AK Gençliğin Buluşma Noktası
Haberler Dünyadan ve Ülkemizden son dakika haberler burada.



 
Stil
Seçenekler
 
Prev önceki Mesaj   sonraki Mesaj Next
Alt 11-20-2012, 11:56   #1
Kullanıcı Adı
Necip Fazıl
Standart ÇYDD ile ilgili şok iddia!


A. N. Sezer, rektör atamalarını danışmanları, ÇYDD, ADD ve ulusalcı gruplarla birlikte yapmış! Eski Cumhurbaşkanı Sezer’in en çok oyu almasına rağmen atamadığı Dicle Üniversitesi’nin eski Rektörü Prof. Mehmet Özaydın’ın eşi Sevim Özaydın, Akit’e şok ifşaatlarda bulundu. Özaydın, “Dernekte başörtülülerle çektirdiğim fotoğrafı montajlayıp beni çarşafa sokmuşlar. Bu fotomontaj fotoğrafı gerçekmiş gibi Sezer’e sundular. Sezer de sorgusuz sualsiz eşimin rektör atamasını yapmadı” dedi.

Dicle Üniversitesi eski Rektörü Prof. Dr. Mehmet Özaydın'ın eşi Sevim Özaydın. 2000 yılında rektörlüğe ikinci kez aday olup en fazla oyu alan Mehmet Özaydın, dönemin Cumhurbaşkanı A. N. Sezer'den çizik yemişti. Sevim Hanım, eşinin önünün kesilmesi için kendisine yapılan “çarşaflı” kumpası anlattı. Öğretim üyesi eşleriyle birlikte dar gelirli üniversite öğrencilerine yardım derneğini kuran Özaydın'ın, Türkan Saylan'ın başında bulunduğu ÇYDD'yle ilgili aktardıkları da hayli dikkat çekici. Bayan Özaydın'ın verdiği bilgiler, üniversiteleri “ele geçirilecek kale” olarak gören grupların her türlü ahlakdışı yöntemi kullanarak, nasıl organize çalıştıklarını gözler önüne seriyor. Sevim Hanım'ın, Güney Deniz Saha Komutanı olduğu dönemde, 28 Şubat cuntasının öncüsü eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Güven Erkaya'nın Özel Kalem Müdürlüğü'nü yaptığını da not edelim.

ORGANİZE AHLAKSIZLIK!

- 2000 yılında dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, en çok oyu almasına rağmen eşiniz Prof. Dr. Mehmet Özaydın'ın yerine Fikri Canoruç'u atadı. Eşinize bir haksızlık yapıldığını düşünüyor musunuz?
- Korkunç bir haksızlık yapıldı. Orada daha çok beni hedef gösterdiler. Çünkü derneğimi kurduktan sonra bana yardımcı olanlar daha çoğunlukta örtülü hanımlardı.
- Ne derneği kurdunuz?
- Dicle Üniversitesi Öğrencileri Yardımlaşma Derneği.
- Öğrencilere yardım derneğinde başörtülü gönüllüler çoğunlukta olduğu için…
- Çoğu başörtülü hanımlardı. Gönüllü çalışıyorlardı ve son derece güzel çalışıyorlardı. Bunlar öğretim üyesi eşleri ve oradaki personellerdi.
- Sırf başörtülü gönüllü çalıştırıyorsunuz diye hedef mi alındınız?
- Evet hedef alındım.
- Kimler hedef aldı?
- Orada bulunan bazı kişiler.
- Bazı kişiler derken, biraz açar mısınız?
- Mehmet'i tutanların haricindeki gruplar diyeyim. Rektör olmak isteyen diğer gruplar beni hedef aldılar.

BANA HAKARET ETTİLER

- Kendilerini ulusalcı olarak tanımlayanlar mı? Çünkü başörtülülere alerji duyanlar olarak ön plana onlar çıkıyor.
- Başörtüsüne karşıyız diyen gruptu bunlar. Benim başörtülülere kucak açmamı hedef yaptılar. Hatta Cumhuriyet gazetesinden Deniz Som benim için bir yazı yazdı. ‘Sevim Özaydın'la başörtülüler gözünüz aydın' diye bir yazı çıktı. Yazıyı tekzip ettim. Deniz Som telefonda bana hakaret bile etti.
- Yani eşinizin önünü kesmek için başörtülülerle olan ilişkinizi mi kullandılar?
- Benim başörtülülerle ilişkimi aleyhime kullandılar. Ben de dedim ki; başörtüsüzle başörtülüyü ayırt etmiyorum. Onları çok seviyorum. Hatta sana şunu da söyleyeyim; Deniz Som'un o yazısından sonra başörtülüler bana bir müddet gelmediler. Çok şaşırdım. Hatta bu çocuklar neredeler dedim.Telefon açtım, “Sevinç neredesiniz?” dedim. “abla çok özür dilerim ama sizin başınızı derde sokmak istemediğimiz için bir müddet sizden uzak durmak istiyoruz” dedi. Gerçekten hassaslardı hepsi. Bunun üzerine “eğer bir saate kadar bana gelmezseniz ben sizden uzak duracağım. Hiçbir şekilde sizleri benden kimse uzaklaştıramaz” dedim. Ve hepsi bir saat içinde geldiler. Biz yine derneğimizin faaliyetlerini sürdürdük.

