05-08-2008, 11:20 | #1 |
'Sen bunları külahıma anlat' ya da 'Ertuğrulgenekon' Bey!
Doğan Grubu'nun Amiral Gemisi Hürriyet, darbeci çete Ergenekon konusuna neden girmiyor? Geminin kaptan köşkünde oturan zat-ı muhterem bu yaman soruya şu gözbağcı cevabı veriyor:
"On bir aydır iddianameyi bekliyorum. Önce bir iddianameyi görelim! Provokasyonlar yaparak darbe hazırlığı içinde olan bir örgüt varsa, ucu nereye varırsa varsın bunu ortaya çıkarmak için sonuna kadar gidilmelidir. Biz bu konuda söz veriyoruz." * * * Hürriyet'in kaptanı kendisini savunurken "Susurluk'un üzerine gitmedik mi?" diye de soruyor… Öyleyse, Susurluk'tan başlayalım… E.Ö. Bey'in Susurluk meselesinde "iyi hal kağıdı" yok! Susurluk Skandalı patladığında zat-ı şahaneleri "üzerine gider"miş gibi yaptılar; kısa süre sonra dönemin beş üst düzey komutanı birden E.Ö.'yü arayınca Hürriyet müthiş bir "U Dönüşü" çekiverdi! Skandalın örtbas edilmesi sürecinde lokomotif oldular… Evren'in, diğer ilgili paşaların Susurluk Komisyonu'na çağrılmasının yanlış olacağı noktasında sütunlarında epeyce kurşun harcadılar... * * * Hürriyet, Ergenekon gerçeğinden özellikle uzak durdu… E.Ö. başta olmak üzere yazarları uzun bir süre hiçbir bir biçimde topa girmediler. Eleştiriler artınca ucundan kıyısından girmeye başladılar. Nasıl mı? Ergenekon meselesini hafife alarak ya da dolaylı yoldan savunmaya çalışarak! Hürriyet kaptanının "Sonuna kadar gidilmesini istiyoruz" deyişi elbette samimi değil; gelen kıyasıya eleştirileri bloke etmek için taktik gereği böyle konuşuyor… E.Ö. uzun süre Ergenekon konusuna girmeyişlerine asla makul bir izah getiremiyor… "Çabalama kaptan ben gelemem" Ertuğrulgenekon Bey "11 aydır iddianameyi bekliyor"muş: Ümraniye Cephaneliği'nde ele geçen bombaların Cumhuriyet gazetesine atılanlarla aynı seriden olduğunun ispatlanmasının üzerinden de 11 ay geçti; ama Hürriyet'in kaptanı ne hikmetse ulusalcı-darbeci çeteden kuşkulanmıyor! Danıştay-Ergenekon bağlantısını netleştiren onlarca kanıt ortaya çıkarıldı; gelgelelim E.Ö. gıkını çıkarmıyor! İddianameyi gördüklerinde, Hürriyet yönetimi Ergenekon olayının üzerine gitmeye başlayacak mı sanıyorsunuz? Bunca kanıttan kuşkulanmayan, inceden "statükocu" bir savunma içine giren E.Ö.'nün Ergenekon konusunda da iyi hal kağıdı yok! 'Darbe Günlükleri' Nokta dergisinde deşifre edildiğinde, Hürriyet'in Kaptanı günlüklere zerre kadar itibar etmemiş; Özden Örnek Paşa'nın beyanlarını gerçek kabul edip "Bu da bir sivil andıç değil midir?" diye burun kıvırmıştı: Günlüklerin emekli amirale ait olduğu kısa süre önce İstanbul Emniyeti'ndeki uzmanlarca kanıtlandığında ise E.Ö.'den çıt çıkmamıştı: "Darbeci örgütlenmelerin ucu nereye varırsa varsın üzerine gidilmelidir, biz de gideriz" diye konuşmak çok konforlu ve de fevkalade ucuz bir numara, gördüğünüz gibi! * * * Bitmedi… E.Ö. Bey, gazetesinin 17 Ocak 2007 tarihli "Aman Sincan Sanılmasın" manşetinin ne anlama geldiğini buyursun izah etsin de göreyim! Taşradaki bu manşeti şehir baskısında neden "Askerin Hassasiyeti" diye değiştirdiklerinin hesabını da versin… EMASYA yapılanması hakkındaki o manşet, Hürriyet'in "Tankların geçme ihtimalini ne kadar çok sevdiğinin" son dönemdeki en büyük kanıtıdır! O haberin Hürriyet'te manşete çıkmış olmasının arka planı ile Ergenekon yapılanmasını da imal edenler arasında bir bağlantı mı var, yoksa? Hürriyet'in Ergenekon bağlamındaki "fevkalade tuhaf" suskunluğunun bu ve benzeri örneklerle ilgisi olabilir mi? "Darbeci Ergenekon" meselesi, E.Ö.'nün ve Hürriyet'in "yumuşak karnı" mıdır? Tamer Korkmaz Yeni Şafak
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|