Namaz da kıldık Şampiyon da olduk - Sayfa 3 - AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

11-09-2007, 19:58

Müthiş ifşaatları Fatih Altaylı’nın “Onu tarikatçı olduğu için Galatasaray’dan gönderdim...” sözleri üzerine yapmış Hakan Ünsal...

“Dinimi yaşadığım için Galatasaray’dan gönderildim...” diyor Hakan Ünsal...

Kendisi gibi Galatasaray’a sembol olmuş arkadaşlarını sıralıyor, “Hakan Şükür, Okan, Arif Erdem...”

Sonraki sözleri hep itiraf, hem ifşaat niteliğinde;

“Evet altyapıdan gelen futbolculara geceleri gezmeyin, içki ve sigara içmeyin, kötü alışkanlıklar edinmeyin diye tembihte bulunduk...

Bunların da dışında bir insanın dinini yaşaması gerektiğini, bunun bir emir olduğunu söyledik...

Namaz kılmanın gerekliliğinden bahsediyorduk...

Ama kimseyi zorlamadık...”

***

Hakan Ünsal’ın ifşaatları futbol dünyasının ötesinde Türkiye’yi sarsacak niteliktedir...

“Hakan Şükür, Okan, Arif ve ben...

Biz Galatasaray ve Türk futbol tarihine geçmiş futbolcularız...

Galatasaray’dan dinini yaşayan ve bu kimliklerini ortaya çıkaran kişilikler olduğumuz için gönderildik...”

Türkiye gerçekten müthiş bir değişim ve dönüşüm yaşıyor...

Artık hiçbir sosyolog Türkiye’nin 10 yıl önceki Cumhuriyet Türkiye’sinden çok farklı bir yerde olduğu gerçeğini inkar edemez...

Hakan Ünsal enteresandır, futbolu bıraktıktan sonra yorumcu sıfatıyla televizyonlarda hemen iş bulabilen nadir futbolculardan birisidir...

Yaşadığı hayatın ve o hayatın bağlantılarının, futbolu bırakır bırakmaz Galatasaray yorumcusu olabilecek düzeye gelmesindeki etkisi nedir bilinmez, ama görünen o ki, Hakan Ünsal artık geçmişle ve Galatasaray’la açık açık bir “hesaplaşmaya girmekten” çekinmiyor...

***

Hesaplaşmaya girdiği kişiyi savunmak bana düşmez...

Ama Hakan Ünsal’ın bilmesini istediğim bir şey var ki sözleri dindar bir kişiliğin çok ötesinde Galatasaray ve başka kulüplerin içindeki bir örgütlenmeyi işaretlemektedir...

Alt yapıdan gelen genç futbolculara takımın ağır abileri olarak, “insanın dinini yaşamasının bir emir olduğunu söylemek, namaz kılmanın gerekliliğinden bahsetmek,” abilik sıfatının manevi ağırlığını bu yöne kanalize etmek, dini yaşayan bir insan olmanın ötesinde, bir örgütlenmenin işaretleri...

Ağır abi konumundaki Hakan Ünsal’ın ya da Hakan Şükür veya Arif’in, Okan’ın, alt yapıdan gelen genç kardeşlerine, abilik yapacağı şey futboldur, profesyonelliğin gereklerini öğretmektir...

Çünkü onlar bir tarikatta ya da partide değil, Galatasaray’dalar...

Bir hayat felsefesini paylaşmaya değil, futbol oynamaya biraradalar...

Hakan Ünsal ya da arkadaşları dinlerini yaşadığı için Galatasaray’dan ihraç edilmiyorlar...

Hakan Ünsal ve arkadaşları bulundukları konumu futbol takımının içinde futbol dışı konulara taşıdıkları için kulüple sorun yaşıyorlar...

Demek ki söylentiler doğrudur...

Hakan Ünsal’ın ifşaatlarında söylediği bu telkinleri yapan ağır abiler, kendileri gibi olan genç arkadaşlarını korumaya, kollamaya ve hamilik etmektedirler...

***

Bellidir ki Galatasaray’da ve başka takımlarda, futbol dışı bu tip tembihler ve telkinler yapılmakta, yakınlıklar ve örgütlenmeler ortaya çıkmaktadır...

Hakan Ünsal bilir mi bilmem, çok uzun yıllar önce Galatasaray’da tank gibi giden bir sol açık vardı...

Adı Metin Kurt’tu...

Gözleri gözümün önündedir...

“Aşırı solcu” olduğu için Galatasaray’dan gönderilmişti...

