AK Gençliğin Buluşma Noktası
Makale & Deneme Makale ve deneme içerikleri.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 08-03-2008, 15:44   #1
Kullanıcı Adı
Fasl-ı Gül
Standart Sesim kısılıyor, hüznüme sahip çık ey talib!
Sesim kısılıyor, hüznüme sahip çık ey talib!

Yokluktan mı geliyoruz? Elbette. Elbette yok olduğumuz, hiç olduğumuz bir zamanı vardı(r) herbirimizin. Bütün kainatın.

Olduğumuz ve olacağımız bir zamanın sahipleriyiz; var veya yok olduğumuz/olacağımız bir zamanın...

Ne büyük bir muammadır varoluş toprağımızın 'ademiyet'le yoğrulması. Ademiyetle, yani hiçlik ve yokluk'la...

"Hiçten hiç çıkar" derler. Derler sadece. Böyle derler. Hep derler.

Hiçten çıkan biziz oysa. Ademiyetten gelen. Geçmişinde yokluğu barındıran. Tek tek. Hiçiz. Hiçten çıkan 'hiç'ler.

Hiçtik. Yine hiç olacağız. Bunda kuşku yok.

Varlık, bize, burada, bu arada, bir 'an' için, göz kırptı diye mi varlık iddia edeceğiz?

Arsızca.

Sırf bu yüzden mi "bir hiç iken varolduk" diyeceğiz?

Varlığın kokusunu duyduk bir kere. Doğru. Sadece bir kere ve bir an. Bir kereliğine ve bir anlığına...

Dilemmanın doğuşu bir kerelik ve bir anlık değil mi zâten: varız ve yokuz; hem varız, hem yokuz.

Sözümü laftır deyu yabana atma ey talib! Mücerred edebiyat değil bu, bilakis edeb. Hem te'dib, hem teeddüb!

Sen varlığın kokusuyla ser-hoş olanların sözüne kulak ver: ne var, ne yokuz.

* * *

Ayrılık adam eder insanı.

Ademiyetten âdemiyete ermenin sırrı ayrılıktadır. Adam (âdem) oluş hem ayrılık yüzündendir, hem de onun sâyesindedir.

Konya'nın Celâleddini de şikâyet etmez mi ayrılıktan?

Eder elbette. Hem de ağlaya ağlaya... Ney gibi: ez cüdayiha şikayet mikoned...

* * *

Önce rahimden ayrılış.

Evvelâ ana rahminden ayrılır insan. İstemeye istemeye gözlerini dünyaya açar. Ağlayarak.

Cennetini kaybetmiştir; dizlerini karnına çekerek büzüldüğü cenneti... hatırlayabildiği yegâne cenneti...

Işığa alışır... ve gürültüye...

Sonra memeden ayrılış...

Sonra da kucaktan...

Varoluşunu sürdürebilmesi için, rahimden ayrılması gerekenin yaşayacağı ayrılıklar hiç bitmez.

Neye alıştıysa ondan ayrılmak zorundadır insan!

Evden de ayrılacaktır; belki okul için, belki aş için... yani iş için... tabii ki bir de eş için...

Evden, yani anneden... rahminden, memesinden, kucağından... Hep gurbet. bütünüyle gurbet.

Bütün niçin'ler bir tek amaç içindir: adam olmak için!

Adam olmak için ayrılır insan. Hep gariptir, olmak zorundadır. Ayrılamazsa, ayrılmayı beceremezse hastalanır. Bütünlüğünü kuramaz. Yarım kalır.

Travma dedikleri budur işte. Ayrılışın şiddetiyle dağılıp savrulmaktır travma.

* * *

İnsan inançlarından da ayrılır; düşüncelerinden de, hayallerinden de...

Hatta geçmişinden... tarihinden... ait olduğu çevreden veya toplumdan...

Hepsinden de önemlisi: kendinden...

Bütün ayrılışlar, gerçekte, bir "kendinden ayrılış"tır.

Hep seni arar ben. Sen'i, yani anne'yi... yani şefkat ve rahmeti... Hep kadını...

Bir de onu. O'nu, yani baba'yı... yani kudret ve himayeyi... Hep erkeği...

Sen kadın'dır. O ise erkek. Aranan kadındır, beklenen erkek.

