![]() |
#1 |
![]() btp nin hayır nedenlerine(iftiralarına) cevap verelim aşağıya btp nin neden hayır başlıklı yayınını copy paste yapıyorum. burada yazanların bir çoğunun doğruluğunu geçerliliğini,iftira olup olmadığını bilemiyorum.. bana kalsa adamların tek bir doğru cümlesi yok ama bu ithamlara cevap verilmeli diye düşünüyorum.. konuyu en sonunda doğru yere açabildim ve buna çok sevindim. bilgili arkadaşlardan aşağıdaki ithamlara cevap rica ediyorum. lütfen bu saçmalıklara cevap verelim. bir trabzonlu olarak bu yalanların peşinden giden arkadaşlarım için yürekten üzülüyorum. cevaplar için çok çok teşekkürler şimdiden..
ooOOoo AKP’nin referandum paketine neden“HAYIR” diyeceğiz? Önümüze konulan Anayasa paketi, milletin ve devletin menfaatlerini koruyan ve peşkeşlerin bir kısmına “dur” diyen Yüksek Yargı’nın (Anayasa Mahkemesi ve Danıştay’ın) elini kolunu bağlıyor. Böylece hem hükümetin peşkeşlerinin önündeki yargı denetimi ortadan kalkıyor. Hem de demokrasinin vazgeçilmezi olan “kuvvetler ayrılığı” prensibi ortadan kaldırılıp; yerine “kuvvetler birliği” prensibi getiriliyor. Yani hükümet “tek güç” haline geliyor. Bugüne kadarki icraatlarında görüldüğü üzere, AKP hükümetin şahsında bu tek güç, maalesef ABD’nin, AB’nin, İsrail ve IMF’nin ülkemiz ve bölgemiz üzerindeki emellerine hizmet edecektir. Bir yandan “Şark Projesi” sürdürülecek, diğer yandan “Sevr” uygulanacaktır. Öte yandan ise BOP ve Arz-ı Mev’ud planları icraata geçirilecektir. Neticede Türkiye, hızla federasyona ve etnik bölünmelere sürüklenecektir. “Özerkliği, federatif yapılanmayı ve ayrılmayı referanduma götürelim” diyenler, AKP hükümetinin açtığı zeminde istediklerine kavuşacaklardır. AKP’nin referandum paketinde milletimize yönelik bu sinsi oyunlar saklıdır. Devlet ve milletimiz üzerinde oynanan bu “büyük oyun”u bozmak için AKP’nin paketine Hayır diyoruz, hayırda yarışıyoruz! 12 EYLÜL’DE “HAYIR” DEYİN, HAYIRLISI OLSUN… AKP’nin yapısını değiştirmeye ve Türk milletine elini-kolunu bağlatmaya çalıştığı Anayasa Mahkemesi ve Danıştay’ın engel olduğu bazı icraatları aktaralım: Örnek 1) AKP, Suriye sınırındaki yeraltında 4 trilyon dolarlık petrol rezervi bulunan ve 2 Kıbrıs büyüklüğünde olan tarıma elverişli mayınlı araziyi İsraillilere 49 yıllığına devretmeye kalkıştı. Anayasa Mahkemesi “hayır veremezsiniz” dedi. (23 Temmuz 2009) Örnek 2) AKP hükümeti, Türk milletinin katrilyonlarca dolarlık maden yataklarını, vatan topraklarımızın yüzde 20’ye varan kısmını, ormanları, limanlarını ve hatta otoyolları ecnebiler ve içerdeki komisyoncularına özelleştirme adı altında peşkeş çekiyor. Anayasa Mahkemesi “hayır böyle özelleştirme olmaz” diyor, iptal ediyor. (Anayasa Mahkemesi, 14 Mart 2005, 11 Nisan 2007, 7 Mayıs 2007). Danıştay “hayır bu peşkeşlere geçit veremeyiz, diyor durduruyor (Danıştay 8. Daire, 04 Mayıs 2005). Örnek 3) AKP hükümeti, yılda 15. 6 katrilyon TL devlete gelir getiren ve katma değer üreten TÜPRAŞ’ı Yahudi Sami Ofer’e rekabet ve şeffaf ihale şartlarına aykırı olarak sümen altından peşkeş çekiyor. Anayasa Mahkemes’i, özelleştirmeyi iptal ediyor, Danıştay durduruyor. (Danıştay 6. Dairesi, 6 Ocak 2006; Danıştay 10. Dairesi, 24 Haziran 2004; Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, 3 Ocak 2006) Örnek 4) AKP hükümeti İstanbul’un gözbebeği ve iş merkezi Galataport’u ihale-mihale yapmadan sümen altından Yahudî Sami Ofer grubuna