AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

[Ertuğrul ÖZGÜL]

Tvnet Canlı veriyor...
Önlük gelir farkının getirdiklerini örtmüyordu ki... kimse kendini kandırmasın diyor
ayakkabıdan ve diğer aksesuarlardan zaten belli oluyordu zaten diyor...

İZLEMEK İÇİN

[Ertuğrul ÖZGÜL]

Erdoğan: Suriyeli, Hama'lı, Kudüs'lü istiklal harbinde şehitlerimiz varken bize oralarla neden ilgileniyorsunuz diyorlar?

[Ertuğrul ÖZGÜL]

Erdoğan: Eğer BDP'nin şımarıklığını yanına bırakırsak bu millet de Allah da bizi affetmez.

[Ertuğrul ÖZGÜL]

Erdoğan, dokunulmazlıkta son noktayı koydu


Başbakan Erdoğan, BDP'lilerin dokunulmazlıklarının kaldırılması tartışmalarına son noktayı koydu. BDP'lilerin bölücü faaliyetlerini bir bir sıralayan Erdoğan "Bunlara sessiz kalırsak bu millet bizi affetmez, Allah da affetmez. Kanunlar ne diyorsa o olacaktır" dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan AK Parti Değerlendirme Toplantısı'nda konuşuyor. Türkiye'nin ekonomisini değerlendiren Erdoğan "AK Parti hükümetleri olarak bugüne kadar hazırladığımız bütün bütçeler gibi bu da sosyal yönü daha güçlü bir şekilde hazırlandı. Milletimizi doğrudan ilgilendiren standartlarını yükselten Türkiye'yi vizyon konumuna getiren bir program hazırlandı." dedi. "D-8 Zirvesi'ne katılan liderlerle önemli görüşmeler yaptık" diyen Erdoğan Türkiye'de ağırladığı önemli konuklara değindi. Rusya Devlet Başkanı Putin'le olan görüşmesini hatırlatan Erdoğan "ülkelerimiz arasındaki güncel konuları ve bölgemizi ilgilendiren meseleleri ele aldık" dedi.

İşte Erdoğan'ın açıklamalarının satır başları:

Biz gençlerimizi Rusya'ya gönderiyoruz ve bu gençlerimiz orada nükleer enerji konusunda eğitim alıyorlar ve bu gençlerimiz bu santrallerde görev yapacaklar. Bunların hepsi bizim için kazanım. Rusya ile ilişkilerimizde startejik birlikteliği de beraberinde getiriyor.

29 Kasım tarihi Filistinli kardeşlerimiz için çok büyük bir anlam ifade ediyor. 29 Kasım 1947'de BM Genel Kurulu'nda Filistin topraklarını parçalayan plan kabul edilmişti. 29 Kasım Filistin için gaspın bölünmüşlüğün bir acı hatırasıdır. 1948'de kurulan İsrail, Filistinlileri evlerinden ve topraklarından uzaklaştırıldı. Her yıl 29 Kasım uluslararası Filistinliler'le dayanışma günü olarak kararlaştırıldı. Yine bir 29 Kasım günü tarihi bir olaya tanıklık ettik. BM'de filistin'in gözlemci devlet olarak yer alması oylandı ve Filistin gözlemci devlet oldu.

Sayın Mahmud Abbası aradım ve kutladım. Filistin'in bu anlamlı günü sonrası bizim Türk Evi'nde hep birlikte orada kutlandı. Bir kez de buradan AK parti Genel Merkezi'nden tüm Filistinli kardeşlerimi tebrik ediyorum. Filistin'in efsanevi şairi Mahmud Derviş şu anlamlı şiiri yazmıştır.

Ve ant içerim ki, bir mendil işleyeceğim yarına kadar, gözlerine sunduğum şiirlerle süslü ve bir tümceyle, baldan ve öpücüklerden tatlı: "Bir Filistin vardı, bir Filistin gene var!"

Bu aşamadan sonra İsrail çatışmacı tutumundan katliamlarından ve yeni yerleşim yerleri inşaa etme provokasyonlarından artık vazgeçip uluslararası hukuka uygun davranmak zorundadır. Bu bölge artık eskisi gibi değildir. Bu bölgelerin idarecileri artık eskisi değildir. Hem bölge ülkelerine hem de dünyaya İsrail'in hukuksuz girişimleri gına getirmiştir. İsrail bölgeye zarar veriyor ama İsrail dışına verdiği kadar kendi vatandaşlarına da büyük zarar veriyor. İsrail'in artık aklını başına alması gerektiğini söylüyoruz. Biz Filistin'de bir bölünmüşlük görmek istemiyoruz, nifak görmek istemiyoruz. Kardeşin kardeşe husumetine asla şahit olmak istemiyoruz. Bunu Filistin'deki taraflara defalarca ifade ettik. Dünya Filistin'in bu zaferine bu kadar çok seviniyorsa aralarındaki sorunları halletmeleri için gerekli mesajı da almışlardır.

