Muaviye’nin ne kadar İslam derdi vardıysa AKP’ninki de o kadardır - AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

**manifesto** · 04-22-2013, 18:58

Arkadaşlar FİTNE YUVASI ve 1400 yıldır İslam dünyasını ikiye bölen ayrılıkçı İRAN fitnesine işaret etmek maksadıyla paylaşıyorum.

Allah’ın Adıyla

Akp hükümetinin cesurca attığı adımlar Türkiye’yi dönüşü olmayan bir yola sürüklemektedir; Suriye olaylarının başlangıç fitilinin çekilmesi, Irak ile K.Irak'taki kürt devletiyle sıkı fıkı ilşikilerden doğan sorunlar, İran ile fırtına öncesi sessiz bekleyiş, İsrail ile barışıp kardeş olma, Filistin meselesini özmek için direnişi kırarak Filistinlileri masaya oturtma çabaları, vs.

Ehlibeyt (a.s) Haber Ajansı ABNA- Akp’nin başa geçmesiyle başlayan süreç bu günlere gelineceğinin sinyallerini veriyordu ama anlamak için basiret ve feraset gerekiyordu. Şimdilerde perdeler kalkıp gerçek çehre görününce bazılarının çark etmesi sevindiricidir ama keşke zamanında olsaydı.

Erdoğan başkanlığındaki Akp’nin iktidara gelmesiyle Batı dünyası İslamcılar başa geçti diye korkulması gerektiğini savunurken, halkı müslüman ülkelerde İslamcılar iktidarı ele geçirdi diye yeni bir heyecan oluşuyordu. İran'da bile bazı saf çevreler bu gelişmeye olumlu yaklaşmanın ötesinde desteklenmesi gerektiğini savunuyorlardı.

Her iki kesim de yanılıyordu; ne Batının korktuğu İslamcılar başa geçmişti, ne de müslümanları sevindirecek, İslam derdi olduğu sanılan İslamcılar iktidarı ele geçirmişti.

Akp hükümeti hakkında farklı görüşler olduğu biliniyor Akp’yi daha iyi tanıyabilmek için kısa bir göz atalım

Akp’nin İslami ve samimi olduğuna inananlar şöyle diyorlar;

“Osmanlı imparatorluğundan sonra hakim kılınan laiklik sistemini alaşağı etti. Akp hükümeti İslam derdi olan Türkiye’de laikliği yok edip yerine İslam’ı getirecek bir hükümettir; İçki fabrikalarını kapatacak, fesat yuvalarını yok edecek, müslümanların iffet sembolü hicap meselesini çözecek, İslami kanunları uygulayacak, faiz sistemi bankaları kapatacak, emperyalizme kafa tutacak, mazlumların yanında yer alacak, Filistin meselesinde Siyonistlere karşı tavır alacak. Akp söylemlerinde ve eylemlerinde tamamen samimi ve gerçekcidir. Bütün inançlara özgürlük ve serbestlik getirecek.”

Akp’nin İslami parti olduğunu tebliğ edenlerin ya cebi doluyor, ya da karnı. Tombaladan tam bir laik ve batı yanlısı Akp hükümeti çıkmasına rağmen Akp’nin samimiyetine inanan ve desteklenmesi gerektiğini düşünenlerin sayısı akılları gözlerinde olan Kufelilerden az değildir.

Akp’nin laik ve demokrat bir parti olduğuna inananlar şöyle diyorlar;

“Cumhuriyet tarihinde şimdiye kadar gelmiş en laik parti hiç şüphesiz Akp’dir, en laik hükümet Akp hükümetidir. Laikliğin söylemlerini teker teker uyguluyor, Atatürk ilke ve inkılablarına bağlı, laik, demokrat ve hukuk devleti olduğunu her defasında vurguluyor. Laikliğin gerçek manası olan “din işleri ayrı, devlet işleri ayrı” ilkesini en iyi bir şekilde uyguladığı gibi dini devletin emrine almayı da başardı. Akp’nin seçimlerde yüksek oy almasının en önemli sebeplerinden biri de budur, yıllarca diğer partilerin peşinde koşan ve laiklik taraftarlığı yapanların çoğu Akp’yi en laik parti gördüklerinden ona yönelmişlerdir. Akp’de laiklik oylaması yapılsa yüzde 70-80 “evet” oyu çıkacaktır. Dolayısıyla Akp’nin başarısı laik bir parti olmasından kaynaklanıyor.

İslami motifleri kullanarak kendilerine İslami parti süsü vermeleri ise laikliğin müslüman kesimin sorunlarına da çözüm sunduğunu ispatlamak içindir.”

Akp’nin Amerikancı İslam anlayışının temsilcisi olduğunu savunanlar şöyle diyorlar;

“Akp müslüman bir çehre ile toplumun karşısında çıkmıştır ama bazılarının zoruna gitse de Akp’nin kimliğini, liberal İslam/ Amerikancı İslam anlayışı oluşturduğu gün be gün ortaya çıkmaktadır. Bunu görmek basiret, feraset sahibi olmayı gerektirdiği gibi öz Muhammedi İslam’ı tanımayı da gerektirir. Hz. Ali’yi (a.s) tanımayan Muaviye’nin batıllığını idrak edemez. Öz Muhammedi İslam’ın tanınmaması, Amerikanci İslam anlayışının gerçek İslam diye müslümanlara yutturulmasını kolaylaştırıyor. Akp’nin temelinde Emevi, Abbasi ve Osmanlı İslam anlayışını onaylamak ve onların yolunu takip etmek yatmaktadır. Ama günümüzde onların yaptıkları gibi hükümet edilemeyeceğinden yeni bir model gerekiyordu ve işte o da; demokrasi-İslam sentezinden oluşan liberal/Amerikancı İslam’dır.

Akp hükümeti başa geldiği günden beri bütün mücadelesi demokrasi- İslam sentezinden oluşan liberal İslam anlayışını Türkiye'ye hakim kılıp daha sonra bu anlayışı öteki İslam ülkelerine ihraç etmekti.

Vahim olanı ise bu İslam anlayışının doğru olduğuna inanmaları ve inandırmaya çalışmalarıdır.

Akp’nin Öz Muhammedi İslam’ın karşısında set olarak inşa edildiğini savunanlar şöyle diyorlar;

“İslam güneşinin tekrar parlaması ve dünya müstekbirlerinin korkulu rüyası halini alması, İblisin temsilcisi batı emperyalizmini yeni planlar yapmaya sürüklemiştir. İran İslam inkılabı ile dünyaya yayılan bu nurun yayılması engellenmeliydi. Bunu engelleyebilecek tek bir alternatif vardı; müslümanlara ılımlı bir İslam modeli sunmak; batıyla uyum içinde olacak, ABD emperyalizmiyle müttefik olacak, Siyonistlerle işbirliği içinde bulunacak, siyonistlere karşı cihad emri vermeyecek, ilahi kanunlar/şeriat ile değil Batı kanunlarıyla idare edecek bir hükümet kurulması gerekiyordu. Bu proje için bütün işaretler Türkiye’yi gösteriyordu, mevcut denenmiş partilerle bunun mümkün olmadığı ortadaydı, yeni bir çehre ve yeni söylemler gerekiyordu, işte bu dönemde Akp kurulup piyasaya sürülüyordu.

İç dengeler sağlandıktan sonra bölgesel alanda istenilen vizyona uygun dizaynların da yapılması gerekiyordu. Komşularla sıfır problemle başlayan süreç, “one minute” ile devam etti ve “I’m sorry”(pişmanım) ile zirve yaptı.

Muaviye’nin ne kadar İslam derdi vardıysa Akp’ninki de o kadardır. Me'mun'un hilafeti ne kadar İslami idiyse Akp’hükümeti de o kadar İslamidir.

Bunu anlayabilmek Muaviye’nin, Me'mun’un siyasetini anlamaktan daha zor değildir. Aradan yüzlerce yıl geçtikten sonra, herşey ortaya çıktıktan sonra Muaviye’ye, Me'mun’a lanet okumak kolaydır. Me'mun’un şeytani planlarını masum imamın beyanlarından sonra anlamak hüner değildir. Muaviye’nın zamanında yaşayıp hz. Ali’nin (a.s) yanında yer almak hünerdir, Yezid’in zamanında yaşayıp İmam Hüseyin’e ( a.s) katılmak hünerdir.

Abdullah Özgür

http://abna.ir/data.asp?lang=10&id=411745

04-22-2013, 18:58	#1
Kullanıcı Adı manifesto	Muaviye’nin ne kadar İslam derdi vardıysa AKP’ninki de o kadardır Arkadaşlar FİTNE YUVASI ve 1400 yıldır İslam dünyasını ikiye bölen ayrılıkçı İRAN fitnesine işaret etmek maksadıyla paylaşıyorum. Allah’ın Adıyla Akp hükümetinin cesurca attığı adımlar Türkiye’yi dönüşü olmayan bir yola sürüklemektedir; Suriye olaylarının başlangıç fitilinin çekilmesi, Irak ile K.Irak'taki kürt devletiyle sıkı fıkı ilşikilerden doğan sorunlar, İran ile fırtına öncesi sessiz bekleyiş, İsrail ile barışıp kardeş olma, Filistin meselesini özmek için direnişi kırarak Filistinlileri masaya oturtma çabaları, vs. Ehlibeyt (a.s) Haber Ajansı ABNA- Akp’nin başa geçmesiyle başlayan süreç bu günlere gelineceğinin sinyallerini veriyordu ama anlamak için basiret ve feraset gerekiyordu. Şimdilerde perdeler kalkıp gerçek çehre görününce bazılarının çark etmesi sevindiricidir ama keşke zamanında olsaydı. Erdoğan başkanlığındaki Akp’nin iktidara gelmesiyle Batı dünyası İslamcılar başa geçti diye korkulması gerektiğini savunurken, halkı müslüman ülkelerde İslamcılar iktidarı ele geçirdi diye yeni bir heyecan oluşuyordu. İran'da bile bazı saf çevreler bu gelişmeye olumlu yaklaşmanın ötesinde desteklenmesi gerektiğini savunuyorlardı. Her iki kesim de yanılıyordu; ne Batının korktuğu İslamcılar başa geçmişti, ne de müslümanları sevindirecek, İslam derdi olduğu sanılan İslamcılar iktidarı ele geçirmişti. Akp hükümeti hakkında farklı görüşler olduğu biliniyor Akp’yi daha iyi tanıyabilmek için kısa bir göz atalım Akp’nin İslami ve samimi olduğuna inananlar şöyle diyorlar; “Osmanlı imparatorluğundan sonra hakim kılınan laiklik sistemini alaşağı etti. Akp hükümeti İslam derdi olan Türkiye’de laikliği yok edip yerine İslam’ı getirecek bir hükümettir; İçki fabrikalarını kapatacak, fesat yuvalarını yok edecek, müslümanların iffet sembolü hicap meselesini çözecek, İslami kanunları uygulayacak, faiz sistemi bankaları kapatacak, emperyalizme kafa tutacak, mazlumların yanında yer alacak, Filistin meselesinde Siyonistlere karşı tavır alacak. Akp söylemlerinde ve eylemlerinde tamamen samimi ve gerçekcidir. Bütün inançlara özgürlük ve serbestlik getirecek.” Akp’nin İslami parti olduğunu tebliğ edenlerin ya cebi doluyor, ya da karnı. Tombaladan tam bir laik ve batı yanlısı Akp hükümeti çıkmasına rağmen Akp’nin samimiyetine inanan ve desteklenmesi gerektiğini düşünenlerin sayısı akılları gözlerinde olan Kufelilerden az değildir. Akp’nin laik ve demokrat bir parti olduğuna inananlar şöyle diyorlar; “Cumhuriyet tarihinde şimdiye kadar gelmiş en laik parti hiç şüphesiz Akp’dir, en laik hükümet Akp hükümetidir. Laikliğin söylemlerini teker teker uyguluyor, Atatürk ilke ve inkılablarına bağlı, laik, demokrat ve hukuk devleti olduğunu her defasında vurguluyor. Laikliğin gerçek manası olan “din işleri ayrı, devlet işleri ayrı” ilkesini en iyi bir şekilde uyguladığı gibi dini devletin emrine almayı da başardı. Akp’nin seçimlerde yüksek oy almasının en önemli sebeplerinden biri de budur, yıllarca diğer partilerin peşinde koşan ve laiklik taraftarlığı yapanların çoğu Akp’yi en laik parti gördüklerinden ona yönelmişlerdir. Akp’de laiklik oylaması yapılsa yüzde 70-80 “evet” oyu çıkacaktır. Dolayısıyla Akp’nin başarısı laik bir parti olmasından kaynaklanıyor. İslami motifleri kullanarak kendilerine İslami parti süsü vermeleri ise laikliğin müslüman kesimin sorunlarına da çözüm sunduğunu ispatlamak içindir.” Akp’nin Amerikancı İslam anlayışının temsilcisi olduğunu savunanlar şöyle diyorlar; “Akp müslüman bir çehre ile toplumun karşısında çıkmıştır ama bazılarının zoruna gitse de Akp’nin kimliğini, liberal İslam/ Amerikancı İslam anlayışı oluşturduğu gün be gün ortaya çıkmaktadır. Bunu görmek basiret, feraset sahibi olmayı gerektirdiği gibi öz Muhammedi İslam’ı tanımayı da gerektirir. Hz. Ali’yi (a.s) tanımayan Muaviye’nin batıllığını idrak edemez. Öz Muhammedi İslam’ın tanınmaması, Amerikanci İslam anlayışının gerçek İslam diye müslümanlara yutturulmasını kolaylaştırıyor. Akp’nin temelinde Emevi, Abbasi ve Osmanlı İslam anlayışını onaylamak ve onların yolunu takip etmek yatmaktadır. Ama günümüzde onların yaptıkları gibi hükümet edilemeyeceğinden yeni bir model gerekiyordu ve işte o da; demokrasi-İslam sentezinden oluşan liberal/Amerikancı İslam’dır. Akp hükümeti başa geldiği günden beri bütün mücadelesi demokrasi- İslam sentezinden oluşan liberal İslam anlayışını Türkiye'ye hakim kılıp daha sonra bu anlayışı öteki İslam ülkelerine ihraç etmekti. Vahim olanı ise bu İslam anlayışının doğru olduğuna inanmaları ve inandırmaya çalışmalarıdır. Akp’nin Öz Muhammedi İslam’ın karşısında set olarak inşa edildiğini savunanlar şöyle diyorlar; “İslam güneşinin tekrar parlaması ve dünya müstekbirlerinin korkulu rüyası halini alması, İblisin temsilcisi batı emperyalizmini yeni planlar yapmaya sürüklemiştir. İran İslam inkılabı ile dünyaya yayılan bu nurun yayılması engellenmeliydi. Bunu engelleyebilecek tek bir alternatif vardı; müslümanlara ılımlı bir İslam modeli sunmak; batıyla uyum içinde olacak, ABD emperyalizmiyle müttefik olacak, Siyonistlerle işbirliği içinde bulunacak, siyonistlere karşı cihad emri vermeyecek, ilahi kanunlar/şeriat ile değil Batı kanunlarıyla idare edecek bir hükümet kurulması gerekiyordu. Bu proje için bütün işaretler Türkiye’yi gösteriyordu, mevcut denenmiş partilerle bunun mümkün olmadığı ortadaydı, yeni bir çehre ve yeni söylemler gerekiyordu, işte bu dönemde Akp kurulup piyasaya sürülüyordu. İç dengeler sağlandıktan sonra bölgesel alanda istenilen vizyona uygun dizaynların da yapılması gerekiyordu. Komşularla sıfır problemle başlayan süreç, “one minute” ile devam etti ve “I’m sorry”(pişmanım) ile zirve yaptı. Muaviye’nin ne kadar İslam derdi vardıysa Akp’ninki de o kadardır. Me'mun'un hilafeti ne kadar İslami idiyse Akp’hükümeti de o kadar İslamidir. Bunu anlayabilmek Muaviye’nin, Me'mun’un siyasetini anlamaktan daha zor değildir. Aradan yüzlerce yıl geçtikten sonra, herşey ortaya çıktıktan sonra Muaviye’ye, Me'mun’a lanet okumak kolaydır. Me'mun’un şeytani planlarını masum imamın beyanlarından sonra anlamak hüner değildir. Muaviye’nın zamanında yaşayıp hz. Ali’nin (a.s) yanında yer almak hünerdir, Yezid’in zamanında yaşayıp İmam Hüseyin’e ( a.s) katılmak hünerdir. Abdullah Özgür http://abna.ir/data.asp?lang=10&id=411745

Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)