BEN AYRIM YAPMAM

- Başörtülü gönüllü mevzusu aleyhinize başka nasıl kullanıldı?
- Şimdi dernekle ilgili yaptığım toplantılara başörtülüler de katılıyordu. Ve herkesle fotoğraf çekiyordum. Hanımları örtülü, örtüsüz ayıracak halim yok. Ondan sonra o başörtülülerle çektirdiğim resimlerden bir tanesinde beni de tamamen çarşafların içine sarmışlar ve montaj yapmışlar. Sonra onu Genelkurmay'a göndermişler.
- O tesettürlü hanımlarla çektirdiğiniz fotoğrafları, sizi de başörtülüymüş gibi gösterip montajlamışlar öyle mi?
- Beni montajlamışlar. Benim ki tesettür de değil, tamamen çarşaf…
- Çarşaflı hanım var mıydı ki o toplantıda, yoksa daha da mı abartmışlar?
- Hayır çarşaflı yoktu o ortamda. Yani beni iyice abartmışlar.
- Diğerleri klasik tesettürlü, siz ise çarşaflısınız montaj fotoğrafta.
- Beni çarşaflı olarak montajlamışlar. Toplantıda normal örtülü arkadaşlarım vardı. Benim canlarım ciğerlerim yani sonuçta. Ondan sonra Ahmet Necdet Sezer'e sunuyorlar bunu. Sezer'in o zamanki Genel Sekreteri, tamamen bizim aleyhimize çalıştı. Onun sonucunda da ben çarşaflı ve mesela akşama kadar komutan eşleriyle geziyormuşum, onlarla beraber oluyormuşum. Gece 12'den sonra “hu” çekmeye başlıyormuşum.
- Sizi bir tarikata mensup olarak mı göstermişler?
- Evet ben bir tarikata mensupmuşum. Her gece “hu” çekiyormuşum.
- Peki Sezer, genel sekreterinin yönlendirmesiyle mi aleyhinize karar verdi?
- Genel sekreteri Fikri Canoruç'un ekibi tarafından yönlendirildi. O da Sezer'i yönlendirdi.

SEZER'İN EŞİ AKRABAM

- Sezer de sorgusuz sualsiz hareket etti.
- Tabii. Ahmet Necdet Sezer'in eşi Semra Sezer benim uzaktan akrabam. Ercişli kendisi.
- Çok enteresan bir bilgi.
- Evet çok enteresan. Benim akrabam.
- Öyleyse normalde çarşaflı olup olmadığınızı biliyordu.
- Tabii ki beni herkes biliyor. Zaten göstermişler fotoğrafımı. Demişler ki; hayır hanımefendi böyle çarşaflı falan değil. Bu fotomontaj demişler.
- Ama buna rağmen eşiniz yerine Canoruç'u atadı.
- Atamadı. Çünkü orada da devrede şu vardı; Mehmet'in babasının müftü olması…
- Diyelim ki çarşaflıydınız. Çarşaflı olmak suç mu?
- Çarşaflı olmanın neresi suç? Atama yaparken insanların eşinin kıyafetine değil liyakatine bakmanız lazım.
- Bu fotomontaj olayına tekrar dönersek, kim hazırlamış olabilir böyle bir şeyi?
- Fikri Canoruç'un ekibi. Yani onun rektör olmasını isteyen o kadar büyük bir ekip vardı ki.
- Biraz daha açar mısınız, nasıl bir ekip bu? Başörtüsüne karşı olan insanlar mı?
- Evet tamamen karşı olan ekip.
- ÇYDD'nin, ADD'nin üniversitede faaliyetleri var mıydı?
- Ya Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, ADD, yani onlar her şeye rağmen rektör olmak istiyorlardı.
- O zaman ÇYDD ve ADD'nin desteklediği Canoruç seçilmiş oldu.
- Tamamen destekledikleri… Açıkça söylüyorum PKK'nın desteklediği Canoruç kesinlikle rektör olmak istiyordu. Almanya'daki Özgürlük gazetesinde mesela hocanın “defol rektör” yazılı bir resmi çıkmış. Ablam Almanya'da oturuyor. dedi ki; buradaki PKK'lıların hepsi sevinçten uçtular, general rektör olmadı diye.

ÜNİVERSİTE FOTOĞRAFÇISI ÇEKTİ

- O fotoğrafın kim tarafından servis edildiğine ilişkin somut bir bilgiye ulaştınız mı?
- Benim fotoğrafımı üniversitedeki fotoğrafçı çekiyordu. O verdi fotoğrafı.
- Üniversitenin personeli fotoğrafınızı onlara veriyor.
- Çünkü onların kazanacağını düşününce onlardan yana geçiyorlar ve fotoğrafımı veriyorlar.

FOTOĞRAFA MONTAJ

- Onlar ne yapıyorlar peki?
- İşte montaj yapıyorlar fotoğrafımı.
- Montaj yapıp gönderiyorlar ilgili yerlere.
- Gönderiyorlar. Genelkurmay'a gönderiyorlar. Diyorlar ki; bu kadın işte örtülü, çarşaflı. Geceleri de hu çeker.
- Sezer'in eline nasıl geçiyor?
- Götürüp gösteriyorlar.
- Türkan Saylan sizi kendilerine rakip olarak mı gördü? Çünkü siz de öğrenciler için bir şeyler yapıyordunuz.
- Çok büyük bir rakiptim. Yani üniversite ve halk beni çok seviyordu. Onun için onlar için büyük bir rakiptim ve beni sindirmeleri lazımdı.
- Tabiri caizse onların tekerine çomak sokuyordunuz.
- Çomak sokuyordum tabii ki. Ama benim amacım çomak sokmak falan değildi. Öğrencilere yardım etmeye çalışıyordum.

GENELKURMAY'A VERMİŞLER

- ÇYDD yardımların kendilerine, ideolojilerine yakın öğrencilere gitmesini mi istiyordu?
- Sanıyorum ÇYDD'ye şunu demişlerdir; daha çok bunlar, Sevim Hanım dincilere yardım ediyor falan demişlerse, onlar da bana gelip sormadan, danışmadan beni suçladılar. Ama ben ayrım yapmadan herkese yardım ettim.
- Ve bu suçlamaların sonrasında da gelişen olaylar var. Fotomontaj fotoğraf şeklinde aleyhinize dönüşen faaliyetler var.
- Aynen öyle. Benim hakkımda bir sürü fotoğraflar, yazılar Genelkurmay'a da gitti.
- Sizce resmi statüsü olan sivil toplum örgütlerinin bir rektör eşinin aleyhine faaliyette bulunması normal mi?
- Çok kötü bir şey tabii ki.
- Eşiniz BÇG belgesinde irticacı diye fişlenmiş.
- Sorma neler neler…
- Bu fotomontaj fotoğraf eşliğinde BÇG fişlemesi de Sezer'e sunulmuş olabilir mi?
- Hepsi sunulmuştur. Bizimle ilgili ne kadar negatif şey varsa hepsi sunuldu. Yani bizim yapmadığımız her şey yapıldı diye gösterildi. Güven Erkaya ile çalıştım ama...
- Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Güven Erkaya'nın Özel Kalem Müdürlüğü'nü yaptınız. 28 Şubat süreci konusunda Erkaya'yla ilgili bir çok iddia mevcut. Cuntaya öncülük ettiği iddiaları var. Buna ne dersiniz?
- O benim komutanımdı. Beraber çalıştık. Onun özel kalem müdiresiydim. Onun için onun hakkında hiçbir şey söylemeyeceğim. Ama sonradan yaptığı davranışları tasvip ettim mi? Asla etmedim.
- Hangi davranışları, çıkışlarını mı?
- Yani bazı çıkışları vardı, onları tabii ki kabul etmedim. Kabullenemedim. Mesela rahmetli Erbakan'a karşı yapılan bazı hareketleri vardı. Tasvip etmedim onları. Tasvip edilebilir mi? Tasvip edilebilecek hareketler değildi onlar.
- Şimdi ortada şöyle bir ironi var; Erkaya eşinizi de fişleyen - BÇG'yi kuran komutan olarak biliniyor.
- Çok üzgünüm bunun için. Yanında çalıştım ama benim için de iyi bir komutandı.
- Size karşı iyiydi ama millete karşı son derece kötüydü.
(Gülüyor.)
- Diğer yönünü bir kenara bırakırsak, sonuçta BÇG gibi milyonlarca kişiyi fişleyen bir yapıyı kuran bir komutan var karşımızda.
- Ona çok üzüldüm.
- BÇG konusunda…
- Tabii ki çok üzgünüm. Yani son derece gereksiz bir şey. Ya ben darbelere karşı bir insanım. Darbe nedir Allah aşkına! Olacak iş mi? Böyle bir şeyin mantığı mı var? Mümkün değil kabul etmiyorum.
- Yani hükümet aleyhine yaptıkları ve BÇG konusundaki davranışını…
- Asla tasvip etmiyorum. Çok sevdiğim bir komutandı ama ondan sonra yaptığı şeyleri tasvip etmedim.

Yeni Akit

 

Necip Fazıl isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
 


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi