AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

[Cihannur]

Ergün Yıldırım



AK Parti, Genel Başkan ve yenilenme

Yeni cumhurbaşkanlığı tarzıyla bütünleşecek AK Parti kadrolarının verimli, canlı ve diri bir biçimde çalışabilmesi için iç siyasal dolaşımını sürdürmesi gerekir. Türkiye'de yetişen yeni kuşaklar, AK Parti içinde yetişen yeni kuşaklar, yorulmayan ve yıpranmayan kadrolar siyasal harekete dahil edilmelidirler. Bu katılım, yeni yükselen ve taleplerde bulunan kadrolara da temsil imkânı verir.

AK Parti, yeni bir aşamaya geçiyor. Erdoğan'ın cumhurbaşkanı seçilmesiyle beraber bu durum netlik kazandı. On iki yıllık siyasal dönüşümlerin liderliğini yapmış ve önemli başarılara imza atmış bir siyasal hareket, son hamleyle beraber üst bir aşamaya geçtiğini bu şekilde tescilledi. Cumhurbaşkanlığına Erdoğan'ın gelmesinin anlamı budur. Üstelik yeni tarz bir siyasete göre seçilen bir cumhurbaşkanlığıdır bu. Halkın doğrudan seçtiği bir cumhurbaşkanlığı ve yeni Türkiye'yi en üst düzeyde yönetme siyaseti rolünü üstlenen bir cumhurbaşkanlığı… Erdoğan'ın liderliği, Yeni Türkiye siyaseti ve Ak Parti hareketinin örgütsel gücünden çıkan bir başarıdır bu. Erdoğan'ın liderliğinde yürüyen siyasi hareket, doğrudan seçilen ve yeni bir tarzı öneren cumhurbaşkanlığını kazanmayla elde edilen bu zafer, hem Ak Parti'yi hem de muhalefeti derinden etkileyecek sonuçlara daha şimdiden yol açıyor. Siyaset yapma tarzını da köklü bir biçimde etkiliyor. Hem iktidar partisi olan Ak Parti hem de muhalefet kendisini yeniden dizayna yöneliyor.

Cumhurbaşkanlığı zaferi, siyaseti daha üst bir aşamaya çağıran bir sıçramayla sonuçlanıyor şimdiden. Bu sıçrama, Ak Parti'yi de yeni bir aşamaya getiriyor. Bu aşamada siyasi hareketin liderliğiyle beraber içsel yenilenme, elitler dolaşımı ve yeniden bütünleşme perspektifi gündeme geliyor. Başka bir ifadeyle Ak Parti 12 yıllık ve daha öncesine dayanan kadrolarla beraber yaşadığı yorgunluğu ve kimi sıkıntıları aşacak ve yoluna devam edecek gerekli yenilenmeyi gerçekleştirmek ile karşı karşıyadır. Bunun başında 'elitler dolaşımı' gelmektedir. Eski Türkiye rejiminin en önemli sorunlarının başında bürokratik oligarşi olduğunu biliyoruz.

Bürokratik oligarşi

Bürokratik oligarşi, belli bir grubun kendini egemen hâle getirerek yeni kuşaklara ve elitlere devlet kapısını kapalı hâle getirmesidir. Aynı şey eski Türkiye'nin siyasal partileri için de vardı. Demirel, Türkeş ve Erbakan önderliğinde yürüyen partilerin çoğunda oligarşi vardı. Örneğin Demirel'in partisinde hayatı boyunca vekil olanlar vardı. İsmet Sezgin bunların başında gelirdi. Aynı şeyi Erbakan'ın partisinde de yaşardık. 'Kuşak oligarşisi' adlı yazıyı 1994'lı yıllarda RP içinde yaşanan yenilikçi ve ak saçlılar arasındaki rekabeti anlatmak için yazdığımı hatırlıyorum. Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na seçilirken 'kuşak oligarşisi'nin büyük blokajlarıyla karşılaşmıştı. Erdoğan yerine uzun süre Ankara'da bürokratlık yapmış ve daha sonra siyasete geçmiş bir vekil öneriliyordu.

Eski Türkiye ve eski Türkiye siyasal partilerinin yaşadığı bu oligarşik yapıya karşı Ak Parti baştan beri oldukça duyarlı. Çünkü Erdoğan'ın kendisi bu sorunları aşarak yükselmişti. Yine Ak Parti söz konusu sorunu aşarak kurulmuştu. Başka bir ifadeyle Ak Parti, içinden çıktığı siyasal geleneğin oligarşik duvarlarına çarpa çarpa ortaya çıkmıştı. Ak Parti, yenilikçi kanadın zaferiydi. Bunun acısıyla, parti oligarşisine karşı hep tetikte durdu. Nitekim her seçim döneminde yeni katılımlarla ve nöbet değişmeleriyle devam etti. 2007 Genel Seçimleri'nde saflarına kattığı bir çok isim bunun somut göstergesiydi. Bunlar partinin içsel yenilenmesiydi. Sonuçta bu pratiği Erdoğan tek başına 'üç dönem kuralı' olarak formüle etti. Erdoğan, Türk siyasetinin ve onun taşıyıcıları olan partilerin içsel dolaşım yaşamaları için bulduğu yol buydu. Çünkü yenilenme ve yeni kuşaklarla güçlenerek çalışmalara devam etmenin en önemli yolu, siyasal dolaşıma imkân vermektir. Siyasal dolaşım, yetişen yeni elitleri ve yeni kuşakları katılıma sokma imkânını getiriyor. Siyasal hareketi tazeliyor. Şimdi Ak Parti aynı gerçeklikle tekrar karşılıyor.

Elitizmin dayanılmaz hafifliği

Yeni cumhurbaşkanlığı tarzıyla bütünleşecek Ak Parti kadrolarının verimli, canlı ve diri bir biçimde çalışabilmesi için siyasal dolaşım zorunludur artık. Türkiye'de yetişen yeni kuşaklar, Ak Parti içinde yetişen yeni kuşaklar, yorulmayan ve yıpranmayan kadrolar siyasal harekete dahil edilmelidirler. Bu katılım, yeni yükselen ve taleplerde bulunan kadrolara da temsil imkânı verir. Parti içinde yorulan, yıpranan, yaşlanan ya da çeşitli politik angajmanlarla beraber sıkıntılar yaratanlar (paralel yapıya göz kırparak irade koyma yeteneğini gösteremeyenler) yerlerini terk edecekler. Böylece Ak Parti kendini yenileyecek. Öte yandan Türkiye demokrasisinin önünde duran parti oligarşisi de aşılma imkânını yakalayacak. Siyaset sürekli belli kuşakların mesleki uğraşısı hâline gelerek siyasal elitizm hâline dönmesi tehlikesi aşılabilecek. Çünkü siyasal elitizm, Türkiye siyaseti için ölümcül tehlike olduğu gibi Ak Parti hareketi için de ölümcüldür.

Yeniliği, değişimi, dolaşımı ve kendini yeniden üretmeyi engeller. Siyaset bir profesyonel meslek değil de 'memleketi kurtarma davası' olarak ya da memlekete hizmet davası olarak yürüyebilmesi için dolaşım kaçınılmazdır. Nitekim Ak Parti'nin yeni Genel Başkanı'nın siyasal dolaşımı sağlayacak dinamikte ve özellikte olacağı gözükmektedir. Yenilenen ve siyaseti dava olarak gören bir kadro öncülüğüyle ortaya çıkacaktır.

Yeni Genel Başkan ile Erdoğan arasındaki ilişkiyi çeşitli grupsal, hizipçi ve şahsi boyutlarıyla ele almak oldukça yanıltıcı. Çünkü Ak Parti bir siyasal harekettir ve bu siyasal hareketin tecrübeleri, başarıları ve yöneldiği Yeni Türkiye misyonu önceliklidir. Yeni Genel Başkan ve Başbakan'ı bu açıdan değerlendirmeliyiz.

Siyasi hareket olarak Ak Parti

Ayrıca yeni Genel Başkan'ın Erdoğan'ın yeni misyonu açısından taşıyacağı anlamın ne olacağına da bakmak gerekir. Çünkü Erdoğan'ın Köşk'te etkili bir lider olarak çalışmalarını yürütebilmesi için büyük ölçüde yeni Genel Başkan'ın Ak Parti siyasetinin varlığını etkili, bütünlüklü ve bahsettiğimiz dava misyonuyla sürdürmesi gerekir. Erdoğan, son seçimde % 52'nin üstüne varan bir toplumsal taban bütünlüğünü oluşturdu. Bu siyasal bütünlük Yeni Türkiye inşası için en önemli demokratik referans. Bu desteğin, yönetilen köklü değişimin devamı için varlığını sürdürmesi gerekir. Bu destek olmadan Köşk'te Erdoğan tek başına büyük sorunları yaşayacağı aşikârdır. Bunun için de Erdoğan'ın bu taban ile olan ilişkisini ve etkileşimi sürmeye devam etmelidir.

AK Parti yeni aşamada Genel Başkan arayışını sürdürürken büyük bir atılım içinde bulunmaktadır. Bu atılım, yeni cumhurbaşkanı rolü ile bütünlük taşıdığı oranda işlevseldir. Ak Parti yenilenerek, elitler dolaşımını gerçekleştirerek ve siyasal bütünlüğünü koruyarak bu atılımını tamamlayabilir. Türkiye'de çözüm sürecinin devam etmesi, paralel yapıyla mücadelenin sürmesi, bölgesel liderliğin pekişmesi ve refah toplumunun tamamlanması gibi dönüşümler için bu yenilenme zorunludur. Ak Parti'de kimin Genel Başkan olacağını bu açıdan değerlendirmeliyiz.



İllustrasyon: Cemile Ağaç Yıldırım

Kaynak

Yeni Şafak 17.08.2014