01-31-2008, 03:42 | #11 |
KURAN-I KERİM MEALİ: EN'AM SURESİ
131. Gerçek şu ki: Halkı habersizken, Rabbin haksızlık ile ülkeleri helâk edici değildir.
Yüce Allah insanlara peygamber göndermeden onları sorumlu tutmaz, inkar ve günahları yüzünden onları cezalandırmaz. Ancak insanlar gönderilen peygamberin uyarı ve korkutmalarına kulak vermez de kendi istek ve arzularına uyarlarsa işte o zaman azaba müstehak olurlar ve özür beyan etme imkanları da kalmaz. 132. Herkesin yaptıkları işlere göre dereceleri vardır. Rabbin onların yaptıklarından habersiz değildir. 133. Rabbin zengindir, rahmet sahibidir. Dilerse sizi yok eder ve sizi başka bir kavmin zürriyetinden yarattığı gibi sizden sonra yerinize dilediği bir kavmi yaratır. 134. Size vadedilen mutlaka gelecektir; siz bunu önleyemezsiniz. Ayet-i kerimedeki vaadden maksat, kıyametin kopması, ölümden sonra dirilmek, haşir ve hesap günleridir, gibi çeşitli manalar verilmiştir. 135. De ki: Ey kavmim! Elinizden geleni yapın! Ben de yapacağım! Yurdun (dünyanın) sonunun kimin lehine olduğunu yakında bileceksiniz. Gerçek şu ki, zalimler iflah olmazlar. 136. Allah'ın yarattığı ekinlerle hayvanlardan Allah'a pay ayırıp zanlarınca, bu Allah'a, bu da ortaklarımıza (putlarımıza) dediler. Ortakları için ayrılan Allah'a ulaşmıyor, fakat Allah için ayrılan ortaklarına ulaşıyor! Ne kötü hüküm veriyorlar? Cahiliye Araplarından bazıları, ekinlerinin ve hayvanlarının bir kısmını Allah ile putları arasında bölüştürürler ve “Şu Allah’ın payı, bu da tanrılarımızın payıdır” derlerdi. Allah için ayırdıklarını konuklara ve fakirlere harcarlar, tanrılar için ayırdıklarını da onların huzurunda yapılacak ayin vb. şeylere sarf ederlerdi. Eğer Allah’ın hakkından putun hakkına bir şey geçerse onu öyle bırakırlardı. Putun hakkından Allah için ayrılan tarafa bir şey geçerse, onu alıp tekrar putun payına katarlardı. Ve “Allah zengindir, bunlar ise fakirdir” derlerdi. Puta ayrılan, neticede yine kendilerine kalacağından, onun payından Allah için ayrılan tarafa bir şey geçmemesine dikkat ederlerdi. İşte Yüce Allah onların bu yaptıklarına işaret etmekte ve onları kınamaktadır. 137. Bunun gibi ortakları, müşriklerden çoğuna çocuklarını (kızlarını) öldürmeyi hoş gösterdi ki, hem kendilerini mahvetsinler hem de dinlerini karıştırıp bozsunlar! Allah dileseydi bunu yapamazlardı. Öyle ise onları uydurdukları ile başbaşa bırak! 138. Onlar saçma düşüncelerine göre dediler ki: "Bu (tanrılar için ayrılan) hayvanlarla ekinler haramdır. Bunları bizim dilediğimizden başkası yiyemez. Bunlar da binilmesi yasaklanmış hayvanlardır." Birtakım hayvanlar da vardır ki, (Allah böyle emrediyor diye) O'na iftira ederek üzerlerine Allah'ın adını anmazlar. Yapmakta oldukları iftiraları yüzünden Allah onları cezalandıracaktır. Müşrikler, bahira, saibe ve vasile diye tarif ettikleri deve ve koyunları et ve sütlerini, kendi isteklerinden başkalarına haram kılmışlardı. (Bu hayvanlar hakkında bilgi için bak. Maide 5/103). Ham diye tavsif ettikleri develere de binilmesini yasaklamışlardı. Bir kısım hayvanları keserken de Allah’ın adını değil, putların adını anıyorlardı. Ayet onlara işaret etmektedir. 139. Dediler ki: "Şu hayvanların karınlarında olanlar yalnız erkeklerimize aittir, kadınlarımıza ise haram kılınmıştır. Şayet (yavru) ölü doğarsa, o zaman (kadın erkek) hepsi onda ortaktır." Allah bu değerlendirmelerinin cezasını verecektir. Şüphesiz ki O hikmet sahibidir, hakkıyla bilendir. 140. Bilgisizlikleri yüzünden beyinsizce çocuklarını öldürenler ve Allah'ın kendilerine verdiği rızkı, Allah'a iftira ederek (kadınlara) haram kılanlar, muhakkak ki ziyana uğramışlardır. Onlar gerçekten sapmışlardır ve doğru yolu bulacak da değillerdir. Cahiliye devrinde Arapların birçoğu esir olmaktan veya fakir düşmekten korkarak ya da gelin etmekten utanarak doğan kız çocuklarını diri diri toprağa gömmek suretiyle öldürürlerdi. İşte Allah Teala onların bu durumuna işaret buyurarak onları kınamaktadır. |
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|