![]() |
#1 |
![]() TRT’de Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün konuk olduğu programı izlerken, Türkiye’yi yönlendiren kartelin kirli yüzünü bir defa daha canlı canlı görüyoruz. “Tayyip Erdoğan, 3 Kasım seçimlerinde milletvekili adayı olabilecek mi?” tartışmaları yapılırken, Yargıtay’da bir yüksek yargıçtan aldığı bilgiyi Milliyet’te manşete çeken Fikret Bila, “Aday olamaz” diye son noktanın konulduğunu söylüyordu.. Habercilik duygusu ile manşete çekilmiş olsa, şapka çıkartırım. Ama habercilik değil, egemenlerin sözcülüğü yapılıyordu.. çünkü dosya henüz Yargıtay’a gelmemişti bile.. Peki o manşetin anlamı neydi? Yasakçı Yargıtay üyesinin kafasındaki karar, önceden halka iletilerek, kamuoyunun yasak lehinde oluşturulmasının sağlanması.. Daha açık söyleyelim; Fikret’in işi, yasakçıların sözcülüğünü yapmaktı.. Aksi olsaydı, kendisine o açıklamayı yapan Yargıtay üyesini manşete çekerdi: “Siyasallaşmış yargı böyle olur: Dosya Yargıtay’a gelmeden, hakimin kararı cepte hazır!” Yargıtay hakimini değil, TayyipErdoğan’ın engellenmesi gerektiğini manşet yaptı.. Sonraki aylarda da, görevini suistimal eden o hakimin kimliğini ısrarla gizledi.. Fikret’in görevi, sadece seçim öncesine münhasır değil.. Sonrasında da, yasakçılardan yana tavrı hiç inkitaya uğramadı. Hatta bir defasında, BaşbakanTayyip Erdoğan’ın ağzından “vatan hainliği” ile de suçlandı. MGK toplantısı öncesinde, askerlerin masaya neleri getireceğini, belge mahiyetindeki bilgilerle kamuoyuna deşifre etmişti! Vatan hainliğine karşı, bir-iki çekingen tavırlı açıklamalar yaptı. Sonrasında konu kapatıldı gitti! Olsun, onlarda utanma diye bir şey yoktur zaten.. Dün suçlanırlar, bugün gelir kapınızda patronun sorularını tekrarlarlar yine.. önceki akşam da, tam kendisine yakışan soruları yöneltti Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e: “Suud kralının ayağına gitmeniz eleştirildi. Nasıl yorumluyorsunuz?” Olayı bilmeyen birisi de zanneder ki, Cumhurbaşkanı gidip Suud kralının eteğini öpmüş! Adam kalkmış Türkiye’ye gelmiş. Yani binlerce kilometre uzaktan, seni sayıp, sana saygı gösterip, ülkene gelmiş. Sen de ona bir karşı saygı gösterisi ile, kaldığı otele gitmişsin.. Olur mu, kartel bu işten ne olaylar çıkartacak bakın siz... çıkartıyor da işte.. Diyarbakır’da bugüne kadar rastlanmamış yeni bir terörist eylem metodu gerçekleştirilmiş. Programın yayınlandığı saate kadar yapılan açıklamalara göre 5 insanımız ölmüş. Adamların derdine bak, “Suud kralının ayağına niye gittiniz?” Sayın Gül de, cevabını veriyor.. Mütekabiliyetten bahsediyor. Suud kralının bir yılda Türkiye’ye ikinci ziyaretini yaptığını, bu yılki ziyaretlerden öncekinin ise 50 yıl evvel olduğunu anlatarak, olayın önemini izaha çalışıyor. Arkasından, Suud kralının, Avrupa ülkelerinde nasıl karşılandığını, havaalanlarına kadar gidilerek karşılamalar yapıldığını anlatıyor. Devamla tam “Suud kralı önemli bir şahsiyet” diyordu ki, kartelin 40 bin satan, ha kapandı ha kapanacak gazetesinde yazan diğer had bilmezi atlıyor hemen: “Ama Türkiye Cumhuriyeti’nin cumhurbaşkanlığı da önemli bir makam!” deyiveriyor! “Aaa.. Biz de başka bir şey sanıyorduk, iyi ki hatırlattın” diye tiye alıp kafa bulacağınız tam bir sallamalık örneği, anlayacağınız! Moral bozmak, konuşma ahengini dağıtmak için yapılmış bir müdahale resmen! Sayın Cumhurbaşkanı nazik bir insan.. Dengesiz çıkışın faili kartel yazarını, kibarca cevaplıyor! Ama benim kafamda sorular, ardı ardına sıralanıyor: % 10 oy gücüne sahiptiniz, bunlara eyvallah ettiniz!.. % 21 oya sahip oldunuz, yine eyvallah ettiniz. % 34.5 oya sahip oldunuz yine eyvallah, % 47 oldu yine eyvallah! Kim bunlar ya! Kim ki bunlar, bir cumhurbaşkanı, kendisine sorulan biraz da saygısızca soruya cevap verirken, araya girip laf sokuşturmaya kalkışabiliyorlar? Kim ki bunlar, patronlarının yanında el-pençe dururken, Cumhurbaşkanı’nın önünde saygısızlıklarını sergilemekten çekinmeyip, bir de üstelik cümle böldürüp gol atmaya çalışıyorlar? Kim bunlar? Bunların en ağababası, bir kanalın başına geçti, oradan meydanlara inmeye kalkıştı. Aldı boyunun ölçüsünü, oturdu yerine.. Şimdi onun çırakları kim oluyor ki; halkın önüne gittiğinde, gümbür gümbür % 47 oyla gelen insanları, açığa düşürmeye çalışıyorlar! Ve onlara bu fırsatı verenler kim oluyorlar? Devletin televizyonunda, cumhurbaşkanı ile laf yarışına girmeye kalkışılmasına onay veren kim? Kimden alıyor bu yetkiyi? Değil mi ki; onların öve öve bitiremedikleri cumhurbaşkanları, 7.5 yıllık görev süresi içinde, kendilerine tek bir soru bile sordurmadı! Bir tanecik olsun, basın toplantısında kendisine soru sordurmadı! Şimdi ne oluyor da, sorulan soruya verilen cevaba, bir de karşı soru ile sıkıştırma taktiği uygulamaya kalkışılıyor? Kimsiniz, necisiniz siz beyler? Söyleyin necisiniz siz? Ali KARAHASANOĞLU / VAKİT 05/01/2008
![]() |
|
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|