AK Gençliğin Buluşma Noktası
Hadis-i Şerifleri Efendimiz'in Hadis-i Şerifler ile ilgili herşeyi burada paylaşıyoruz.



 
Stil
Seçenekler
 
Prev önceki Mesaj   sonraki Mesaj Next
Alt 08-11-2008, 11:40   #1
Kullanıcı Adı
demir akar
Standart Hz.fatima (a.s)'dan Kirk Hadis
Hz.fatima (a.s)'dan Kirk Hadis


Halis İbadet Halis Hayrın İnmesine Sebep Olur

1- “Kim, Allah katına halis ibadetini yüceltirse, Allah da halis hayırlarını ona indirir.”(1)

Biz Ehl-i Beyt!

2- “Biz Resulullah’ın Ehl-i Beyt’i, Allah’ın yaratıkları arasındaki vesilesi, seçkin kulları, kutsal odakları, açık delilleri ve göndermiş olduğu Peygamberlerin varisleriyiz.”(2)

Gerçek Mutlu

3- “Gerçek mutlu, Ali’yi hayatında ve ölümünden sonra seven kimsedir.”(3)

Güler Yüzlülük

4- “Mümine karşı güler yüzlü olmak insana cenneti kazandırır, zalim sapıklara karşı güler yüzlü olmak ise insanı cehennem ateşine sürükler.”(4)

En İyiniz...

5- “Sizin en iyiniz, büyüğüne karşı daha yumuşak davranan ve hanımlar için daha şefkatli ve bağışlayıcı olanınızdır.” (5)

Daha Hayırlı!

6- “Kadınlar için daha hayırlı olan; erkekleri görmemeleri, erkeklerin de onları görmemeleridir.” (6)

Allah'a En Yakın Olduğu An!

7- “Kadının Rabbine en yakın olduğu an, evinin içinde olduğu andır.” (7)

Hizmetinde Ol!

8- “Sürekli annenin hizmetinde ol. Çünkü cennet onun ayakları altındadır.” (8 )

Üç Şey Benim İçin Sevimlidir

9- “Dünyanızdan üç şey benim için sevimlidir: Allah’ın kitabını tilavet etmek, Resulullah’ın (s.a.a) yüzüne bakmak ve Allah yolunda infak etmek.” (9)

Yararı Olmayan Oruç!

10- “Oruç tutan, dilini, kulağını, gözünü ve diğer organlarını haramdan korumazsa, o tuttuğu oruç ne derdine değer ki!” (10)

Her Müslüman'ın Bilmesi Gereken Sofra Adabı

11- Sofranın, her Müslüman’ın bilmesi gereken on iki adabı vardır. Bunlardan dördü farz, dördü müstehap, dördü edeptendir.

Farz (gerekli) olanlar şunlardır: Nimetin asıl sahibini tanımak, vermiş olduğu nimete razı olmak, yemekten önce onu anmak, yemeğin başında ve sonunda ona şükretmek.

Müstehap olanlar da şunlardır: Yemekten önce abdest almak, oturarak yemek, yemek esnasında sol taraf üzerine oturmak, üç parmakla yemek.

Edepten olanlar da şunlardır: Önünde olandan almak, lokmaları küçük tutmak, yemeği iyi çiğnemek, yemekte başkalarının yüzüne az bakmak.” (11)

Önce Komşu!

12- Hz. Hasan (a.s) annesi hakkında şöyle demiştir: “Annem Fatıma’nın bir Cuma gecesi, kendi mihrabında sabaha kadar rüku ve secde (ibadet) halinde olduğunu, mümin erkek ve kadınların ismini birer-birer anarak çok dua ettiğini, fakat kendisi hakkında hiç dua etmediğini gördüm. Bunun üzerine anneme: “Anne, neden başkaları hakkında dua ettiğin gibi kendin hakkında da dua etmiyorsun?” dedim. Şöyle cevap verdiler: “Yavrum! Önce komşu sonra insanın kendisi.” (12)

Sıkılmadan Sor!

13- Bir kadın Hz. Fatıma'nın (a.s) huzuruna gelip: “Benim zayıf bir annem vardır, namazda bilmediği bir şeyle karşılaşmış, cevabını öğrenmem için beni size gönderdi.” dedi. Hz. Fatıma (a.s) onun sorusunu cevaplandırdı. O ikinci bir soru sordu. Hz. Fatıma onu da cevaplandırdı. Sonra üçüncü bir soru sordu; böylece on kez sordu ve cevaplarını aldı. Sonra çok soru sorduğundan: “Size fazla zahmet vermiş olmayayım ey Allah'ın Resulü'nün kızı” dedi. Hz. Fatıma (a.s): “Sormak istediğin ne varsa sıkılmadan sor. Acaba bir yükü bir gün boyunca damın üzerine çıkarmak için bin dinar karşılığında kiralanan adama yapacağı bu iş zor gelir mi?” diye sordu. Kadın; “Hayır, gelmez” dedi. Bunun üzerine Hz. Fatıma (a.s) ona şöyle buyurdu: “Ben senin her sorunun cevabını yanıtlama karşılığında yerle arşın arasını dolduracak inciden daha fazla bir mükafatla mükafatlandırılacağım. Bundan dolayı bu iş bana asla zor gelmez...”(13)

Allah’ım!...

14- “Allah’ım! Beni verdiğin rızka kani eyle, ayıplarımı ört, yaşattığın sürece bana afiyet ver, bağışla beni. Canımı aldığında acı bana, bana rahmeyle. Allah’ım! Bana mukadder kılmadığın şeyi elde etmek için beni yorma (uğraştırma beni); bana mukadder kıldığın şeye ulaşılmasını da kolaylaştır.

Allah’ım! Benim için ana-babamı ve üzerimde hakkı olan herkesi en iyi mükafatınla mükafatlandır. Allah’ım, bütün vakit ve çabamı yarattığın gaye doğrultusunda sarf etmemi sağla, bana vereceğini üstlendiğin şeyi elde etmek için çaba sarf etmekle meşgul etme beni, mağfiret diliyorum senden, (öyleyse) beni cezalandırma, ben senden istiyorum, (öyleyse) beni mahrum bırakma.

Allah'ım! Nefsimi bana küçük göster, kendi makamını benim nazarımda büyüt; itaatini, senin rızanı kazandıracak şeyleri yapmayı ve seni gazaplandıracak şeylerden uzak durmayı ilham eyle bana; ey merhametlilerin en merhametlisi!.”(14)

Neden Özgünsün?!

15- İmam Ali (a.s) evlendiği gece Hz. Fatıma (a.s)’ı üzgün görünce ona; “Neden üzgünsün?” dedi. Hz. Fatıma (a.s) şöyle cevap verdi: “Ömrümün tükendiği ve kabir evine konulacağım zamanı hatırladım. Babamın evinden bu eve göçmem, buradan kabir evine göçeceğimi hatırlattı bana. Allah aşkına gel de bu gece birlikte Allah’a ibadet edelim...”(15)

Rabbimden Utandım!

16- Hz. Ali (a.s), Hz. Fatıma’nın iki gün bir şey bulamayıp aç kaldığını öğrenince üzülerek; “Neden bu durumu bana bildirmedin?” dediğinde, Hz. Fatıma (a.s) şöyle dediler: “Ya Ebe’l Hasan! Gücünün dışında olan bir şeyi senden isteyerek seni zorluğa düşürebilirim diye Rabbimden utandım." (16)

Ev Senin Evindir!

