07-25-2008, 03:29 | #31 |
Dini Terimler Sözlüğü (L)
LUKATA:
Yolda veya başka bir yerde bulunup da, sâhibi bilinmeyen mal. Lukata, bulanın elinde emânet hükmündedir, yâni o mal, mülk edinmek için değil, başkası nâmına muhâfaza etmek (korumak) için alınır. Ancak sâhibi bulunmazsa ve fakir ise kendi kullanır; değilse fakir akrabâlarına verir. (İbn-i Âbidîn) Lukata; hastanelere ve fakîrlerin cenâzelerini kaldırmaya sarf edilir (harcanır). Çalışamayacak hâlde olan kimsesiz fakirlere verilir. Sâhibine vereceğinden emîn olanın, korumak için alması sünnettir. Yerde helâk olacaksa, alması farz olur. Bulan fakir ise, kendi kullanabilir. Sâhibi sonra çıkarsa, ya kabûl eder, yâhut bulana tazmin ettirir (ödettirir). (Kâsânî-Burhâneddîn Mergînânî) |
|
07-25-2008, 03:30 | #32 |
Dini Terimler Sözlüğü (L)
LÛT ALEYHİSSELÂM:
Kur'ân-ı kerîmde ismi bildirilen peygamberlerden. Bugün Ürdün ile Filistin arasında bulunan Lût gölü yanındaki Sedûm şehri halkına peygamber olarak gönderildi. İnsanlara İbrâhim aleyhisselâmın dînini tebliğ etti. Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki: Lût (aleyhisselâm), kavmine; "Bu âlemde sizden önce hiç kimsenin yapmadığı hayâsızlığı mı yapıyorsunuz? Siz kadınları bırakıp şehvetle erkeklere varıyorsunuz. Doğrusu çok aşırı giden azgın bir kavimsiniz" dedi. (A'râf sûresi: 80, 81) Lût kavminin işini (livâta) yapan mel'ûndur. (Hadîs-i şerîf-Ahmed bin Hanbel) Benden sonra ümmetim hakkında en korktuğum şey; Lût kavminin yaptığını yapmalarıdır. (Hadîs-i şerîf-Tirmizî, İbn-i Mâce) İbrâhim aleyhisselâmın kardeşinin oğlu olan Lût aleyhisselâm bugün Ürdün ile Filistin arasında bulunan Lût gölü yanındaki Sedûm şehri halkına peygamber olarak gönderildi. İnsanlara İbrâhim aleyhisselâmın dînini tebliğ etti. Onları Allahü teâlâya îmân ve ibâdet etmeye dâvet etti ve yaptıkları çirkin işten (livâtadan) sakındırdı. Onlara birçok Mûcizeler gösterdi. Kavmi onun dâvetini dinlemeyip, gittikçe azgınlaştı. Karısı da onu dinlemedi. Lût aleyhisselâm Allahü teâlânın emri ile kendisine inananlarla birlikte şehirden çıktı. Allahü teâlâ şehri yerin dibine batırmak sûretiyle o kavmi helâk etti. Lût aleyhisselâm kavminin helâkinden sonra, Şam bölgesine gidip, amcası İbrâhim aleyhisselâmın yanında yedi sene kaldı. Sonra Hicâz'a gidip seksen yaşında orada vefât etti. (Taberî, İbn-ül-Esîr, Nişâncızâde) LÛTÎ: Lût kavminin çirkin işini (livâta) yapan. (Bkz. Livâta) |
|
07-25-2008, 03:30 | #33 |
Dini Terimler Sözlüğü (L)
LÜTF:
İhsân, iyilik. Bir kula dîni hakkında Allah tarafından bir nasîhat gelirse; bu nasîhat, Allah tarafından kendisine gönderilmiş bir nîmet ve lütuftur. Onu kabûl eder ve gereğini yerine getirirse, ne güzel; kabûl etmezse, günâhının çoğalması ve Allah'ın gazâbının çoğalması bakımından onun aleyhinde bir delîl olur. (Hadîs-i şerîf-Mevâiz-ül-Hulefâ) Akşam namazından sonra yatsı vakti girmeden iki rek'at namaz kılan, ilk rek'atında bir Fâtiha ve bir Âyetel-kürsî ve beş kere İhlâs-ı şerîfi okuyup, ikinci rek'atta bir Fâtiha ve Bekara sûresinin son üç âyetini okuyan ve böylece bu namazı îfâ eden kimseye Hak teâlâ hazretleri Cennet'te bir mevki lütf eder ve her rek'atı için bir şehid sevâbı ve her âyet için de bir köle âzad etmiş sevâbı verir. (Hadîs-i şerîf-Miftâh-ul-Cenne) Ey lütf ve ihsanı bol Allah'ım! Bizi dünyâda ve âhirette kimseye muhtâc etme! (İmâm-ı Rabbânî) Beni sen yoktan vâr ettin yâ Rabbî Nice nîmetler lütf ettin yâ Rabbî. (Muhammed bin Receb) Dertli oldum, ol Hüdâdan derde derman isterim Âcizim bâb-ı atâdan lütf ü ihsân isterim (M. Sıddîk bin Saîd) Kıyâmet günü, Allahü teâlâ lütfunu ortaya koyup meâlen; "Âlimler benim yanımda Peygamberlerim gibidir." Âlimlere hitâben; "Dilediğiniz kimselere şefâat ediniz" buyurur. (İmâm-ı Gazâlî) Mârifet, nûrunun himâyesine sığınmayıp da, öldükten sonra, şehvet ateşinin canını yakmasından, Allahü teâlânın lütfü ve merhameti ile kurtulacağını sanan bir kimse, kalın elbisesinin himâyesine girmeden, kışın soğuğunun, Allahü teâlânın lütfü ile kendisini üşütmeyeceğini sanan kimseye benzer. Allahü teâlâ, birçok faydaları sağlamak için, kışı yaratmış ise de lütf ve merhamet ederek elbise yapacak şeyleri ve bunları yapacak akıl da yaratmıştır. (İmâm-ı Gazâlî) |
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|