Suriye Filistin ve özellikle de Gazze meseleleriyle ilgili olarak ortaya konan tavara buradan değinmek zorundayız. Dışişleri BAkanımız bombardıman altındaki Gazze'ye gitti trajediyi bizzat yaşadı. O esnada bizler Mısır ziyaretindeydik. Yüksek düzeyli bir stratejik görüşme yaptık. İsrail'in Gazze saldırısı başlamıştı bunun da bir ateşkesle sonuçlandırılması için yoğun bir trafiğe girdik. Sayın Mursi, Katar Emiri, Hamas lideri Halid Meşal'le bir araya geldik. Bütün derdimiz oradaki kanın durmasıydı. Bakanımızuın bu görüşmelerin ardından Gazze'ye geçmesi de orada planlandı. Bakanımız Gazze'de şifa hastanesine ziyaret gerçekleştirildi. Gazze'de şifa hastanesinde Dışişleri Bakanımızı bir odaya alıyorlar ve odada 3 kişi hayatını kaybetmiş. 15 yaşındaki kızını kaybeden baba Bakanımızın boynuna sarılıp ağlıyor. CHP lideri densizlik yapıyor ve kurmaca diyor bu fotoğraf. CHP'nin genel başkanı İsraille yarışıyor. İsrailli yetkililer CHP'nin genel başkanını arayın bizim yapamadığımızı siz yapıyorsunuz derseler şaşırmayın. İsrail Türkiye'de böyle bir destekçileri olduğu için çok memnunlar. Böyle bir vicdansızlık olabilir mi? 15 yaşında bir genç kız şehit olmuş babası onu yeni görmüş ağlıyor ve bunu gören hangi yürek dayanır? Böyle bir tablo karşısında gözyaşı dökenler böyle bir katliam isteyen kadar taş kalplidir.

CHP'nin başına genel başkan olmuş ama şehitliğin nasıl bir mertebe olduğunu görecek kadar cahil. CHP lideri kendi tarihinde bile bihaberdar. Bazı isimler okuyacam size. Bu isimleri ekranları başında bizi izleyen isimlerin takip etmelerini istiyoruz. Sizin Gazze'de ne işiniz var? Suriye'de ne işiniz var diyenler dinlesin.

Milli Savunma Bakanlığı'nın şehitler listesindeki isimler. Teğmen Samet Oğlu Hamit Efe: İstiklal Cephesi'nde şehit oldu. Suriye'nin Hama kentlinde dünyaya gelmişti. Halep vilayetinin İdlib vilayetinde büyümüş askerler şehit düştü. Kudüs vilayeti Gazze elinden gelip İstiklal Savaşı'nda şehit düşen askerler bizim ordumuzda savaştılar. Bizim bayrağımız altında savaştılar. Anadolu evlatlarıyla birlikte şehit düştüler. Edirne'den Karsa kadar mücadele etmiş arap kardeşlerimiz var. Şehidi Türk Arap diye ayırtmak Çanakkale'de yatan onlarca şehide saygısızlıktır. Filistin'le neden bu kadar ilgileniyorsunuz diye soruyorlar? Gazze'li şehitlere niçin bu kadar ağlıyorsun diye küstahlaşıyorlar. Eğer Çanakkale'ye gidersen oralara neden gittiğimizi göreceksiniz. Dersim'de Seyit Rıza'nın katledilmesine gözyumanlar elbette GAzze'ye neden gittiğimizi anlayamazlar. Böyle bir genel başkan demokrasimiz için çok büyük bir talihsizliktir. Allah CHP seçmeninne sabırlar diliyoruzm. Buradan Gazzelilere Filistinlilere sesleniyorum,. Cephede şehit düşenler nasıl bizim kardeşimizse sizler de bizim kardeşimizdir.

CHP tarihi boyunca büyük meselelerin takipçisi olmadı. Bunların vizyonu Edirne'ye bile ulaşamaz. Bunların vizyonu Gaziantep'e ulaşamaz. Bunlar her zaman küçük meselelere takılıp kalırlar. Bunlar küçük meselelerin etrafında dönüp durdular. Şimdi de tek tip kıyafeti sonlandıran düzenlemeye takıldılar. Neymiş laiklik elden gidiyormuş Benim oğlum bina okur döner döner yine okur. Sen git bir tarihçiyle bu meseleleri bir konuş. Sadece kepleri eksik. Bir ara şapka da takılıyordu. Cizvit Papazlarını Hitler'i bir de İsmet İnönü'yü göreceksin. Faşizm dünyada büyük bir yenilgi aldı ama maalesef onların uygulamalarına da maruz bırakıldık. CHP tek tip kıyafeti zorbalıkla savunmuş bir partidir. İşte bu tek tip kafanın hayatlara kazınmış bir zihniyetin eseridir. Dün ikna odalarında zulmedenler bugün tek tip kıyafete sarılıyorlar. Çocuk parkta giyindiği kıyafetle okula gidebilecek. Efendim zenginin kıyafeti farklı olurmuş. Sanki önlük varken bu farkedilmiyor. Kimse kusura bakılmasın o önlükleri bizler de giyindik. Önlük hiç bir zaman gelir farklarını örtmez, önlüğün çeşidinden, ayakkabısından, renginden kimin kimden zengin olduğunu görüyorsunuz. Kimse kimseyi kandırmasın. Bakıyorsunuz bir öğrencinin ayakkabısının altı pençeli bir diğeri ayda bir ayakkabı değişiyor. Şimdiden tüm öğrencilerimize ve velilerimize hayırlı olsun diyorum.

Biz terör konusunda terörle mücadele konusunda kürt kardeşlerimizin sorunları konusunda hiç bir dolanbaşlı söyleme girmedik. Partimizi kurduğumuz andan itibaren Türkiye'nin bu meselesiyle ilgili gönül diliyle konuştuk. Birilerinin elinde silah var diye biz onların diliyle konuşmayız biz haklının diliyle konuşuruz. TBMM, işgal altında kurulmuş, ve İStiklal SAvaşını bizzat sevk ve idare etmiştir. TBMM bu sorunu çözmek üzere kurulmuştur. Ülkeyi ve milleti ilgilendiren her sorunun çözüm adresi TBMM'dir. Türkiye'de müdahalelerind aha ilk yanlışı sorun çözme yerini kapatması olmuştur. Meclis sorun çıktığında kapatılacak değil soruna çözüm üretilecek bir yerdir.

Kendisini Meclis'in üzerinde gören kurulları milli iradeyi güçlendirecek şekilde değiştirdik. Örneğin Cumhurbaşkanlığı seçiminde olduğu gibi millete gittik. Dokunulşmazlık milletvekiline bir üstünlük bir ayrıcalık üzere değil milletvekilini güçlendirmek milli iradeyi güçlendirmek amacıyla verilmiştir. Yasama dokunulmazlığı milli iradenin eksiksiz gerçekleşmesinin bir aracıdır. Yasama dokunulmazlığı milletvekillerinin keyfi ceza kovuşturmasını engellemek için vardır. Siyasi kürtçülük meselesinin üzerinde sırarla durduk. TBMM'De bunun çözülebileceğini her fırsatta ifade ettik. Bugün bDP çatısı altında toplanan vekilleri biz her fırsatta teşvik ettik. Türkiye'nin daha ileri şartlarda demokrasiye kavuşabilmesi için BDP'nin sorumluluk yüklenmesi gerektiğini ifade ettik. BDP çözümün bir parçası olmak yerine sorunun bir parçası oldu. Kürt kardeşlerime soruyorum, BDP bugüne kadar kanın durması için ne yapmıştır? Hangi adımı atmıştır. Hangi makul adımı atmıştır. BDP gençlerin ölmemesi adına annelerin gözyaşalarının dinmesi için hangi samimi çabanın bir parçası olmuştur.