17- Ebu Bekir ve Ömer Hz. Fatıma'nın ziyaretine gelince, İmam Ali (a.s) Hz. Fatıma’ya: “Ebu Bekir ve Ömer kapının arkasında seninle görüşmek için izin bekliyorlar ne dersin?” deyince Hz. Fatıma şöyle dediler: “Ya Ali! Ev senin evin, ben de senin eşinim ne dilersen onu yap....”(17)

Düşündüğün Gibi Değildir!

18- Hz. Fatıma (a.s), kendilerinin takipçilerinden olup olmadığını bilmek isteyen birisine şöyle buyurdu:“Eğer emrettiğimiz şeyi yerine getiriyor ve sakındırdığımız şeyden de sakınıyorsan, sen bizim takipçilerimizdensin, aksi takdirde değilsin.” Bunu duyan adam aldığı cevaptan rahatsız olunca Hz. Fatıma şöyle buyurdular:

“Durum düşündüğün gibi değildir. Takipçilerimiz cennet ehlinin en iyilerindendirler. Bizi seven, dostlarımızı dost edinen ve düşmanlarımızı kendine düşman bilen herkes cennet ehlidir. Ama sadece kalbi ve diliyle biz Ehl-i Beyt’e teslim olup emir ve nehiylerimize muhalefet eden kimseler gerçek takipçilerimizden olmazlar. Elbette bununla birlikte bunlar da bela ve musibetlere duçar olmak veya herkesin toplanacağı kıyamet arasatının (mahşer meydanının) çeşitli zorluklarına katlanmak veya cehennemin üst tabakasının azabını tatmak vasıtasıyla günahlardan temizlendikten sonra cennet ehli olacaklardır. Onları, bize karşı duydukları sevgilerinden dolayı bulundukları yerden kurtarıp kendi yanımıza götüreceğiz."(18)

Allah Aşkına Söyleyin!

19- Hz. Fatıma (a.s) birinci ve ikinci halifeye hitaben şöyle buyurdular: “Acaba Resulullah (s.a.a)’den size bir hadis nakledersem onu doğrular mısınız?” Evet dediklerinde şöyle buyurdular: “Allah aşkına söyleyin, acaba Resulullah’ın şöyle buyurduğunu duymamış mısınız?: 'Fatıma’nın hoşnutluğu benim hoşnutluğumdur, Fatıma’nın öfkesi benim öfkemdir; öyleyse kim kızım Fatıma’yı severse beni sevmiştir, kim Fatıma’yı öfkelendirirse beni öfkelendirmiştir.' Onlar: 'Evet bu hadisi Resulullah’tan duymuşuz' dediler. Bunun üzerine buyurdular ki: 'Ben Allah’ı ve meleklerini şahit tutuyorum ki, sizin ikiniz beni öfkelendirdiniz, beni hoşnut etmediniz, Peygamberi mülakat ettiğimde mutlaka ikinizi ona şikayet edeceğim."(19)

Dört Şeyi Yapmadıkça Uyuma!

20- Bir gün Resulullah (s.a.a), uyumak için yatağı sermiş olduğum halde yanıma geldi ve şöyle buyurdu: “Ey Fatıma, şu dört şeyi yapmadıkça uyuma: Kur’an’ı hatmetmek, Peygamberleri şefaatçi kılmak, müminleri razı etmek, Hac ve Umre yapmak.” Resulullah (s.a.a) bunları buyurup namaza koyuldu, namazını bitirinceye kadar sabrettim. "Ya Resulallah! Dört şey yapmayı bana emrettin, oysa onları şu halde yapmaya kadir değilim" dedim. Resulullah (s.a.a) gülümseyerek şöyle buyurdular: “Kulhuvellah (İhlas) suresini üç defe okuduğunda Kur’an’ı hatmetmiş gibi olursun; bana ve benden önceki Peygamberlere salavat getirdiğinde kıyamet günü senin şefaatçin oluruz; müminlere mağfiret dilediğinde hepsi senden razı olur; “subhanallah velhamdu lillah ve la ilahe illâllah vallahu ekber” dediğinde ise Hac ve Umre yapmış (gibi) olursun.”(20)

Yazıklar Olsun!

21- Hz. Fatıma (a.s), Resulullah'ın (s.a.a) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: “Kocasını öfkelendiren kadına yazıklar olsun; kocası kendisinden razı olan kadına da ne mutlu.”(21)

Azap Gören Kadınlar

22- Fatıma (a.s), Resulullah'ın (s.a.a) Miraç gecesi, cehennemde azap gören kadınlar hakkında şöyle buyurduğunu naklediyor: “...Saçıyla asılan kadının suçuna gelince, o kadın saçını erkeklerden örtmüyordu. Diliyle asılan kadının suçuna gelince, o kadın kocasını incitiyordu... başı, domuz başı, gövdesi de eşek gövdesi gibi olan kadının suçuna gelince, o kadın söz taşıyan ve yalancı idi. Köpek şeklinde olan kadının suçuna gelince, o kadın makyaj yapan, bağırarak çok ağlayan ve kıskançlık yapan birisi idi...”(22)

Bu ve Takipçileri!

23- “Babam Resulullah (s.a.a), Ali’ye (a.s) bakıp şöyle buyurdu: “Bu ve bunun Takipçileri cennettedirler.” (23)

Sizden Soracağım!

24- “Babam Resulullah'ın (s.a.a), ölümüne yol açan hastalığında-evi ashabıyla dolu iken-şöyle buyurduğunu duydum: "Ey insanlar! Çok geçmeksizin sizin aranızdan ayrılacağım, mazeretinizi tamamlayacak (size bir özür bırakmayacak) bir söz size söylüyorum; bilin ki ben sizin aranızda Rabbimin kitabını ve itretim olan Ehl-i Beyt’imi emanet bırakıyorum.' Sonra Ali’nin elini tutarak şöyle buyurdu: 'Bu Ali, Kur’an iledir, Kur’an da Ali ildedir; bunlar Kevser havuzunun başında yanıma gelinceye kadar birbirlerinden ayrılmayacaklar. Ben kıyamet günü, benden sonra bunların hakkında nasıl davrandığınızı sizden soracağım.”(24)

Camiye Girerken!

25- Resulullah (s.a.a) camiye girişinde şöyle diyordu: “Allah’ın adıyla, Allah'ım Muhammed’e salat eyle, günahımı bağışla, rahmetinin kaplarını yüzüme aç.” Camiden de çıktığında şöyle diyordu: “Allah’ın adıyla, Allah'ım! Muhammed’e salat eyle, günahımı affet, lütuf ve bağış kapılarını yüzüme aç.” (25)

Kim O Vakit Bir Hayır Dilerse

26- “Cuma günü öyle bir vakit vardır ki, Müslüman bir kul o vakitte Allah’tan bir hayır dilerse Allah onu ona bağışlar, o vakit de, güneşin yarısının batmaya koyulduğu andır.” (26)

On Beş Belaya Duçar Eder!

27- “Babam Resulullah (s.a.a)’den namazında gevşeklik yapan kadın ve erkekler hakkında soru sorduğumda şöyle buyurdular: “Kadın ve erkeklerden her kim namazında gevşeklik yaparsa, Allah Teala onu on beş belaya duçar eder: Allah Teala bereketi ömründen, rızkından kaldırır, salih insanların simasını onun yüzünden giderir, yaptığı her işe ücret (mükafat) verilmez, duası göklere yükselmez (müstecab olmaz), salih insanların duasından nasibi olmaz, zelil olarak ölür, açken ölür, susuz olarak can verir; öyle ki dünya nehirlerinin suyunu bile ona verirlerse susuzluğu giderilmez, Allah Teala bir meleği onu kabirde rahatsız etmesi için memur eder, kabri dar olur, kabri karanlık olur, Allah Teala bir meleği, halkın ona baktığı halde yüz üstü çekip sürümesi için görevlendirir, sıkı bir hesaba (sorgu suale) tabi tutulur, Allah Teala, (rahmet gözüyle) ona bakmaz, onu (günahlardan) arındırmaz ve onun için elemli bir azap olur.” (27)

Bu Ümmetin Babaları!

