AK Gençliğin Buluşma Noktası
Star ve HaberTurk "Star" ve "HaberTurk" gazetesi köşe yazıları.



 
Stil
Seçenekler
 
Prev önceki Mesaj   sonraki Mesaj Next
Alt 04-12-2014, 21:01   #1
Kullanıcı Adı
Cihannur
Standart Taha Özhan - AK Parti ve Seçimler
Taha Özhan



AK Parti ve Seçimler


AK Parti, büyükşehirlerin % 60’ını, illerin % 59’unu ve ilçelerin % 61’ini kazandı. CHP, büyükşehirlerin % 20’sini, illerin % 15’ini ve ilçelerin % 17’sini kazandı. MHP, büyükşehirlerin % 10’unu, illerin % 9’unu ve ilçelerin % 11’ini kazandı. BDP, büyükşehirlerin % 7’sini, illerin % 15’ini ve ilçelerin % 7’sini kazandı. Büyükşehirlerin, illerin ve ilçelerin % 60’ını AK Parti’nin kazanmasını mümkün kılan dinamiklerin, bir haftadır arzı endam eden medya ezberlerinin ötesinde bir açıklaması olması gerekiyor. Çünkü 30 Mart seçim sonuçları, Türkiye yerel seçim tarihinde görülmemiş bir katılıma ve zafere tekabül etmektedir. Ortaya çıkan sadece başarılı bir seçim performansı değil, Türkiye siyasi sosyolojisinde olgunlaşmaya başlayan AK Parti kimliğidir.

Öncelikle AK Parti’nin Türkiye’nin yedi bölgesinde de birinci parti olduğunu görmekteyiz
. Sadece Ege bölgesinde, CHP’nin, genel seçimlerden farklı olarak, ittifaklar sayesinde, AK Parti ile başa baş rekabet edebildiğini; diğer bölgelerde ise en yakın rakibine en az % 10 fark attığını görüyoruz. Bu bölgesel fark, Karadeniz’de %31, İç Anadolu’da % 25, Marmara’da % 12, Güneydoğu’da % 19, Doğu Anadolu’da % 11 ve Akdeniz’de % 10 şeklindedir. AK Parti, Ege ve Akdeniz’in dışındaki bölgelerde yerel seçim oylarının da üstünde bir performans göstermektedir. Sadece 7 ilde 2009 yerel seçimlerine göre oy düşmesi yaşarken, 74 ile ise oylarını artırmıştır.


Yukarıdaki tablonun bütün dinamikleri detaylı bir şekilde ele alınmadan AK Parti sosyolojisi de anlaşılamaz. Böylesi bir zahmetli çabanın yerine, kestirmeden liberal klişelerin peşine düşerek AK Parti’yi anlamanın oldukça konforlu olduğu muhakkak. Bu hayranlık uyandıran cesaretin neredeyse her kritik siyasi dönemeçte bir başka entelektüel hezimete uğraması da artık vaka-ı adiye. Seçimlerin ortaya çıkardığı tablonun bizlere söylediği en önemli gerçek, AK Parti’nin Türkiye siyasi coğrafyasını paralel kesebilen tek parti olduğu gerçeğidir. AK Parti’ye oy veren kesimler sayesinde Türkiye’nin birliği ‘teminat’ altına alınmaktadır. Bu sebepten, AK Parti, Türkiye’nin krize gireceği hissiyatının ortaya çıktığı her durumda oylarında dramatik artışlar yaşamıştır. Sosyal muhayyilenin oldukça canlı bir şekilde hafızasında taşıdığı istikrarsızlık ve teminat açlığını, Türkiye’nin her tarafında var olan, kimlik parçalanmalarını aşmayı başaran AK Parti’de gidermesinden daha doğal bir durum olamaz.

Absürt % 55 analizlerini ve genel seçimlerle yerel seçim oylarını mukayese etme garabetini şimdilik bir kenara bırakalım. Anlaşılması gereken, girdiği bütün seçimleri kazanan ve dördüncü genel seçimini de kazanırsa, literatüre ‘hâkim parti’ olarak geçecek olan AK Partili Türkiye’dir. Öyle ki Türkiye’nin bütün demokratikleşme sancılarını dindirme sorumluluğu AK Parti’nin omzuna binmiş durumdadır. Geldiğimiz nokta itibariyle ortaya çıkan seçim sonuç haritasının da gösterdiği gibi, bazı şehirlere sıkışan muhalefet aktörlerinin terazisi Türkiye sıkletini çekecek durumda değildir. Bunda da şaşılacak bir durum yoktur. Sorun, yaşanmakta olan coğrafi sıkışmanın doğrudan demokratikleşmeye ve kurucu siyasete negatif yansımadır. Bu durum demokratikleşmeyi geciktirirken, tedrici bir şekilde, AK Parti’yi büyüten ve muhalefette de parçalanmaya giden fay hattını güçlendirmektedir.

AK Parti’nin üç ayrı coğrafyada ve üç ayrı dünyaya bölünmüş olan muhalefetten bütün Türkiye’yi kuşatacak bir demokratikleşme desteği görmesi mümkün olmayacak. Meclis aritmetiği zaten birçok yapısal değişimin önünü tıkamaktadır. Geriye yasal ve mevzuat düzeyinde iyileştirmeler kalmaktadır. Üzerinde anlaşılan 60 yeni anayasa maddesini bile meclisten geçirmekten imtina eden bir muhalefet var ortada. AK Parti’ye cari şartlar altında mini ‘çözüm süreci’ teknolojileri tatbik etmekten başka bir yol kalmamaktadır. Başka bir deyişle, doğrudan milleti muhatap aldığı ama muhalefetin kırmızı çizgilerini de kendi takvim ve taktikleriyle yönettiği bir tarz ile sorunların üzerine gidilmelidir. 30 Mart bu anlamda AK Parti’ye kuvvetli bir yetki vermiş oldu.

Kaynak

Star 04.04.2014

 

Cihannur isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
 


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
webmaster blog çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi