05-13-2012, 23:15 | #1 |
Pr.Dr.Hayrettin Karaman'ın "KUR'AN YOLU" adlı Tefsirli Meal skandalı
Pr.Dr.Hayrettin Karaman'ın "KUR'AN YOLU" adlı Tefsirli Meal skandalı
Ali Eren Hocaefendi, Hayrettin Karaman’ın da içinde bulunduğu bir tefsir projesindeki “bu kadar da olmaz” dedirten skandalları okuyucularına aktardı İşte Arifan Dergisinde yayınlanan o yazıdan sizin için alıntıladığımız önemli bölümler: Bu makalemizde, Diyanet İşler Başkanlığı yayınlarından “KUR’AN YOLU” isimli Türkçe Meal ve Tefsir’den bahsedeceğiz Eserin 1Cildindeki Diyanet imzalı Takdim yazısından öğrendiğimize göre; Diyanet İşleri Başkanlığı, 1998 senesinde yani 28 Şubat hadisesinin cereyan ettiği 97’nin akabinde, bir Kur’an meal ve tefsiri hazırlatmaya karar verip bu vazifeyi dört ilahiyatçı profesör olan Hayrettin Karaman, Mustafa Çağrıcı, İbrahim Kafi Dönmez ve Sadrettin Gümüş’e halet etmiş Prof Hayri Kırbaşoğlu’ndan dinlediğime göre ismi tefsir olan bu eser, “hiçbir tefsir profesörü olmayan” bu 4 profesöre “300000 dolar” ücretle hazırlatılmış Eser basılmadan önce Din İşleri Yüksek Kurulu tarafından tenkit süzgecinden geçirilerek kontrol edilmiş Nitekim DİB üyesi ve samimi insan Doçent Halil Altınbaş, bu tefsiri basılmadan önce kendilerinin de okuyup kontrol ettiklerini bendenize söylemiştiKendisine Suriçi’ndeki Otel’de, aşağıda okuyacağınız akıl almaz ve kabul edilemez hataların bir kısmını söylediğimizde, her bir hatayı net hatırlamadıysa da, “biz bu hataları işaretleyip çıkarılmasını söylemiş olmalıyız” dedi 2003 senesinde, bahse konu eser 5 cilt halinde basılıp satışa sunuldu Üzerinde DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI ibaresi bulunduğu için itimat edildiğinden kısa zamanda birinci baskısı tükendi TAKDİM YAZISI BİLE REDDİYELİK Sonunda Diyanetin imzası olan takdim yazısının son paragrafı şöyle: “Elinizdeki tefsir, günümüz Müslümanlarının ihtiyaçları göz önünde bulundurularak ve klasik tefsir birikiminden yararlanılarak hazırlanmış değerli bir çalışma olup, uzmanlık alanlarında yetkin bilim adamlarından oluşan bir heyet tarafından kaleme alınmış olma gibi bir imtiyaz taşımaktadır” Bu cümleye maalesef 4 madde ile itiraz emek durumundayız: MADDE 1: Bu tefsir, söylendiği gibi günümüz Müslümanların ihtiyaçları göz önünde bulundurularak hazırlanmış değildir Çünkü günümüz Müslümanlarının, bir kadınla şahitsiz (yani nikahsız) olarak cinsi beraberliğin caiz olduğunu söyleyen hocalara ihtiyacı yoktur Oysa bu tefsir, mut’a nikahına cevaz veriyor MADDE 2: Bu tefsir, klasik tefsir birikiminden yararlanılarak hazırlanmış değildir Eğer öyle olsaydı, klasik tefsirlerin yazdığı gibi bu tefsir de “Müslüman olmayanların zinhar cennete giremeyeceklerini” söylerdi MADDE 3: Bu tefsir değerli bir çalışma değildir Öyle olsaydı, Süleyman Ateş gibi, son peygambere ve son kitaba inanıp inanmamayı solda sıfır