![]() |
#1 |
![]() Tamam, ‘birlik ve beraberliğe’ en muhtaç olduğumuz zamanlardayız, hır çıkarmanın alemi yok ama, ben, izniniz olursa, bu ‘birlik ve beraberlik’ görüntüsünü bozmak istiyorum.
Hatırlar mısınız bilmem, büyük yayın gruplarından biri (hangisi olabilir?) vaktiyle, ‘Türk subayı intihar eder mi?’ başlıklı bir haber yaptırmıştı haftalık mevkutelerinden birine. Bu haberinin, sessizce ve derinden yürütülen promosyon çalışmasının bir parçası olduğunu, ‘Kurtlar Vadisi’ filmi vizyona çıkınca öğrenebildik. Filme Amerikalılar tepki gösterdiler. Kendilerinde doğal saydıkları şeyi başkalarında izlemeye tahammül edemedikleri için belki de, bilemiyorum. Benzerleri Amerika’da da yapılıyordu oysa... Hollywood’un B serisi filmleri, çoğunlukla bu tür yapımlardır. Güncel siyasal olaylara göndermelerde bulunan bu filmler, Amerikan militarizmini yüceltir, kamuoyunu Pentagon’un nasıl da isabetli kararlar aldığına inandırmaya çalışır. Bizim ‘Kurtlar Vadisi’ de böyle bir şeydi... Bir dizi kahraman (ya da meşrebinize göre ‘kanun kaçağı’) Kuzey Irak’a geçip, ‘çuval olayı’nın intikamını alıyordu. Daha doğrusu, Amerika’yı dize getiriyordu. Bunun bir de ‘dizi’ versiyonu vardır. İzleyenler bilecektir, usta tarihçi Soner Yalçın’ın yaratıcı katkılarını esirgemediği dizi, hem kanun dışılığı övüyor, hem de son yıllarda bazı Çılgın Türkler’in politik malzeme haline getirdikleri ‘anti-batı/anti-semit’ duyguları körüklüyordu. Neyse işte, film de dibine kadar anti-Amerikan’dı. Ben, açıkcası, Ertuğrul Özkök’ten, anti-Amerikan duyguları körükleyen bu (kimilerine göre ‘tehlikeli’) filme kafadan karşı çıkmasını bekliyordum. Ağzını bile açmadı... O Ertuğrul Özkök ki, vaktiyle tezkereye karşı çıkanları, ‘Akılsız barışçılar, en acımasız savaşların sorumlusu olabilirler’ diyerek muaheze etmiş, edebilmiş en akıllı savaşçılarımızın başında geliyordu. Niçin, tezkere öncesi ve sonrasında takındığı ‘Amerika’yla birlikte hareket edelim, Amerikalıları kızdırmayalım’ tavrını, akılsız barışçıların ürettiği kötü bir filmden esirgemişti? Üstelik, önümüzde hazır Amerika’yla birlikte hareket etmeyi ‘zül’ addeden, Amerikalıları da kızdırmış canlı bir örnek varken... Konu sonradan anlaşıldı. Sözkonusu dizi bir başka kanalda gösterilirken, Özkök’ün de mensubu bulunduğu Doğan Grubu gazeteleri, dizinin yapımcı ve oyuncularının ‘Kadiri tarikatı’yla ilişkisini kurcalayan ve olası ‘şeriat tehlikesi’ne dikkat çeken haberler yapmış, gösterim hakkı Doğan Grubu’nun bir televizyonuna geçince birden ‘Kurtlar vadisi muhibbi’ kesilmişlerdi. Neden? Dizi çok reklam getirdiği, çok kazandırdığı için mi? Hazır konu açılmışken, hafıza tazelemek babından, geçmişteki Hürriyet-Amerikan işbirliğine de değinelim... ‘Kurtlar Vadisi’ filmine neredeyse sevgiyle yaklaşan bu gazetemiz, vaktiyle ABD Büyükelçisi Edelman’ın ağzından, anti-Amerikan duyguları körüklediği gerekçesiyle bazı Türk gazeteleri aleyhinde haberler yapmıştı. Konuyu, tahmin ettiğiniz üzere, Ertuğrul Özkök’ün kaleme aldığı anti-Amerikan yazılara getirmek istiyorum. İki gündür pek öfkeli... Pek savaşkan... Hemen Kuzey Irak’a girmeliymişiz. Gerekirse Amerika’yı da karşımıza almalıymışız... Amerika’yı savunmak bana düşmez ama, ben de birdenbire nükseden bu tavır değişikliğini merak ediyorum. Ne oldu? Ne değişti? Ne yani, ‘birlik ve beraberliğe en muhtaç olduğumuz’ şu dönemde anti-Amerikan yayınlar yapmak daha mı çok tiraj getiriyor? Daha mı çok kazandırıyor? Nedir?
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|