AK Gençliğin Buluşma Noktası
İman ve Ahlak Namaz, aile hayatı, fıkıh, akaid, ahiret ve kıyamet.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 04-18-2010, 16:19   #1
Kullanıcı Adı
EZEL
Standart Hüküm neticeye göre verilir
Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki: Hüküm, neticeye göre verilir. Yaptığımız işlerin, başı, ortası, şöyle böyle olabilir; ama neticesi nedir? İbadet yapmaktan, çalışmaktan, yorulmaktan, ticaretten, aklımıza ne gelirse, bütün bunları yapmaktan maksat, eğer rıza-yı ilahi ise, neticesi iyidir; hüküm ahirettir. Eğer bunları yapmaktan maksat, nefsin arzularıysa, insanların takdirlerini kazanmaksa, neticesi kötüdür; hüküm dünyadır. Dünyanın ise, Allah katında, sivrisineğin kanadı kadar bile değeri yoktur.
Ahirette herkes, yaptığı işin neticesine göre muamele görecek. Niçin, ne maksatla yapılmışsa, işte hüküm, buna göre verilecek. Bu kadar uğraşmak, bu kadar yorulmak, bu kadar gayretle birlikte, neticede hüküm dünya olursa mahvoluruz. Cenâb-ı Hak, (Benim için yapmadınız. Başkasından beklediniz. Dünyada da alacağınızı aldınız. Benden ne istiyorsunuz?) derse, işte hüsran odur, felaket, azap odur. Bu nasıl belli olur? Bunun yeri kalbdir, dışarıdan anlaşılmaz. Bunun dışarıdan görünen bir alameti yoktur; çünkü herkes ibadet yapıyor, çalışıyor, kendine göre bir şeyler yapıyor. Allahü teâlânın razı olduğu ve olmadığı işler var. Razı olmadıklarını zaten hesaba katmıyoruz. Dinimizin emrettiği işleri, Allah için mi yapıyoruz, yoksa başka şey için mi? Mesele bu! Peygamber efendimiz, (Allahü teâlâ sizin işlerinize, şeklinize, görünüşünüze bakmaz, kalbinize ve niyetinize bakar, o işi niçin yaptığınıza bakar) buyuruyor. O halde niyetimizi düzletmemiz şarttır.
Ucubdan yani kendini beğenmekten çok sakınmalıyız. Bir insanda ucb var mı, yok mu, nasıl anlaşılır? Ucub sahibi olanın beş tane alameti var:
1- Kibirli olur. Yani başkalarını beğenmez.
2- Allahü teâlânın azabından korkmaz. Hep, Allah mağfiret edicidir der. Her gün yangından, selden, depremden, kazadan ölenleri görür; ama anlamaz. Yani Allahü teâlânın gadabı da var; fakat ucb sahibi, hiç bunları düşünmez. Sadece, (Allah gafur-ur-rahimdir) der.
3- Günahı olduğunu kabul etmez. Hâlbuki kendini günahsız zannetse de, Allahü teâlâyı hatırlamadan geçen zaman elbette günahtır; ama kendini beğenen, kendine günahı kondurmaz. Günahını az görür ve hiç önem vermez.
4- Büyüklerin sohbetinden faydalanamaz. Zaten kibir, her iyiliğe engeldir.
5- Sormaz, istişare etmez. Bu da onu felakete götürür.
Hiç kimse, ben ucb sahibiyim demez. Ucb sahibiyim dese, zaten ucb sahibi olmaz; çünkü hiç kimse Cehenneme gitmeyi kabul etmez. Bu beş huy kimde varsa, o ucb sahibidir. Ucb sahibinin gideceği yer de Cehennemdir.

M. Ali Demirbaş

 

EZEL isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 02-27-2011, 00:09   #2
Kullanıcı Adı
Kur'ânTalebesi
Standart
1.

Hz. Ebû Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Allahu Teâlâ Hazretleri diyor ki: "Ben ortakların şirkten en müstağnî olanıyım. Kim bir amel yapar, buna benden başkasını da ortak kılarsa, onu ortağıyla başbaşa bırakırım."
| Müslim, Zühd 46, (2985)

Açıklama:
Hadis-i Kudsî'de Cenâb-ı Hakk şunu söylüyor: "Benim hiçbir ortağa ihtiyacım yok. Kim amelini sâdece benim için yaparsa, o amel nazarımda makbûldür. Kim de ameline bir başka ortak koşarsa, yani bir başka mülahazayı da ameline dâhil ederse o ameli kabul etmem."
Burada kastedilen "bir başka ortak" riyâdır. Yaptığı işte insanları memnun etme düşüncesi, dünyevî bir menfaat elde etme duygusudur. Namazı, sırf Allah'ın emrini yerine getirerek rızasını kazanmak varken bir de spor yapmış olmayı veya müşterilerine güven telkin etmeyi düşünerek yapmak gibi. Bu ikinci düşünce, hadiste "şirk koşmak" veya "ortak" olarak ifade edilmiştir.

2.

Şüfeyyü'l-Esbâhî, Hz. Ebû Hüreyre'den naklediyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Kıyamet günü ilk çağrılacaklar, Kur'ân-ı ezberleyen biri, Allah yolunda öldürülen biri ve bir de çok malı olan biridir. Allah Teâlâ Hazretleri Kur'ân okuyana:

"Ben Resûlüme inzal buyurduğum şeyi sana öğretmedim mi?" diye soracak. Adam:

"Evet yâ Rabbi!" diyecek.

"Bildiklerinle ne amelde bulundun?" diye Rabb Teâlâ tekrar soracak.

Adam:

"Ben onu gündüz ve gece boyunca okurdum" diyecek. Allâhu Teâlâ Hazretleri:

"Yalan söylüyorsun!" diyecek. Melekler de ona:

"Yalan söylüyorsun!" diye çıkışacaklar. Allahu Teâlâ Hazretleri ona:

"Bilakis sen, "Falanca Kur'an okuyor" densin diye okudun ve bu da söylendi" der.

Sonra, mal sahibi getirilir. Allah Teâlâ Hazretleri:

"Ben sana bolca mal vermedim mi? Hatta o kadar bol verdim ki, kimseye muhtaç olmadın?" der. Zengin adam, "Evet yâ Rabbi" der.

"Sana verdiğimle ne amelde bulundun?" diye Rabb Teâlâ sorar. Adam:

"Sıla-i rahimde bulunur ve tasadduk ederdim" der. Allâhu Teâlâ Hazretleri:

"Bilakis sen: "Falanca cömerttir" desinler diye bunu yaptın ve bu da denildi" der.

Sonra Allah yolunda öldürülen getirilir. Allah Teâlâ Hazretleri:

"Niçin öldürüldün?" diye sorar. Adam:

"Senin yolunda cihadla emrolundum. Ben de öldürülünceye kadar savaştım" der. Hakk Teâlâ ona:

"Yalan söylüyorsun!" der. Ona melekler de:

"Yalan söylüyorsun!" diye çıkışırlar. Allah Teâlâ Hazretleri ona tekrar:

"Bilakis sen: "Falanca cesurdur" desinler diye düşündün ve bu da söylendi" buyurur. Sonra (Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) Ebû Hüreyre'nin dizine vurup):

"Ey Ebû Hüreyre! Bu üç kimse, Kıyamet günü, cehennemin, aleyhlerinde kabaracağı Allah'ın ilk üç mahlûkudur!" dedi."

Şüfey der ki: "Ben Ebû Hüreyre'den aldığım bu hadisi, Hz. Muâviye'ye haber verdim. Bunun üzerine: "Böylelerine bu muâmele yapılırsa, insanların geri kalanlarına neler yapılır?" dedi ve Hz. Muâviye şiddetli bir ağlayışla ağlamaya başladı, öyle ki helak olacağını zannettim. Derken bir müddet sonra kendine geldi, yüzündeki (gözyaşlarını) sildi. Ve şunları söyledi:

"Allah ve Onun Resûlü doğru söylediler: "Dünya hayatını ve onun zinetini isteyenlere, orada işlediklerinin karşılığını tastamam veririz. Onlar orada bir eksikliğe de uğratılmazlar. İşte âhirette onlara ateşten başka bir şey yoktur. İşledikleri şeyler orada boşa gitmiştir. Zâten yapmakta oldukları da bâtıldır" (Hûd 15-16).

| Müslim, İmâret 152, (1905); Tirmizî, Zühd 48, (2383); Nesâî, Cihâd 22, (6, 23, 24)

Prof. Dr. İbrahim Canan'ın - Kütüb-i Sitte Muhtasarı ve Şerhi
  Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi