![]() |
#1 |
![]() H. Hümeyra Şahin
![]() 12. Cumhurbaşkanlığı için bir milat ‘Kardeşim Abdullah Gül!’ Bu cümlenin söylenişinin üzerinden tam 7 yıl geçti. 2007 yılının zor günlerinde AK Parti kürsüsünden sadır olan bu cümle tarihe düşülen önemli bir kayıttı. Türk siyaset tarihinin bu en sıra dışı cümlesi, karşılıklı güven ve fedakârlık dolu bir yol arkadaşlığını ifade ediyordu. Başbakan Erdoğan, cumhurbaşkanlığı makamını politik tutkulara kurban vermek yerine partisinin en güçlü siyasetçilerinden birisi lehine bir feragatte bulunmuş, 11. Cumhurbaşkanı adayı olarak kürsüden Sayın Abdullah Gül’ün adını ilan etmişti. Dönemin Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ise, devletin zirvesinde pek çok ilkin yaşanacağı bu süreçte tecrübesiyle etkili ve güçlü bir cumhurbaşkanlığı için zorlu bir yola çıkmıştı. AK Parti grup toplantısı kürsüsünden o ilanın yapıldığı gün ülkenin şartları bugünkünden çok farklıydı. Askerî vesayet gece yarılarında dahi ülke gündemini belirleyebiliyor, ‘cumhuriyet mitingleri’ adı altında Türkiye suni laiklik tartışmaları içinde buhranlı günler geçiriyordu. Cumhurbaşkanı’nın eşinin başörtüsü kimi kesimlerin öncelikli gündem maddesi olabiliyor, Türkiye’nin ilerlemeye ayıracağı zaman ve emek boş yere harcanıyordu. Bu belirsizlik içinde en somut şey o kardeşlik hukuku idi. Aradan 7 yıl geçti. Türkiye adına zor ama aynı zamanda ülkenin kaderini değiştirecek siyasi gündemler yaşandı. Ülkenin bütün enerjisini sömüren iflah olmaz terör ortadan kalktı, Türkiye ‘çözüm süreci’ diye bir kavramla tanıştı. Asker kendi görev alanına çekilerek sivil siyasetin önünde bir engel olmaktan çıktı. Türkiye ekonomisi, tarihinde hiç olmadığı kadar iyi bir noktaya ulaştı, IMF devri kapandı. Tüm dünya çetin global şartlarla mücadele ederken, ülkemiz ilerleme ve kalkınma yolunda önemli adımlar attı. Nice demokratik hak, sahiplerine iade edildi, ülkenin 90 yıllık kemikleşmiş sorunları masaya yatırıldı. Hulasa, kardeşliğin meyvesi yeni bir Türkiye oldu. 1 Temmuz 2014... Bugün Türkiye için yeni bir milat. Bu kez AK Parti kürsüsünden 12. Cumhurbaşkanı adayının ilan edilişine şahitlik ediyoruz. Hem üst üste kazandığı seçimlerle siyasetin reel göstergeleri hem de geniş toplumsal kesimlerin ilgi ve sevgisi Recep Tayyip Erdoğan’ı Türkiye tarihinin en başarılı siyasi lideri olarak tescilliyor. Bu tescil aynı zamanda bir toplumsal arzuyu da içeriyor; halk rahmetli Menderes’ten beri her on yılda inkıtaya uğrayan Türkiye demokrasisin bir anlamda zaferi adına Başbakan Erdoğan’ın Çankaya’ya çıkışına şahitlik etmek istiyor. Muhalefetin ve birtakım çıkar gruplarının bu yolu engelleme yolunda gösterdiği tüm çabalara rağmen toplum yarım asırlık bu hedef için bizzat kendi seçimiyle Erdoğan’ı 12. Cumhurbaşkanı yapma hedefine kilitlenmiş görünüyor. Toplum nezdinde Erdoğan’sız bir Türkiye ekonomiden çözüm sürecine, demokratik haklardan 2023 hedeflerine kadar pek çok konuda belirsizlikle özdeş. Hem Başbakan Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı makamını çoktan hak etmiş olduğu düşüncesi, hem de bu somut gerekçeler toplumsal motivasyonu ayakta tutuyor. Başbakan Erdoğan’ın 12. Cumhurbaşkanlığı için adaylığı hayırlı olsun ve Türkiye demokrasisini tahkim edecek yeni bir sürecin başlangıcı sayılsın. Kaynak Akşam 01.07.2014
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|