Biz etnik milliyetçiliği kabul etmiyoruz. Biz Türk milliyetçiliğinin de Kürt milliyetçiliğinin de karşısındayız. Terör örgütü çocukları ikna ederek değil altını çizerek ifade ediyorum kaçırarak dağa götürüyor. O çocuklar birer ölüm makinesine dönüştürülüyor. O mağaralarda o çocuklara neler yapılıyor kızlar ne hale getiriliyor. Bunlar artık açık net elimizde belgelerle var. Artık bunlar gizli saklı değil. Bütün bunların benim kürt kardeşlerim tarafından çok açık ve net bir şekilde durmalı. BDP ne yapıyor aleni şekilde bu alçakça döngünün değirmenine su taşıyor. Dağı adres olarak gösteriyorlar terörü adeta kutsuyorlar. O gençlerin kanının akıtılmasına ortak oluyorlar. Gençler dağda öldürülüyor tecavüze uğrayıp katlediliyor. O gençlerin cenazeleri şehirlere geldiğinde bir kez de bu cenazeler üzerinde propoganda yapıyor. O gençlere hayatı zehir ettiler. Yetmedi cesetlerini istismar edeccek kadar insanlıktan çıktılar. Bu insanlık dışı cenaze törenlerinde BDP'liler var. Polisle askerle tartışıyorlar. En son gitttiler kamerların önünde eli kanlı teröristlerle kucaklaşmak gibi öpüşmek gibi bir densizlik gösterdiler. Ben Krüt kardeşime bunu hatırlatmak istiyorum. Bu hareketlerde çöüzme yönelik en küçük bir işaret var mı? Şimdi diyorlar ki siyaset yolu kapanmasın ve zaten kapanmayacak. Ama BDP'lilerin yolu siyasetin yolu mudur?= Biz partilerin kapatılmasına karşıyız. Bunlar 12 Eylül referandumunu niçin desteklemediler? Orada oy kullanmış olsalardı Türkiye'de parti kapatmak olmayacaktı. Bizim içimizden de 3 kişi çıktı ve biz bunu önleyemedik. Dünyanın hiç bir yerinde terörü destekleyen partiler kabul görmez. Bugüne kadar BDP'li vekiller sizi mi temsil ettiler? Yoksa terör örgütünü mü temsil ettiler? Eğer mecliste olacaklarsa önce terörle ortanik bağını kessinler yoksa terör örgütünün bir uzantısı olarak biz onlarla aynı çatı altında olmayı biz kabullenmiyoruz. Hem silahı öveceksin hem bu MEclis çatısı altında olacaksın dokunulmazlık zırhının altına gireceksin. Biz en başından beri biz siyaset yolunun açık olmasından yana oldu. BDP bunu bir sistem açığı olarak gördü.

Bugüne kadar kendilerine sonsuz bir hoşgörü gösterildi. Durmadan tehlike. Milletvekili arkadaşlarımız dahil herkes tehdit edildi. Eğer biz Türkiye'yi özgürlükler ülkesi olarak kabul ediyorsan T.C'nin başındaki AK Parti iktidarı olarak bu zemini bizim güçlendirmemiz gerekir. Biz kalkıp varsın yapsınlar diyemeyiz. Buradan böyle bir karar alınırsa bu ülkenin ayrımcılığıdır diye bir şey yok. Yeri geldiğini herkese bu parlamento haddini bildirmeli. 1992-94 yıllarından bahsediyorlar. Biz 2012'deyiz. Bugünün şartlarıyla o şartlar aynı değil. Kalkıp bir vekil çıkıp nasıl silahlanın diyorsun ya? Sen bir de milletvekili olmadan söylüyorsun.Biz bunlara haddini bildirmezsek Allah da halk da bizi affetmez. Teröristle sarmaş dolaş olacaksın sonra demokrasi mücadelesi veriyorum diyeceksin. Dokunulmazlık zırhı altında her gün tahrik yaparak siyaset üretebilir misin? Ufacık çocukların ver ellerine molotofları otobüsleri yakma talimatları veren bir anlayış olabilir mi? Demokratik bri rejimde buna ne kadar tahammül edilebilir? Aman bunlar dışlanmasın derken BDP'nin insani değerleri çiğneyen eylemlere biz daha fazla seyirci kalamayız.

Ben özellikle şu soruyu soruyorum: BDP'nin yakın gelecekte terör örgütüyle arasındaki bağı keseceklerine gerçekten inanan var mı? Onlar korku türbülansının içine girdiler. Onların iyi niyetlisi bile oradan çıkamaz. Onlar iradelerini terör örgütüne kaptırmışlardır. Bunlar emirleri dağdan alıyor dağın avukatlığını yapıyorlar. Burası bir hukuk devleti gereken neyse o yapılır.

Bizim partimiz yüzde 65'le parlamentonun sahibiyken kapatmayla karşı karşıya kaldık. Ama biz sokaklara çıktık mı? Hak yerini bulacak dedik. Saçma sapan bir iddianamenin hazırlandığını gördük. Bizim için ülkemiz için 1 yıl kayıp oldu. Niye çünkü küresel girişimci kendisi için güvenli liman arıyorlardı. İStikrar güven nasıl diyorlardı. Bu tür spekülasyonlar bile girişimcileri rahatsız ediyorlar. Niçin Güneydoğu'ya ulusal sermayemiz niye gitmiyor? Diyarbakır ve Batman'daki iş adamları orada niye yatırım yapamıyor. Yürekli yatırımcılar çıkıyor ama bölgede yatırımlar olmuyor. Değerli kardeşlerim bir linç mantığıyla biz AK Parti olarak hareket edemeyiz. Hukuk devletinde kurallar bellidir. Biz işletilmeyen kuralların işletilmesini sağlıyoruz. Dokunulmazlık fezlekeleri önümüze geldiğinde vicdanımızla karar vereceğiz. Eğer dokunulmazlık kalkarsa aynı şekilde yargı da vicdanıyla karar verecektir.















habervaktim