07-25-2007, 22:32 | #1 |
***Sevgi Sınavı***
>>
>>BİR GÜN, ERMİŞLERDEN birine sormuşlar: >> >>“Sevginin sözünü edenler ile sevgiyi gerçekten yaşayanlar arasında ne fark >>vardır?” >> >>“Bakın, göstereyim” demiş ermiş. >> >>Bir sofra hazırlamış. Sevgiyi dilinden düşürmeyen, ama dilden gönüle de >>indirmeyen kişileri çağırmış bu sofraya. >> >>Hepsi yerlerine oturmuşlar. >> >>Derken, tabaklar içinde sıcak çorbalar gelmiş ve arkasından da ‘derviş >>kaşığı’ denilen bir metre boyunda kaşıklar. >> >>Ermiş: >> >>“Bu kaşıkların sapının ucundan tutup öyle yiyeceksiniz” diye bir şart da >>koşmuş. “Öyle kaşığın çukur kısmına yakın yerden tutmak yok.” >> >>“Peki” demişler ve çorbayı içmeye girişmişler. >> >>Fakat o da ne? >> >>Kaşıklar uzun geldiğinden, sofradaki hiç kimse bir türlü döküp saçmadan >>götüremiyormuş çorbayı ağzına. En sonunda, bakmışlar bu iş olmuyor, >>vazgeçmişler çorbadan. Öylece, aç aç kalkmışlar sofradan. >> >>Onlar sofradan kalktıktan sonra, ermiş: >> >>“Şimdi de sevgiyi gerçekten bilip yaşayanları çağıralım yemeğe” demiş. >> >>Yüzleri aydınlık, gözleri sevgiyle gülümseyen ışıklı insanlar gelmiş >>oturmuş sofraya. Ermiş: >> >>“Buyrun bakalım” deyince de, her biri uzun boylu kaşığını çorbaya daldırıp >>karşısındaki ihvanına uzatıp içmişler çorbalarını. >> >>Böylece her biri diğerini doyurmuş ve kendisi de doymuş olarak şükür >>içinde kalkmış sofradan. >> >>“İşte” demiş ermiş. “Kim ki hayat sofrasında yalnız kendini görür ve >>doymayı düşünürse, o aç kalacaktır. Ve kim ki, kardeşini düşünür de >>doyurursa, o da kardeşi tarafından doyurulacaktır şüphesiz. Şunu da >>unutmayın ki, hayat pazarında alan değil, veren kazançlıdır her zaman.”
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|