostumuzdur, çalışkandır. Her zaman takdir ederiz. Biz hükümetteyken onun çeşitli hastanelerini açmışızdır. Memlekete çok büyük hizmetler yapmıştır.

- Demirel benim sınıf arkadaşımdır. Şahsen dostumdur, kardeşimdir.
- 28 Şubat'ın baş aktörü Warren Christopher'dır.
- Askerle hiçbir sorunumuz yoktu

Zaman Gazetesi'nden Emine Dolmacı'nın Necmettin Erbakan'la yaptığı röportajı:

30 Ekim 1996 tarihli kriptonun ABD'nin Ankara Büyükelçiliği'ne gönderilmesiyle harekete geçildiği görüşünde. 28 Şubat sürecinde başbakanlıktan istifa etmeyi hiç düşünmediğini belirtiyor. Askerlerle arasının iyi olduğunun altını çiziyor. "Tertipçiler dış güçlerdi" görüşünü savunuyor. Erbakan, Ergenekon konusunda yorum yapmaktan kaçınırken "Bu konuda hiçbir şey bilmiyorum. Bilmediğim bir konuda yorum yapamam." ifadelerini kullanıyor.
Saadet Partisi'nin İstanbul'daki mitingine katılarak sürpriz yaptınız. Yerel seçimleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bu seçim, 'to be or not to be' (olmak ya da olmamak) seçimidir. Genel seçimlerin de işaret fişeğidir. Yerel seçimlerde Milli Görüş'ün kazanacağı başarı, genel seçimlerde yol gösterecektir. Milli Görüş iktidara gelecek ve insanlık kurtulacaktır.
Son kongrede Numan Kurtulmuş genel başkanlığa geldi. Genel başkanlık için ismi parti ilk kurulduğu gün de seslendirilmişti ama bu 7 yıl sonra gerçekleşti...
Gecikme diye bir şey yok. Bu kongrede isabetli bir karar alınmıştır. Bundan önceki kongreler de isabetlidir. Recai Bey, eşi bulunmaz bir pırlantadır. Şu anda Erzurum ve Malatya'da bir nefer gibi gece gündüz çalışıyor.

Demirel kardeşim, dostum

Süleyman Demirel, hükümetiniz döneminde cumhurbaşkanıydı. Pek çok antidemokratik uygulama onun döneminde yaşandı. Demirel 28 Şubat'ı normal buluyor. Siz nasıl yorumluyorsunuz?
Amerika Dışişleri Bakanı Warren Christopher'ın gizli şifreli kriptosu var. Ankara Büyükelçiliği'ne ve komşu ülkelerin büyükelçiliklerine gönderilmiş. 15 Ekim'de D-8'leri kurmaya karar verdik Çırağan Sarayı'nda. 15 gün sonra hariciye bakanı bütün elçilere bunu gönderiyor. Ne yapıp edip Türkiye'de Refah'ı iktidardan uzaklaştırın ve askerî ihtilal yapın diyor.

Yakın zamanda kendisiyle görüştünüz mü?

Elbette. Demirel benim sınıf arkadaşımdır. Şahsen dostumdur, kardeşimdir. Tabii politikaları bakımından fikirlerimiz birbirine uymamaktadır.

28 Şubat'ın mağdurusunuz. Geriye dönüp baktığınızda şunu yapardım, şunu yapmazdım dediğiniz ne var?
Hayır yok. Elhamdülillah. Hatasız kul olmaz, insanlar hata yaparlar. Eğer siz tutup da hangi şartlar altında ne yaptığınıza bakarsanız, isabetli bir şekilde, vatan millet sevgisi içinde hareket etmişizdir.

28 Şubat'ta istifa etmeyi düşündünüz mü hiç? İlk kararlar alındığında ve hükümetinize baskı yapıldığında...
Hayır, niçin istifamı vereyim? Ben hayra hizmet ediyorum. Ne yapacağım, işbirlikçilere mi bırakacağım?
Sizce 28 Şubat'ın başaktörü kimdir?
Warren Christopher.

Askerle hiçbir sorunumuz yoktu
Direksiyon sizin elinizde miydi bu dönemde?
Hiç şüphesiz. Bizim hükümetimiz bağımsız bir hükümettir. Askerle hiçbir sorunumuz yoktu. Asker bize her zaman teşekkür için gelmiştir. Tertipçiler dış güçlerdir.
Ergenekon soruşturması iki yıla yakın bir süredir devam ediyor. Dava süreci başladı. Ergenekon'u nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bu hususta sadece iki cümle söyleyeceğim. Bir tanesi ne olduğunu bilmiyorum. Ne olduğunu bilmediğim bir şey hakkında konuşmam doğru olmaz. İkincisi mahkemeye intikal etmiş bir konuda konuşmak doğru olmaz.
İzlediğiniz kadarıyla düşünceniz nedir?
Ne olduğunu anlayamıyorum ki, izlemekten bir mana çıkarmak mümkün değil.
İddianameyi incelediniz mi?
Okuduğumuz şey roman gibi bir şey. Ne mana çıkaracaksınız? Siz alın okuyun çıkaracak manayı çıkarın.
Susurluk'la bağlantısı nedir sizce?
Olsa da bir şey söyleyemeyeceğim. Susurluk araştırma komisyonunun, sonuna kadar görevlerini hiçbir etki altında kalmadan yapmaları konusunda başbakan olarak benim yazılı emrim vardır. Onlar da vazifelerini canla başla yapmışlardır. Ancak bizimki 1 yıllık bir hükümetti. Hükümetimiz döneminde bunların sonuçlanması imkanı olmamıştır.
Ulusalcılar mı Milli Görüşçü oldu yoksa siz mi yaklaştınız?
Ulusalcılar Milli Görüş'e yaklaştılar. Memleketini vatanını seven her insan doğru bir teşhis yaparsa Milli Görüş'e yaklaşır. Ulusalcılar dediğimiz arkadaşlarımız Türkiye'de teşhisleri görüyorlar. Ancak bunları görmek yetmiyor, önemli olan tedavidir. Onların bu konuları yeteri kadar dinlemeleri lazım gelir. Yeteri kadar dinlemedikleri için sıralarını bekliyorlar.
Başkent Televizyonu'nda bir programın reklam arasında yaşanan diyaloglara şahit olduk. Televizyonun sahibi Mehmet Haberal'la diyaloğunuz nedir?
Mehmet Haberal dostumuzdur, çalışkandır. Her zaman takdir ederiz. Biz hükümetteyken onun çeşitli hastanelerini açmışızdır. Memlekete çok büyük hizmetler yapmıştır.
Zamanla insanlar değişir dönüşür, siz ne kadar değiştiniz?
Hak bildiğimiz yolda yürüyoruz. Temel konularda değişme diye bir şey olmaz.
Nermin Hanım'ın yokluğu hayatınızdan ne götürdü?
Bunu dile getirmek mümkün değildir. Dinimiz saadeti aileye bağlamıştır. Aile saadetin çekirdeğidir. Bir hanım bir erkeğe Allah'ın emanetidir, erkek de hanıma Allah'ın emanetidir. Aile ebedi bir şeydir, yani aile cennette de devam eder. Allah herkese sağlık sıhhat içinde ailesiyle birlikte yaşamayı nasip etsin.
Çocuklarınızın siyasette yer almasına nasıl bakıyorsunuz?
Siyaseti ibadet olarak yapıyoruz. Vatan, sevgisinin bir gereğidir. İhtiyari değil, mecburidir.
Hayatta sizi en çok ne mutlu eder?
Cennet müjdesini almak.
En son ne zaman film izlediniz ve hangi filmi izlediniz?
Pek vaktim olmuyor maalesef.
En son hangi kitabı okudunuz?
Rand Cooperation'un raporlarını okudum. Amerika'daki siyonist merkezlerin çalışma raporları.

ZAMAN

**mücahid55** · 11-03-2009, 00:26

biz konuya dair yazı paylaştık, sorulara - yazılanlara cevap bulamadınız anlaşılan.
düştüğünüz çıkmazı bu imalar kapatmaz.

f. gülen in darbecilere destek veren sözlerine hiç ses çıkarmayın. darbelerde en ağır bedel ödeyen Erbakan Hocamızı ergenekoncu göstermeye çalışiın. kimse yutmaz bunları , hesabınıda mahşerde ödersiniz .

