AK Gençliğin Buluşma Noktası
Dini Konular Dinimiz hakkında öğrenmek ve paylaşmak istediğiniz herşey.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 03-14-2008, 00:22   #1
Kullanıcı Adı
fazlrahmet
Standart hidayete ermek vuslat ve gök katları
VUSLAT ve GÖK KATLARI..

İnsanın ruhu önce zemin kattaki dergâha ulaşır. Yeryüzündeki bütün dergâhlar (sebillerle) devrin İMAM’ına ait olan ana dergâha bağlanır. Sıratı Mustakim ise sebillerden başlayarak Allah’ın zatında son bulur. Tariki Mustakim Ana dergahtan başlayarak 7inci katta biter. Tariki Mustakim’e ana dergâhta bulunan 4,5m yüksekliğindeki 1,5m den daha dar olan üzerinde 30 cmlik baklava dilimleri bulunan ve kapı tokmağı bulunmayan som altın tek kanatlı kapıdan çıkılır. Zemin kata mürşidinin önünde tövbe ederek gelen ruhlar Ebubekir Sıddık Hz. tarafından eğitilmek üzere rahlei tedrise başlarlar. Bu kattaki düzeni şöyle anlatabîliriz. Büyük bir salon.
Burada mürşide tabî olmuş insan ruhlarından başka yine Allah’ın yoluna girmiş cinlerde bulunmaktadır. Ebubekir Sıddık Hz.nin kürsüsünün önünde en sağ tarafta sağ kanat velîsiyle başlayan onarlık sıralar… Önce erkekler. Erkeklerin bittiği yerde sol kanat velîsi. Erkeklerin sol tarafında erkek cinler yeralıyor. Onarlık sıralar halinde insan ve cin erkekler arkaya doğru devam eder. Erkek insanların bittiği yerden itibaren hanım insanlar başlar. Erkek cinlerin bittiği yerden itibaren de cin kadınlar sıralanırlar. Bu düzene göre Ebubekir Sıddık Hz.nin sağ tarafında altın para kümesi vardır. Ebubekir Sıddık Hz.nin arka tarafında secde için ayrılmış bir bölüm vardır. Ebubekir Sıddık Hz. nin eli öpüldükten sonra burada tek sıra halinde secdeye varılır. En sağda sağ kanat velîsi. Erkek insanların bittiği yerde sol kanat velîsi. Daha sonra cin erkekler. Cin erkeklerin bittiği yerden itibaren cin kadınlar secde ederler. Cin kadınların bittiği yerden itibaren insan kadınlar yer alır. Secde düzenine göre altın kapı sol taraftadır.
Buradaki eğitimini tamamlamış olan insan ruhları sağ kanat ve sol kanat velîsinin nezareti altında altın kapıdan birinci gök katına yükselirler. Her zaman bu sıralamada sağ kanat velîsi birinci sol kanat velîsi ikinci, Hanım Sultan üçüncü olarak yükselmektedirler. Cinler ise zemin katta kalırlar. Onların gök katlarını çıkma yetkileri yoktur. Çıkmaları halinde yanarlar. Zemin katta bulunan bu salondan ayrı biraz daha yüksekte ikinci bir salon mevcuttur. Bu salona 7. Kata çıkabilenler gelir. Devrin halifesi bu salonda onlara el öptürdükten sonra alt salondakilerden önce altın kapıdan birinci gök katına yükselirler. Bu gurup her katta secde ederek 7. kata çıkarlar.

BİRİNCİ GÖK KATI

Birinci gök katına zemin kattan çıkan ruhlar, burada bulunan avluda secdeye varırlar. 7. Kata çıkan ruhlar ise bu katta durmadan yükselmeye devam ederler. Ve ikinci kata ulaşırlar.

