03-16-2010, 12:53 | #1 |
Türkiye nereye gidiyor?
Ali Bayramoğlu [email protected] Türkiye nereye gidiyor? Genelkurmay Başkanı'nın iki ayrı konuşması, tutuklanan muvazzaf subaylar, Poyrazköy'de silah tarlalarının bulunması, Güneydoğu'da parlamenter olmayan neredeyse tüm DPT'lilerin sivil PKK operasyonu adı altında tutuklanması, DTP'nin mecliste önce oturma, sonra açlık grevi yapması, Lice'de 10 şehit, İstanbul'da kanlı biten Devrim Karargâhı operasyonları, hükümet değişikliği, Mardin'de 44 kişinin canını alan vahşet... Bunlar sadece 14 Nisan'dan bu yana, son 20 gün içinde yaşanan gelişmeler; üstelik bu gelişmelerin sadece bir kısmı... Can yakan ve azan Kürt sorunu bir yanda, kâh zımni kâh açık seyreden sivil-asker gerginliği öte yanda, ucu askeri otoriteye ve subaylara uzanan silah tarlaları, derin ve ağır Ergenekon davası ve şiddet ortamı başka tarafta... Evet, gelişmelerin oturduğu zemin "şiddet ve asayiş zemini, asker ve polis zemini"... Seçimler sonrası Türkiye'sinin sunduğu bu manzara, soluduğumuz siyasi atmosferin ne denli kesif olduğunu gösteriyor. Beklenen, özellikle bizim de beklediğimiz, sık dile getirdiğimiz, değişime yönelik hareketlenme henüz uzağımızda duruyor. Obama'nın ziyaretinden, Türkiye-Ermenistan sınır tartışmalarından sonra siyaset yerini hızla siyasetsizlik görüntüsüne bıraktı. Gelişmeleri denetleyip yönlerinden siyaset mi yoksa olaylar tarafından yönlendirilen, devlet dengelerine bağlanmış bir siyaset mi sorusu sorulabilir hale geldi. Bunda hükümetin ve Başbakan'ın uzun süren sessizliğinin, siyasi gündeme ağırlık koyacak adımlar atmamasının payı elbette var. Bu boşlukta genelkurmay başkanının verdiği brifingler siyasi alana askerin farklı bir şekil ve boyutta giriş yapmasına yol açtı, açıyor... Simdi soru şu: Hükümetin yeni bir yol haritası var mı; varsa hangi yörüngede bir yol haritası bu? Farklı güçleri, örneğin askeri rahatlatacak bazı adımlar atmak, denge aramak, kontrollü sivil anayasa tartışmaları ve bildik hizmet politikalarıyla toplumsal talepleri statükocu ve devlet merkezli bir duruşa uyarlanmaya davet etmek... Yeni yörünge bu mu? Yoksa iddialı bir sivilleşmenin önde olacağı, temel siyasi sorunların, örneğin Kürt sorununun, Kıbrıs ve Kafkasya meselesi gibi sıkıntıların halli ve AB konusunda yeni adımların atılacağı ikinci bir reform dönemi mi yaşayacağız? Beklenti hala ikincisi, ama yukarıda altını çizdiğimiz kimi göstergeler kaygı yaratıyor... Yine de bu sorulara yanıtı, siyasi aktörler ve onların güç ilişkileri verecektir ve bu yanıt son derece önemlidir... Zira önümüzde kimi gerçekler var. 1. Türkiye gerek demokrasisinin kalitesi gerek sosyo-ekonomik yapısı açısından "çıta atlama"ya hiç bu kadar yakın olmamıştı. Unutmamak gerekir, hayatımıza egemen olan ve hayatımızı zor kılan kültürel, siyasal, ekonomik kutuplaşmaların aşılamaması önemli ölçüde, ülkenin asayiş gözlüğüyle bakıldığı için çözülemeyen sorunlarından ileri gelmektedir. AB, ABD, bölge ve dünya konjonktürü ise bu açıdan rüzgârı arkamızdan vermekte, sorunların çözümüne uygun bir zemin hazırlayarak, yeni imkânlar sunmaktadır. Çözülecek her sorun Türkiye'nin içinde değil bölge ve Avrupa ve dünya nezdinde gücünü arttıracaktır. 2. "Devlet içi uyum ile devlet içi denge politikaları arasındaki fark"ı anlamayan ya da karıştıran her siyasi iktidar kayba uğramış, ipleri başkasına vererek zaman içinde eriyip gitmiştir. Demirel bu açıdan tipik bir örnektir. Denge politikaları istikrarsızlık ve siyasi intihar politikalarıdır. AK Parti bu açıdan ciddi bir yol ayrımında ve seçim noktasındadır. 3.Türkiye'nin önümüzdeki on yılının kaba resmi de yukarıda sorulara verilecek yanıtla yakından ilgilidir. AK Parti Türk siyasi hayatında kalıcı mı olacaktır yoksa devrini tamamlamaya aday bir taşıyıcı, bir dönem partisi midir? Her siyasi partinin bir karakteri vardır. AK Parti'nin varoluşu ve karakteri AP, DP'den farklı olarak reformculuğunda yatmaktadır. Bu karakterinin zaafa uğraması AK Parti'nin inişe geçmesi ve siyasi açıdan belirsizlik demektir. Evet, kısa analiz böyle, durum bu, sorumluluklar bu... Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Diyalog Gazetecilik San. ve Tic. Ltd. Şti.'ne aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan köşe yazısı/habere aktif link verilerek kullanılabilir. http://yenisafak.com.tr/Yazarlar/?i=...=AliBayramoglu
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir) | |
|
|