AK Gençliğin Buluşma Noktası
Haberler Dünyadan ve Ülkemizden son dakika haberler burada.



 
Stil
Seçenekler
 
Prev önceki Mesaj   sonraki Mesaj Next
Alt 06-21-2012, 00:59   #19
Kullanıcı Adı
HaArP
Standart
Alıntı:
Blur Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Millet kelimesini bize öğreten Rahmandır ! İslam Milleti !!! Yani Müslümanlardır ! Arap, Rum, Türk farketmez ! Müslümansa Millettendir ! ?
Kur’ân-ı Kerim’de Millet Kavramı “Millet” kelimesi, Kur’ân-ı Kerim’de 15 yerde geçer. (2/Bakara, 120, 130, 135; 3/Âl-i İmrân, 95; 4/Nisâ, 125; 6/En’âm, 161; 7/A’râf, 88, 89; 12/Yûsuf, 37, 38; 14/İbrâhim, 13; 16/Nahl, 123; 18/Kehf, 20; 22/Hacc, 78; 38/Sâd, 7). Bütün bu âyetlerdeki “millet” kelimesi “din” anlamında kullanılır. Din; yani inanç sistemi. "Milletlerine/dinlerine uymadıkça yahûdiler de hıristiyanlar da asla senden râzı olmayacaklardır...” (2/Bakara, 120) “Kendini bilmez beyinsizden, kendini aşağılık yapandan başka kim İbrahim milletinden/dininden yüz çevirir?!” (2/Bakara, 130) “Yahûdiler ve hıristiyanlar müslümanlara ‘yahûdi ya da hıristiyan olun ki, doğru yolu bulasınız’ dediler. De ki (onlara): ‘Bilakis biz, hanîf olarak (dosdoğru) yaşamış İbrahim’in milletine/dinine uyarız. O, müşriklerden değildi.” (2/Bakara, 135) “De ki: ‘Allah doğruyu söylemiştir. Öyle ise, hakka yönelmiş olarak İbrahim’in milletine/dinine uyun. O, müşriklerden değildi.” (3/Âl-i İmrân, 95) “İşlerinde doğru olarak kendini Allah’a veren ve İbrahim’in hanîf (Allah’ı bir tanıyan) milletine/dinine tâbi olan kimseden dince daha güzel kim vardır?! Allah, ibrahim’i (kendine) halîl/dost edinmişti.” (4/Nisâ, 125) “De ki: ‘Şüphesiz Rabbim beni doğru yola, dosdoğru dine, hanîf (Allah’ı birleyen) İbrahim’in milletine/dinine iletti. O, (İbrahim hiçbir zaman Allah’a) şirk/ortak koşanlardan değildi.” (6/En’âm, 161) “Ey Şuayb, seni ve seninle birlikte iman edenleri ya ülkemizden sürüp çıkaracağız, veya mutlaka bizim milletimize/dinimize geri döneceksiniz. (Şuayb) dedi ki: ‘İstemesek de mi (bizi yurdumuzdan çıkaracak veya dinimizden döndüreceksiniz)? (Andolsun ki,) Allah bizi ondan (kâfirlikten) kurtardıktan sonra tekrar sizin milletinize/dininize dönersek, Allah’a karşı iftira etmiş oluruz...” (7/A’râf, 88-89) “... Ben Allah’a inanmayan bir kavmin milletini/dinini terk ettim. Onlar, âhireti inkâr edenlerin kendileridir. Atalarım İbrahim, İshak ve Ya’kub’un milletine/dinine uydum. Allah’a herhangi bir şeyi şirk/ortak koşmamız bize yaraşmaz...” (12/Yûsuf, 37-38) “Kâfirler, peygamberlerine dediler ki: ‘Elbette sizi, ya yurdumuzdan çıkaracağız, ya da mutlaka milletimize/dinimize döneceksiniz!’ Rableri de onlara, ‘zâlimleri mutlaka helâk edeceğiz!’ diye vaad etti.” (14/İbrâhim, 13) “Sonra da sana, ‘hanîf olarak (doğru yola yönelerek) İbrahim’in milletine/dinine uy, zira o, müşriklerden değildi’ diye vahyettik.” (16/Nahl, 123) “Çünkü onlar üzerinize çıkıp gelirlerse, sizi taşa tutarlar veya sizi milletlerine/dinlerine geri çevirirler; bu durumda ebedi olarak kurtuluş bulamazsınız.” (18/Kehf, 20) “Allah uğrunda, O’na yaraşacak şekilde cihad edin. Sizi O seçti; din hususunda üzerinize hiçbir zorluk yüklemedi; babanız İbrahim’in milletinde/dininde (olduğu gibi). Peygamber’in size şâhit olması, sizin de insanlara şâhit