İKİNCİ GÖK KATI

Birinci gök katından saflar halinde yükselen ruhlar ikinci gök katına çıkınca, kapısı olmayan bir holün başında içeri girmek için sırayla beklerler. Bekledikleri yerin sağ tarafında yere kadar cam olan duvardan arka taraftaki büyük salonu görebilirler. Sırası gelen ruhlar (önce sağ kanat velîsi, solkanat velîsi ve hanım sultan) uçarak içeri girince orada bulunan Peygamber Efendimiz SAV’in ve zamanın Halifesinin elini öperler. Bu kata ilk defa çıkan ruh holün ilerisinde solda bulunan ameliyathaneye alınır. Burada Cebrail AS. Görevlidir.
Burada ruhların zulmet derileri çıkarılması suretiyle ruhlar, bu salonun karşısında suvarılma havuzlarının bulunduğu salona ve suvarılma havuzlarına girme ehliyetini kazanırlar. Suvarılma havuzlarının bulunduğu büyük salondaki secdeye varılan bölümde en sağda sağ kanat velîsi, erkeklerin ve hanımların bittiği yerde sol kanat velîsi ve suvarılma havuzlarının üzerinde en solda hanım sultan yerlerini alırlar. Sağ kanat velîsiyle sol kanat velîsinin arasındaki boşlukta önce erkek ruhlar, sonra hanım ruhlar yerlerini alırlar.
Ve böylece secdeye varırlar. Secde işlemi bitince ön taraftaki suvarılma havuzlarına sırasıyla uçarak gelirler. Önce Sağ kanat velîsi en sağdaki suvarılma havuzunun üzerine gelir ve bekler. Sol kanat velîsi erkeklerin bittiği yerdeki suvarılma havuzunun üzerine geçer. Hanım sultan zaten daha önceden suvarılma havuzlarının en solundaki yerini almıştı. Diğer ruhlar Sağ kanat velîsi, sol kanat velîsi ve hanım sultan yerlerini aldıktan sonra birer, birer uçarak suvarılma havuzlarına gelirler.
İlk gelen ruha sağ kanat velîsi üzerinde bulunduğu suvarılma havuzuna girmesine musaade etmek için sol taraftaki suvarılma havuzunun üzerine geçer. Gelen ruh havuzun içine girince, sağ kanat velîsi tekrar sağa çekilir. Sol kanat velîsi ve hanım sultan da başlangıçta aynı işlemi üzerinde bulunduğu havuzun sahibi olan ruh için yaparlar. Böylece ruhlar suvarılma havuzlarının içine girerler.
Bu havuzlar 2metre yüksekliğinde şeffaf turuncu renktedir. Sağ kanat velîsi sağdan başlayarak sola doğru, Sol kanat velîsi soldan başlayarak sağa doğru, Hanım sutan da en soldan başlayarak sağa doğru her havuzun üzerinde durarak ruhların başlarını bu sıvının içine tamamen girmesini sağlayacak şekilde bastırırlar. Ruhların nefes almaya ihtiyaçları olmadığı için bu suyun içindeki yaşamlarına devam ederler. Atlastan olan cüppe ve mintan yaka gömlekleriyle, hanımlar ise bej-beyaz uzun elbiseleri ve baş örtüleriyle bu havuzlarda suvarılırlar.
7. kata çıkabilen ruhlar ise bu katta bu salonun sağ tarafındaki başka bir salonda tek sıra halinde secde ederek, Peygamber Efendimizi ve Devrin İMAM’ını beklerler. Peygamber Efendimiz ve Devrin İMAM’ının diğer salondaki el öptürme merasimi bitince bu salona geçer. Bu insan ruhlarının en sağ ve en sol tarafında yerlerini alarak onlarda secdeye varırlar. Daha sonra bütün ruhlar Peygamber Efendimizin ve Halifenin elini öperek saf halinde üçünçü kata yükselirler.


ÜÇÜNCÜ GÖK KATI

Artık ruh üçüncü kata çıkma yetkisine sahib olmuştur. Bu katın özelliği üçüncü katla dördüncü katı birleştiren mihenk menfezinin başlangıcının burada olmasıdır. Mihenk menfezi bir kişinin geçmesine elverişli genişlikte (80cm - 100cm) sonsuz uzunlukta bir silindirdir. Dördüncü kata bu menfezin içinde yapılacak yolculukla varılır. Kıdem sırasına göre, daha kıdemli olan yukarıda olacak şekilde birinin ayakları diğerinin başının üzerinde gelerek yükselinir. Burada da sıralamada sağ kanat velîsi önde, sol kanat velîsi onun arkasında, hanım sultan da onun arkasında sırayla önden uçarlar. Onların arkasından diğer ruhlar kıdemlerine göre onları takip ederler. Yedinci kata çıkabilenler önceden üçüncü kata çıkıp burada secde ettikten sonra mihenk menfezinden geçerek dördüncü kata yükselirler. Onlardan sonra diğer ruhlar sağ ve sol kanat velîsi eşliğinde gelerek, onlarda önce secde ederler ve sonra mihenk menfezinden geçerler.