Peki ben? Yani arayan ve bekleyen? Kimim ben? Neyim?

* * *

Hüznüme sahip çık ey talib!

Her ayrılışta bir parçanı bırakırsın, bir parçanı ise koparır alırsın; en büyük parçanı... seni sen yapacak parçanı... hakikatini...

Ayrılamazsan, ayrılmayı bilmez, bilemezsen, hakikatsiz kalırsın. Yarım kalırsın.

* * *

İnsanlığın trajedisi, anneden (anne şefkatinden) mahrum erkek çocuklarının trajedisidir aslında.

Bir de babadan (babanın himayesinden) mahrum kız çocuklarının...

"Derd bu, peki devası ne?" diye soruyorsun.

Söyleyeyim: Mahrumiyetler kemalat tevlîd eder, yani insanı olgunlaştıran, kemâle erdiren yoksunluklarıdır. Yokluk ve yoksunluksa Varlığın cilvelerindendir.

İmdi, unutma ey talib, cilve ile tecelli kelimeleri aynı köktendir.


Dücane CÜNDİOĞLU

 

Fasl-ı Gül isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 08-03-2008, 15:51   #2
Kullanıcı Adı
LüGaT
Standart Sesim kısılıyor, hüznüme sahip çık ey talib!
Hüzünlerle derdest olan yüreğini Rahmana açıp, yalnız onun sarılmaların özlemle bekleyenlere selam olsun.

Mübarek Resulun mübarek ağzından dökülen sözler yok mu: "Yeryüzünden bir dost "tutsaydım" seni tutardım ey Ebu Bekir !.."

Paylaşım için teşekkürler.
  Alıntı ile Cevapla
Alt 08-03-2008, 16:01   #3
Kullanıcı Adı
Fasl-ı Gül
Standart Sesim kısılıyor, hüznüme sahip çık ey talib!
Alıntı:
LüGaT Nickli Üyeden Alıntı
Hüzünlerle derdest olan yüreğini Rahmana açıp, yalnız onun sarılmaların özlemle bekleyenlere selam olsun.

Mübarek Resulun mübarek ağzından dökülen sözler yok mu: "Yeryüzünden bir dost "tutsaydım" seni tutardım ey Ebu Bekir !.."

Paylaşım için teşekkürler.




Kıymetli yorumunuz ve Peygamberî iklimden hatırlatmalarınız için teşekkür ederim..

Ayrılık üzerine konuşmalara devam etmiş üstad, inşallah devamını bizde ekleyeceğiz...
Fasl-ı Gül isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 08-03-2008, 18:35   #4
Kullanıcı Adı
Fasl-ı Gül
Standart Sesim kısılıyor, hüznüme sahip çık ey talib!
[b]Çok uyanıklar ve çok kalabalıklar

Ayrılık üzerine konuşmayı sürdüreceğiz. Ayrılığın iki tarafını: o tarafı, o tarafta kalanı; bu tarafı ve bu tarafta kalanı. İki tarafı da.

Ayrılmak, en azından ikiye ayrılmaktır. İkiye, yani iki tarafa.

Dikkat et, ey talib, ikiye ayrılabilen her şey, daha fazlasına da ayrılabilir.

Ayrılmak demek, bölünmek demektir. Bir başka açıdan ise, bir gövdeden bağını koparmak demek. O gövdeden bağımsızlığını kazanmak. Bağımsızlık karşılığında eskiden 'istiklâl' kelimesi kullanılırdı. İstiklâl, Arapça 'kıllet' (azlık) kökünden gelir.

Dilin cilvelerinden, gerçekte, istiklâl, azlığı, azalmayı istemek demektir. Bir bütünden kopan, bir gövdeden ayrılan her parça, gerçekte azalmayı istiyor demektir. Bağımsızlık böyledir; tek başına kalmak, yalnızlaşmak demektir. Kısacası, müstakil (bağımsız) kalmak, hiçbir gövdeye bağlı kalmamak, mümkünse, bağlanmamak demektir. Ne ki bölünen her şey, bir daha bölünebilir. Başka bir deyişle, bütünden koptuğu/kopabildiği için 'parça' adını alan her şeyin kendisi de parçalanabilir. Parçalanmak bir parçanın yazgısıdır.

