AK Gençliğin Buluşma Noktası
Makale & Deneme Makale ve deneme içerikleri.



 
Stil
Seçenekler
 
Prev önceki Mesaj   sonraki Mesaj Next
Alt 12-15-2007, 22:49   #1
Kullanıcı Adı
Beritan
Standart İnanç Ahlakı (Güzel bir makale)
[color=purple]
Birini düşünün: Bir imana sahip, fakat bir iman ahlakına sahip değil. Hatta imanın da bir ahlakı olduğunu, olabileceğini hiç düşünmemiş. Üzerine titizlendiği ahlaki alanlar vardır mutlaka. Cinsel ahlak, siyasal ahlak, iş ahlakı, ilim ahlakı… Fakat titizlendiği bu alanlar arasında "iman ahlakı" yok. Tüm ahlaki davranışlarının referansı imanı. Fakat bu imanın da bir ahlakı olduğunu göz ardı etmiş. Tüm ahlaki davranışları imana atıf yapıyor, ama bizzat atıf yapılan yer ahlak nosyonundan mahrum.



Birini düşünün: Mümin olduğunu iddia ediyor, bir değerler sistemine inanıyor. Fakat inandığı değerler sistemine güvenmiyor. Allah'a inanıyor, inandığı Allah'a güvenmiyor. İslam'a inanıyor, inandığı İslam'ın yaşadığı çağın sorunlarını çözeceğine inanmıyor. Vahyin ilahi kaynağına inanıyor, o vahyin hayata dair kılavuzluğuna güvenmiyor.

Bu modernlerin imanına tebelleş olan bir hastalık. Elbet bir paradoks bu. "Yaman çelişki" denilen türden bir maraz. Şu sorular can yakıcı sorular; ne yazık ki cevabı, sorusu kadar kolay değil: Ahlaki anlamda mümin olmadan, akîdevî anlamda mümin olmak mümkün müdür? Mümkünse, bu nasıl bir iman olur? İmanın akidevi yükümlülüğünü ahlaki yükümlülüğünden ayıranlar, Allah'ın birleştirilmesini emrettiğini ayırmış olmazlar mı?

Kişi inançla güveni aynı adreste toplayamıyorsa, bu bir kişilik ve kimlik yırtılması anlamına gelir. İnandığına güvenmeyen, imanından esirgediği güvenine mutlaka başka bir adres bulur. Burada bir başka sorun gündeme gelir: İnandığına güvenmeyen gerçekte güvendiğine inanıyor demektir. O halde onun içinde güven barındırmayan imanı, içi boş bir iddiadan başka bir şey değildir. İşte kimlik ve kişilik yırtılmasının en vahim sonucu budur ve bu duruma vahiy "nifak" adını verir.

Gerçekte münafıklık bir ahlak sorunudur. İmanın akîdevî tarafından çok ahlaki tarafını ilgilendirir. Yani "inanmakla" değil "güvenmekle" ilgili bir sorundur. Kişi kendini iman etmiş sayar ya da öyle görünür. Fakat iman ettiği Allah'a, O'nun dini olan İslam'a, O'nun vahyi olan Kur'an'a güvenmez. İnandığı değerler sisteminin insanlık için daha iyi bir senaryo üreteceğine güvenmez. İnsanlığın sorunlarına sahih ve kalıcı çözümler üreteceğine güvenmez.

Elbet inandığı değerlere güvenmeyenler, güvendiklerine inanmaya başlarlar. Buna rağmen hâlâ güvenemedikleri değerler sistemine iman ettiklerini iddia etmeleri, iman ahlakından yoksun olmalarındandır. Bu tür bir ahlaksızlığın binbir sebebi vardır. Ama tüm sebepler gelir, "sinek tabiatlılığa" dayanır.

İmanın balarısı olmak yerine sineği olmak bir tutum, bir tavır, bir tercih meselesidir. Bu tiplerin alâmet-i fârikası "hemen şimdi"ci olmalarıdır. Yarınki helaldense şimdiki haramı tercih ederler. Yarınki sahici cennettense şimdiki sahte cenneti tercih ederler. Yarınki gerçek, kalıcı ve hak edilmiş başarıdansa, hemen şimdi gelecek geçici, sahte ve müsvedde başarıya tav olurlar. Yarınki hakiki mutluluktansa, hemen şimdi yaşayacakları anlık zevk ve sefâya şapka çıkarıp seğirtirler.

Bu ciddiyet yoksunluğudur. İnancında ciddi olmayanın güveninde ciddi olacağını düşünmek abestir. Dolayısıyla böyleleri, geldikleri yere bir bereket katmazlar ki, gittikleri zaman bir bereket götürsünler. Böylelerinden ne Hattab oğlu Ömer gibi imanlarında ciddiyet, ne Ebu Cehil gibi inkarlarında ciddiyet beklenir.

Bu tipler için "kâr" sadece cebe girenden müteşekkildir. Bu tipler için "başarı" materyalden müteşekkildir. Lügatlerinde başarı denilmesi için elle tutulur, gözle görülür olmalıdır. Bu tipler için "rakamlar" önemlidir, "değerler" değil. Yusuf'un gömleği bu tiplerin eline geçse, koklatmak için Doberman ararlar. Musa'nın asası bu tiplerin eline geçse, Firavun'a rüşvet verirler. İbrahim'in ateşini görseler, ellerini ovuşturarak yumurtalarını pişirmek için koşarlar. Men ve selva yerine soğan sarımsak isterler. Yüreği köleleşmiş İsrailoğulları gibi, Firavun'dan kaçtıkları halde, Firavun'un putlarına taparlar. Rollerin en çirkini, baba katiline âşık olan zavallı rolünü oynamaktır.

Sami Hocaoğlu / Yeni Şafak

 

Beritan isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
 


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi