AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

Avrupalının 11 Eylül olayından bu tarafa bilinçli şekilde oluşturduğu dil keskin bir bıçak gibi. Bu karşısında gördüğüne, ötekileştirdiğine karşı acımasızca kullandığı, kesip, biçtiği bir dil. Bu dilin muhatabı da müslümanlar. Tüm değer yargılarını hiçe sayan, bunda ısrar eden bir tavır ve üslupla İslam aleminin üstüne üstüne gitmeye devam ediyor.

Geçmişten bu güne İslam topraklarını işgal ediyor, yakıyor, yıkıyor, mezhep ayrımını, etnik kimlik ayrımını körüklüyor ve çekiliyor. Bunları yaparken veya yapamadığında eski sömürgelerine yönelik iç karışıkları, kadim yaraları kazıyor. Bunlarda olmazsa makalelerle, karikatürlerle, filmlerle İslam’a karşı kin ve nefretini kusuyor. Öyle ya da böyle mütemadiyen” islamofobi” propagandasına yönelik çalışıyor.

Devletler olarak da, bireysel olarak da aynı saygısız, küstah tavrını devam ettiriyor. İnciten, acıtan, hor gören, aşağılayan tavrını… Sahneye kah yönetmen olarak çıkıyor, kah oyuncu, kah karikatürist,kah yazar ,kah siyasetçi. Hepsini buluşturan ortak özellik büyük bir saygı yoksunluğu. Fransız Ernesto Jozas Abbate, Kur’an-ı Kerim’i yakmış, Fransa İslam Konseyi ise suç duyurusunda bulunmuştu. Fransa mahkemesi Ernosta Abbette’nin eylemini “ifade özgürlüğü” olarak değerlendirdi. Senin inancın, kutsalın hakarete uğramış, incinmişsin, canın yanmış bunun önemi yoktu mahkeme heyeti nezdinde. Yine Tunus seçimlerinden sonra Fransa’da bir mizah dergisi Charlie Hebdo, Tunus seçimlerini Nahda Hareketi’nin kazanmasını “kutlamak” için çıkacak olan sayılarının başyazarlığını Hz. Muhammed’e verdiklerini duyurarak: “Şeriat Hebdo” adıyla çıkacak sayının kapağında da Hz. Muhammed’in “Helal Aperatif” isimli başyazısının yanı sıra “Gülmekten ölmezseniz 100 kırbaç” dediği bir karikatürü yayımlayacağını ifade etti. Derginin karikatürcülerinden Charb, “İslam’ın peygamberine çok ısrar etmek gerekmedi, hemen kabul etti. Kendisine teşekkür ederiz” derken, amaçlarının provokasyon olmadığını ve sadece işlerini yaptıklarını söyledi.Avrupalının tutumlarına dair yukarıda belirttiğimiz kanaatimizi bir kenara bırakarak diyelim ki, amaçları provakasyon değil, diyelim ki amaçları gerçekten hakaret değil de mizahın dilinin kemiği yok, mizah patavatsız, mizah kaba, mizah acımasız desinler. Bunca zaman her provakasyon kasıtları olmayan(!) davranışlarında şunu görmelilerdi ve yaptıklarından vazgeçmelilerdi. Bu ümmet Peygamberini her türlü edep çerçevesinde dahi olsa tasvire yönelmemiştir. Tasvir edilmesinin, hele hele bu tasvir, tahkir içeriyorsa bunun kesinlikle infiale sebep olacağını Danimarkalı karikatüristin küstahlığı sonrası görmüş olmalılar. Bu eylemi yapmadaki ısrarları, tepkinin ne olacağını bile bile vazgeçmemeleri başlı başına provakosyon değil midir?

Karşıdaki insanın inancına saygı asgari insanlık vazifesi, medeni olmanın ortak paydası değil mi? Bu çirkin yorumlar, bu şımarıklıklar ancak kendilerini çirkinleştiriyor. Onlar İslam korkunç dediği için İslam korkunç olmuyor, onlar Müslümanlar terörist dediği için Müslümanlar olarak terörist de olmuyoruz. Bizi konumlamaları ve bize nasıl baktıkları umurumuzda da değil. Ama hakaretlerine, inancımıza dil uzatma saygısızlıklarına kayıtsız kalacağımız anlamına da gelmiyor. Onların her fırsatta karalamaya giriştikleri peygamberimiz bize şunu söylüyor: “Hiç kimseye zulmetmeyin size zulmedilmesine de asla müsaade etmeyin!” Her fırsatta Müslümanları terörist , İslam’ı korkunç ilan eden Avrupa acaba benim peygamberim bundan bin dört yüz yıl önce muhteşem savaş manifestosunun bir cümlesini uygulayacak insanlık öğretisinden nasibi var mı? “İbadethanelere dokunmayın, savaşmayıp, ibadetiyle meşgul olan din adamlarına dokunmayın, yaşlılara, sakatlara,kadın ve çocuklara,savaşmayanlara dokunmayın,ağaçları kesmeyin!” Bir bu cümlelere birde tarihi boyunca batılının İslam aleminde gerçekleştirmiş olduğu katliam türlerine bakın. Vahşetlerine,katliamlarına sayfalar dolusu örnek verilebilir. Hafızanızı biraz yokladığınızda pek çok kanlı sahne üşüşecektir zaten. Korkutucu, ürkütücü olan kim acaba? Dönüp kendilerine baksalar, kara mizah çıkarmadan hiç sıkıntıya düşmeyecekler.