10-18-2014, 14:28 | #1 |
Ahmet Kekeç - Kürt İttihatçılığı
Ahmet Kekeç
Kürt ittihatçılığı Eşi başörtülü diye öldürüldü... Sakallı diye öldürüldü... IŞİD militanı diye öldürüldü... Hizbullah üyesi diye öldürüldü... Okuduğumuz “öldürüldü” haberlerinin neredeyse tümünde, maktûl, bir şekilde, “din”le yahut dinî bir aidiyetle ilişkilendiriliyordu. Daha da yakıcısı, “öldürülenlerle” ilgili otopsi raporlarında “öldürmek” eylemini zorlayan, hayli zorlayan ifadelerin (vahşet örneklerinin) yer almasıydı... En hafifini yazıyorum: “Ceset defalarca kurşunlandı. Zaten ölü beden parçalandı. Kafası taşla ezildi...” HDP aklının ürettiği “Serhildan”ın (başkaldırının) Beyaz Türk mahallesinde destek bulmasını, belki de, hedef olarak seçilmiş aidiyette aramamız gerekiyordu... Hükümet, IŞİD’e destek veriyordu çünkü... IŞİD eli kanlı dinci bir örgüttü. Bölgeyi istikrarsızlaştıran örgüt, aynı zamanda Türkiye’ye çalışıyordu, Türkiye’nin elini güçlendirecek operasyonlar yapıyordu. Her sakallı potansiyel IŞİD’ciydi... Her AK Parti’li, bilerek ya da bilmeyerek IŞİD’e hizmet ediyordu. Ülkede dinci bir yönetim kurmak (bazı liberallere göre “Hilafeti getirmek”) isteyen hükümet, IŞİD kartını kullanıyordu... Buna inandırmışlardı kendilerini... Hayır, şaşırmıyoruz. Beyaz Türk mahallesinde üretilen tevatürlerin, solcu “Kürt ulusalcıları” tarafından satın alınmasını ve tedavüle sürülmesini, bilakis, doğal bile karşılıyoruz. Böyledir bu işler. Kürt siyasal hareketinin sürükleyicisi olduğunu söyleyen “temsilciler”, büyük ölçüde “Türk solu” içinden çıktılar... “Kürt sol ulusalcılığını” anlamak için, önce “Türk solu”nu anlamamız ve konumlamamız gerekiyor. Sadece resmî ideolojinin (Kemalizm’in) açtığı alan içinde var olabilen, Marksizm’le bağını koparmış bir sol ve solculuk türü bu... Laik özellikler gösteren, halkın değer tercihleriyle niza hâlinde olmayı “çağdaşlaşmanın gereği” sayan, din ve dince kutsal sayılan değerleri kafadan “gericiliğin sembolü” ilan etmiş bir solculuk türü... Bir yönüyle de İttihatçı... Bu “sol” içinden çıkmış Kürt siyasal hareketi de benzer nitelikler taşıyacaktır... Elbette laik özellikler gösteriyor, Elbette halkın (Kürt halkının) değer tercihleriyle çatışma hâlinde... Elbette din ve dince kutsal sayılan değerleri kafadan gericiliğin sembolü sayıyor... (Kürt siyasal hareketinin babaları, yıllarca, “Bizim asıl savaşımımız feodaliteyle ve feodal değerlerle” diye dolaşıp durdular. Kurdukları Stalinist örgüt, hedef olarak “feodalite”yi, yani “gericiliği”, yani “din”le irtibatlandırılan değerleri seçti... Dinle barışma, Cuma namazlarına katılma, müftü tayin etme numaraları sonranın işidir...) Kürt solu (ve bağrından çıkardığı siyasi parti) demokrasiden de çok hazzetmiyor... Tıpkı, “demokrasi” dendiğinde tüyleri diken diken olan ve demokratik yarışa imkân tanıyan çok partili parlamenter sistemi “karşı devrim” ilan eden Türk solu gibi... Kürt solu bölgede tek ve biricik olmalıdır. Bütün oylar HDP-PKK çizgisine akmalıdır. Sadece BDP-PKK çizgisinin vazettiği “ideolojik doğrular” dikkate alınmalıdır. Kürt halkı cahildir, eğitilmelidir... Diyorum ki, “Bak, çözüm sürecini bitiririz ha...” tehditlerinin altında, biraz da, hâlâ feodal alışkanlıklardan (!) kurtulamamış “Kürt halkını kaybetme” ve “gözden kaçırma” korkusu yatıyor olabilir mi? Beyaz Türk laikleriyle kurdukları “ittifak”, biraz da bu korkunun ürünü olabilir mi? Kaynak Star 18.10.2014
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|