**rıfat gökalp** · 11-03-2009, 00:33

Alıntı:

mücahid55 Nickli Üyeden Alıntı

biz konuya dair yazı paylaştık, sorulara - yazılanlara cevap bulamadınız anlaşılan.
düştüğünüz çıkmazı bu imalar kapatmaz.

sıkıştığım ve zor kaldığım yok,sizin açtığınız konuya binaen ben de sevmeme rağmen ERBAKAN için nostaljide bulundum,paylaştığın yazar'ın ise psikolojik rahatsızlıkları olduğundan cevap vermeye gerek duymuyorum.

**mücahid55** · 11-03-2009, 00:39

f. gülenin sözleri ortada, açtığınız konuda. yazara çamur kaçamak değilde ne. o sözler söylenmişmi söylenmemişmi? söylenmiş, o zaman ne anlama geliyor bu sözler?

11-02-2009, 18:38	#1
Kullanıcı Adı rıfat gökalp	Yiğit Bulut-28 Şubat döneminde,Fethullah Gülen'e kurulan komplo ALİ KIRCA'ya sorulsun Ali Kırca'ya sansürsüz soru: Gülen'e ... Habertürk Televizyonu'nda Yiğit Bulut'un hazırlayıp sunduğu 'Sansürsüz' programına katılan konuşmacılar, 28 Şubat süreciyle ilgili ilginç açıklamalar yaptı. Yiğit Bulut, devletten nemalanan kesimlerin musluklarının kapatılmak istenmesinden sonra Türkiye'de önemli gelişmelerin olduğuna dikkat çekti. Örnek olarak 28 Şubat sürecini veren Bulut, Necmettin Erbakan'ın bankalar üzerinde yapmak istediği değişiklikleri hatırlattı. Konuyla ilgili Erbakan'ın girişimlerinin, televizyonlarda özel hazırlanan kasetlerle önlendiğini ve yaşanan olayların hemen ardından ilginç bir şekilde 28 Şubat'a götüren sürecin düğmesine basıldığını söyledi. O dönemde kurulan komplolardan Fethullah Gülen'in de etkilendiğini hatırlatması üzerine Yiğit Bulut'a Can Ataklı müdahale etmek istedi. Bulut, o dönemin televizyoncuları Ali Kırca ve Reha Muhtar'a bu yaşananların sorulabileceğini söyledi. Programın diğer konuğu Nazlı Ilıcak ise Fethullah Gülen üzerine bu kadar gidilmesine anlam veremediğini açıkladı. Ilıcak, Gülen cemaatinin yaptığı hizmetlerin karalanması için her türlü faaliyetin yapıldığını ifade etti. Cemaatin ülkeye zararlı olduğunun söylenemeyeceğini belirten Ilıcak, "Onun açtığı okulların yararını saymakla bitiremeyiz." dedi. Ilıcak, Gülen'in yurtdışında açtığı okullarda okuyan öğrencilerin Atatürk'ü öğrendiğini vurgulayarak, "O çocukların Türkçe konuşuyor ve Türkçe şiirler okuyor olmaları ülkemiz açısından çok önemli. Bu öğrenciler, Türkiye'ye büyük bir sempati ile yaklaşıyor." diye konuştu. ZAMAN

11-03-2009, 00:26	#5
Kullanıcı Adı mücahid55	biz konuya dair yazı paylaştık, sorulara - yazılanlara cevap bulamadınız anlaşılan. düştüğünüz çıkmazı bu imalar kapatmaz. f. gülen in darbecilere destek veren sözlerine hiç ses çıkarmayın. darbelerde en ağır bedel ödeyen Erbakan Hocamızı ergenekoncu göstermeye çalışiın. kimse yutmaz bunları , hesabınıda mahşerde ödersiniz . Konu mücahid55 tarafından (11-03-2009 Saat 00:31 ) değiştirilmiştir..

11-02-2009, 23:52	#2
Kullanıcı Adı rıfat gökalp	Yiğit Bulut'tan tarihi gerçekler Video Erbakan 28 Şubat'ta niye devrildi? Bu soruya cevap veren Yiğit Bulut Erbakan'la ilgili bir gerçeği açık yüreklilikle dile getirdi. Erbakan 28 Şubat'ta niye devrildi? Bu soruya cevap veren Yiğit Bulut Erbakan'la siyasi hiçbir fikirde biraraya gelemeyeceğini belirtirken Erbakan'la ilgili bir gerçeği açık yüreklilikle dile getirdi. Türkiye'nin 5 bin kişiye yılda 52 milyar dolar faiz ödediğini belirten Bulut, Türkiye'deki yerleşik rant mekanizmasına Erbakan'ın müdahale etmek istediğinde başına gelenleri, nasıl irtica patlaması yaşandığını ve TSK'nın bu tuzaklara nasıl düştüğünü açıkca anlattı. İşte o video>>> Yiğit Bulut, devletten nemalanan kesimlerin musluklarının kapatılmak istenmesinden sonra Türkiye'de önemli gelişmelerin olduğuna dikkat çekti. Örnek olarak 28 Şubat sürecini veren Bulut, Necmettin Erbakan'ın bankalar üzerinde yapmak istediği değişiklikleri hatırlattı. Konuyla ilgili Erbakan'ın girişimlerinin, televizyonlarda özel hazırlanan kasetlerle önlendiğini ve yaşanan olayların hemen ardından ilginç bir şekilde 28 Şubat'a götüren sürecin düğmesine basıldığını söyledi. O dönemde kurulan komplolardan Fethullah Gülen'in de etkilendiğini hatırlatması üzerine Yiğit Bulut'a Can Ataklı müdahale etmek istedi. Bulut, o dönemin televizyoncuları Ali Kırca ve Reha Muhtar'a bu yaşananların sorulabileceğini söyledi. www.moralhaber.net

11-03-2009, 00:17	#3
Kullanıcı Adı mücahid55	GÜLEN GRUBUNUN 28 ŞUBAT OYUNU. Geçtiğimiz günlerde HABERTÜRK`te yayımlanan SANSÜRSÜZ programında Yiğit Bulut`un 28 Şubat`a ilişkin sözleri, Gülen grubunun 28 Şubat algısını bir kez daha ortaya koydu. AHMET N. GÜVENER yazdı... Zaman grubunun Erbakan tahammülsüzlüğü devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde Habertürk’te yayımlanan Sansürsüz adlı programda, programın hazırlayıcısı ve sunucusu Yiğit Bulut 28 Şubat sürecine değindi. Yiğit Bulut, devletten nemalanan kesimlerin musluklarının kapatılmak istenmesinden sonra Türkiye`de önemli gelişmelerin olduğuna dikkat çekti. 28 Şubat sürecini de bunun örneği sayan Yiğit Bulut, Necmettin Erbakan`ın bankalar üzerinde yapmak istediği değişiklikleri hatırlattı. Konuyla ilgili Erbakan`ın girişimlerinin, televizyonlarda özel hazırlanan kasetlerle önlendiğini ve yaşanan olayların hemen ardından ilginç bir şekilde 28 Şubat`a götüren sürecin düğmesine basıldığını söyledi. Programda olanlar bunlar. Peki Zaman gazetesi olayı nasıl verdi? Zaman gazetesi, Erbakan isminden kısaca söz ettikten sonra olayı hemen Fethullah Gülen’e getirerek 28 Şubat’ın Gülen cemaatini hedef aldığı izlenimini yaratmaya çalıştı. İşte tam da bu noktada Gülen grubu kalemşorlarına şunu sormak lazım: Madem Yiğit Bulut’un sözlerini esas alıyor ve 28 Şubat hakkındaki tespitlerini haklı buluyorsunuz, Fethullah Gülen’in 16 Nisan 1997’de Yalçın Doğan’a verdiği röportaja ne diyorsunuz? Unutmamışsınızdır, fakat cemaatin bugünkü demokrat hallerine bakıp bu cemaati her zaman böyle davranmış zanneden okurlar için o röportajdan bazı bölümleri hatırlatalım. İşte Fethullah Gülen’in 16 Nisan 1997’de Aydın Doğan televizyonu olan Kanal D’ye verdiği röportaj ve darbecilerin baskısına maruz kalan Erbakan’a yönelik ağır ithamları: “(Bugün demokrasi, laiklik ve cumhuriyet tehdit altında mıdır? sorusuna karşılık) Demokrasinin, cumhuriyetin, laikliğin muhafızı konumunda kendisini görenler tarafından mesele öyle algılanıyorsa haklıdır, herkes belli bir sorumluluk taşıyor, sorumluluk taşıyanlar bu mevzuda tavırlarını ortaya koymalıdırlar. Çünkü konumları bunun böyle olmasını gerektirmektedir.” Yine Fethullah Gülen, 28 Şubat’ta MGK’da çıkan kararlarla ve darbeci komutanlarla ilgili bakın neler diyor aynı röportajda: “MGK kararları belki bu şekilde tavsiye niteliğinde, bazıları onları muhtıra şeklinde de algıladı. Bu şekliyle gelişmiş demokrasilerde antidemokratik bulunabilir. Fakat şurası da bir gerçek ki milli güvenliğin hali hazırdaki konumu anayasal bazı esaslara dayandırılmıştır. Milli Güvenlik Kurulu herşeyi aşarak, kanunları aşarak, parlamentoyu aşarak, anayasayı aşarak kendi kendine o konuma yükselmemiş, oraya gelip oturmamış ve millete karar yağdırmıyor yani, anayasal bir müessesedir. Anayasal bir müessese, anayasanın getirdiği yerde kendi konumunun gerektirdiği şeyleri yerine getirmeyi düşünür. Mesela şimdi onlar da şöyle düşünüyorlarsa, biz burada milli güvenlik, milletimizin güvenliğini şayet koruma mevkiinde bulunuyorsak ister gerçekten ve öyle olsun ister bizim içtihatlarımıza, algılamalarımıza göre şu gelişmelerde rejim için şayet bir tehlike ise bizim sorumluluğumuz altındadır bunlara müdahale etmek. Müdahale etmediğimiz zaman tarih önünde suçlu oluruz mülahazasıyla hareket ediliyorsa meseleyi böyle algılıyorsa bana göre onlar masumdurlar. Eğer işin içinde bir hata varsa bu içtihat hatasıdır. Hatta fakihlerin mülahazasıyla da yaklaşılabilir, içtihattaki hatalar bir sevap kazandırır, isabet olursa iki sevap kazandırır mülahazası.” Gülen o röportajda askerler ve darbeyi destekleyen Demirel ile ilgili olarak da şöyle demektedir: “Ben Türk toplumuna tavsiyede bulunma durumunda, konumunda değilim ama, düz bir vatandaş olarak hislerimi ifade etmede de bir beis görmüyorum. Sayın Cumhurbaşkanımız bu mevzuda kendi sorumluluklarının şuurundadır. Zannediyorum dengeye çok hizmetleri olacaktır. Askerlerimiz bir yönüyle yaptıkları bazı şeylerden ötürü bazı çevrelerce, belki antidemokratik davranıyor sayılabilirler. Ama onlar konumlarının gereğini anayasanın kendilerine verdiği şeyleri yerine getiriyorlar.Hatta dahası, ben zannediyorum, onlar, bazı sivil kesimlerden daha demokrat. Biraz evvel arzettiğim mülahazalar açısından herhalde onların temsil ettikleri kuvvet şu partiler arasında birbirini istemeyen insanların elinde olsa bir gece hızlı bir baskınla gelirler hasımlarını bertaraf ederler onun yerine otururlar. Kuvvet ellerinde olduğu halde. Fakat çok mantıki davranıyorlar.” Şimdi sormak sırası bize düşüyor: 28 Şubat darbesi gerçekleşirken, darbeci kesimler meşru hükümete savaş açmışken, bizzat Fethullah Gülen kimden yana olmuştur? Buyurun Fethullah Gülen’in kendi ağzından açıklamaları. Peki durum bu kadar apaçık ortadayken, 28 Şubat süreciyle ilgili konuşurken, dönemin Başbakanı Erbakan’ı es geçip, sözü Fethullah Gülen’e getirmek ahlaki midir? Fethullah Gülen’in o dönemde kendi cemaati adına çeşitli kaygıları olmuş olabilir. Gülen’in bu kaygılarından ve elindekileri yitirmekten duyduğu korkudan ötürü darbecilere destek veren açıklamaları Aydın Doğan’ın televizyon kanalında vermesi lazım gelmiş olabilir. Fakat bu durumda yapılması gereken, Türkiye halkından özür dileyerek pişmanlık göstermektir. Hem 28 Şubat’a gerekçesi ne olursa olsun destek verip, hem de darbeye maruz kalan Erbakan’ı ve Milli Görüş’ü her yeri geldiğinde karalamak, İslam ahlakına değil, olsa olsa pragmatist küçük politikacıların ahlakına uygundur. Ahmet N. Güvener boyuthaber