Oysa Metin Kurt’un solculuğu o da varsa sadece kendisineydi, herhangi bir arkadaşını etkilemeye çalıştığını hiç kimsenin söylediğini hatırlamıyorum...

Hakan Ünsal’ın ya da Hakan Şükür’ün dindar olmasına, dinini yaşamasına hiç kimsenin bir itirazı olmaz, olamaz bu en azından ayıp ve günahtır...

Ama bunları, konuyla hiç ilgisi olmayan bir futbol kulübünde Galatasaray’da, takıma yeni giren genç futbolcular üzerinde bir hamilik örgütlenmesine dönüştürmek, takımı dindarlar ve dindar olmayanlar şeklinde bölünmesine meydan vermek...

Bunlar bir takımı takım, futbolu da futbol olmaktan çıkartır...

Kulağı delik spor muhabiri kardeşlerim bana Galatasaray’daki bu olayları hep anlatırlardı...

İnanmak istemezdim...

Hakan Ünsal kişiliğini, alçak gönüllülüğünü, saygısını çok takdir ettiğim bir arkadaş...

Ancak bilmeli ki sözleri tüylerimi diken diken etti...

Yoksa diyorum söyledikleri Beşiktaş için de mi geçerli?..

Reha Muhtar

11-09-2007, 20:15

Alıntı:

LüGaT Nickli Üyeden Alıntı

Sonraki sözleri hep itiraf, hem ifşaat niteliğinde;

“Evet altyapıdan gelen futbolculara geceleri gezmeyin, içki ve sigara içmeyin, kötü alışkanlıklar edinmeyin diye tembihte bulunduk...

Bunların da dışında bir insanın dinini yaşaması gerektiğini, bunun bir emir olduğunu söyledik...

Namaz kılmanın gerekliliğinden bahsediyorduk...

Ama kimseyi zorlamadık...”

Bu adam Hakan Ünsal'ın hemen yukarıdaki sözlerini "itiraf etti" vurgusuyla şuç sayıyor.Bu komik adama birileri derhal dini kanaati açıklama özgürlüğünden, fikir özgürlüğünden, tebliğ ve irşattan ve en önemlisi de mantık derslerinden bahsetmeli...Çalışmaya abaküsle başlayabilir...

Alıntı:

LüGaT Nickli Üyeden Alıntı

Hakan Ünsal’ın bilmesini istediğim bir şey var ki sözleri dindar bir kişiliğin çok ötesinde Galatasaray ve başka kulüplerin içindeki bir örgütlenmeyi işaretlemektedir...

Alt yapıdan gelen genç futbolculara takımın ağır abileri olarak, “insanın dinini yaşamasının bir emir olduğunu söylemek, namaz kılmanın gerekliliğinden bahsetmek,” abilik sıfatının manevi ağırlığını bu yöne kanalize etmek, dini yaşayan bir insan olmanın ötesinde, bir örgütlenmenin işaretleri...

YUUHH...

Şimdi bu adamın biraz üzerine gitsen "benim dindarlarla ilgili bir sorunum" yok kaypaklığına girecek; "ben de müslümanım, hem de içi temizlerden" aşağılığına düşecek...

Bunun adına örgütlenme diyen zihniyet tebliğin birinci kaynağı olan RESULULLAH'ı da örgüt liderliği koltuğuna oturtuğunun farkında olamıyor, abaküs çalışmalarından sonra inş...

11-09-2007, 19:58	#21
Kullanıcı Adı LüGaT	Hakan Ünsal'dan Altaylı'ya Okkalı Tarikat ve Din Cevabı Müthiş ifşaatları Fatih Altaylı’nın “Onu tarikatçı olduğu için Galatasaray’dan gönderdim...” sözleri üzerine yapmış Hakan Ünsal... “Dinimi yaşadığım için Galatasaray’dan gönderildim...” diyor Hakan Ünsal... Kendisi gibi Galatasaray’a sembol olmuş arkadaşlarını sıralıyor, “Hakan Şükür, Okan, Arif Erdem...” Sonraki sözleri hep itiraf, hem ifşaat niteliğinde; “Evet altyapıdan gelen futbolculara geceleri gezmeyin, içki ve sigara içmeyin, kötü alışkanlıklar edinmeyin diye tembihte bulunduk... Bunların da dışında bir insanın dinini yaşaması gerektiğini, bunun bir emir olduğunu söyledik... Namaz kılmanın gerekliliğinden bahsediyorduk... Ama kimseyi zorlamadık...” * Hakan Ünsal’ın ifşaatları futbol dünyasının ötesinde Türkiye’yi sarsacak niteliktedir... “Hakan Şükür, Okan, Arif ve ben... Biz Galatasaray ve Türk futbol tarihine geçmiş futbolcularız... Galatasaray’dan dinini yaşayan ve bu kimliklerini ortaya çıkaran kişilikler olduğumuz için gönderildik...” Türkiye gerçekten müthiş bir değişim ve dönüşüm yaşıyor... Artık hiçbir sosyolog Türkiye’nin 10 yıl önceki Cumhuriyet Türkiye’sinden çok farklı bir yerde olduğu gerçeğini inkar edemez... Hakan Ünsal enteresandır, futbolu bıraktıktan sonra yorumcu sıfatıyla televizyonlarda hemen iş bulabilen nadir futbolculardan birisidir... Yaşadığı hayatın ve o hayatın bağlantılarının, futbolu bırakır bırakmaz Galatasaray yorumcusu olabilecek düzeye gelmesindeki etkisi nedir bilinmez, ama görünen o ki, Hakan Ünsal artık geçmişle ve Galatasaray’la açık açık bir “hesaplaşmaya girmekten” çekinmiyor... * Hesaplaşmaya girdiği kişiyi savunmak bana düşmez... Ama Hakan Ünsal’ın bilmesini istediğim bir şey var ki sözleri dindar bir kişiliğin çok ötesinde Galatasaray ve başka kulüplerin içindeki bir örgütlenmeyi işaretlemektedir... Alt yapıdan gelen genç futbolculara takımın ağır abileri olarak, “insanın dinini yaşamasının bir emir olduğunu söylemek, namaz kılmanın gerekliliğinden bahsetmek,” abilik sıfatının manevi ağırlığını bu yöne kanalize etmek, dini yaşayan bir insan olmanın ötesinde, bir örgütlenmenin işaretleri... Ağır abi konumundaki Hakan Ünsal’ın ya da Hakan Şükür veya Arif’in, Okan’ın, alt yapıdan gelen genç kardeşlerine, abilik yapacağı şey futboldur, profesyonelliğin gereklerini öğretmektir... Çünkü onlar bir tarikatta ya da partide değil, Galatasaray’dalar... Bir hayat felsefesini paylaşmaya değil, futbol oynamaya biraradalar... Hakan Ünsal ya da arkadaşları dinlerini yaşadığı için Galatasaray’dan ihraç edilmiyorlar... Hakan Ünsal ve arkadaşları bulundukları konumu futbol takımının içinde futbol dışı konulara taşıdıkları için kulüple sorun yaşıyorlar... Demek ki söylentiler doğrudur... Hakan Ünsal’ın ifşaatlarında söylediği bu telkinleri yapan ağır abiler, kendileri gibi olan genç arkadaşlarını korumaya, kollamaya ve hamilik etmektedirler... *** Bellidir ki Galatasaray’da ve başka takımlarda, futbol dışı bu tip tembihler ve telkinler yapılmakta, yakınlıklar ve örgütlenmeler ortaya çıkmaktadır... Hakan Ünsal bilir mi bilmem, çok uzun yıllar önce Galatasaray’da tank gibi giden bir sol açık vardı... Adı Metin Kurt’tu... Gözleri gözümün önündedir... “Aşırı solcu” olduğu için Galatasaray’dan gönderilmişti... Oysa Metin Kurt’un solculuğu o da varsa sadece kendisineydi, herhangi bir arkadaşını etkilemeye çalıştığını hiç kimsenin söylediğini hatırlamıyorum... Hakan Ünsal’ın ya da Hakan Şükür’ün dindar olmasına, dinini yaşamasına hiç kimsenin bir itirazı olmaz, olamaz bu en azından ayıp ve günahtır... Ama bunları, konuyla hiç ilgisi olmayan bir futbol kulübünde Galatasaray’da, takıma yeni giren genç futbolcular üzerinde bir hamilik örgütlenmesine dönüştürmek, takımı dindarlar ve dindar olmayanlar şeklinde bölünmesine meydan vermek... Bunlar bir takımı takım, futbolu da futbol olmaktan çıkartır... Kulağı delik spor muhabiri kardeşlerim bana Galatasaray’daki bu olayları hep anlatırlardı... İnanmak istemezdim... Hakan Ünsal kişiliğini, alçak gönüllülüğünü, saygısını çok takdir ettiğim bir arkadaş... Ancak bilmeli ki sözleri tüylerimi diken diken etti... Yoksa diyorum söyledikleri Beşiktaş için de mi geçerli?.. Reha Muhtar

Konuyu Toplam 3 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 3 Misafir)