DÖRDÜNCÜ GÖK KATI

Dördüncü gök katı Beytül Makdes’in (Mescid-i Aksa’nın) aslının bulunduğu gök katıdır. Önce Mescid-i Aksa’nın avlusunda secde edilir daha sonra Mescid-i Aksa’nın içine girilerek tekrar secdeye varılır. Buradan beşinci gök katına Mescid-i Aksa’nın kubbesinden saflar halinde yükselerek çıkılır.

BEŞİNCİ GÖK KATI

Mescid-i Haram’ın aslı bu kattadır. Yine bu kata da önce yedinci kata çıkanlar yükselirler, secde ederek altıncı kata çıkarlar. Burada ruh hacı olur. Bu manevi hacdır. Hacc-ül Ekber denir. Hem avluda hemde uçarak girdikleri Mecid-i Haram’ın içinde saflar oluştururlar ve secde ederler.

ALTINCI GÖK KATI

Bu gök katında ruhlar yeni işlemlerden geçerler. Bu kattaki salona giriş çok özel bir kapıdan yapılır. Bu kapı kapıdan geçen kimsenin şeklini alır. Dışarıdan bakıldığı zaman içeriden dışarıya hafif bir aydınlık sızar. İçerisi oldukca büyük bir salondur. Salonun ortasında, yerden 3-4m yükseklikte buz kalıbına benzer bir nur vardır. Bu nur, Çok açık yeşil renktedir. Bu nurun sağ tarafında sağ kanat velîsinin bulunduğu kontrol merkezi, sol tarafında sol kanat velîsinin bulunduğu kontrol merkezi vardır. İçeriye giren bütün ruhlar bu buz kalıbını andıran nurun önünde sıralanırlar.
Nurun etkisiyle bütün ruhların derileri çatlar. Kurumuş toprağa benzer bir hal alır. Daha sonra Allah’ın bu konuda görevli melekleri gelerek ruhların derilerinin tekrar eski haline gelmelerini sağlayan bir cihazla onların başlarından tedavi eder. Çatlaklar giderilir. Bir gün ruhlardan birtanesinin derileri çatlamaz. Bu ruhun derisi orada bulunan nurun çok açık yeşil-beyaz rengini alır. Allah’ın boyasıyla boyanır. Buna sıbgatullah olmak denir.

-2/BAKARA-138: Sıbgatallâh(sıbgatallâhi) ve men ahsenu minallâhi sıbgaten, ve nahnu lehu âbidûn(âbidûne).
Allah’ın boyası (ile boyan). Allah’ın boyası ile boyanandan daha güzel (ahsen) olan kimdir? Ve (işte) biz, O’na kul olanlarız.


İşte Allah’ın boyasıyla boyanmış bu ruh, Aynı katın bir başka yerinde boşlukta kürsüsü bulunan Cebrail AS.ın yanına uçar. Önce kıyafetleri değiştirilir. Kafkas kıyafetine benzer bir kıyafet giydirilir. Cebrail AS. Feth’e hazır olan bu ruhun sağ eline fetih kılıcını verir. Fetih kılıcını sağ eline alarak havaya kaldıran ruh yedinci kata süratle yükselir. Kıyafetler, kılıç ilk defa fethe giden ruh için geçerlidir.



YEDİNCİ GÖK KATI

Fetih kılıcıyla tek başına altıncı katın tavanından yedinci kata yükselen ruh Levh-i Mahfuza ulaşır.Burada yedi basamaklı beyaz mermer bir merdiven vardır. Ve yedi basmaktan sonra da bir sahanlığa ulaşır. Kişi uçarak oraya gelir. 1metre kadar yükseklikteki trabzonlardan birinden diğerine yedi tane halkası olan bir altın zincir ulaşır. Sahanlığın genişliği birbuçuk metre veya biraz fazla. Herbir zincirin halkası yaklaşık 40cm- 50cm arasında. Ruh elindeki kılıçla bu altın zincire birdefa vurur. Zincir ikiye ayrılır. Aynı zamanda arkada bulunan tek kanatlı üzerinde baklava dilimleri bulunan altın kapı açılır. Bu kapı zamanın İMAM’ının bulunduğu dergahtaki kapının aynısıdır.
İşte zamanın İMAM’ının bulunduğu ana dergahtaki kapıyla yedinci kattaki Levh-i Mahfuza açılan altın kapı birbirinin aynısıdır. Ruh uçarak bu kapıdan içeri girer, bu olay FETİH adını alır. Kişi Fethin sahibidir. Ve bundan sonra 7. Katın 7 alemini birer birer geçer.Ruh bulunduğu katın tavanını aşar. Yukarı çıktığı zaman bakar ki, sol tarafı bir duvar şeklinde,kapalı. Burası onun geçmişidir. Sağa döndüğü zaman sonsuza kadar uzanan kader hücrelerini görür. Burada da geleceği vardır.
Herbir kader hücresi 24 saatlik zaman dilimini kapsar. Sarıyla turuncu arası bal rengi altıgen sonsuza kadar uzanan hücrelerdir. İşte herkes kendi kader hücresinin dizisi üzerinde yerini alır.
Ve sonsuz bir hızla kişi kader hücrelerini sonsuza kadar aşmak mecburiyetindedir. Ümmül Kitaba ondan sonra ulaşacaktır.
Ümmül Kitabın bulunduğu alem yedinci katın ikinci alemindedir. Ümmül kitap on katlı bir bina yüksekliğinde boşlukta durmaktadır.

-13/RA'D-39: Yemhûllâhu mâ yeşâu ve yusbit(yusbitu), ve indehu ummul kitâb(kitâbi).
Allah, dilediği şeyi siler, yok eder (mahveder) ve (dilediği şeyi) sabit kılar ve ümmülkitap (ana kitap), O'nun indindedir (nezdindedir).


Ümmül Kitap Allah’ın bu dünya üzerine indirmiş olduğu kitapların hepsini ihtiva eder. Ümmül kitabın altında bir kürsü vardır. Burada o devrin halifesi, etrafında toplanmış olan 60 kişiye ders vermektedir. Ders almakta olan ruhlar halifenin kürsüsünün etrafında koltuklarda otururlar. Buradaki eğitim bittikten sonra başka alemlere geçilecektir.

Ve sonun da yedinci katın yedinci alemine gelinir. Burada zikir hücreleri vardır. Zikir hücreleri 2m yüksekliğinde hatta biraz daha yüksek şeffaf kürelerdir. Çok muntazam birşekilde sıralanmışlardır. Ruhlar bu zikir hücrelerinde özel bir oturuşla otururlar. Görevleri hep zikir yapmaktır.
Her sabah, zamanın Halifesi, Peygamber Efendimiz SAV. Ve Hz. İsa üçü beraberce onların bulunduğu yere inerler. Ve bu inişte onlara devamlı ders gösterilir. Özel bilgiler verilir ve bu zikir hücresindeki kişinin bu üç kişinin karşısındaki oturumları da çok dikkat çekicidir.
Bu üç kişi adeta bir yıldızı oluştururlar orada. Karşılarındaki o zikir hücrelerinden çıkan kişiler ise bir ay oluştururlar. Hilâl oluştururlar. İlk çıkanlar hilâlin iç dairesini arkadan çıkanlar, ikinci grup, bir gerideki sıradan başlar ve ikinci sırasını oluşturur hilâlin ve böylece her çıkan bir geriden başlayarak tam bir hilâl oluştururlar.
İşte bir gün o zikir hücrelerindeki kişilerden de bir tanesi ehil hale gelir. O zaman o Sıdret-ül Münteha’yı aşar. 7. Alemi aşar, oradan yokluğa geçer ve yoklukta Allah’ın zatına ulaşır. Allah’ın zatının mekâna ihtiyacı yoktur. Bu sebeble Allah yokluktadır. Ve insan ruhu Rabbine ulaşmıştır.
Kendisine 11defa farz kılınan Allah’a vasıl olma emrini yerine getirmiştir. Böylece Hakk’a vasıl olmuştur. Hidayete ermiştir.

 

fazlrahmet isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Cevapla


Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi