03-13-2014, 21:36 | #1 |
Cem Küçük - Laik-Kemalist ve Bir Kısım Sol Cenahın Hezeyanları!
Cem Küçük
Laik-Kemalist ve bir kısım sol cenahın hezeyanları! Rahmetli Erbakan, 1995'in Aralık ayında yapılan genel seçimlerde % 22 oy aldığında laik-Kemalist cenah, 'Demek ki bu halkın % 78'i sizi istemiyor.' gibi insanın aklına hakaret eden yorumlar yapıyordu. Bu tür demeçler o cenahın çaresizliğini gösteren izahatlardı. AK Parti, 2002'de tek başına iktidara gelince bu sefer aldığı oy oranıyla Meclis'te temsil ettiği koltuk fazlalığını dillerine doladılar ve % 70'i temsil etmenin demokratik olmadığını söylediler. Derken AK Parti oylarını % 50'ye kadar çıkardı. Bu sefer de 'iki kişiden biri size karşı' argümanına sarıldılar. Siyaset terminolojisini yerle yeksan eden bu yorumları dikkate alan var mı bilmiyorum. Bu tür izahların tabii bazı açıklamaları var. Laik-Kemalist ve bir kısım solun çaresizliğini gösteriyor. Şu anda Türkiye'de AK Parti ile Cemaat arasında bir kavga var. Yani seçilmiş, sivil alanı temsil eden hükümetle, gölge bir oluşum olan paralel yapının mücadelesi. Siyaset kazanacağı için paralel yapı bu kavgayı zaten kaybetmiş durumda. Ellerindeki; kaset, görüntü, cinsel içerikli kayıtlarla 'AK Parti'ye ne kadar zarar versem' kârdır anlayışını güdüyorlar. Bizler de kendisine Müslüman diyen paralel yapının bunca illegal dinleme ve kayıtları uzun zamandır biriktirdiğini ve fakat aslında hükümete zarar vereyim derken kendisini tükettiğini ibretle izliyoruz. Olan bitenin ne olduğunu anlayamayan; Marksist, sosyalist, laik, Atatürkçü cenah da sağa sola bakmakla meşgul. Tenis maçında topun bir o bir bu tarafa gidişini izlemek için kafalarını çeviren seyirciden farksızlar. O yüzden bu cenahın bütün umudu paralel yapının hükümetin oyunu düşürecek illegal hamleleri. Kendileri halka bir şey sunamadıkları için, halk bunları adam yerine koymadığı için, siyaseti okuyamadıkları için umutları bitmiş durumda. Her türlü sokak eyleminden medet umar hâle geldiler. Kasetlerle Erdoğan'ın gideceğini düşünecek kadar zıvanadan çıktılar. Sözde Selam Terör Örgütü'nden binlerce insanın dinlenmesini yok sayıyorlar. Son iki yılda 509 bin insanın hukuksuz dinlenmesini kasıtlı görmüyorlar. Yasa dışı olduklarını bildikleri dinlemelere bel bağladılar. Kamuoyu anketlerinden gelen sonuçlar hepten morallerini bozuyor. En kötü ankette AK Parti % 42 görünüyor, şaşırıyorlar. Birkaç koalisyon hariç iktidara gelemeyen ve hep muhalefette olan laik-Atatürkçü, bir kısım solcu, amiyane tabirle kafayı sıyırdı. İktidarda değiller, sözlerine itibar edilmiyor. Gündem belirleme yetileri kalmadı. Her seçim arefesinde saçmalamada sınır tanımıyorlar. Neymiş efendim, 'Bu sefer de AK Parti kazanırsa ülkeyi terk edecekmiş.' Hiç beklemeyin hemen terk edin, çünkü seçimleri gene AK Parti kazanacak. 30 Mart'ta gene şok yaşayacaklar. Gerçi Engin Ardıç abimizin dediği gibi karta kaçanları seçimlerde ne olacağını biliyor ama napsın ki öyle yazmaktan başka çaresi yok. Temennilerini tespit diye yazanların sürekli hayal kırıklığına uğradığı ülke burası. 30 Mart'tan sonra bir miktar durulacaklar ama birkaç ay sonra kaldıkları yerden izansızlıklarına devam edecekler. Gazetelerde arada bir şöyle haberler okursunuz… Türk siyasetinde hiç de önemli olmayan bir figür çıkar ve 'Türkiye'nin yeni bir sol partiye ihtiyacı vardır.' diye bir şeyler yumurtlar. Ya da, 'Türkiye'nin umudu sol' gibi kime hizmet ettiğini hiç bilmediğimiz laflar türer. Aslında Türkiye'de kimsenin böyle bir talebi yoktur. Bu lafları uyduranların çoğu sol Kemalist'tir. Türkiye yapı olarak muhafazakâr ve gelenekçidir. Mevcut siyasi yelpazede kendisine sol diyen bayağı parti var ama yüzlerine bakan yok. Her halkın bir mayası vardır ve halk o mayayla yoğrulur. Türkiye Cumhuriyeti sevseniz de sevmeseniz de Osmanlı İmparatorluğu'nun devamıdır ve hepimiz Osmanlının torunlarıyız. Bana inanmıyorsanız Halil İnalcık'ın 'Devlet-i Aliyye' kitabına bakabilirsiniz. 1923'te kurulan Cumhuriyet kimseye uymayan bir elbiseyi zorla giydirmek istedi. Ama 1950'de çok partili hayata geçtikten sonra ve eğitim düzeyi arttıkça bazı şeyler daha da açığa çıktı. Siyaset halka hizmet için yapılır. Yol yaparsınız, köprü yaparsınız, hastane, okul açarsınız. İstihdam sağlarsınız. Şimdi şöyle bir düşünün ve bu ülkedeki önemli; hastane, köprü, yol, okul, havaalanı vb. kim yaptı bir düşünün. En özgürlükçü adımları Erdoğan'ın attığını unutmamak lazım. Rahmetli Menderes'in ve Özal'ın yaptıklarını anlatmaya bu sayfalar yetmez. Aynı şekilde Erdoğan'ın da, ki bütün olan bitene rağmen hâlâ niçin tek başına iktidar olduğunun ve bugün seçim olsa yine tek başına iktidar olacağının cevabı da burada saklı. Şimdiki durumda da aslında iki sağ kavga ediyor. Kemalist-laik ve bir kısım sol da bakınıyor. Ne olduğunu anlayamıyor. Türkiye'de AK Parti olmasa oylar gene CHP ya da MHP'ye gitmeyecek. Başka bir oluşumda toplanacak oylar. Sizlere düşen; her şeye, bütün kara propagandalara, hukuksuzluklara, 12 yıllık muhalefete rağmen halkın size niçin itibar etmediğine kafa yormanız. Niçin iktidar olamayacağını bildiğiniz hâlde bunu kendinize dahi itiraf edememeniz sizi içten çürütüyor. Buradan başlarsanız bayağı yol alırsınız! Kaynak Yeni Şafak 09.03.2014
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|