11-03-2009, 00:23	#4
Kullanıcı Adı rıfat gökalp	aynı tavrı sürdürdü. Susurluk'a da Fasa Fiso Demişti ! ERBAKAN ERGENEKONCU mu? - Ergenekon'un ne olduğunu bilmiyorum. Okuduğumuz şey (iddianame) roman gibi bir şey. Ne mana çıkaracaksınız? Siz alın okuyun çıkaracak manayı çıkarın. - Ulusalcılar Milli Görüş'e yaklaştılar. Memleketini vatanını seven her insan doğru bir teşhis yaparsa Milli Görüş'e yaklaşır. Ulusalcılar dediğimiz arkadaşlarımız Türkiye'de teşhisleri görüyorlar. - Mehmet Haberal dostumuzdur, çalışkandır. Her zaman takdir ederiz. Biz hükümetteyken onun çeşitli hastanelerini açmışızdır. Memlekete çok büyük hizmetler yapmıştır. - Demirel benim sınıf arkadaşımdır. Şahsen dostumdur, kardeşimdir. - 28 Şubat'ın baş aktörü Warren Christopher'dır. - Askerle hiçbir sorunumuz yoktu Zaman Gazetesi'nden Emine Dolmacı'nın Necmettin Erbakan'la yaptığı röportajı: 30 Ekim 1996 tarihli kriptonun ABD'nin Ankara Büyükelçiliği'ne gönderilmesiyle harekete geçildiği görüşünde. 28 Şubat sürecinde başbakanlıktan istifa etmeyi hiç düşünmediğini belirtiyor. Askerlerle arasının iyi olduğunun altını çiziyor. "Tertipçiler dış güçlerdi" görüşünü savunuyor. Erbakan, Ergenekon konusunda yorum yapmaktan kaçınırken "Bu konuda hiçbir şey bilmiyorum. Bilmediğim bir konuda yorum yapamam." ifadelerini kullanıyor. Saadet Partisi'nin İstanbul'daki mitingine katılarak sürpriz yaptınız. Yerel seçimleri nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu seçim, 'to be or not to be' (olmak ya da olmamak) seçimidir. Genel seçimlerin de işaret fişeğidir. Yerel seçimlerde Milli Görüş'ün kazanacağı başarı, genel seçimlerde yol gösterecektir. Milli Görüş iktidara gelecek ve insanlık kurtulacaktır. Son kongrede Numan Kurtulmuş genel başkanlığa geldi. Genel başkanlık için ismi parti ilk kurulduğu gün de seslendirilmişti ama bu 7 yıl sonra gerçekleşti... Gecikme diye bir şey yok. Bu kongrede isabetli bir karar alınmıştır. Bundan önceki kongreler de isabetlidir. Recai Bey, eşi bulunmaz bir pırlantadır. Şu anda Erzurum ve Malatya'da bir nefer gibi gece gündüz çalışıyor. Demirel kardeşim, dostum Süleyman Demirel, hükümetiniz döneminde cumhurbaşkanıydı. Pek çok antidemokratik uygulama onun döneminde yaşandı. Demirel 28 Şubat'ı normal buluyor. Siz nasıl yorumluyorsunuz? Amerika Dışişleri Bakanı Warren Christopher'ın gizli şifreli kriptosu var. Ankara Büyükelçiliği'ne ve komşu ülkelerin büyükelçiliklerine gönderilmiş. 15 Ekim'de D-8'leri kurmaya karar verdik Çırağan Sarayı'nda. 15 gün sonra hariciye bakanı bütün elçilere bunu gönderiyor. Ne yapıp edip Türkiye'de Refah'ı iktidardan uzaklaştırın ve askerî ihtilal yapın diyor. Yakın zamanda kendisiyle görüştünüz mü? Elbette. Demirel benim sınıf arkadaşımdır. Şahsen dostumdur, kardeşimdir. Tabii politikaları bakımından fikirlerimiz birbirine uymamaktadır. 28 Şubat'ın mağdurusunuz. Geriye dönüp baktığınızda şunu yapardım, şunu yapmazdım dediğiniz ne var? Hayır yok. Elhamdülillah. Hatasız kul olmaz, insanlar hata yaparlar. Eğer siz tutup da hangi şartlar altında ne yaptığınıza bakarsanız, isabetli bir şekilde, vatan millet sevgisi içinde hareket etmişizdir. 28 Şubat'ta istifa etmeyi düşündünüz mü hiç? İlk kararlar alındığında ve hükümetinize baskı yapıldığında... Hayır, niçin istifamı vereyim? Ben hayra hizmet ediyorum. Ne yapacağım, işbirlikçilere mi bırakacağım? Sizce 28 Şubat'ın başaktörü kimdir? Warren Christopher. Askerle hiçbir sorunumuz yoktu Direksiyon sizin elinizde miydi bu dönemde? Hiç şüphesiz. Bizim hükümetimiz bağımsız bir hükümettir. Askerle hiçbir sorunumuz yoktu. Asker bize her zaman teşekkür için gelmiştir. Tertipçiler dış güçlerdir. Ergenekon soruşturması iki yıla yakın bir süredir devam ediyor. Dava süreci başladı. Ergenekon'u nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu hususta sadece iki cümle söyleyeceğim. Bir tanesi ne olduğunu bilmiyorum. Ne olduğunu bilmediğim bir şey hakkında konuşmam doğru olmaz. İkincisi mahkemeye intikal etmiş bir konuda konuşmak doğru olmaz. İzlediğiniz kadarıyla düşünceniz nedir? Ne olduğunu anlayamıyorum ki, izlemekten bir mana çıkarmak mümkün değil. İddianameyi incelediniz mi? Okuduğumuz şey roman gibi bir şey. Ne mana çıkaracaksınız? Siz alın okuyun çıkaracak manayı çıkarın. Susurluk'la bağlantısı nedir sizce? Olsa da bir şey söyleyemeyeceğim. Susurluk araştırma komisyonunun, sonuna kadar görevlerini hiçbir etki altında kalmadan yapmaları konusunda başbakan olarak benim yazılı emrim vardır. Onlar da vazifelerini canla başla yapmışlardır. Ancak bizimki 1 yıllık bir hükümetti. Hükümetimiz döneminde bunların sonuçlanması imkanı olmamıştır. Ulusalcılar mı Milli Görüşçü oldu yoksa siz mi yaklaştınız? Ulusalcılar Milli Görüş'e yaklaştılar. Memleketini vatanını seven her insan doğru bir teşhis yaparsa Milli Görüş'e yaklaşır. Ulusalcılar dediğimiz arkadaşlarımız Türkiye'de teşhisleri görüyorlar. Ancak bunları görmek yetmiyor, önemli olan tedavidir. Onların bu konuları yeteri kadar dinlemeleri lazım gelir. Yeteri kadar dinlemedikleri için sıralarını bekliyorlar. Başkent Televizyonu'nda bir programın reklam arasında yaşanan diyaloglara şahit olduk. Televizyonun sahibi Mehmet Haberal'la diyaloğunuz nedir? Mehmet Haberal dostumuzdur, çalışkandır. Her zaman takdir ederiz. Biz hükümetteyken onun çeşitli hastanelerini açmışızdır. Memlekete çok büyük hizmetler yapmıştır. Zamanla insanlar değişir dönüşür, siz ne kadar değiştiniz? Hak bildiğimiz yolda yürüyoruz. Temel konularda değişme diye bir şey olmaz. Nermin Hanım'ın yokluğu hayatınızdan ne götürdü? Bunu dile getirmek mümkün değildir. Dinimiz saadeti aileye bağlamıştır. Aile saadetin çekirdeğidir. Bir hanım bir erkeğe Allah'ın emanetidir, erkek de hanıma Allah'ın emanetidir. Aile ebedi bir şeydir, yani aile cennette de devam eder. Allah herkese sağlık sıhhat içinde ailesiyle birlikte yaşamayı nasip etsin. Çocuklarınızın siyasette yer almasına nasıl bakıyorsunuz? Siyaseti ibadet olarak yapıyoruz. Vatan, sevgisinin bir gereğidir. İhtiyari değil, mecburidir. Hayatta sizi en çok ne mutlu eder? Cennet müjdesini almak. En son ne zaman film izlediniz ve hangi filmi izlediniz? Pek vaktim olmuyor maalesef. En son hangi kitabı okudunuz? Rand Cooperation'un raporlarını okudum. Amerika'daki siyonist merkezlerin çalışma raporları. ZAMAN

11-03-2009, 00:39	#7
Kullanıcı Adı mücahid55	f. gülenin sözleri ortada, açtığınız konuda. yazara çamur kaçamak değilde ne. o sözler söylenmişmi söylenmemişmi? söylenmiş, o zaman ne anlama geliyor bu sözler?

Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)