olmanız için O, gerek bundan önce(ki kitaplarda), gerekse bunda (bu Kur’an’da) size ‘müslümanlar’ adını verdi. Öyle ise namazı kılın; zekâtı verin ve Allah’a sarılın. Ne güzel mevlâdır O ve ne güzel yardımcıdır!” (22/Hacc, 78) “(Kâfirlerden ileri gelenler ‘Son millette/dinde de bunu işitmedik. Bu, ancak bir uydurmadır’ diyerek kalkıp yürüdüler.” (38/Sâd, 7) Görüldüğü gibi Kur'ân-ı Kerim'de "millet" kavramı, hep din mânâsında kullanılmıştır. Hatta bir âyet-i kerimede; "kavim" ve "millet" bir arada kullanılmıştır. Hz. Yusuf (a.s.)'un kıssası beyan edilirken; "De ki; size rızıklanacağınız bir yemek gelecek oldumu, ben muhakkak onun ne olduğunu, size daha gelmezden evvel haber veririm. Bu Rabbim'in bana öğrettiği ilimlerdendir. Çünkü ben Allah'a inanmayan bir kavmin milletini (dinini) -ki onlar âhiret gününü inkâr edenlerin ta kendileridir- terkettim" (12/Yûsuf, 37) buyurulur. Bu âyette geçen "Allah'a inanmayan bir kavmin milletini terkettim" ibaresi, kavim ile milletin ayrı ayrı anlama sahip olduğunu göstermektedir. Dolayısıyla "Türk kavmi" vardır, ama "Tür milleti (şeriatı) yoktur. Türk kavmine mensup insanlardan; mü'min olanlar bulunduğu gibi; olmayanlar da mevcuttur. Farklı dinlere tâbi olmaları, onların "Türk kavmi"nden olma özelliğini ortadan kaldıramaz. Çünkü insanlar, hangi kavimden olacaklarına bizzat kendileri karar veremezler. Ancak hangi milletten (dinden) olacakları konusunda irâde beyan etme hakları vardır. Ya iman ederek "İslâm milleti"nden olurlar; ya inkâr ederek "küfür milleti"ne geçerler. Millet, ortak bir itikada sahip olmakla birlikte, bir imam etrafında toplanmayan fertlerin durumunu beyan eder. Her müslüman, İslâm milletinin bir ferdidir. Eğer bir imama bey'at ederlerse, "ümmet" olarak anılırlar. Dünya üzerinde yüzlerce kavim vardır. Bu kavimlerin fertleri içerisinde "İslâm milleti"ne tâbi olanlar bulunduğu gibi, "küfür milleti"nden olanlara da rastlanabilir. Dolayısıyla yeryüzünde iki millet vardır. Birisi İslâm milleti, diğeri de küfür milletidir. Rasûl-i Ekrem (s.a.s.), Hz. Ebû Dücâne'yi mezara koyarken "Bismillâh! Alâ millet-i Rasûlillâh (Allah'ın ismiyle ve Rasûlullah'ın milleti/dini üzere)" (demiştir. Hangi kavimden olursa olsun; her mü'min mezara konurken aynı sözler tekrar edilir.[1] Hadis-i Şeriflerde de "millet" kelimesi, din anlamında kullanılır: "Kim ki İslâm'dan başka bir millet (din) adına yalan yere ve kasden yemin ederse, o kimse dediği gibidir. Kim de keskin bir âletle kendini öldürürse, bu kimse de Cehennem ateşinde o âletle azâb olunur." (Buhârî, Edeb, Cenâiz; Tecrîd-i Sarih Terc. c. 4, s. 558; Müslim, İman 176, 177 (110); Ebû Dâvud, Eymân ve'n-Nüzûr; Tirmizî, Eymân; Nesâî, Eymân; İbn Mâce, Keffârât) Millet, din mânâsınadır. Millet-i İslâmiyye, millet-i yahûdiyye, millet-i nasrâniyyet (İslâm milleti, yahûdi milleti, hıristiyan milleti) gibi İslâm'dan başka bir dine edilen yeminin sûreti, din-i Nasârâya, din-i yahûda, yahut milel-i kefereden (kâfir milletlerden/dinlerden) herhangi bir milletin nâmına yemin etmektir.[2]
[1] Yusuf Kerimoğlu, Kelimeler Kavramlar, s. 248-249 [2] S. Buhârî Muht. Tecrîd-i Sarih Terc. c. 4, s. 560
HaArP isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
 


Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi