07-13-2011, 03:14 | #121 | |
Alıntı:
O konuşmayı sen istediğin yere çekiyorsun.. Türkeş o konuşmadan sonra yaptığı bu açıklamada zaten gereken cevabı tüm kamuoyuna ve senin gibi düşünenlere vermiştir ; "Türklük gurur ve şuuru İslam ahlak ve faziletine, oy toplama endişesi ve siyaset riyakarlığının üstünde kalarak samimiyetle bağlıyız. Türklük gurur ve şuuru ile İslam ahlak ve fazileti, milletimizi meydana getiren manevi unsurların tam ve ahenk içinde birleşmesidir. Maddi kalkınmamız ancak böyle bir yüce temel üzerinde yükselirse bir mana taşır, bir değer kazanır, milliyetsiz bir yükselmenin, ahlaksız bir kalkınmanın imkanı yoktur... Pek az olmakla birlikte, bazı kimselerin milliyetçilikle İslamiyeti çatıştırmağa çalıştıklarını görmekteyiz. Böyle bir tutum yanlıştır, abestir, cahilliktir, şuurlu bir şekilde yapılıyorsa ihanettir, nifaktır. Mücadele farklı, hatta birbirine düşman mefkureler arasında olur. Halbuki Türklükle İslamiyet bin yıldan beri aynı mukaddes potada kaynaşmış, etle tırnak misali ayrılması imkansız bir hale gelmiştir. Türk Milleti, Müslüman olmakla ictimai nizamın ve dini hayatın en yüce değerlerini kazanmış ve İslam, Türk Milleti ile emsalsiz yiğitlik ve iman aşkına sahip bir mücahit bulmuştur... "Türk müsün, müslüman mısın?" gibi sorular cehaletten ileri geliyorsa aptalcadır. Aksi taktirde haincedir. Milliyetçiliği reddeden bir "dincilik" anlayışı ve İslamiyete düşman bir milliyetçilik anlayışı bize yabancıdır, bizim dışımızdadır..." Alparslan TÜRKEŞ .. Mavera abim konu biraz farklı , Muhsin Yazıcıoğlu'nun mhp'den ayrılma sebebi biraz daha farklı.. Türkeş'le arasına nifak sokanlar bile oldu ki.. Vefatından önce Yazıcıoğlu'nun odasında Türkeş'in resmi hala asılıydu.. Yani bir kırgınlık olduğu doğrudur ama bu tamamen islamiyet mevzusuyla alakalı değildi.. |
||
07-13-2011, 03:16 | #122 |
|
|
07-13-2011, 03:21 | #123 | |
Alıntı:
"Milliyetçiliği reddeden bir "dincilik" anlayışı ve İslamiyete düşman bir milliyetçilik anlayışı bize yabancıdır, bizim dışımızdadır..." ne yazık ki bu cümle işi berbat etmiştir. ümmet anlayışını ve kavramını hiçe saymıştır. |
||
07-13-2011, 03:27 | #124 |
" Türk'lük bedenimiz , İslamiyet ruhumuzdur "
Ruhsuz beden ceset olur.. Bende bunu savunur bunu bilirim : ) Orada yazılandan kasıt budur.. |
|
07-13-2011, 03:28 | #125 |
istediğim yere çekmiyorum
hiç bir zaman milliyetçilikten ayrı bir islam düşünemezler... ama islamda milletlerin bir önemi yoktur... aha burada videosu hiç bi yere çekmiyorum gayet açık ve net... http://www.facebook.com/video/video....29624377056782 |
|
07-13-2011, 03:32 | #126 |
Ülkücüler olmasaydı camiye bile gitmekten aciz kalan insanların konuştuğu gibi konuşuyorsun be dostum..
Cümle hataları yapılmış olabilir ama o konuşmayı sen farklı yorumlarsın ben farklı çünkü senin milliyetçiliğe bakış açın belli.. |
|
07-13-2011, 03:35 | #127 | |
Alıntı:
boşa artistlik yapmanıza gerek yok biz müslümanız ve zillet bizden uzaktır ! Korku ne gezer bizde ölüm şehadet bizde... benim milliyetçiliğe bakış açım belli...yerin dibine batsın milliyetçilik... arap milliyetçiliğide,türk milliyetçiliğide,kürt milliyetçliğide,alman milliyetçiliğide vb.bana göre hastalıktır... |
||
07-13-2011, 03:36 | #128 |
yine aynı konu..
blur türklüğünü öve öve bitiremiyorsun... ne ırkmış be abi.... |
|
07-13-2011, 03:38 | #129 |
Bence siz milliyetçilik ile ırkçılığı aynı kefeye koyuyorsunuz..
Yazıyı oku.. Metin Yüksel'i senden çok severim merak etme.. Sözde İslamcı bazı gazetelerde dün şöyle bir haber göze çarpıyordu: “İHH, Mazlumder, Özgürder, Tiyemder, Akder, TGTV, Kudüslüler Derneği, Anadolu Gençlik Derneği gibi çok sayıda kuruşulun temsilcileri, ölümünün 30’uncu yıldönümünde biraraya gelerek Metin Yüksel’i andılar.” Diyeceksiniz ki ne var bunda? Türkiye özgür bir memleket, isteyen istediği kişiyi anamaz mı? Tabii ki anabilirler. Kendilerini ‘İslamcı’ olarak tanımlayan ol muhteremler, ol kişiyi eğer bir camide veya mezarının başında ‘Müslümana yakışır’ bir şekilde dua edip fatihalar ile anmış olsalar, tabii ki hiç kimsenin herhangi bir diyeceği olamazdı. Ancak, Metin Yüksel’in bir zamanlar cami avlusundaki ‘vurulmuş’ olduğu noktayı ‘kırmızı renge’ boyayıp, üzerine ‘karanfil’ bırakıyorlar. Yani bir anlamda ‘intikam’ yemini ediyorlar. İslamiyet bir ‘sevgi’ dinidir. Ama aradan tam 30 yıl geçmesine rağmen, adamlardaki ‘kin’, ‘nefret’, ‘gareze’ bakar mısınız? Peki bu ‘kinin’ hedefinde kim var? Tabii ki milliyetçiler/ülkücüler. Evet, ülkücüler. * * * Dün ne yaptıklarını unutanlar için, bir kez daha hatırlatmakta fayda var: Metin Yüksel, 12 Eylül öncesinde ‘Akıncı Gençlik’ liderlerinden biridir. İslama büyük hizmeti geçen, tanıyan herkes tarafından sevilen, sayılan ve hürmet gören bir din adamı olan Sadettin Yüksel’in oğludur. Aynı zamanda Amerika’da programlanan bir şarlatanın arkasına düşüp, çıktığı televizyon programlarında kendisini ‘peygamberin halifesi’ ilan eden, “Ben çıplak bile namaz kılarım” diyen Edip Yüksel isimli zatın da kardeşidir. Her gittiği yerde “Yaradılanı sev, Yaradan’dan ötürü’ düsturunu beyinlere nakşeden bir babanın oğlu olmasına rağmen Metin Yüksel, belki de zamanın şartları yüzünden ‘İran devriminin’ rüzgarına kapılıp, oldukça hırçın ve militanca bir duruş ortaya koyuyordu. Kader bir gün, Fatih bölgesinde giderek ‘etkin’ olmaya başlayan ‘ülkücüler’ ile, kurmuş oldukları ‘hakimiyetlerini’ kaybetmek istemeyen ‘akıncılar’ı karşı karşıya getirdi. Fatih Camii’nde kılınan bir Cuma namazı esnasında içeride yaşanan tatsızlık, namaz sonrasında avluya yansıdı. Çıkan kavgada Metin Yüksel hayatını kaybetti. * * * Orada ölen belki bir ülkücü de olabilirdi. Nasıl patladığı hâlâ esrarını koruyan bir tabancadan çıkan serseri kurşun, kazara gidip Metin Yüksel’i buldu. Aradan tamı tamına 30 yıl geçti. ‘Kabuk bağlamış’ olan bir yarayı kaşıyıp, yıllar sonra ‘kan davası’ haline getirmek kime veya kimlere hizmet eder? Tabii ki, aslında ‘inançları’ ve ‘idealleri’ arasında pek bir fark olmayan vatan evlatlarını birbirine düşürmek isteyen şer odaklarına... Ama ‘Milli Görüş’ içine sızan birileri, “Ülkücüler ile akıncıları, kim veya kimler karşı karşıya getirmek istemiş olabilir?” sorusuna cevap bulmak yerine, cami avlularını ‘kan rengine’ boyayıp, ülkücülere karşı bir ‘kin bileylemesi’ yapıyorlar. Ama doğru, ama yanlış 12 Eylül öncesinde yaşanmış olan bir trajedinin acı hatırasını, ülkücülere karşı bir ‘husumet’ ve ‘öfke’ aracı haline dönüştürmeye çalışıyorlar. Yeri geldiğinde, “Hepimiz Ermeniyiz” diye haykırmaktan çekinmeyen vatan hainleri ve Allah’ın lanetlediği ‘eşcinseller’ ile kol kola yürümekten çekinmeyenlerin aslında bu kini, ülkücülerin kendilerine değil. Onların ‘vatanperver’ duygularına karşı. * * * Birileri, 12 Eylül öncesinde nasıl vurulduğu tartışmalı olan bir tek kişiyi ‘sembol’ haline getirip, arkasından ‘intikam yemini’ ediyorlar. Peki milliyetçiler/ülkücüler ne yapıyorlar? 12 Eylül öncesinde meydana gelen olaylarda hayatını kaybeden ‘5 bin’ kişiden en az ‘3 bin 700’ü miliyetçi/ülkücü idi. Gün Sazak’ın dışında, ‘sembol’ haline getirilip düzenli olarak anılan bir tek ülkücü var mı? Yusuf İmamoğlu’nu, Dursun Önkuzu’yu, Süleyman Özmen’i kaç kişi hatırlıyor? |
|
07-13-2011, 03:40 | #130 |
|
|
Etiketler... Lütfen konu içeriği ile ilgili kelimeler ekliyelim |
alpaslan, furkan, kuytul, olimpiyatları, türkçe, vakfı |
Konuyu Toplam 12 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 12 Misafir) | |
|
|