11-04-2009, 21:55 | #1 |
Bir kadının cani olarak portresi
I- Bosnalı Müslümanlara soy kırım uygulayan Radovan Karadziç, duruşmalara katılmıyor. Duruşmalara katılmaya katılmaya hürriyetini bulursa şaşırmayalım. Kime söylüyorum ki! Şaşırmayı bile unutmuş unutkanlar topluluğuna . Bu sitem de nereden çıktı diyorsunuz?! Karadziç'in suç ortağı Bilyana Plavsiç geçen hafta serbest bırakıldı. Savaş suçlusu olarak 11 yıla hüküm giymiş kadının erkenden bırakılıvermesi medyamızın hiç ilgisini çekmedi.HİÇ! II- Adı Bilyana Plavsiç. Bosnalı Sırp. Kadın. Biyoloğ. Yukarıdaki künyeyi, kadınlar gelecek dünya düzelecek diyen, kalbi temiz feminist arkadaşlara ithaf ediyorum. Plavsiç kadın. Eğitimli bir kadın.İktidarın/gücün çirkefine sonuna kadar bulaşmış bir kadın.1995 Srebrenika katliamının sorumlularından bir kadın. Hayatında pek çok ilk var. Çirkeflerin de ilki olur değil mi? O da savaş suçundan yargılanıp ceza alan ilk kadın. Kadınnnnnn! 2003'te yargılandı. Mahkemede pişman olduğunu söyledi. Mahkemeden çıkar çıkmaz da hiç de pişman değilim dedi. Ceza indiriminden faydalanmak için bir ayağını kaldırıp "pişmanım" demişti. Pişmanlığı dilinin ucundaydı yani. Kalbine hiç inmemişti. Çünkü kalbi yoktu. "Bosnalı Müslümanlar ölümü hak ediyordu, genetik olarak bozulmuşlardı" diyen bir "bilim kadını" var karşımızda. Aldığı eğitim kendisine, insanları yaşaması gerekenler ölmesi gerekenler diye kategorileştirme hakkı veriyor demek ki! Kini ve intikamı bilimsel kelimelerle örtünce, katliamlar katliam olmaktan çıkıyor Batılı kardeşlerimizin nezdinde. Birinci sömürüyü –ah pardon küreselleştirme demem gerekiyordu değil mi- böyle "başarmış"lardı. Biyoloji ve antropoloji eşliğinde. Tam da "Dünya"nın adaletine güvenmek için kalbimiz şifa niyetine delil topluyordu. Şifa niyetine kalbi olan insanların peşindeydik. Kalbi olanların. Müslüman, Hıristiyan, Yahudi,Hindu,ya da Budist değil.Kalbi olanların peşinde idik. Ama hayır. Savaş suçlusu olarak yargılanan ilk kadın yönetici, 11 yıllık süresi dolmadan serbest bırakılıverdi. Cuma günü yazmıştım. Tekrarlayacağım için beni affedin. Modern hukuk canileri, katilleri ve hırsızları seviyor. Mahkûm haklarından sonuna kadar yararlanabilmeleri için esnekliğini arttırdıkça artıyor. Tarihler 27 Ekim 2009'u gösteriyordu. Medyamız hiç ilgilenmedi. Hiç haber olmadı caninin hürriyeti. Necla Nazır'ın yıllarca aynı yastığa baş koyup da terk edilme acısını "ne boyu boyuma ne huyu huyuma benziyordu" cümleleri eşliğinde güncellediği, ex aşkı Ferdi Tayfur'a sitemi kadar bile yer bulmadı medyamızda. 1995 Srebrenica katliamından sağ kurtulanlar derneğinin başkanı Münire Subasiç, "Nasıl Plavsiç özgürlük hakkına sahip oluyor da ben oğlumun zalimce öldürülmesinden 14 yıl sonra onu kemiklerini bulup toprağa verme hakkına sahip olmuyorum" diye haykırıyordu oysa. Sesindeki acıyı dağlar ve taşlar duydu. Denizler ve ağaçlar. Börtü böcek bütün dünya. Sadece biz duymadık.İnsan kategorisinde yer alanlar yani.Biz kalbi olmayan "kategorik insanlar"!!! F. BARBAROSOĞLU
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
11-04-2009, 22:21 | #2 |
Kalp taşımak, insani bir özelllik. Ancak diğer taraftan, ben gene inançlar meselesine temas etmeden geçemeyeceğim. Bir insan; inançları doğrultusunda yaşam sürer. O doğrultuda yaşamını idame ettirir.
Ki; müslümanlık bu meziyetlerin zirve yapabilmesi için seçilmesi gereken esas yoldur. Diğer taraftan, bir insan bu yolda değilse dahi, elinden gelen her vahşiliği yapma hakkını da elinde bulundurmuyor elbetteki..Hani İsraillilerin dinin arkasına saklanarak, yapmış olduğu dehşetengiz, vahşice katliamları gibi.. Evet.. Yeni yeni kategorilendirme şekilleri duyar olduk, kalbi kaskatı kesilmişler tarafından. Ölmesi gerekenler, yaşaması gerekenler..! Beyinlerinde şekillendirdikleri bu yapılanmayı, gerçek hayatta da uygulamaya koymuyorlar mı..! Hem de en adi şekliyle şekliyle..! Ancak heralde bir şey gözden kaçıyor. İlahi tecelli öyle ya da böyle tecelli edecektir..! Teşekkürler Fasl-ı Gül.. |
|
11-05-2009, 04:13 | #3 |
Bu aşağıdaki kadının durumu için Dilipak Hocanın o sözünü hatırlamadan geçemeyeceğim "Cehaletin Bu Kadarı Ancak Eğitimle Mümkün"
Adı Bilyana Plavsiç. Bosnalı Sırp. Kadın. Biyoloğ. Yukarıdaki künyeyi, kadınlar gelecek dünya düzelecek diyen, kalbi temiz feminist arkadaşlara ithaf ediyorum. Plavsiç kadın. Eğitimli bir kadın.İktidarın/gücün çirkefine sonuna kadar bulaşmış bir kadın.1995 Srebrenika katliamının sorumlularından bir kadın. Hayatında pek çok ilk var. Çirkeflerin de ilki olur değil mi? O da savaş suçundan yargılanıp ceza alan ilk kadın. Kadınnnnnn! İlk defa duyuyorum, Fatma Barbarosoğlu'nun sözleri bana da gelsin Denizler ve ağaçlar. Börtü böcek bütün dünya. Sadece biz duymadık.İnsan kategorisinde yer alanlar yani.Biz kalbi olmayan "kategorik insanlar"!!! |
|
11-05-2009, 23:25 | #4 |
Yorumlarınız için teşekkür ederim..
Medyanın esiriyiz hepimiz.. Onun için pek çok konu "gündemimize" uğrayamadan geçip gidiyor önümüzden.. Malesef.. Zamanın içinde olduğumuz içinde "fark"ına bile varamıyoruz, yaşananların, yaşadıklarımızın.. Feride'nin bahsettiği husus elbette önemli.. Yani şefkat abidesi olarak bilinen "kadın" nasıl olur da "cani"ye dönüşür.. Görüldüğü üzere, İnsanlığını kaybederek.. İnsan inandığı "değer"lerle varlığını, hakiki manada "var"lığını sürdürüyor.. İslam ki en güzel değerleri insana sunuyor.. Kalbinde yalnızca "kan" taşıyanlar ise bu mertebeden öyle uzak ki.. |
|
11-06-2009, 01:15 | #5 |
artık neyin haber olcağı neyin olmayacağını bilemez olduk.birilerinin özel hayatı gelip gündemimizn ana maddesi oluveriyor ama diğer yanda nice hayatlar söndürenleri unutuyoruz.medyamızın güzelliğimi!! demeliyiz buna bizlere bazı şeyleri unutturduğu için.
bilyana plavsiç e gelince kalbi sadece bi et parcasından ibaret olan biri amacından şaşan biri.kadın olsun erkek olsun inancını ve vicdanını kaybedince cani olması muhtemel hatta kaçınılmaz.. |
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|