![]() |
#1 |
![]() NE GETİRDİYSEN…
Allah Rasulu (s.a.v) buyurdular: “Kişi dostunun dini üzeredir. Öyleyse her biriniz kiminle dostluk yaptığına dikkat etsin.” Ne güzel bir arkadaşı vardı. Havle bint Tüveyt’in (r.a) Mekkeli Havle (r.a) Hatice (r.a) ile arkadaştı Hatice (r.a), Efendimiz’in (s.a.v) iki dünyada eşi, sırdaşı, yardımcısı, yoldaşı… Ne güzel arkadaştılar onlar. Hatice (r.a) anlattı arkadaşına: “Bugün mübarek bir gündür Bize bizi Yaratan’dan selam var Gel bu selamı alalım O’nu birleyelim Kıralım içimizdeki, dışımızdaki putları Gel dosta dost olalım” Dost olmak güvenmektir Havle (r.a) güvendi arkadaşına İnandı arkadaşının anlattıklarına Bilirdi ki o iyi bir insandı, yoksullara yardım ederdi Ondan doğrudan başka bir söz çıkmazdı Hani bir gün Ebu Bekir’e (r.a) gelerek dediler ki “Arkadaşın Muhammed bir gecede Kudüs’e gidip geldiğini söylüyor. Göklerde dolaşıp durmuş tüm gece.” Beklediler ki Ebu Bekir (r.a) yalanlayacak arkadaşını İşte bitti artık bu masal da Fakat o da ne? Ebu Bekir’in (r.a) dudaklarından tek cümle çıkar: “O söylüyorsa doğrudur!” Arkadaş olmak inanmaktır İşte Ebu Bekir (r.a) nasıl inandıysa Havle (r.a) da arkadaşının kendisine getirdiklerine inanıyor, ilk inananların arasında yerini alıyordu BİR GÜN TOPRAK OLSAN DA… Vefa; dosta, dostun dostuna Zira dostun dostuna vefa dosta vefadır Hüzün yılıdır Artık yoktur Hatice (r.a) İlk inanan İlk destek veren Allah Rasulü (s.a.v) ile çöl kumlarına ilk tohumları koyan Hatice Tohumlar büyüyecek. Toprak hiç birini unutmadı Hatice Mekke’den yayılacak arza Allah bir! Pek erken ayrıldın Çile günlerinde kaldın Arkadaşın Havle (r.a) özler seni Gelir evine hala, unutmaz seni Allah Rasulü (s.a.v) unutmaz Arkadaşını ne güzel karşılar Ayağa kalkar, hoş geldin der Kimi zaman ziyaret eder, hediyeler verir Hz. Aişe (r.a) şaşırır Seni kıskandığı gibi senin dostunu da kıskanır Zira o seven bir kadındır ve onun sevdiği en sevilendir Yine bir gün Havle (r.a) Hz. Peygamber’e (s.a.v) geldi. Yanına girmek için izin istedi. İzin verildi. Havle’nin (r.a) geldiğini gören Allah Rasulü (s.a.v) ayağa kalktı. “Hoş geldin, nasılsın?” diyerek halini hatırını sordu. Hürmet gösterdi. Aişe (r.a) durumu garipsemişti, sordu: “Ey Allah’ın Rasulü, bu hanımı ayağa kalkarak karşılamanın, ona bu kadar hürmet göstermenin gereği var mıydı?” Allah Rasulü (s.a.v) buyurdu: “Bu hanım Hatice zamanında da bize gelir giderdi. Onlar arkadaştı. Güzel arkadaşlık imandandır.” Yarın havzın başında buluşabilmek için hakiki dosta dost olanlarla dost olmak bu günde Onlarla olmak için sabretmek Onlara inanmak Çünkü inanılacak tek gerçeğe inanmak Yolda olmak, yoldaş olmak YERİNE KOYMAK TAŞLARI Havle (r.a) güzel insan O, kulluğa ne kadar düşkündü Ne kadar ibadet etse doymazdı Yorgun düşer, bitap kalır belki farkına varmazdı o iklimdeyken Yorgunluğu yer hissettirir O namaz kılarken yerde değildir ki hissetsin Gece bir başlardı namaz kılmaya sabah olduğunu fark etmezdi Bir gün Peygamber’e (s.a.v) geldi. Hz Aişe (r.a) ondan bahsetti: “Ey Allah’ın Rasulü bu Havle’dir. O sabahlara kadar uyumadan ibadet ediyor.” Allah Rasulü (s.a.v) bu durumu hoş karşılamadı. Ve şöyle buyurdu: “Gücünüz yetecek kadar amel yapın. Allah’a yemin ederim ki, siz usanmadıkça Allah usanmaz, (yeter demez)” Ve bir gün Allah Rasulü (s.a.v) arkadaşlarından Osman bin Ma’zun’u (r.a) çağırtarak sordu: “Sen sünnetimi beğenmiyor musun?” Osman (r.a) şaşırmıştı: “Hayır, ey Allah’ın Rasulü, yemin olsun hayır! Aksine, aradığım şey senin sünnetindir!” Allah Rasulü (s.a.v) bunun üzerine şöyle buyurdu: “Bil ki ben hem uyurum, hem namaz kılarım; oruç da tutarım, kadınlarla evlenirim de. Ey Osman Allah’tan kork! Zira ehlinin senin üzerinde hakkı var, misafirinin senin üzerinde hakkı var, nefsinin senin üzerinde hakkı var. Öyleyse bazen oruç tut, bazen ye. Namaz da kıl, uykunu da al.” * * * Yine Allah Rasulü (s.a.v) buyurdular: “Orta yolu tutunuz! Amellerinizi mükemmelleştirmeye ve Allah’a yakın olmaya gayret ediniz. Sabahleyin, öğle ile akşam arası çalışınız. Bir parça da geceden faydalanınız. Aman acelesiz gidin, telaşsız gidin ki, menzilinize, varacağınız hedefe ulaşasınız.” Nasıl ki üzerinde yürüdüğümüz yolun bir hakkı varsa, yol bize emanet biz yola emanetsek ellerimiz ayaklarımız da bize emanettir Kalbimiz de ellerimize ayaklarımıza emanettir Onların da üzerimizde hakkı vardır Dinlemek gerek, dinlendirmek gerek Güzel ahlak adaletle tamam olur Adalet hakkı teslim etmektir Taşları yerli yerine koymaktır Yola çıkalım bir gün bırakarak her şeyi Dostu bulmaya Dosta varmaya Dizlerimizi kanata kanata da olsa olalım yolda Biliriz ki düşersek dost gelir bulur bizi Yolda karşılaşır gibi bulur Hep arıyormuş gibi bulur Kaybetmiş gibi bulur Yoldasın şimdi, dosta giden yolda, varamayacak olursan dostun seni bulacağı yolda Bir selam ver yola Yoldaki kuşa, taşa, ağaca Göğe ve yere bir selam ver Zira hepsinin dostu görmüşlüğü vardır Katılsın selamın, gökte bir yıldız olup dolaşan tüm selamlara Bulsun dostu Bir dosta yoldaş olalım ki Rabbim sana varmış olsun Bir dosta dost olalım ki Sana dost olmuş olsun.
![]() |
|
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|