* * *

Hiçbir anne, parçasının kendisinden ayrılışına rıza vermez; parçasının, yani yavrusunun...

Doğum, anne açısından değil, başkaları açısından ayrılık olarak telâkki edilir. Annenin zihninde ayrılık hiç gerçekleşmez. Değişiklik sadece birliğin, birlikteliğin formundadır; kendisinde değil. Anne hep bütündür. Değilse, yeniden bütün olmak, bütün görünmek ister.

Çocuğunun ayrılışı, annenin gözünde, hep bir yönüyledir. Bir yönüyle ayrılış... zarureten... ne kadar mümkünse o kadar... Çocuk da ayrılmayı istemez. Ayrılmak zorundadır. Ayrılığı kabullenmek zorundadır. Ayrılamazsa, kabullenemezse, hastalanır. Her fırsatta geriye dönmek ister. Kendi evinden anne/baba evine... okuldan eve, annenin kucağına... tâ cenin hâline kadar, ilk cennetini arar; anne rahmindeki ilk bilinçli saadeti... ilk evini... sevinçle tepindiği o ilk döşeğini... anneciğinin karnını... huzur ve sükunu...

Huzurunu kaybetmeye görsün, insan huzursuzlanınca hemen iki dizini de karnına çeker; büzüldükçe büzülür; cennetine geri dönmeye çalışır. Isınmak ister. Şefkat ve merhamet ister. Annesini ister.

Huysuz ve aksi tiplere dikkatle bakarsanız, hepsinin derûnunda da büyük bir şefkat ihtiyacının saklı kaldığını görürsünüz. Şefkatsiz kalmışlardır. Annesiz. Bütün çabaları şefkat yoksunluğundan kaynaklanan kişilik erimesini telafi etmeye yöneliktir. Bütün hırsları... bütün huysuzlukları...

* * *

Huysuz ve aksi tipler... yani erkekler... erkek çocukları...

Söylemin erkeksiliği dilin her tarafından sızıyor. Boşuna. Erkeksilik saklanamıyor.

Kız çocuklarının, anneyle sorunları ikincildir. Telâfi edilemez değildir hiçbiri. Kız çocukları için telâfi edilemez olan, babanın, babalığın eksikliğidir.

Anne yoksunluğunu kendi iç yetenekleriyle telâfi edebilir bir kız çocuğu. Annesini içinden çıkarabilir. Annesini bulamazsa kendisi anne olur. Keza bir erkek çocuğu da aynı şekilde baba yoksunluğunu kendi iç yetenekleriyle telâfi edebilir. Babasını bulamazsa kendisi baba olur.

Sorun şurada: Bir kız çocuğu babadan (emniyet ve güvenden), bir erkek çocuğu anneden (şefkat ve merhametten) yoksunluğunu nasıl telâfi edebilir, etmelidir?

* * *

Anneyi içinden çıkarmak isteyen erkek çocuğu ile babayı içinden çıkarmak isteyen kız çocuğunun trajedisi, çağdaş dünyada daha da görünür bir surete büründü: erkekleşen kadınlar, kadınlaşan erkekler.

İnsanlık, şefkat ve güven sorununu, çağımıza değin, hiç bu denli zalimce çözmeyi denememişti.


Dücane CÜNDİOĞLU
Fasl-ı Gül isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 08-03-2008, 22:00   #5
Kullanıcı Adı
Fasl-ı Gül
Standart Sesim kısılıyor, hüznüme sahip çık ey talib!
Alıntı:
yalçın Nickli Üyeden Alıntı
[color=teal][i][b]

İnsanların fıtratına kazınan güdüler , bulundukları atmosferin tazyiki karşısında öze hakim olunduğu sürece fıtrat üzere gelişir.


Kıymetli yorumunuz için teşekkür ederim..

"Öz"e hakim olundukça insan fıtrat üzere gelişir lakin modern dünyanın "değerleri (!)" ve "düşünceleri" insanı da özünden uzaklaştırıyor.Bugün aile kurumunun zayıflamasından şikayetçiysek ya da "ne olacak bu neslin hali" diye düşünüyorsakçözüm yolları arasında bu konununda hassaten tefekkür edilmesi gerekir..
Fasl-ı Gül isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi