01-25-2018, 08:39 | #11 |
Kaynak ehlisünnetbüyükleri.com
İmamı azam hakkında söylenenler *İmâm-ı a’zam, Allahü teâlândan başka düşüncesi olmayan büyük bir âlimdi.İslâmiyeti şekliyle bildirir, allah yolunda hiçbir şeyden çekinmezdi. kitaplarına, derslerine fetvâlarına hiç bir siyâsi düşünce ve güç, nefsânî arzu menfeat, şahsî dostluk ve düşmanlık gibi unsurlar asla girmedi *İmâm-ı a’zam nefsine hâkimdi. Lüzumsuzlukla uğraşmazdı. yüksek İslâm ahlâkı ile insanların kurtuluşuna çırpınırdı.sabır, güler yüz, tatlılık ve sükûnetle davranır, heyecan ve telâşa kapılmazdı. Keskin bir firâset sahibi idi. insanların içlerine nüfuz eder ve olayların sonuçlarını sezerdi. *kuvvetli şahsiyeti, keskin zekâsı, üstün aklı, engin ilmi, heybeti, muhakeme muhabbeti ve cazibesi ile herkese te’sîr eder, gönülleri mes’eleleri, derin mütâlâadan sonra, bazılarını ânında misalleriyle cevaplandırırdı. En inatçı ve peşin hükümlü muarızlarını kolayca cevaplandırırdı hayret verici sayısız menkıbeleri meşhûrdu*İmâm-ı a’zam İslâmiyetin müslümanlardan doğru bir Ehl-i sünnet i’tikâdı amel ve güzel bir ahlâk istediğini bildirmiş, ömrü boyunca kurtuluşu anlatmıştır. Vefâtından sonra da talebeleriyle kitaplarıyla asırlar boyunca müslümanlara ışık tutmuş ve rehber olmuştur. *İmâm-ı a’zam, hizmetleriyle İslâmiyeti duyurmuş, müslümanları fitne ve propagandalarla parçalamak İslâm dinini yıkmak ümidine kapılanları hüsrana uğratmış, i’tikâdda birlik ve beraberliği sağlamış; ibâdetlerde, Allahü teâlânın rızâsına uygun hareket tarzını tesbit etmiştir. ikinci hicri asrın müceddidi dinin yayıcısı ünvanını almıştır.*hadîs-i şerîfte, “Îmân Süreyya yıldızına çıksa, Farisoğullarından biri elbette getirir” buyuruldu. İslâm âlimleri, bu hadîs-i şerîfi İmâm-ı a’zam hakkında olduğunu bildirmiştir. Buhârî ve Müslim’de “İnsanların en hayırlısı, benim asrımda bulunan müslümanlar Ya’nî Eshâb-ı kirâmdır Onlardan sonra en iyileri, onlardan sonra gelenlerdir (ya’nî Tâbiîndir). Onlardan sonra da onlardan sonra gelenlerdir... (ya’nî Tebe-i tâbiîndir)” buyuruldu. İmâm-ı a’zam hadîs-i şerîfle müjdelenen tabiînden en üstünlerindendir. *Hayrât-ül-Hisan, Mevdu’ât-ül-ulûm ve Dürr-ül-Muhtâr’daki olan hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki: “Âdem (aleyhisselâm) benimle öğündüğü gibi ben de ümmetimden bir kimse ile öğünürüm. İsmi Nu’mân, künyesi Ebû Hanîfe’dir. O, ümmetimin ışığıdır.”*“Peygamberler benimle öğündükleri gibi ben de Ebû Hanîfe ile öğünüyorum. Onu seven beni sevmiş olur. Onu sevmeyen beni sevmemiş olur.” *Ümmetimden biri, şeriatimi canlandırır. Bid’atleri öldürür. Adı Nu’mân bin Sâbit’tir.”*Her asırda ümmetimden yükselenler olacaktır. Ebû Hanîfe zamanının en yükseğidir.”*Hazreti Ali Size Kûfe şehrinde bulunan, Ebû Hanîfe adında birini haber vereyim. Onun kalbi ilim ve hikmet ile dolu olacaktır. Âhir zamanda kıymetini bilmeyenler helak olacaktır. Nitekim, râfizîler de, Ebû Bekir ve Ömer için helak olacaklardır” buyurdu.*İmâm-ı a’zamdan sonraki İslâm âlimleri onu medh etmişler, büyüklüğünü bildirmişlerdir. Ebû Hanîfe, İmâm-ı Mâlik’in yanına geldiğinde İmâm-ı Mâlik ayağa kalkıp hürmet gösterdi. yanındakilere, “Bu zâtı tanıyor musunuz? Bu zât, Ebû Hanîfe Nu’mân bin Sâbit’tir. Eşu ağaç direk altındır dese isbât eder, dedi.” *Hasen bin Ammâre Ebû Hanîfe’ye şöyle diyordu: “Allahü teâlâya yemîn ederim ki fıkıhda senden iyi konuşanı, senden sabırlısını ve senden hazır cevap olanını görmedim. sen fıkıhda söz söyleyenlerin efendisi ve reîsisin. Senin hakkında kötü söyleyenler sana hased edenler, seni çekemeyenlerdir.”*Hâfız Muhammed der ki: “Ebû Hanîfe’nin zamanında ondan ârif ve fakîh yok idi. Yemîn ederim ki, onun mübârek ağzından bir söz duymağa yüzbin dinar veririm.”*Dâvûd-i Tâî’ Ebû Hanîfe Karanlıkta kalanlar onunla yol bulur, hidâyete kavuşur.” *Hâfız Abdülazîz der ki, “Ebû Hanîfeyi seven, Ehl-i sünnet vel cemâat mezhebindedir. O’na buğz eden, bid’at sahibidir. Ebû Hanîfe insanlar arasında ölçüdür O’nu sevenin, O’na yüzünü dönenin Ehl-i sünnet olduğunu; buğz edenin bid’at sahibi olduğunu anlarız.” |
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|