![]() |
#1 |
![]() Zana: Haysiyetli ve şerefli hiç bir Kürt, kardeşlerini teslim etmez
26 Ekim 2007 Ferit ASLAN- Muharrem KONTAZ/ DİYARBAKIR,(DHA) KAPATILAN DEP eski milletvekili Leyla Zana, teröristbaşı Abdullah Öcalan’dan Kürt lideri diye söz ederek, “Ben Türkiye’ye onu affedin diyeceğim ama zaten o bunu kabul etmez. 9 yıl adaya aldınız halktan kopardınız. Eğer o halkı ile bir araya gelip özgürce siyaset yaptıktan sonra o zaman da Kürtler silaha sarılırsa, onlara karşı ilk mücadaleyi ben veririm” dedi. Leyla Zana, Türkiye’nin Irak’tan iadesini istediği PKK elebaşları için ise, “Haysiyetli ve şerefli hiç bir Kürt, kardeşlerini zindanda çürütmek için teslim etmez” diye konuştu. Diyarbakır’da Demokratik Toplum Partisi (DTP) tarafından düzenlenen ‘Demokratik Toplum Kongresi’ne, DTP Milletvekilleri, Belediye başkanları, il başkanları, sivil toplum temsilcilerinden oluşan yaklaşık 500 kişi katıldı. Anayasa hazırlıkları ve Olağanüstü Kongre için bir ön tartışma zemini yaratacak olan kongereye gelen partililer ve delegeler, bina girişinde tek tek arandı. Divanın oluşturulmasından sonra toplantının açılış konuşmasını kapatılan DEP eski Milletvekili Leyla Zana yaptı. Kürtçe konuşan ve konuşması Türkçe’ye tercüme edilmeyen Leyla Zana, daha önce Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Avrupa Parlamentosunda kürsüye çıktığını ancak ilk defa bu toplantıda kürsüye çıkarken dizlerinin titrediğini belirterek şöyle dedi: 1999’DA KÜRTLERİN LİDERİ TÜRKİYE’YE TESLİM EDİLDİ “Tarihe baktığımızda böyle onurlu bir halka dünyada ender rastlanır. İyi ki bu milletin bir parçasıyım. İnanıyorum ki geçen yüzyıl Kürt halkı çok şey kaybetti. İnanıyorum ki gelecekte ve içinde bulunduğumuz yüzyılda birlik olduklarında bir çok şeyi başaracaklardır. Kürt halkı özgürleşmeden Ortadoğu’daki hiç bir halk demokrasisini kuramaz. Empati kurmadığınızda bütün Kürtleri kaybedersiniz. Bugün herkes söylemlerini savaş üzerine kuruyor. Dünyaya, Türkiye’ye, bölgeye, kadın ve gençliğe sesleniyorum. 1999’da bütün Kürtlerin beyninde ve yüreklerinde siyasi bir deprem oldu. O süreci yaşayanlar, evlerinde gözyaşı döktüler. Bütün dünyanın işbirliğiyle Kürtlerin lideri (Abdullah Öcalan) Türkiye’ye teslim edildi. Ve bir şartla verilmişti, Kürt sorununun çözülmesi şartıyla verilmişti. Şimdi bütün ülkelere sesleniyorum. Kürt sorununun çözülmesi için hiç bir adım atıldı mı? Birkaç belediye başkanı var, şimdi de bunlara göz dikmişler görüyorum. Eğer Kütler, özgür olarak dilini konuşamıyorsa, demek ki sorun vardır ve derindir.” ZANA KUZEY IRAKLI KÜRT LİDERLERE SESLENDİ Leyla Zana, Türkiye’nin kendilerinden iadelerini istediği Kuzey Irak’taki PKK liderleri için bölgedeki Kürt liderlere seslenerek, “Bugün Iraklı Kürtlerden kardeşlerini teslim etmelerini istiyorlar. Haysiyetli ve şerefli hiç bir Kürt, kardeşlerini zindanda çürütmek için teslim etmez. Buna razı olmaz. Dünyaya sesleniyorum, Kürtlere ne yapıldı ki, şimdi bütün Kürtlerden ne istiyorlar?” diye konuştu. DÜNYA SELAHADDİN EYYUBİ’NİN ÖCÜNÜ MÜ ALMAK İSTİYOR Kürtler’in tarihte kendilerinden ne istendiyse verdiklerini ve bunun Selahaddin Eyyubi’den bugüne kadar devam ettiğini söyleyen Zana, “Kürtler iki yol seçti. Birincisi ne istendiyse verdiler, diğer yol ise başkaldırı olmuştur. Üçüncü yol vardır, tarihten bugüne kadar ne verdilerse verdiler, artık verecek birşey kalmadı. Bazen düşünüyorum acaba dünya Selahattin Eyyubi’nin öcünü mü almak istiyor?” dedi. Türkiye’ye seslenmek istediğini söyleyen Leyla Zana şöyle dedi: BİZ TERÖRİST VE SAVAŞÇI DEĞİLİZ “Artık verecekleriniz var. Kore’de, Kıbrıs’ta. 2. Dünya savaşında Kürtler Türklerle omuz omuzaydı. Kürt sorununa samimi yaklaşılmalı. Kürtler ayrılıkcı değildir, biz terörist ve savaşçı değiliz. Biz talancı bir zihniyete sahip değiliz. Bu konuşmam anladığım kadarıyla tarihi bir konuşmadır. Ben savaş sesini istemiyorum. Aslında kimse savaş istemiyor. Savaşanlar bile hiç bir yol bırakmadınız diyorlar. Acaba siz bir yol bıraktınız mı? 1999 yılında Türkiye bu sorunun çözülmesi için adım atmak istedi ancak ABD’nin terörle mücadele konseptine uygun olarak terörle mücade diye çözüm için adım atmaktan vazgeçti. İnternet yoluyla artık bütün dünya avucumuzun içinde. Kürtlerde bu teknolojiden nasibini alıyor, artık kimse kimseyi kandıramaz.” AYRILMAK İSTEMİYORUZ, SINIRLARIN BİR ANLAMI KALMADI Leyla Zana, Kürt kadınlarının evletlarını kaybettiğini, ama hiç bir zaman savaş sesleri çıkarmadığını da ifade ederek, “Kürt kadını ‘Benim çocuğum gitti başkasının evladı gitmesin’ diye hep seslendi. Hiç kimse artık Kürtleri kandıramaz, her yola başvuruldu ama bir yola başvurulmadı. O da Kürt’e dönerek ‘ne istiyorsun’ diye çağırmadı. Bu sorunun çözümü için ABD, İngiltere ve Suriye’ye gitmeye gerek yok. Hiç kimsenin kafasında bölünme ve parçalanma fikri yok. Artık yeni bir sayfa açmak istiyoruz. Kongrede bir tek ayrılıkçı ifade yoktur. Bunlar görülmelidir. Ölümden korkmuyoruz, ama ölümün soğuk yüzünü biliyoruz. Biz yaşamak ve yaşatmak için var olmalıyız. Bilimsel baktığımızda halklar arasında sınırların anlamı kalmadı. Biz de sınırsız bir yaşam istiyoruz, kimliğimizle yaşamak istiyoruz. Bu da dildir. Dünyanın hiç bir yerinde ekmek parasıyla kimse gidip ana dilini öğrenmemiştir.Bu da yüzyılın ayıbıdır” diye konuştu. APO’YU AFFEDİN Federasyon ve ayrılmak gibi bir taleplerinin olmadığını yineleyen Zana, bütün yetkilerin Ankara’ya verilmesini eleştirerek, “Bütün yetkiler Ankara’ya verilmiş. Belediye başkanları gibi Valileri de halk seçse kötü mü olur? Devlet de adayını koysun, halk da adayını koysun, hangisi seçilirse ona hürmet ederiz. Federasyon ve ayrılmak istemiyoruz. Sınırların kalktığı bu dünyada sınırsız yaşamak istiyoruz. Artık kimse Kürtleri cahil görmesin” dedi. Kürt kimliğine Anayasal güvence isteyen Leyla Zana, Abdullah Öcalan’a da özgürlük isteyerek konuşmasını şöyle tamamladı: “Anayasada Kürt kimliği tanınmalı, Kürtlerin kendi diliyle eğitim yapmaları ve kültürel hakları güvence altına alınmalıdır. Türkiye’ye onu belki affedin diyeceğim, ama zaten o bunu kabul etmez. Onu halktan koparmayacaksın, 9 yıl adaya aldınız halktan kopardınız. Halkın yanına getireceksin, burada siyaset yapsa kötü mü olur? Bunu yaptıktan sonra Kürtler silaha sarılırsa söz veriyorum en başta onlarla ben mücadele edeceğim. Kürtler birbirlerine sahip çıksın, halk da onlara sahip çıkar. Kim savaşıyorsa barış onlarla olur. Ben Kürtler biraraya gelirse bu mücadelede varım. Ama şahıslar kendi kendilerine oynarsa ben kılımı bile kıpardatmam.” Leyla Zana konuşmasını, 1997 yılında Ulucanlar Cezaevinde bulunduğu sırada kendisine gönderilen İranlı şair Resul Rıza’nın ‘Elimden gelse’şiiri ile bitirdi. Şiiri okuyan Zana’nın duygulandığı gözlendi. Toplantı daha sonra basına kapalı olarak devam etti.
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|