05-03-2008, 02:48 | #1 |
''Bu Kadına Haddini Bildirin'' Hadisesinden Sonra Geçen 9 Senenin Muhasebesi...
Telefon çalınca gecikmeli de olsa açtım. Derse girmeye hazırlanırken öğrencilerin kağıtlarını okuyordum. Nesibe’cik ‘Merve Abla 2 Mayıs geldi’ dedi. ‘Onun için bir arayım sesinizi duyayım istedim’ diye ekledi. ‘öyle yaa, değil mi zaman nasıl da akıp gitti Nesibe’cim değil mi’ dedim. 2 Mayıs’ın bana kazandırdığı Türkiye şöyle dursun, dünya büyüklüğündeki ailemin bir ferdi Nesibe’cik. Tıpkı ablası, kardeşi, annesi, babası gibi. Sonra başkaları… Dünya ailemin farklı coğrafyalara dağılmış güzel insanları… Siz deyin şu ülke ben diyeyim evet oradan… Aradılar. Dokuz sene nasıl akıp gitmiş, dedik. Şimdi rahmetle andığımız Septioğlu’nun “Ne var!? Tabii ant içecek!” diye DSP’lilere çıkıştığı günden bugüne dokuz sene… “Dışarı! Dışarı!”yla kızaran ellerden şimdiye dokuz sene. “Bu kadına haddini bildirin!”den beri dokuz sene… “Ajan provokatör!”den bu yana dokuz sene… Neredeler şimdi? Neredeyiz? Neleri aldı götürdü? Neleri getirdi? Kendi hesabıma hepimizin Sahibi’ne şükrediyor, hamdediyorum. Tıp ve mühendislikten siyasete, oradan Harvard’a Washington’a yüksek lisansa doktoraya beni savurduğu için… Altı kitap, bir köşe, iki üniversiteli evlat için. Sağlık, afiyet ama önce iman için. Güzel dostluklar, gerçek kardeşlikler için. Zamanı O’nun izniyle boşa harcamamak için. Hesapta yokken başörtüsü sembollerinin arasına alınmaklık için. İsmimin örtü gibi bir kutsallıkla anılmışlığı için. Dün dönemin son dersine noktayı koyarken çok şey öğrendim bu derste deyip sarılan Amerikalı kız öğrencim Emily için. Yarın Milano üniversitesi’nde vereceğim konferans için. Düşünüyorum nereden girdi Milano konuşma listeme? Hatırlıyorum: Bir grup doktora öğrencisinin 2 Mayıs’ta Meclis’te beraber yaşadıklarımızı tezlerine temel almalarından dolayı… Sadece şükredebiliyorum. Arzı mescit, her toprağı mesken yaptığı için. Ailemin kan bağının ötesinde, Barselonalı Silvia, Amerikalı Rebecca, Gayanalı Amalfi gibi güzel Müslümanlarla din kardeşliği üzerine büyümüşlüğü için. Senay’a ve Burcu’ya “ablacığım” olduğum gibi aramıza o günden bugüne katılan Janna, Beyza, Verda, Tarık, Sidra, Hesna ve en küçükleri Esma’ya hala/teyze olmuşluğum için. Verdiği ağız tadı için. Gerçek mekâna, hiç şüphesiz Peygamberler diyarına anneannemi izzetiyle uğurlamışlığımız için. Bunu ona da bize de nasip etmişliği için. Göründüğümüz gibi olduğumuz, olduğumuz gibi göründüğümüz ve öyle kalabildiğimiz için. Uzun soluklu bir mücadelenin bir neferi, bir zinciri olma gayretini bahşettigi için. Elhamdülillah, haza min fadli-r Rabbi. Merve KAVAKÇI / VAKİT 02/05/2008
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|