sayarcasına: “Peygamberimize ve Kur’ana iman etmeyenlerin de cennete gireceklerini iddia edenleri” ve Mason Abduh ve Cemaleddin Afganilerin hayranı olan M Reşid Rıza gibi İslam düşmanlarını İslam alimi saymaz ve onların eserlerinden alıntı yapmazdı MADDE 4: Bu tefsir uzmanlık alanında yetkin bilim adamlarından oluşan bir heyet tarafından kaleme alınmış da değildir Öyle olsaydı bu tefsir tefsir alanında uzmanlaşan kimselere yazdırılırdı Tefsiri bırakın, fıkıhta bile yanlış üstüne yanlış yapan kimseler çağrılıp: “gel bize tefsir hazırla” denilmiştir Dünya alem bilsin ki, fıkıhta bile yanlış yapan kimseler dediğim şahıs HAYRETTİN KARAMAN’dır Seferilik konusunda bir tv kanalında: “Seferilik üç günlük yoldur Bugün uçakla dünyanın bir tarafından bir tarafına üç günden önce gidiliyor Dolayısıyla zamanımızda seferilik olmaz” diyor Bilmiyor ki, “seferiliğin illeti zaman değil mesafedir” Dolayısıyla, ne şekilde ve ne kadar zamanda gidilirse gidilsin, ikamet yerinden en az 90 kilometre olan mesafeye gidilmekle seferi olunur Kendi branşı olan fıkıhla alakalı böyle basit bir meseleyi bilemeyen yani kendi branşında bile uzmanlaşamamış olan bir kimse nerde kaldı ki tefsir de uzmanlaşmış olsun da tefsir yazabilsin! Zaten yazamamış da… TEVRATTAN EK BİLGİ! YUH… Tefsir kitabı alan alan kimse, onu Allah’ın ayetlerinin açıklamasını anlamak için alır Çünkü Kur’an tefsiri demek “Kur’an ayetlerinin manalarını açıklayan eser” demektir Kur’an’ın manasını anlama için; yürürlükten kaldırılmış, üstelik tahrif edilmiş/bozulmuş olan Tevrat, Zebur ve İncil’lerin verdiği bilgiye ihtiyaç var mıdır? Yoktur!… Ama bakın KUR’AN YOLU isimli eserin giriş yazısında E/10 maddesinde ne deniliyor: “İslami inançlarla ve ilkelerle çelişmeyen ek bilgiler vermek maksadıyla, Kitab-ı mukaddes’ten bilgiler katardık” Niçin aktarıyorsunuz hocalarım? Şöyle diyorsunuz: “Ek bilgiler vermek maksadıyla” İnsan eliyle bozulmuş olup sadece görünüşte dini olan kitapların verdiği bilgilere ne derece güvenilir ki onlardaki bilgileri Kur’an tefsiri olarak hazırlanan bir eserin içine alıp “bakın Tevrat, Zebur ve İnciller de şu bilgileri veriyor” Diyerek bu aslı astarı olmayan bilgileri Müslümanlara sunuyorsunuz? Veya kakalıyorsunuz? Verdiğiniz bilgiler asla “İslami inançlarla ve ülkelerle çelişmeyen ek bilgiler” değildir Bal gibi çelişiyor Bakara Suresi 40 Ayetin tefsirinde verdiğiniz bilgi şu: “Tevrat’ta, Ya’kub peygamberin Tanrı ile güreşip O’nu yendiği, bu sebeple Tanri’nın ona İsrail adını verdiği bildirilir (Tekvin, 32/24-28)” (Cild 1 Sahife 50) Şimdi bu bilgi “İslami inançlarla ve ilkelerle” çelişmiyor mu? İslami inançlara göre haşa Hazreti Ya’kub Tanrı ile güreşti mi, güreşip onu yendi mi? Böyle bir inanca sahip olan kimse gömgök GAVUR olmaz mı? (DEVAM EDİYORUZ)
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir) | |
|
|