07-03-2008, 01:48 | #1 |
İddianame olmayınca, tutuklular cezaevinde unutulmuş mu olur?
Darbe tahrikçileri, generallerin de içinde bulunduğu etkili bazı isimlerin gözaltına alınmalarından fevkalade rahatsızlar. İtiraz ediyorlar; “Bir senedir iddianame bile yok ortada..” diye. Sanki iddianame olunca her şey değişecekmiş gibi! Savcı Ferhat Sarıkaya, iddianame hazırladı da ne oldu sanki. Yücel Aşkın hakkında, 100 sayfayı aşan iddianame hazırlamıştı. Şemdinli sanıkları için hakeza.. Çok mu memnun kalmıştınız? Yooo.. Gerek Yücel Aşkın için hazırlanan iddianame sebebi ile, gerek Şemdinli sanıkları astsubaylar için hazırlanan iddianame sebebi ile ve gerekse de Genelkurmay’daki bazı paşalar hakkındaki fezlekesi sebebi ile topa tutmuştunuz Van Savcısı’nı. Şimdi “Hani iddianame? Hani iddianame?” deyip duruyorlar. Kundaktaki bebeğin emzik istediği gibi, onlar da iddianame istiyorlar.. İddianameyi görünce bu sefer başka mavallar okuyacaklar.. Zaten anlaşılan o ki; iddianamenin mahkemeye gönderilmesi, an meselesi!!.. Ama onların derdi iddianame değil ki!.. Maksat, “Bize dokunmayın” demek. “Bizim adamlarımıza dokunmayın” demek. Köşeleri kapmış; içlerinde hukukçu da olan şov ustası gazeteciler, cahil cahil yazıp çiziyorlar: “İddianame hazırlanmadığı için bir yıldır tutuklu olanlar, yarın suçsuz oldukları anlaşılırsa, uğranılan zararları kim karşılayacak?” Sanki; haksız tutuklama varsa, sadece iddianame hazırlandıktan sonra incelenebilirmiş gibi! İddianame hazırlanmadan, tutuklamaların haksız olup olmadığını incelemek yasakmış gibi! Eleştirilerin hepsi boş!.. İşin doğrusu şu: Savcı, iddianame hazır olsa da, olmasa da, mevcut delillere göre sanıklar için her zaman tutuklama talep edebilir. Mahkeme de, eğer iddiaları ciddi bulursa, somut deliller varsa, tutuklama kararı verebilir. Mahkemenin tutuklama kararı vermesi, iddianame hazırlanmış olmasına/olmamasına bağlı değildir. Şu da çok önemli: Mahkeme, bir kişi hakkında tutuklama kararı verdikten sonra, iddianame hazırlanması 3 ay, 5 ay, 8 ay sürdü diye, o kişi cezaevinde unutulmuş sayılmaz. Avukatları her zaman için, “Şu şu deliller çürüdü. Müvekkilim şu kadar cezaevinde yattı. Şu yeni delille isnat zayıfladı” deyip, tutuklama kararına itiraz edebilirler. Yetkili mahkeme de, çok kısa bir süre içinde, yani birkaç günde dosyayı inceleyip, o anki delillere göre tutuklamanın devam edip etmeyeceğine karar verir.. Hatta, sanıkların avukatları itiraz etmese bile, her tutuklu için, mahkeme 30 günde bir, dosyayı eline alıp, “tutuklama sebebleri devam ediyor mu, etmiyor mu?” diye inceleme yapar. Eğer mahkeme, iddianamenin keyfî olarak hazırlanmasının uzatıldığını, dosya içindeki delillerin zayıf kaldığını, yatılan sürenin zaten suçla orantılandığında artık cezaevinde kalınmasını gerektiren bir durum olmadığını tesbit ederse, iddianameyi falan beklemeden, hemen o an tahliye kararını verir. Şu hususun altını önemle çizelim.. Türkiye’de tutuklama kararını, savcı değil, hakim verir! Savcı ister, hakim uygun görürse verir, uygun görmezse vermez. Uygun görse de, yukarıda belirttiğimiz gibi, 30 günde bir tekrar tekrar, durumun değişip değişmediğine de, yine hakim bakar. Tek hakimin 30 günde bir baktığı ve devamına karar verdiği tutuklamalara itiraz edildiğinde ise, tutuklama kararını veren hakimden başka 3 hakim, heyet halinde durumu inceler ve tutuklamanın devamına veya kaldırılmasına karar verir. Bilip bilmeden konuşan malûm akıllılar, ofsayttan gol atmaya çalışacaklarına; okuyup öğrensinler de, bir daha benzer saçmalıkları tekrarlamasınlar.. Ali KARAHASANOĞLU / VAKİT 03/07/2008
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|