05-28-2008, 10:44 | #1 |
‘Kapatma kararı’ndan daha vahim olan..
Son gelişmeler; Anayasa Mahkemesi’ndeki AKParti’nin kapatılması davasının reddedileceği yönünde.. Çeşitli çevreler, AKParti’nin kapatılmayacağı yönündeki görüşün daha baskın olduğu tezini dile getiriyorlar.. Gerçekten de, gerek şahıs bazında Başbakan Tayyip Erdoğan’ın alternatifinin olmaması, gerekse AKParti yerine iktidarı dolduracak bir başka partinin bulunmaması, egemen çevreleri kara kara düşündürüyor. Düşünsenize; AKParti’yi kapattılar, arkasından ülkeyi yönetebilecek, iktidarı sahiplenecek bir hükümet bile kuramadılar. Veya kurdular ama, AKParti’nin yakaladığı başarıyı sağlayamayacağı endişesi ile yakın tarihte sık sık karşılaştığımız krizlerden birisi yaşandı.. Ekonomik göstergeler altüst oldu.. Dolar bir haftada 3-4 YTL’ye fırladı.. Egemen çevreler, ne yapacaklar? Ne yapabilirler?? Böyle bir durumda, sosyal patlama yaşanmaz mı? “Durduk yerde kendi emelleriniz için bir partiyi kapattınız, cebimizden milyarları çekip aldınız” diye, halk birilerinden hesap sormaya başlamaz mı, sistem çalkalanmaz mı? Neresinden bakarsanız bakınız; egemen çevreler için, AKParti çok çalışkan bir hizmetçi rolünde.. Yeter ki, gerçekten ülkeyi yönetmeye kalkışmasın.. Ülkeyi yönetmeye kalkışmasının göstergesi ne? Kendi tabanına verdiği vaadleri hayata geçirmeye kalkışması. AKParti çalışsın.. Dolar 1.6 YTL’den; artmayı bir kenara bırakın, 1.27 YTL seviyelerine insin.. Sağlık alanında görülmemiş devrimler yaşansın.. Devlet ciddiyetinde onlarca yıldır başarılamayan birçok yenilik hayata geçirilsin.. Başarılı bir hizmetçinin, evi pırıl pırıl yapması gibi bir şey bu.. Ülke örneğinde baktığınızda da; AKParti’nin başarıları, herkesin yararlandığı hizmetler konusunda.. Egemenler, “Bunlar yapılsın. Bu hizmetleri, bu başarıda yapacak başka alternatif de yok zaten” diyorlar.. Fakat itiraz; evi pırıl pırıl yapan hizmetçinin, kendi inisiyatifi ile evde yapmak istediği bazı değişiklikler sözkonusu olunca gündeme geliyor.. Tekrar ülke yönetimi örneğine geçersek, AKParti’nin kendi tabanına verdiği sözleri yerine getirmesi istenmiyor.. Örneğin başörtü yasağının kaldırılması istenmiyor.. Örneğin katsayı adaletsizliğinin düzeltilmesi istenmiyor.. Örneğin Kur’an kurslarına gitme yaşının düşürülmesi istenmiyor.. Egemen çevrelerin olaya bakışı, bence bu.. O zaman egemen çevreler ne yapmalı? Hem AKParti’yi kapatmamalı.. Hem de AKParti’ye, kendi tabanına verdiği sözleri yerine getirme imkânı tanımamalı.. Bu nasıl gerçekleştirilecek? Benim sezinlediğim şu: AKParti’nin içine de sızdırılan, “üçüncü formül” ifadeleri ile gündeme getirilen taktikle, hem AKParti kapatılmayacak. Hem de AKParti’ye özgürlüklerin önünü açan icraatlar yaptırılmayacak... İdam etmek istediğiniz birisini, infaz etmeyip, tek odalı hücreye kapatmak gibi bir şey bu.. Odadan dışarı çıkmak yok.. Volta atmak yok.. Gökyüzünü görmek yok.. Yaşıyorsunuz ama, egemenlerin arzu ettikleri şekilde.. Nefes alıp veriyorsunuz ama, bunun hiç kimseye bir faydası yok gibi.. Her şey; sizi o odaya tıkan egemenlerin kontrolünde.. Böyle bir hayata hayat derseniz, yaşıyorsunuz işte.. Örneğimize uyarlarsak, kapatılmadınız işte!... Parti kapatılmayacak ama, Anayasa Mahkemesi’nin önündeki ikinci kritik dava olan, başörtü yasağının kaldırılmasını amaçlayan Anayasa’nın 10. ve 42. maddelerindeki değişiklikler, yorumlu ret yoluyla fiilen iptal edilerek, AKParti’nin eli kolu bağlanacak... Bence taktik bu.. Başörtü yasağını kaldıran Anayasa’nın 10. ve 42. maddelerindeki değişiklikler hakkındaki dava, yorumlu ret yoluyla sonuçlandırılırsa, AKParti kapatılmasa ne olacak ki? AKParti iktidarda ama, başörtü yasağı kaldırılamıyor! Katsayı adaletsizliği değiştirilemiyor.. Kur’an kursuna gitme yaşı indirilemiyor.. Böyle bir durumda, ne faydası var, AKParti’nin iktidarda olmasının? Egemenler, kendilerine dört dörtlük hizmet edecek bir parti bulmuş olacaklar.. Halkın geneline hizmet eden, ama duyarlı insanların hassasiyetlerini yerine getiremeyen bir iktidar.. Bu taktik görülmeli ve acilen tedbir alınmalı.. Hedef; partinin kapatılmamasını sağlamak değil, özgürlüklerin önünü tıkayacak bir kararın çıkmamasına yönelik olmalı! Ali KARAHASANOĞLU / VAKİT 28/05/2008
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|