devretti. Danıştay, “Galataport’u Yahudi Ofer’e böyle pazarlıksız veremezsin” dedi. (Danıştay 6. Dairesi, 6.1.2006). Örnek 5) AKP hükümeti, özelleştirme adı altında asgari değeri 4-5 milyar dolar olan Seydişehir Alüminyum’u ecnebi bir firma ve ortakçısına, Başbakan’ın hemşehrisi olan CE-KA’ye kelepir fiyatına 305 milyon dolara devretti. Kasadaki, eski parayla 15 Trilyon TL’yi de alıcı şirketin hesabına aktardı. Hammadde ve satışa hazır ürünleri de verdi. Fiyatı 202 milyon Dolara geldi. Bu peşkeşin yanında da, devlete yıllık getirisi 200-250 milyon TL olan ve sadece demirbaş değeri 1.5 milyar doları bulan Oymapınar Barajını, yanı sıra Antalya limanını, silolarını, 1304 adet lojmanı, 7 adet ruhsatlı maden ocağını promosyon olarak verdi, hibe etti. Danıştay bu peşkeşi durdurdu. (Danıştay 13. Dairesi, 29.06.2006; Danıştay 13. Dairesi, 8.2.2008) Örnek 6) Hükümet “Tekel'i şakır şakır yabancıya sattık, işçilerini de ya kapının önüne koyalım ya da 4C çuvalına sokarak köle gibi çalışsınlar” hükmüne vardı, Danıştay durdurdu. (Danıştay 12. Dairesi, 1 Mart 2010) “Şeker fabrikalarını da Tekel gibi yabancıya satalım, nasıl olsa işçilerini 4C yaparız” dediler, Danıştay onu da durdurdu. (Danıştay 13. Dairesi, 23.01.2010) Kendilerine bu peşkeşlerin çekildiği ecnebiler, ortakçıları ve Yahudi Sami Ofer, referandumda evet diyorlar, evet çıkması için çabalıyorlar. Dört gözle bekliyorlar. Çünkü referandumda evet çıkarsa, Danıştay ve Anayasa Mahkemesi’nin eli-kolu bağlanmış olacak, devre dışına alınmış olacak; böylece ecnebiler ve yerli ortakçıları katrilyonlarca dolarlık işletme, vatan toprağı ve madenlerimize çöreklenecekler. Referanduma evet demek, bütün bu peşkeşlere DUR diyen Danıştay ve Anayasa Mahkemesi’nin elini kolunu bağlamaktır. Peşkeşlere evet demektir. Bunlar milletin malıdır, alınteridir, dışından tırnağından artırıp ortaya çıkarttığı en kârlı işletmelerdir, Bunlar ecnebiye verilemez, yandaşlara peşkeş çekilemez. İşte referandumun can alıcı noktası budur. O nedenle AKP’nin Anayasa paketine HAYIR! Ayrıca; 1) Anayasanın 125.maddesinde yapılan değişiklikle idarenin eylem ve işlemlerinin yargı denetimi sınırlanmış hatta ortadan kaldırılmak istenmiştir. Maddedeki hiçbir surette ‘yerindelik denetimi’ yapılamaz, şeklindeki gerekçeyle neredeyse İdare, denetlenemez anlamına gelebilecek bir uygulama içine çekilmiştir. Danıştay’ın eli kolu bağlanmış olmaktadır. 2) Bu Anayasa tek bir partinin, hatta sadece Başbakan’ın ve danışmanlarının dayatması ile hazırlanmıştır. Toplumsal mutabakat yoktur. Nasıl ki bu hükümetin mutfağı Atlantik ötesidir, anayasa paketi de ABD mutfağında hazırlanmıştır. Milletin mutfağında değil… Nitekim Erdoğan, İzmir meydanından referandum paketini tanıtırken “Biz burada ABD’deki sistem, AB üyesi ülkelerdeki sistem ne ise onu aynen aldık getirdik ve bunu şimdi halkımıza takdim ediyoruz” diyor. 3) Başbakanın ‘demokratikleşme’ diye bir derdi yoktur. Nasıl mı? * HSYK’nın yapısını değiştiriyorlar ama Adalet Bakanı Müsteşarını Kurul içinde tutmaya devam ediyorlar. Yani Yargı’yı Yürütmenin kontrolünde tutmak istiyorlar! * %10’luk Seçim barajı antidemokratik değil mi? Niçin kaldırmıyorlar? * 12 Eylül’ün hatırası YÖK olduğu gibi duruyor! * Milletvekili “kürsü” dışındaki dokunulmazlıklarının kaldırılması demokratikleşmenin gereğidir. Niçin dokunulmazlıkları kaldırmıyorlar? * Yüksek Askeri Şura’nın bir kısım kararları yargı denetimine açılırken, Cumhurbaşkanının tek başına yapacağı işlemler yargı denetimi dışında tutulmaya devam edilmek istenmektedir. * Oluşturulan Kamu Görevlileri Hakem Kurulunun kararları yargı denetimine kapalı tutuluyor. Acaba bunun neresi demokrasidir? Hani İdare’nin tüm eylem ve işlemleri yargı denetimine açılıyordu? 4) Başbakan anayasa değişikliğiyle 12 Eylül 1980 ihtilalinden güya hesap soracağını söylüyor. Bu doğru değildir. Türk Ceza Kanunu’nun 7. maddesine göre bu asla mümkün değildir. Ayrıca açılan davaların tümü zaman aşımından zaten düşecektir. * Başbakan şayet darbelerden hesap soracak ise 28 Şubatçıları hesaba çeksin. Ya da 27 Nisan e-muhtırasını veren Genelkurmay Başkanına dava açsın! * 12 Eylül 1980 de getirilen %10 luk seçim barajını kaldırsın. * 12 Eylülün simgesi YÖK’ü kaldırsın. 5) Anayasa Mahkemesi ve HSYK’ yı 12 yıllığına iktidarın seçeceği kişilere teslim ederek, 10 yıllık yolsuzlukla malul iktidarın yargı önünde hesap vermesinin önünü kapatarak krallık rejimine gidişin önünü açmaktadır. 6) Anayasa değişiklik kanunun 9.maddesiyle Anayasanın 84.maddesinin son fıkrası kaldırılmıştır. Bu şekilde örneğin terör yanlısı olduğundan partisi kapatılan ve aynı gerekçe ile milletvekilliği düşenlerin tekrar meclise dönmesinin yolu açılmıştır. 7) Dış güçlerin dayatması ile yapılan Islahat Fermanları Osmanlı İmparatorluğu’nun parçalanmasına ve yıkılmasına zemin hazırladı. Yugoslavya 1989’da Anayasa değişikliğine zorlandı, iki sene sonra kan gövdeyi götürdü ve 5 parçaya bölündü. Türkiye de aynı bölünme, federasyon ve özerklik zeminine çekiliyor. Bu bölünmenin önüne geçmek için, birlik, bütünlük ve kardeşlik için Hayır diyoruz. 8) AKP, 8 yıllık icraatlarına referandum ile güvenoyu istiyor. Zinayı ve domuz eti satışını serbest bırakan, kiliseler açan; çiftçiye, köylüye, memura, işçiye, Türk insanına değil, ecnebilere, Yahudi Sami Ofer’lere iş – aş oluşturan AKP icraatlarını tasvip etmiyoruz. Bunun için Hayır diyoruz 9) Değişiklik paketinde 26 madde, yönetmelik ve kararnamelerle düzenlenebilecek düzeyde kişi hak ve hürriyetleriyle ilgili… Asıl 2 madde ise Yüksek Yargı ile ilgili… Yani her türlü yemek çeşidinin ve tatlının bulunduğu sofrada, zehir karıştırılmış aş gibi! Bu zehirli aşa Hayır diyoruz! 70 milyon insanımız da böyle zehirli bir pakete ancak HAYIR der, hayır diyor… HAYIRDA YARIŞALIM, TÜRKİYE KURTULSUN… BAĞIMSIZ TÜRKİYE PARTİSİ
![]() |
|
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 | |
![]() Alıntı:
Kıbrısın iki katı kadar arazideki mayınları temizlemenin maliyeti Milyar doları buluyordu bu yüzden hükümet kendi cebinden para çıkmaması için bu şekilde bir ihale yaptı ihale olmadan önce muhalafet bu konuda endişeleri dile getirdi Hükümetten cevap olarak Muhalafetin sınırlarımızı yabancı ülkelerin temizlemesi konusunda bir rahatsızlığı varsa bunu komisyona getirsin bizde gündeme alalım dedi. Ama muhalefetten böyle bir talep gelmesi talep etmedikleri halde YAYGARA kopardılar . |
||
![]() |
![]() |
#3 |
![]() sedat abi konu iki kere açılmış ben diğerinde başladım cevaplara bunu kitliyorum gel bu linke...
http://www.akpartiforum.com/btp-nin-....html?t=135850 yardım et verelim cevapları... |
|
![]() |
#4 |
![]() Konuyu açan arkadaş...
bilader konuyu 50 kere açmandaki mantık nedir... bir kere açtın cevaplıyoruz işte bekle... lütfen konuyu tekrar açma... |
|
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|