28- “Muhammed (s.a.a) ve Ali (a.s), bu ümmetin babalarıdırlar; onların eğriliklerini düzeltir, itaat ettiklerinde onları ebedi azaptan kurtarır, uyum sağladıklarında da onları daimi nimete götürürler.” (28)

Ali’nin Kim Olduğunu Biliyor musun?

29- Hz. Fatıma (a.s) Hz. Ali’yi (a.s) kınayan bir cahile şöyle buyurdu: “Ali’nin kim olduğunu biliyor musun? O rabbani bir İmam, nurla dolu bir vücut, arif ve efendilerin kutbu, pak ailenin oğlu, doğru olanı konuşan, imamet dairesinin merkezi, Peygamber’in iki gülü ve cennet gençlerinin efendileri olan Hasan ve Hüseyin’in babasıdır.” (29)

Özür Yolu Bırakmamıştır!

30- “Allah Teala, Gadir-i Hum vakıasından sonra hiç kimseye bir bahane ve özür yolu bırakmamıştır.” (30)

Gadir-i Hum Gününü Unuttunuz mu?

31- Hz. Ali’nin imametini Peygamber’in sözleriyle kanıtlamak mümkün müdür? diyen birisine şöyle buyurdular:

“Hayret! Gadir-i Hum gününü unuttunuz mu? Resulullah’ın şöyle buyurduğunu duydum: 'Ali, aranızda kendimden sonra bıraktığım en hayırlı kimsedir; Ali benden sonra İmam ve halifedir. Daha sonra iki oğlum Hasan ve Hüseyin ve Hüseyin’in neslinden olan dokuz kişi en iyi İmamlardır. Onlara uyarsanız, onları hidayetçi ve hidayete ermiş bulursunuz, muhalefet ederseniz kıyamet gününe dek daima aranızda ihtilaf baş gösterir.' O zaman Ali neden sustu ve kendi hakkını almadı? dediğinde de şöyle buyurdular:

“...Resulullah (s.a.a) buyurmuştur ki: İmamın örneği Ka’be örneğidir; halk ona gelmelidir, o halka değil.” Sonra şöyle devam ettiler:

“Allah’a andolsun ki, eğer hakkı ehline bıraksalardı ve Peygamber’in Ehl-i Beyt’ine uysalardı, Allah konusunda iki kişi bile ihtilafa düşmezdi. Hz. Ali’den İmam Hüseyin’in dokuzuncu evladı olan Hz. Mehdi’ye kadar olan İmamlar birbirinin ardınca onu miras alırlardı. Ama (ne yazık ki) cahil halk Allah’ın geriye attığını öne geçirdiler, Allah'ın öne geçirdiğini geriye attılar. Hatta seçileni inkar ettiler, onu kurutmaya koyuldular! Onlar istek ve görüşlerine uyarak bu çirkin yolu seçtiler. Kahrolsunlar! Acaba Allah Teala’nın şu sözünü duymamışlar mıydı? “Rabbin, dilediğini yaratır ve seçer, seçme yetkisi onlara ait değildir.” (31) Evet, onlar bunu duydular fakat onlar Kur’an’ın buyurduğu kimseler gibidir: “Gerçek şu ki gözler kör olmaz ancak sinelerdeki kalpler körelir.” (32) Heyhat, onlar dünyada uzun arzulara kapıldılar, öleceklerini unuttular. Allah onları helak etsin, işlerini boşa çıkarsın. Allah’ım, yücelikten sonra küçülmekten sana sığınırım.” (33)

Bu Kinler!...

 

demir akar isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
 


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi