![]() |
#1 |
![]() TÜRKİYE’NİN ESİN KAYNAĞI FRANSA VE LAİKLİK
Laikliğin çarpıtıldığı, anlamından uzaklaştırıldığı, okul ezberi iki cümleden yola çıkarak ele alınması sebebiyle tartışıldığı bir dönemdeyiz… Peki örnek aldığımız Fransa’da laiklik nasıl uygulanıyor ve nasıl ortaya çıktı? Türkiye ne kadar laik? Konunun uzmanlarının görüşlerini sizlerle paylaşmak istedim...Kendi düşüncelerimizle karşılaştıralım...Ülkemizde ki laiklik anlayışını tartışalım... Fransa 1905 öncesi ve sonrasıyla iki asırdır laikliğin hüküm sürdüğü bir ülke…Türkiye laikliği Fransa’dan esinlendi…Dünyada anayasasında laik kelimesi geçen iki ülke; Türkiye ve Fransa… ----------------------------------------------------- LAİKLİK NEDİR? JEAN BAUBEROT (ONRS-EPHE Laiklik ve dinler sosyolojisi grubunun kurucusu, sosyolog, tarihçi, Ecole Pratic Des Hautes Etudes laiklik kürsüsü başkanı.) Din konusunda çeşitlilik arz etmesi nedeniyle din ve vicdan özgürlüğü, bir taraftan din ve devletin ayrılığı, bir taraftan da dinler ve inançlar arasında eşitliğin sağlanmasıdır… Din ve devlet işlerinin ayrılığı, dinin devlet üzerinde etkili olmaması, devletin de dini serbest bırakmasıdır… FRANSADA LAİKLİK NASIL DOĞDU? *Devlet okulları laikleşti… 1882de dini ahlak dersi yerine laik ahlak dersi konuldu…Bu ders din konusunda tarafsızdı… *1905 yasası ile kilise ve devlet ayrılmıştır… Kilise karşıtları yani 1789 değerleri üzerine kurulu bir Fransa’dan yana olanlarla, sadece milletin değil devletin de dininin Katoliklik olmasını isteyenler arasındaki mücadeleler laiklik çatışmalarına sebep olmuştur… 16.yy dan itibaren Protestanların zulme maruz kalmalarıyla ihtilal sonucu din ve vicdan özgürlüğü ilan edildi…Ancak 19.yy boyunca da çatışmalar devam etti… LAİKLİK VE LAİKÇİLİK Laikçilik, insanları dinden kurtarmayı isteyen militan bir tutumdur…Mesela dini simgelerin okullarda yasaklanmasına ilişkin bir yasa, laikçi bir yasadır… Türkiye’de üniversitelerde başörtüsüne izin verilmesi tartışılıyor…Çok net söylenebilir ki “ yasa üniversiteleri içermiyor” Hıristiyan kadınlar toplumun her alanında kamu ya da özelde varolabiliyor zira görünür değil…Müslüman bir kadını ise (başörtülü ise) uzaktan bile fark edebilirsiniz...Erkekler ve kadınlar arasında ayrımcılık yapılıyor… Elbise kimseyi rahip yapmaz denir…Görüntünün önemi yoktur… Özgürce başörtüsü takmakla, bazı ülkelerde olduğu gibi takma zorunluluğu getirmek arasında kesinlikle fark var…Belki insanlara farkı anlatmak için eğitim vermek gerekiyor… SİVİL DİNE DÖNÜŞEN LAİKLİK Bir toplumda gün gelir herkesi birleştiren sosyal bağlara ihtiyaç duyulur…Ama aynı zamanda bunun bir devlet dinine dönüşmesini engellemek için bu değerleri farklı yorumlamak gerekir…Aksi takdirde bazen ortaya sivil bir din çıkabilir…Bu laiklik değildir, laiklik bir dine dönüşmüştür adeta… [color=red]TÜRKİYE FRANSIZ LAİKLİĞİNİN SERT DÖNEMİNİ ÖRNEK ALDI 1905ten önce Fransız laikliği sertleşmişti…1902-1904’te laikçi bir anlayış vardı…Türkiye bundan esinlendi… 1905 yasası din ve vicdan özgürlüğünü önemsiyordu…Türkiye biraz yarı laik bir ülke..Çünkü devletin dinden ayrılmasına rağmen din devletten yeterince ayrılamamıştır…Diyanet İşleri Bakanlığı buna örnektir…Devlet dini bazı açılardan kontrol etmeye devam ediyor… --------------------------------------------- LAİKLİK NEGAİF Mİ? Maurice Barbier (Tarihi sentez içinde laikliğin Fransa’da ve Avrupa’daki uygulamalarınıhukuki boyutlarıyla inceliyor.) Laik sıfatı, dine muhalefet eden, dini olmayan demektir..Kelime negatif…Çünkü hangi alanda olursa olsun dinin dışlanmasıdır… Tolerans, çoğulculuk vs. gibi kavramlarla onu pozitif sunmaya çalışmak gereksizdir…Çünkü bunlar laikliğin neticesidir…İçeriğini pozitif hale getirmeye çalışınca onu kendi içeriğinden ve felsefesinden çıkarırlar… İNSAN HAKLARI VE LAİKLİK İnsan hakları ve laiklik arasında ince bir bağ vardır…Ancak laiklik esasen devleti içerir…Devlet de insan değldir… AYRILIK LAİKLİĞİ VE TARAFSIZ LAİKLİK İki anlayış sonucu iki ayrı laiklik vardır…1905 deki ayrılık laikliğidir, devletin dini ve onun adamlarının ücretini ödemeyi reddetmesidir… 1945ten sonra Tarafsız Laikliği tartışmalara yol açtı… Tarafsız; dini özgürlük tanımasıdır…Herhangi bir dine karşı devleti ondan özgür bırakır, ancak devletin de dinler karşısındaki tarafsızlığı sayesinde dinler özgür kalır… TÜRKİYE YARI LAİK..DİN DEVLET KONTROLÜNDE Yarı laik çünkü, devlet din üzerinde kontrolünü sürdürüyor…İmaların maaşını ödüyor ve din eğitimine müdahale ediyor…Din adamları sınıfı yok…Hıristiyanlıktaki gibi kilise ve onun mal varlığı söz konusu değil…Hıristiyanlıkta devlet ve kilise ayrı büyüklükler olarak var olmuştur..İslamda ise ya İslam devlein yada devlet islamın bir parçası olmuştur… Türkiye biraz daha dinlerin özgürlüğüne saygılı olmalı ve yumuşak üsluplar geliştirmelidir…Üniversiteli öğrenciler yetişkin insanlardır…Başörtüsü takmayı istiyorlarsa taksınlar, bu daha olumlu sonuçlar verir… Fransa’da din dersleri devlet okullarında seçmeli olarak veriliyor… ------------------------------------------- DİNİ SİMGELER VE LAİKLİK Prof. Emile Poulat ( EHESS sosyal bilimler yüksek okulu araştırma müdürü, tarihçi ve sosyolog.) Başörtüsü laikliğin de, dinin de, modanın da simgesi olabilir…Böyle yasaklar prensipten ziyade, devletin rejimini ölçen termometredir… TÜRKİYEDE LAİKLİK Napolyon dönemi konkordato rejimine benziyor…Devlet dinden bağımsız ancak din devletten değil..Bir ülkede bu rejimin var olup olmadığına dair temel soru, di ve vicdan özgürlüğünün herkes için, her çeşit inanç için ve düşünce için geçerli olup olmadğıdır… Birisi çıkıp, “ Laiklik bizi buna mecbur bırakıyor, başörtüsünü okulda yasaklıyoruz “ diyor…Hiçbir ilişkisi yok…Laiklik bu değil… ------------------------------------------------ Çağdaş tarih profesörü Lalouette İnsanlar istediğini giymeli…. İsteyen istediğini giyeilmeli…Başörtülü öğrenciler bunu birey olarak takmayı tercih ettiklerini söylüyorlar… Bu bir inanca,bir kültüre bağlı olmadır…Bir kadının başörtüsü takması laikliğe saldırı değildir…Laiklik bir kumaş parçasının içinde yada dışında yer alamaz… İNANCA DÖNÜŞEN LAİKLİK Fransada genel itibariyle 1905 yasası ve laik rejim kutsalmış gibi görülüyor…Ona dokunmamak lazım…Devletin laik karakteri 1946 anayasasında ilk kez görülürken, meclisteki partileri her birinin laiklik anlayışı birbirinden tamamen farklı olduğu için tanımı yapılmadı…Böylece laiklik inanca dönüştü… Ayıca 20.yy da kadınların daha dindar oldukları düşünüldüğü için dindar partilere oy vermelerinden korktuklarından oy kullanmak isteyen kadınlara laikler tepki gösterdiler…
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|