AK Gençliğin Buluşma Noktası
Tartışıyorum AK Partililerin, AK Parti Gençlerinin Seviyeli tartışma bölümü.



 
Stil
Seçenekler
 
Prev önceki Mesaj   sonraki Mesaj Next
Alt 12-08-2007, 17:33   #11
Kullanıcı Adı
ceyhanli
Standart PADİŞAH ABDULHAMİT
13 Şubat 1295 [m. 1878] gününe kadar, ikinci Abdülhamidin saltanatının ilk bir yıl, beş ay ve onüç günü, bu hükümdarın şahsi idaresi ile ilgisizdir. Şahsi idaresi, 13 Şubatta başlar. 7 Zilhicce 1293 ve 23 Kanuni evvel [Aralık ayı] 1876 günü birinci meşrutiyet ilan edildi. İlk millet meclisi 19 Mart 1877 de açıldı. Anayasayı hazırlayanlardan Mithat paşa, bir hukukcu değildi. İkinci Abdülhamid han hatıratında diyor ki:
Mithat paşa, öteden beri meşrutiyet taraftarı idi. Lakin ismini ve bazı kitaplarda methini işitmekle hasıl olmuş bir taraftardı. Hiçbir devletin Kanuni esasisini tetkik etmiş ve bu babda esaslı fikir edinmiş değildi. Rehberi, nafia vekaletinin müsteşarı, Odyan efendi idi. Odyan efendi ise, o zaman bile bizde mümtaz hukukculardan değildi. Hele memleketi hiç bilmezdi. Zan ederim bu vukufsuzluk, Mithat paşa ile Taif kalesine kadar beraber gitti.

Mithat paşanın başkanlığında, Ziya bey [paşa] ile Namık Kemalin de katıldığı bir heyetin hazırladığı Anayasanın 113. cü maddesi, hükümdara bir şahsı sürmek hakkını vermişti. Bu maddeyi Mithat paşa, mahsus koydurdu. Çünkü, ölünceye kadar iktidarda kalmayı umuyordu. Bu madde ile, muhaliflerini sürmek istemiştir. Nitekim birkaç devlet adamını sürdü. İkinci Abdülhamid han, muhakemesiz sürülmenin tanzimata aykırı olduğuna dikkati çekti ise de, Mithat paşayı ikna edememişti. Mithat paşa, anayasaya, herkesin kendi dili ile konuşabileceğini koydurmak istemiş, fakat Sultan, bu maddeyi kaldırmıştır. Mithat paşa, Sultanın bütün selahiyetini yok etmek için, Anayasayı büyük devletlerin kefaletleri altına koymak istemiştir. Türk devletinin istiklalini yok edecek bu feci madde de kabul edilmemiştir. Rusya ile savaş etmek için, Bab-ı alide nutuklar çekti. Medrese talebesini ayaklandırarak, savaş lehine nümayiş yaptırdı. Bunlar, Sultanın penceresi altında bile savaş diye bağırdılar. Savaş olursa, İngiltere’nin yardım edeceğine inanıyordu. İçki sofralarında, Cumhuriyet ilan edip, üçüncü Napolyon gibi, Cumhurbaşkanı, sonra imparator olacağını söyledi ve (niçin Âl-i Osman olur da, Âl-i Mithat olmaz) dedi. İşi daha ileri götürerek, hususi asker yazmaya kalkıştı. Bu yeni asker, Millet askeri namı ile yeni bir ordu teşkil edecek ve Mithat paşanın emrinde olacaktı. Hıristiyan ve Müslümanlardan gönüllü yazılanlar, başkumandanları Mithat paşa lehine yürüyüşler yapıyorlar. İstanbul'da huzuru bozuyorlardı. Yeniçeri ocağı hortluyordu. Mithat paşa, milliyetçiliğe uymayan hareketlerde de bulundu. Bosna’da, Türk bayrağındaki ayyıldız yanına bir haç eklenmesini emretti. Devlet bayrağının, bir eyalette olsa bile, sadrazam emri ile değiştirilmesi de, onun demokrasi anlayışına parlak bir örnektir. Bu haçlı Türk bayrağını taşıyan bir tabura İstanbul'da geçit resmi bile yaptırdı. Bütün bu sapıklıkları, ikinci Abdülhamid hanın sabrını taşırarak, 5 Şubat 1877 de, onu sadrazamlıktan azletti. Kendi arzusu üzerine İzzeddin vapuruna bindirilerek İtalya’ya gönderildi. Eline de beşyüz altın verildi. Bir sene, sekiz ay çeşitli şehirleri gezdi. İngilizlerle halifeye karşı anlaşmalar yapması üzerine, yurda çağrıldı. İki ay Girit’te, Hanya’da oturduktan sonra 1295 [m. 1878] son ayında Suriye valisi, 4 Ağustos 1297 [m. 1880] de Aydın valisi yapıldı. Burada iken, 16 Mayıs 1298 [m. 1881] de, Yıldızda muhakeme edilmek için tevkif emri verildi. Fransız konsolosluğuna sığınarak kendisini lekeledi. Fransız sefirinin emri ile halifeye teslim edildi. Mahkemenin idam kararını halife, müebbet hapse çevirip, 28 Temmuzda İzzeddin vapuru ile Rüştü, Mahmud ve Nuri paşalarla ve Hasen Hayrullah efendi ile birlikte Taife götürülüp hapis edildiler. 6 Mayıs 1301 [m. 1883] de Mahmud Celaleddin paşa ile, askerler tarafından boğulup öldürüldüler. İngiltere onu kurtarmaya karar verdi. Kızıldeniz’deki bir savaş gemisine bu vazifeyi verdi. Paşaların, İngilizler tarafından kaçırılacağını anlayan hicaz valisi müşir Osman Nuri paşanın emri ile öldürüldüğü sanılmaktadır). (Yeni Türkiye Tarihi)nin yazısı tamam oldu.
ceyhanli isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
 


Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi